29 Ağustos 2011 Pazartesi

Unthinkable (2010)

Ağustos ayında 2. sınıf korku gerilim filmlerine dram/gerilim türünde alternatif sayılabilecek, oldukça sağlam bir kadroya sahip olan Unthinkable, siyasete de kibar kibar (!) dokundurarak bilindik ama farklı anlatım tarzıyla seyirci karşısına çıkıyor. Yönetmenliğini “Buffalo Soldiers”ın hem senaristliğini hem de yönetmenliğini yapan Gregor Jordan’ın yaptığı filmde, “Closing the Ring”in senaristi Peter Woodward öyküyü kaleme alıyor. Samuel L. Jackson’ın yeteneğine şapka çıkarırken, “Matrix”in Trinity’si Carrie-Anne Moss ve “The Queen”in Tony Blair’i Michael Sheen’den gözlerinizi ayıramayacaksınız. 97 dakikalık ABD yapımı filmin bütçesi de 15 milyon $ olarak açıklanmıştır.

Amerikalı Müslüman Yusuf tarafından gizlenen üç nükleer bombası, ABD’nin karabasanı olur. FBI özel ajanları duruma el koymak için soruşturmaya girişir lakin Yusuf’tan bir şeyler öğrenmek hiç de kolay olmayacaktır.

25 Ağustos 2011 Perşembe

Mother's Day (2010)

İsmine ve türüne bakınca aklıma ister istemez henüz izlemediğim “Sevgililer Günü Katliamı” filmi geldi. Özel ve güzel bir günü (Bu günlere karşıyım o apayrı bir konu. Anne babası veya sevdiği yanında olmayanlar için ızdırapken diğerlerinin (ki aslında buna ben de dahilim) bencillik yaptığını düşünüyorum) korku-gerilim filmine çevirmek ne kadar başarılı olur düşüncesiyle mi bu gibi projeleri geliştiriyorlar derken kendimi filmi izler halde buldum. 106 dakikalık ABD yapımı filmin yönetmen koltuğunda meşhur “Saw” serisinin 2, 3 ve 4. bölümlerini de yöneten Darren Lynn Bousman oturmaktadır. 1980 yılındaki aynı adlı projeden uyarlanan filmin senaryosunu ise Scott Milam kaleme alıyor. Rebecca De Mornay,  Daborah Ann Woll, Jaime King, Patrick Flueger, Shawn Ashmore, Briana Evigan, Alexa Vega gibi kalabalık bir kadroya sahip film yaklaşık 11 milyon $ bütçeye sahiptir.

24 Ağustos 2011 Çarşamba

New York I Love You (2009)

Afişi ve adıyla buram buram aşk kokacağını düşündüren film, Fatih Akın ve Uğur Yücel sayesinde Türkiye’de de merak uyandıran bir proje oldu. ABD – Fransa yapımı 103 dakikalık filmin tam tamına 11 tane yönetmeni ve oldukça geniş bir oyuncu kadrosu bulunuyor! New York’un çeşitli bölgelerinde geçen aşk temalı hikayelerin birleşmesinden oluşan bu romantik proje, 14 milyon $’lık bütçesine karşılık gişede beklediği hasılatı göremese de, birbirinden farklı ve başarılı oyuncuları izlemek, bir çok hikayeyi paylaşmak keyifli duruyor.

Yönetmen: Natalie Portman, Fatih Akın, Brett Ratner, Shekar Kapur, Yvan Attal, Mira Nair, Joshua Marston, Allen Hughes, Randall Balsmeyer, Shunji Iwai, Wen Jiang

Senaryo: Natalie Portman, Fatih Akın, Anthony Minghella, Yvan Attal, Jeff Nathanson, Joshua Marston, Emmanuel Benbihy, Tristan Carne, Shunji Iwai, Israel Horovitz, Stephen Winter, Yap Meng, Suketu Mehta, James C. Strouse, Olivier Lecot, Hu Hong, Alexandra Cassavates, Hall Powell

23 Ağustos 2011 Salı

I Am Love (2009)


Yazıyı okumadan önce afişe kısa bir göz atın. Herkes ciddi ve kendinden oldukça emin aristokrasi duruşuyla size bakıyor. Fakat tek bir kadın flaş patlaması etkisi yapacak renkli bir elbiseyle koltukta oturuyor. Başı ve omuzları dik fakat oturuşundan oraya ait olmadığını yahut ait olmak istemediğini görüyorsunuz. Afiş, filmi o kadar güzel anlatıyor ki son zamanlarda gördüğüm en başarılı afişlerden biri diyebilirim! “Melissa P.” filmi ile şöhreti kazanan yönetmen Luca Guadagnino, Barbara Alberti ve Ivan Cotroneo ile senaryoyu da kaleme alıyor. 114 dakikalık İtalyan yapımı filmin baş rolünde ise çarpıcı güzelliğiyle oyunculuğunu birleştiren Tilda Swinton yer almaktadır. Ayrıca Alba Rohrwacher, Pippo Delbono, Marisa Berenson ve Flavio Parenti kadronun daha da kuvvetlenmesini sağlayan diğer oyuncular.

İtalya’da tekstil işiyle uğraşan oldukça zengin bir ailenin büyükbabası, emekliye ayrılmak ister ve işleri oğlu ile torununa bırakır. Ailenin gelini Emma (Swinton) hem kocasının ve oğlunun iş yoğunluğu hem de kızının evi terk etmesi ile yalnızlığa gömülür. Bu yalnızlıktan sadece bir olayla kurtulur!

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Cars 2 (2011)

Fragmanını nedense çok çekici bulamayıp tereddütle gittiğim film beni tamamen şaşırttı. Öyle ki, bir kıyaslama yapacak olsam serinin ilk filmine bunu tercih ederim! Üstelik 3 boyutu tam anlamıyla muhteşem olmuş! Şirinler’in aksine bu filmi 3 boyutlu izlemenizi şiddetle öneririm. Bir de bu seferlik orijinal diye tutturmayın çünkü dublajda sizi başta Yekta Kopan ve Cem Yılmaz olmak üzere usta sesler bekliyor. Yönetmenliğini Brad Lewis ve John Lasseter’in yaptığı filmin senaryo ekibi de kalabalık görünüyor: Ben Queen, Brad Lewis, John Lasseter, Dan Fogelman. Seslendirmede ise Owen Wilson, Larry The Cable Guy ve Michael Caine yer alıyor. Bizde ise, Şimşek McQueen’i Yekta Kopan, Çekici Mater'ı Osman Gidişoğlu ve Francesco Bernoulli’yi Cem Yılmaz seslendiriyor. 113 dakikalık ABD yapımı animasyon, Pixar stüdyolarında hayat buluyor.

17 Ağustos 2011 Çarşamba

Win Win (2011)



Sinema eleştirmenleri tarafından oldukça ilgi gören, beğenilen ve çok güldürdüğü düşünülen Win Win (Türkçe adıyla Kazananlar Kulübü), yönetmeni ve baş rol oyuncusu ile yaz aylarında ön plana çıkıyor. ABD yapımı, dram ve komedi (?!) türündeki 106 dakikalık filmin yönetmen koltuğunda “The Station Agent”, “The Visitor” ve “Up” filmlerinin senarist ve yönetmeni 45 yaşındaki Thomas McCarthy oturmaktadır. Ayrıca Joe Tiboni ile senaryoyu da kaleme alıyor. Paul Giamatti, Amy Ryan, Bobby Cannavale ve Alex Shaffer oyuncu kadrosunu başarıyla dolduruyorlar.

İki çocuk babası Mike, ailesini zor geçindiren bir avukattır. Aynı zamanda gönüllü olarak güreş koçluğu da yapan Mike, maddi sıkıntısını karısından gizleyerek çıkış yolları aramaktadır. Fakat bulduğu yol yasal değildir. Sakin olan hayatı artık eskisi gibi olmayacaktır.

16 Ağustos 2011 Salı

Filmlerin Vazgeçilemeyen Sporu: Boks

Çok bilinen bir spor olmasının yanı sıra; sinema dünyasında üst üste Oscar adaylıklarına oynayan, biz doğmadan çekilmesine rağmen çocukluğumuzu da alıp götüren ve hala benzer senaryolarla gündemden düşmeyen spor dalı nedir? Hayır hayır futbol ya da basketbol değil! Boks! Eski Yunan ve Roma dönemlerinde gözde olan boks, spordan çok dövüş olarak ele alınırdı çünkü kuralsız, korunmasız, çıplak elle uzun süren saatler sonrasında maçlar iki taraftan birinin ölümüyle son bulurdu. Devamında - daha kontrollü ve kurallı olarak - sırayla İngiltere, ABD ve tüm dünyaya yayılan bu spor dalı, Türkiye’de ise I. Dünya Savaş’ı sonrası yerini aldı. Konuyu tekrardan nasıl sinemaya bağladığımı soracak olursanız, aşağıda sadece bir kısmını listelediğim filmlere bir göz atın! Bu filmlerin çoğu epeyce bilinen ve izlenilenlerden olduğunu görünce eminim siz de şaşıracaksınız.

RAGING BULL (1980)
Yönetmen: Martin Scorsese Senaryo: Jake Lamotta (kitap), Joseph Carter Oyuncular: Robert De Niro, Cathy Moriarty, Joe Pesci IMDB Puanı: 8.4 Yapım: ABD Boksör Jake LaMotta’nın şampiyonluklarla ve hırslarla dolu hayatının anlatıldığı film siyah beyaz çekilmiştir. 18 milyon $ bütçeli film tam 8 dalda Oscar adayı olmuştur: En iyi film, en iyi yönetmen, en iyi erkek oyuncu, en iyi yardımcı kadın oyuncu, en iyi yardımcı erkek oyuncu, en iyi görüntü yönetmenliği, en iyi ses ve en iyi kurgu. En iyi erkek oyuncu ve kurgu dallarında Oscar’ı kazanmıştır. Robert De Niro ayrıca bu filmle en iyi erkek oyuncu Altın Küre ödülünü de kazanırken, Bafta’da da aday olmuştur. Raging Bull, tüm zamanların en iyi filmleri içinde yer almaktadır.

15 Ağustos 2011 Pazartesi

The Duchess (2008)

İngiliz Kraliyet Ailesi tarihini anlatan filmleri o kadar çok izledik ki artık o ağdalı (!) konuşmalar ve ağır işleyen projelerden biraz kaçar olmuştum. Gerçi bunların arasında “The Queen”, “Elizabeth” gibi oldukça beğendiklerim de yok değil. Birleşik Krallık yapımı The Duchess de bu beğendiklerimin arasında üst sıralardaki yerini aldı. Yönetmen koltuğunda Saul Dibb’in oturduğu; Amanda Foreman’ın “Georgina, Duchess of Devonshire” adlı kitabından uyarlanan filmin baş rollerinde Keira Knightley, Ralp Fiennes, Hayley Atwell, Charlotte Rampling ve Dominic Cooper yer almaktadır.

18. yüzyıl sonunda güzelliği ile on sekiz yaşına basmadan Devonshire düşesi olan Georgiana, ihtişamlı bir evliliğe adım atar. Lüks ve mutlu bir hayatı olacağını umarken, kader isteklerini ona sunamaz. 

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Julia's Eyes (2010)

Yaz aylarının vazgeçilmezi gerilim filmlerine alternatif olarak Temmuz’da gösterime giren İspanya yapımı Julia’s Eyes, seyirci koltuğuna oturanların gözünde orta karar bir beğeni bırakıyor. Filmi izleme sebeplerinden biri olan afiş oldukça başarılı yapılmış. Senaryoyu Oriol Paulo ile kaleme alan Guillem Morales, yönetmen koltuğunda da oturmaktadır. Baş rollerinde Belen Rueda, Lluis Homar, Julia Gutierrez Caba yer almaktadır.

Julia’nın ileri seviyeye ulaşan göz problemi, onu kör edecek düzeye yaklaşır. Julia’nın ikiz kız kardeşi de aynı hastalıktan mustariptir ve bu duruma daha fazla dayanamayıp intihar eder. Julia ise kardeşinin intihar ettiğine inanmaz ve onu kimin öldürdüğü üzerine gerilim dolu bir serüvene kendini sürükler.

12 Ağustos 2011 Cuma

Into the Wild (2007)

Kitaptan uyarlama olan filmler, eğer daha önce kitapları okunduysa genelde beğenilmezler. Okurken yarattığınız hayalle film çakışmayınca tam bir hüsran yaşarsınız. Buna bir çok filmde ne yazık ki ben de şahit oldum. Fakat belki de ilk kez kitabını okuduktan sonra bir filmi oldukça keyif alarak, hatta daha da güzel olarak izledim. 1996'da yayınlanan Jon Krakauer'ın aynı adlı kitabından uyarlanan ve Türkçe’ye Özgürlük Yolu olarak çevrilen filmin yapımcı, yönetmen ve senaristliğini ünlü oyuncu Sean Penn üstlenmektedir. Yaşanmış bir öyküyü anlatan 148 dakikalık ABD yapımı filmin oyuncu kadrosunda Emile Hirsch, Marcia Gay Harden ve William Hurt yer almaktadır.

Christopher McCandles, üniversiteden mezun olur olmaz üstünde yük olarak gördüğü iş, aile, modern yaşamın tüm sorumluluklarını bir kenara bırakarak Alaska’da doğa ile iç içe yaşamak için yola çıkar. Üstelik tüm parasını, kredi kartlarını yakarak bu maceraya adım atar. Geride kalan anne-babası ve çok sevdiği kız kardeşine ise hiç haber vermez.

11 Ağustos 2011 Perşembe

The Smurfs (2011)

Belçikalı Pierre Culliford’un (Peyo) 1958’de çizgi roman olarak hayatımıza soktuğu Şirinler, 1981 yılından itibaren televizyonlarda yer alarak bir çok nesli büyüttü. Yıl 2011’e geldiğinde ise Şirinler, 1992’de ölen Peyo’nun kemiklerini birazcık sızlatacak bir proje ile karşımıza çıkıyor. Yönetmen koltuğunda Raja Gosnell otururken, J. David Stem, David N. Weiss, Jay Scherick ile David Ronn'un senaryolaştırdığı 102 dakikalık ABD yapımı 3 boyutlu olarak ekrandaki yerini alıyor. 110 milyon $ harcanan projenin kadrosunda Neil Patrick Harris, Jayma Mays, Sofia Vergara, Hank Azaria rolleri paylaşırken, Şirinler’i de Anton Yelchin, Katy Perry, Jonathan Winters, George Lopez, Fred Armisen seslendiriyor.

Kötü büyücü Gargamel, her zamanki gibi Şirinler köyüne saldırır ve Şirinler’i şelaledeki gizli bir geçide doğru kovalamaya başlar. Gargamel’den kurtulmak için geçitten geçen Şirinler aniden kendilerini 2011 yılının New York’unda bulurlar. Mutlu bir çift olan Patrick ve Grace Winslow’un evine tesadüfen düşünce, onlarla birlikte tekrardan köye geri dönüşün yollarını ararlar.

9 Ağustos 2011 Salı

Gölgeler ve Suretler (2010)

Yakın tarihin çok fazla gündeme gelmemesi, ekrana yansıtılmaması hep hayıflandığım konulardan biriydi. Kıbrıslı Derviş Zaim bu ufak çaplı isyanımı duymuş gibi tam da istediğim gibi bir proje ile karşımıza çıkıyor. Yapımcılığı, yönetmenliği ve senaristliği üstlenerek filmin her karesinde nefesini hissettiren Derviş Zaim, tarihi, politik ve dram türündeki filmi ile üçlemesinin son halkasını izleyicilerle buluşturuyor (ilk ikisi “Cenneti Beklerken” ve “Nokta” (Bu filmleri birleştiren şey ise sırasıyla minyatür, hat ve gölge oyunları yani geleneksel Türk sanatları). 116 dakikalık filmin oyuncu kadrosu ise oldukça başarılı: Hazar Ergüçlü, Osman Alkaş, Buğra Gürsoy, Settar Tanrıöğen, Popi Avraam, Ahmet Karabiber. Derviş Zaim’i de komutan rolünde görmek ayrı bir lezzetti.

8 Ağustos 2011 Pazartesi

Rise of the Planet of the Apes (2011)

1968 yılından beri izleyicinin aklında yer eden “Planet of the Apes” serisinin “güncellenmiş” hali bu yaz aylarında tadına doymaz görsel efektlerle karşımıza çıkıyor. 38 yaşındaki genç ve çok tecrübesi olmayan yönetmen Rubert Wyatt’a bu filmi emanet ederek hayal kırıklığı yaşamayan yapımcılar, sanırım devam filminde de (devam edeceği tahmin ediliyor) bu kararlarından vazgeçmeyeceklerdir. 1963 yılında yayınlanan Pierre Boulle’nin aynı isimli romanı bu zamana kadar sinema filmleri ve dizi olarak seyirciyle buluşmuştu. Bu sefer ise Maymunlar Gezegeni’nin yeniden çekimi gibi kabul edilecek türde, Rick Jaffa ve Amanda Silver’in kaleme almasıyla 120 dakikalık bir ABD yapımı olmuş. Başrollerinde James Franco, Freida Pinto, John Lithgow ve Andy Serkis yer almaktadır. 93 milyon $’lık bütçenin nereye ve nasıl harcandığını görerek keyifle izleyeceğinize eminim.

5 Ağustos 2011 Cuma

Adında 7 Geçen 7 Tane Film!

Nedir bu 7 sayısının gizemi? Doğduğumdan beri benim peşimi de bir türlü bırakmayan bu sayı, hem inanç olarak, hem dünyevi olarak birçok kez karşımıza çıkıyor. Birkaç örnek vermek gerekirse; hafta 7 gündür; nota sayısı 7’dir; 7 tepe üstünde İstanbul; Güneş Tanrısı RA 7 ruhlu, 7 tane kıta var, dünyanın 7 harikası var; İslamiyet’e göre kainat 7 safhada yaratıldı. Bunları sinema ile bağlamaya çalışırsak; sinema da sanatın 7. dalıdır. İşte tam da bu yüzden bir çok kez duyduğumuz, adında 7 geçen 7 tane filmi listelemek istedim. Sizin de izleyip beğendiğiniz ve adında 7 geçen film varsa yorumlara eklemenizi bekliyorum J

 SE7EN (1995)

Yönetmen: David Fincher Senaryo: Kevin Walker Oyuncular: Brad Pitt, Morgan Freeman, Kevin Spacey, Gwyneth Paltrow. IMDB Puanı: 8 Yapım: ABD Zaten yedi denilince akla ilk gelen film olan Seven’da, 7 ölümcül günahı işleyenleri kendi vahşi yöntemleriyle öldüren bir seri katil ve onun peşindeki iki dedektifin gerilim dolu çabaları ele alınır. 30 milyon $ bütçesine karşılık yaklaşık 330 milyon dolar hasılat elde eden proje en iyi kurgu dalında Oscar adayı oldu. Brad Pitt'in "Fight Club"tan sonra en çok bilinen filmlerindendir.

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Kağıt (2010)

İlginç fragmanı ile merak uyandıran Sinan Çetin filmi, politik konusu ile dramı harmanlaşıyor ve ortaya propaganda dolusu bir proje çıkıyor. Zaten Sinan Çetin amacının bu olduğunu açık açık söylüyor. Filmin fragmanından tutun da başlangıcından sonuna kadar bürokrasiye kafa tutuyor. 84 dakikalık yapımın oyuncu kadrosu ile oldukça başarılı kişilerden oluşuyor: Öner Erkan, Ayşen Gruda, Asuman Dabak, Zeynep Beşerler, Ahmet Mekin.

Babasının eczacı olmasını beklediği genç ve idealist yönetmen Emrah, ilk sinema filmini çekmek için kolları sıvar. Başta annesi olmak üzere yakın çevresi ile film için gerekli parayı denkleştirmekle boğuşan Emrah’ın önünde iki büyük engel vardır: Kanun ve kanunu inatla savunan memur Müzeyyen!

2 Ağustos 2011 Salı

Black Bread (2010)

Orijinal adı Pa Negre olan İspanya ve Fransa yapımı drama, İspanya ulusal sinemasının en çok bilinen ödül töreni Goya Ödülleri’nde en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi kadın oyuncu da dahil toplam 9 ödülün sahibi oldu. Bu kadar ödül toplayan bir Avrupa filmi elbette dikkat çekmiyor değil. Emili Teixidor’un aynı adlı kitabından uyarlanan filmin yönetmen ve senaristliğini 10’dan fazla filme imza atan İspanyol Agusti Villaronga üstleniyor. 108 dakikalık filmin baş rollerinde Francesc Colomer, Marina Comas, Nora Navas ve Sergi Lopez yer almaktadır.

11 yaşındaki Andreu, bir babanın ve küçük bir oğlunun orman içindeki son dakikalarına şahit olur. Babanın ve çocuğunun ölümünden Andreu’nın babasını sorumlu tutulur. Bundan dolayı babası kaçmak zorunda kalır. Çalışmak mecburiyetinde olan annesi ise Andreu ile ilgilenemeyip babaannesinin yanına yollarken, Andreu kendince gerçek katili bulmak için araştırmalar yapar. Bu arada hiç bilmediği şeylerle yüzleşir.

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Coco Before Chanel (2009)

Projenin adını duyar duymaz merak uyandırması ve üstüne bir de afişinde Audrey Tautou’yu görmek izlemek için zaten yeterli değil midir? Modayla aranız olsun ya da olmasın, Coco Chanel’in hayatını seyretmek size oldukça zevkli gelebilir. Tabi karşınızda “The Devil Wears Prada” gibi bir film yok, beklentiniz de bu yönde olmamalı. Fransa yapımı biyografi türündeki filmin senaryosu Edmonde Charles-Roux, Anne Fontaine ve Camille Fontaine tarafından kaleme alınırken, Anne Fontaine yönetmen koltuğunda da oturmaktadır. Baş rollerde  Audrey Tautou, Beniot Poelvoorde ve Allessandro Nivola bulunmaktadır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...