Düşmanı Korurken |
İşin içinde Denzel Washington
varsa aksiyon genellikle kaçınılmaz bir türdür. Düşmanı Korurken tahmin
edileceği gibi bol koşuşturmalı bir proje. Yönetmen koltuğunda İsveçli Daniel
Espinosa otururken, senaryoyu David Guggenheim yazmıştır. 115 dakikalık
aksiyon, gerilimin baş rollerinde Denzel Washington, Ryan Reynolds, Vera
Farmiga, Brendon Gleeson yer almaktadırlar. ABD, Güney Afrika yapımının bütçesi
85 milyon $ iken, hasılatı 202 milyon $ olmuştur. E tabi bunda Washington
faktörü var. Türkiye’de Şubat 2012’de gösterime girmişti.
CIA ajanı Matt Weston,
hayatının fırsatını yakalamak için sabırla dört duvar arasındaki görevinin
bitmesini bekler. Sahaya çıkmak için gün sayarken şansına büyük bir balık
çıkmıştır: Kimsenin 10 yıldır yakalayamadığı eski CIA ajanı Tobin Frost!
Defteri kabarık olan Frost, sonunda yakalanmıştır ve “safe house” adlı Weston’ın
sorumluluğundaki sorgu merkezine götürülür. Tabi güvenliğinden şüphe duyulmayan yere Frost gibi biri girerse onun tarafındakiler boş durur mu? Ortaya
inanılmaz bir mücadele ve aksiyon çıkar. Kazanan iyi taraf mı olacak kötü taraf
mı?
“Game of Thrones”, “Flash
Forward”, “Blade: The Series”
gibi TV dizilerinin, pek çok kısa ve uzun metrajlı filmin müzik çalışmalarını
ele alan Ramin Djawadi, Düşmanı Korurken’in aksiyonuna apayrı bir heyecan
katıyor. Bu türdeki filmlerde müzik, belki silahlı çatışmalardan, kavgalardan,
entrikalardan daha ön plana çıkıyor, önem kazanıyor. Bu yüzden Djawadi doğru
bir seçim görünüyor. Zaten işin içinde “Game
of Thrones” varken ek referans gerekli mi?
Film Cape Town’da çekilmesine
rağmen, mekanla ilgili çok şey görmek mümkün değil. Oldukça hızlı akan sahnelerde zaten Cape Town olduğunu anlamıyorsunuz. Kullanılan dekor karanlık atmosfer yaratılma
hedefinde başarılı sayılır. Aksiyon türünde karakter detaylandırması çok
beklenmese de film bittiğinde Matt Weston’ı tanımış oluyorsunuz. Tobin Frost
karakteri Weston kadar olmasa da orta düzeyde anlatılıyor. Bu açıdan senaryo
fena değil. Diğer yandan, sonunu az biraz FBI/CIA’le ilgili filmler
izlediyseniz hemen çözebilirsiniz. O yüzden çok fazla heyecan yaratmıyor; en
azından benim için öyleydi. Görsel teknoloji, renk/kontrast ayarları,
ışıklandırma açısından çok uçuk kaçık etkileyici bir şeye şahit olunmuyor.
Denzel Washington’ın bilinen pek çok aksiyon filminden farkı bulunmuyor. Gene
de sıkılmadan ve dikkatim dağılmadan seyredebildim. Hani zaman geçirmek için
seyredilen romantik komedi türleri vardır ya; Düşmanı Korurken de aynı
kategorinin aksiyon türünü temsil edebilir. Makyaj ve kostümde dikkat çekici
bir şeye şahit olunmazken, Frost karakterinin saç şekli sevimli geldi. Bunun
sebebi de Washington’ı daha önce hiç bu saç şekliyle görmememdir. Farklılık
yaratmak güzel olmuş.
IMDB’den 6.9, Rotten Tomatoes’tan
54 alan projeye yaklaşım tam ortada diyebilirim. Denzel Washington’ın harika
performansına Ryan Reynolds’un eşlik etmesi, yan karakterleri canlandıran
oyuncuların da çok başarılı olması seyirliği arttırıyor. Konuya aşina olmak ve
çok sefer benzerini görmek heyecanı azaltıyor. Yönetmenin ilk filmi olduğunu
düşünürsek, bu kadroyu toparlaması ve aksiyonu bol bir malzeme çıkarması takdir
topluyor. Tabi akılda kalıcı bir proje mi derseniz; çok sanmıyorum.
Erkek karakter ağırlıklı projede
öne çıkan kadın karakteri canlandıran Vera Farmiga, 1973 ABD doğumludur.
Oyunculuğun yanında yönetmen koltuğuna da oturan Farmiga, 30 projede yer
almıştır. Bunların içinde en göze çarpanları ise: “15 Minutes”, “The Departed”,
“Up in the Air”, “Higher Ground”dur. “Up in the Air”le en iyi yardımcı kadın oyuncu Oscar, Bafta, Altın
Küre adayı olmuştur. Erkek hegemonyasındaki CIA’de üst düzey bir karakteri
oldukça başarılı kotarıyor. Makyaj, kostüm, mimik ve hareketleriyle karakteri bir
bütün olarak sahipleniyor.
Not: Film isimlerini Türkçe'ye çevirirken genelde katlettikleri için hep hayıflanırım. Bu sefer de benzer bir durum söz konusu olsa da tabiri caizse "cuk oturmuş". Hatta filmin orijinal adından daha güzel olmuş :)
sonunda izlemişsin :) iyi çok saçma çevirmemişler ismini :D
YanıtlaSilAaa sen bunu önermiştin bana di mi? Ben unuttum söylediğini, tesadüf görünce almıştım :D
SilBen de izleyeli çok olmadı Safe House'ı. düşüncelerimiz hemen hemen aynı. gerilim ve aksiyonu orta düzeyde, oyunculuklar iyi, senaryo ve yönetmenlik de ortanın biraz üstü gibi toparlarsak be 6.5 filan vermiştim izlediğimde.çok fazla akılda kalmıyor ama.. Her yazında aynı kıvamı tutturuyorsun :)
YanıtlaSilDenzel'in ilk saçı çok hoşuma gitti :)) Teşekkür ederim bu arada :)
Silhahah :)) evet ilk saçını ben de daha çok sevdim. karizmasını ortaya koyuyordu. rica ederim :)
YanıtlaSil