30 Ocak 2013 Çarşamba

Trouble with the Curve (2012)


Oyuncu kadrosunda Clint Eastwood ve Amy Adams olunca konusuna çok fazla bakmadan ekran başına oturdum. Yönetmen koltuğunda Robert Lorenz arzı endam ederken, senaryoyu Randy Brown kaleme alıyor. 111 dakikalık dram ve spor türünün Türkiye gösterim tarihi henüz belli değil. Yapımcılığını da üstlenen Clint Eastwood’a Amy Adams, Justin Timberlake ve Matthew Lillard eşlik ediyorlar. Filmin en büyük özelliği 1993 senesinden beri Eastwood’un baş rolde oynayıp da yönetmenliğini yapmadığı ilk filmdir. Ey ahali! Böyle olunca insan izlemez mi?

Gus yılların verdiği tecrübeyle beyzbolun en önemli gözlemcilerinden biridir. Lakin yaşlılığın etkisiyle gözünde ciddi görme problemi başlar. Bu da işini sekteye uğratır. Avukat kızı Mickey, babasına göz kulak olmak amacıyla onla beraber iş seyahatine çıkar. Mickey, aralarındaki sorunların yıllar sonra çözülmesini de umar.

28 Ocak 2013 Pazartesi

Anna and the King (Genç Kız ve Kral) (1999)

Genç Kız ve Kral

Geçen aylarda aldığım Jodie Foster film setini neredeyse bitirdim fakat Oscar adaylarını yazmaktan fırsat yakalayamıyorum. Gene de araya Genç Kız ve Kral’ı sıkıştırmak istedim. Yönetmen koltuğunda Andy Tennant’ın oturduğu film, yaşanmış bir hikayeden perdeye aktarılmıştır. Margaret Landon’ın “Anna and the Kind of Siam” adlı eserinden Steve Meerson ve Peter Krikes uyarlamıştır. Konu daha önceden 1946 yılında da çekilmiş. 148 dakikalık dramın baş rollerinde Jodie Foster, Chow Yun-fat, Bai Ling, Tom Felton yer alıyorlar. ABD yapımının bütçesi 92 milyon $’ken, hasılatı 114 milyon $’dır.

Anna, eşinin ölümüyle oğlunu alıp kimsenin cesaret edemeyeceği yolculuğa çıkar. Adını bile duymadığı bir ülkeye, kralın çocuğuna öğretmenlik yapmak için gider. Hayli katı yönetim içine düşen Anna, İngiliz özgürlüğüyle yaşadığından başta çok sıkıntı çeker ve kralla karşı karşıya gelir. Zaman her şeyin ilacı olacak mı diye beklemektedir.

26 Ocak 2013 Cumartesi

Silver Linings Playbook (Umut Işığım) (2012)

Umut Işığım

Bu seneki Oscar adaylarında bana (şimdilik) en keyif veren “Life of Pi” idi; ta ki Umut Işığım’ı seyredene kadar. O kadar eğlenceli 122 dakika geçirdim ki, süresi uzasa veya diziye çevirseler gıkımı çıkarmadan ekran başında otururdum. Matthew Quick’in aynı adlı romanından David Russell senaryoyu uyarlamıştır. “Three Kings”in yönetmen ve senaristi, “The Fighter”ın yönetmeni Russell,  bu projede de yönetmen koltuğunda oturuyor. ABD yapımının oyuncu kadrosu ise kuvvetli: Bradley Cooper, Jennifer Lawrence, Robert De Niro, Jacki Weaver, Chris Tucker. Dram komedi, romantik türündeki filmin bütçesi 21 milyon $’ken, hasılatı şimdilik 68 milyon $’dır. Daha fazla hak ettiğine inanıyorum.

Pat, eskiden tarih öğretmenliği yapan, hayatının en değerleri öğelerini bir günde yitirmiş biridir. O gün yaşadığı travma sonrası mahkeme kararıyla 8 ay rehabilitasyon merkezinde tedavi olur. Merkezden çıkabilmesi için tek koşul vardır: Hayatını düzene sokacak ve yeni bir sorun çıkarmayacak. Zaten Pat’in isteği de budur: İşine ve çok sevdiği eşine kavuşmak. Lakin eşine ulaşmak pek de kolay değildir. Aile dostu Tiffany’den bu konuda yardım ister. Yardım karşılığında da Tiffany ondan bir iyilik ister.

24 Ocak 2013 Perşembe

The Sessions (Aşk Seansları) (2012)

Aşk Seansları

Sundance Film Festivali’nin gözde projelerinden Aşk Seansları, ilginç konusuyla dikkat çekiyor. Hazır Altın Küre ve Oscar adayı da olmuşken seyretmeden geçilmez dedim. Mark O’Brien’ın “On Seeing a Sex Surrogate” adlı eserinden uyarlayan Ben Lewin, ayrıca yönetmenliğini de üstlenmektedir. 95 dakikalık ABD yapımının baş rollerinde John Hawkes, Helen Hunt, William H. Mancy ve Moon Bloodgood yer alıyorlar. Dram – dram komedi türlerindeki filmin bütçesi 1 milyon $’ken, hasılatı 8 milyon $’a ulaşmıştır. 22 Şubat’ta Türkiye’de gösterime girmesi planlanıyor.

Mark O’Brien küçük yaşta geçirdiği felç nedeniyle makineye bağlı yaşamak zorundadır. 36 yaşındaki Mark, bu zamana kadar hiç bir kadınla ne duygusal ne de cinsel anlamda ilişki yaşamamıştır. Açık görüşlü kilise rahibi ve terapistinin yardımıyla Cheryl Cohen adında profesyonel “seks vekili” bir kadınla tanışır. Evli ve çocuklu Cherly, Mark’ın hayatını değiştirir.

22 Ocak 2013 Salı

Anna Karenina (2012)


Sinemanın vazgeçilmez kaynaklarından Anna Karenina, tekrardan beyazperdede hayat buluyor. Artık dönem filmlerinin demirbaşı sayılan Keira Knightley, ne zaman pes edecek acaba? 28 Aralık’ta Türkiye’de gösterime giren tarihi dramın yönetmen koltuğunda Joe Wright oturmaktadır. Wright, Knightley’le “Atonement” ve “Pride & Prejudice” filmlerinde çalışmıştı. Vazgeçilmez ikili yolunda hızla ilerliyorlar. Tolstoy’un romanını bu kez Oscarlı Tom Stoppard uyarlamıştır. 130 dakikalık İngiltere yapımında Knightley’e Jude Law, Aaron Taylor-Johnson, Kelly Macdonald, Alicia Vikander eşlik ediyorlar. Bütçesi 31 milyon Euro olan projenin hasılatı şimdilik 43 milyon $’dır.

Eşi Rus siyasetinin önde gelen isimlerinden olan Anna Karenina, St. Petersburg’un yüksek sosyetesinde boy göstermektedir. Moskova’da yaşayan erkek kardeşi Oblonsky, eşi Dolly’le aralarını düzeltmesi için Anna’yı çağırır. Yolda genç subay Vronsky ile tanışır. Moskova’da da sık sık karşılaşan bu ikili, aralarındaki çekimden kaçamazlar. Anna’nın eşi durumu öğrenmesine rağmen çift geri adım atmaz. Haliyle işler iyice çıkılmaz hal alır.

20 Ocak 2013 Pazar

A Royal Affair (Yasak Aşk) (2012)

Yasak Aşk

Amour” dışında yabancı film dalında en kuvvetli Oscar adayı görünen Yasak Aşk, yaşanmış olaylardan beyazperdeye aktarılmıştır. Türkiye’de 20 Temmuz’da gösterime giren proje, senaryo ve oyuncu kadrosuyla göz dolduruyor. 131 dakikalık dram, tarihi, romantik türlerini kapsayan Danimarka yapımının yönetmen koltuğunda Nikolaj Arcel oturuyor. Senaryoyu Nikolaj Arcel ve Rasmus Heisterberg Bodil Steensen-Leth’in “Princess af blodet” adlı romanından beraber uyarlamışlardır. Nikolaj Arcel’i “Ejderha Dövmeli Kız”ın senaristi olarak hatırlayabilirsiniz; tabi orijinal olanından bahsediyorum! Mads Mikkelsen, Alicia Vikander, Mikkel Boe Folsgaard, David Dencik, Trine Dyrholm da oyuncu kadrosunu oluşturuyorlar. 6 milyon Euro bütçesi vardır.

Danimarka Kralı VII. Christian 18. yüzyılda akli dengesi yerinde olmayan bir kraldır. Uçuk kaçık hareketleri, alkole ve kadınlara düşkünlüğü nedeniyle yönetimle hiç ilgilenmez. Konsey de onsuz dilediği gibi ülkeyi yönetmeye devam eder. Çok kötü sonuçlar doğursa da kimse halkı ve köleleri düşünmez. Christian, politik çıkarlar doğrultusunda İngiltere prensesi Caroline ile evlenir. Lakin evlilik hayalindeki gibi gitmez. Christian için özel doktor bir türlü bulunamazken köy doktoru Friedrich Strensee kralın hem doktoru, hem en yakın arkadaşı hem de danışmanı olur. İşin entrika dolu kısmı ise Caroline ile doktor arasındaki yakın ilişkidir!

19 Ocak 2013 Cumartesi

Frankenweenie (2012)



9 Kasım’da gösterime girdiğinde yeni gelen filmler arasında arka plana atmak zorunda kaldığım Frankenweenie, Tim Burton’un eşsiz yorumuyla izlenmeyi hak ediyor. 87 dakikalık animasyonun yönemenliğini Burton üstleniyor. Aslında 25 yıl önce 29 dakikalık kısa filmle projeye hayat vermişti. Hedefi ise stop motion olarak çekmekti. Gecikmeli de olsa çekti ve Oscar’a, Altın Küre’ye ve Bafta’ya aday oldu! Yeni çekimde senaryoyu John August üstlendi. İsminden belli olduğu gibi, Mary Shelley’in aynı adlı kitabının 1931 yapımı Frankenstein filminin parodisi sayabilirsiniz. Korku, bilimkurgu türlerine giren ABD yapımının seslendirmelerini Charlie Tahan, Winona Ryder, Martin Landau üstleniyorlar. 39 milyon $ bütçesine karşılık 66 milyon $ hasılat elde etmiştir. Tim Burton’ı sevmek kolay değil. Bir sevdiniz mi de kopması imkansızlaşıyor. Blogumda sıklıkla yer verdiğimden sevdiğimi anlamanız zor değildir sanırım J

17 Ocak 2013 Perşembe

The Words (2012)

Çalıntı Hayat

Seyretmekte biraz geç kaldığım Çalıntı Hayat, 7 Aralık’ta gösterime girmişti. ABD yapımının yönetmenliğini ve senaristliğini Brian Klugman ile Lee Sternthal üstleniyor. Dram ve gerilim türündeki 96 dakikalık projenin oyuncu kadrosu ise ilgi çekici: Bradley Cooper, Zoe Saldana, Olivia Wilde, Jeremy Irons, Dennis Quaid. Seyredilmesi gerektiğine inandığım gerilim filmlerinden biri olduğunu düşünüyorum.

Rory Jansen’in en büyük hayali tanınan bir yazar olmak ve kitaplarını bastırmaktır. Uzun uğraşlar ve sabrı sonrası kitabı basılır e neredeyse dünya  çapında bir üne sahip olur. Pek çok eleştirmen tarafından da olumlu dönüşler alır. Çok sevdiği eşiyle beraber bu şöhretin keyfini çıkarırken bir gün adı bilinmeyen yaşlı bir adam ortaya çıkar ve Rory’nin kitabıyla ilgili inanılmaz bir iddia ortaya atar. Bu iddia hiç yenir yutulur cinsten değildir.

15 Ocak 2013 Salı

The Impossible (2012)

Kıyamet Günü

Tavsiye edilmesine rağmen biraz göz ardı ettiğim Kıyamet Günü, Naomi Watts’ın en iyi kadın oyuncu Oscar adayı olmasıyla seyredilmesi gerekenler listesinde yerini aldı. 113 dakikalık İspanyol yapımı sayesinde Watts ayrıca Altın Küre adayı da oldu. Yönetmen koltuğunda “Yetimhane”den tanıdığımız J.A. Bayona oturuyor. Senaryo ise Sergio G. Sanchez’e ait. Dram ve biraz da gerilim türüne giren projenin baş rollerinde Watts’a Ewan McGregor ve Tom Holland eşlik ediyorlar. 45 milyon $ bütçeye karşılık 87 milyon $ hasılat elde etmiştir. 28 Aralık’ta Türkiye’de gösterime giren film, yaşanmış bir olaydan perdeye yansıtılıyor.

Maria ve Henry 3 çocuklarıyla beraber Tayland’a tatile gelen İspanyol bir çifttir. Otele geldikleri ertesi sabah, havuz kenarında güneşin keyfini çıkarırken ani bir sesle ortalık sarsılır. Otele doğru dev dalgalar gelmektedir, tüm ağaçlar tek tek yıkılırken insanların kaçış noktası kalamaz.

13 Ocak 2013 Pazar

Beasts of the Southern Wild (2012)

Düşler Diyarı

11 Ocak’ta gösterime giren Düşler Diyarı, 1982 doğumlu yönetmen Ben Zeitlin’in ilk uzun metrajlı filmi olarak dikkat çekiyor. Sundance Film Festivali’nden 2, Cannes Film Festivali’nden en iyi ilk film de olmak üzere 4 ödül almıştır. Tabi bu sadece aldığı 35 ödülden 6 tanesi. Yeni açıklanan Oscar adayları içinde 4 kategoride yarışıyor: En iyi film, yönetmen,  uyarlama senaryo, kadın oyuncu. 93 dakikalık fantastik/dramın senaryosunu, Lucy Alibar’ın “Juicy and Delicious” adlı tek perdeli oyunundan Benh Zeitlin ve Lucy Alibar uyarlamıştır. Baş rollerinde profesyonel oyuncu yok, hepsi yerli halktan seçilmiş: Quvenzhane Wallis, Dwight Henry, Levy Easterly. Filmi izlediğinizde buna inanmanız zor olacak, eminim. Bütçesi 1,8 milyon $’ken, hasılat şimdilik 11 milyon $ civarındadır.

New Orleans kıyılarında Bathtup adlı fakir ama huzurlu bir topluluğun içinde babası Wink’le yaşayan Hushpuppy, altı yedi yaşlarındadır. Durumlarının vahametinin farkında olsa da mutsuz değildir. Bir gün babası anlayamadığı bir hastalığa yakalanır. Bu hastalık, dünyanın tüm düzenini bozar, evleri su altında kalır. Tarih öncesinde yaşayan bizonlar ortaya çıkar ve kıyameti bir nevi getirirler. Hushpuppy küçücük bünyesine büyük cesaretini koyarak evi terk eder. Amacı dünyanın öbür tarafındaki annesine ulaşıp hem babasını hem de dünya düzeniyle mahvolan evlerini kurtarmaktır.

12 Ocak 2013 Cumartesi

Arbitrage (2012)

Entrika

Oyuncu kadrosu kadar konusuyla da dikkat çeken Entrika’yı seyretmek üzere sinema salonuna koştum. Sonuç: Adına yakışır senaryo ve film. Dün gösterime giren dram gerilimin yönetmenliğini ve senaristliğini Nicholas Jarecki üstleniyor. Oyuncu kadrosunda Richard Gere, Susan Sarandon, Tim Roth, Laetitia Casta, Nate Parker yer alıyorlar.  100 dakikalık ABD yapımının bütçesi 22 milyon $ olarak açıklandı. "Oscar adayları açıklanmışken neden bu filmi seçtin?" diye sorarsanız; herkes Richard Gere'i ve filmin gerilimini övdü. Görmeden duramazdım!

Robert Miller, oldukça büyük bir ticaret imparatorluğunun sahibidir. 2 çocuğu, torunları ve eşiyle maddi manevi mutlu hayatı vardır. Bir gece gizli aşkıyla kaçamak yapacakken trafik kazası geçirir, kendi kurtulur fakat sevgilisi ölür. İşlerinin en kritik döneminde bu ilişkinin ortaya çıkmaması gerekir. Bunun için göze alınması zor bir plan yapar. Riski çok büyüktür; karşısında da detektif Michael Bryer vardır.

10 Ocak 2013 Perşembe

Hayallerim Aşkım ve Sen (1987)


Onlarca izlediğim duygu yüklü Türkan Şoray filminden sonra Hayallerim, Aşkım ve Sen’deki Türkan Şoray bambaşka göründü gözüme. Bunu da iki üstada borçluyum sanırım: Yönetmen Atıf Yılmaz ve senarist Ümit Ünal. Türk sinemasını tanımayı, takip etmeyi istiyorsanız bu filmi kaçırmamanız gerekiyor. 100 dakikalık dram fantastik türündeki projede Türkan Şoray’a Oğuz Tunç, Müşfik Kenter ve Fatoş Sezer eşlik ediyorlar. 24. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu, görüntü yönetmeni ve en iyi 3. Film ödüllerini almıştır. Ödülleri alanlar arasında Ümit Ünal’ı göremeyince insan merak ediyor kim aldı diye. O sene en iyi film ödülünü de alan Yavuz Turgul’a verilmiş ödül “Muhsin Bey”le. Zaten o seneye damga vuran 3 film var: “Muhsin Bey”, “Anayurt Oteli” ve Hayallerim, Aşkım ve Sen. 1980lerin sonu şimdikinden daha bereketliymiş demek ki.

9 Ocak 2013 Çarşamba

Adı Vasfiye (1985)


Türk sinemasının en başarılı uyarlamalarından Adı Vasfiye, Müjde Ar’ın inanılmaz performansıyla akıllara kazınmıştır. Barış Pirhasan, Necati Cumalı’nın 5 adet hikayesinden yola çıkarak senaryoyu kaleme almıştır. 90 dakikalık dramın yönetmen koltuğunda Atıf Yılmaz otururken, yapımcılığını da Ömer Kavur üstleniyor. Müjde Ar, Aytaç Arman, Macit Koper, Yılmaz Zafer, Erol Durak başta olmak üzere güçlü oyuncu kadrosuna sahiptir. 23. Antalya Film Festivali’nde en iyi 3. film, İstanbul Film Festivali’nde en iyi Türk filmi seçilmiştir. Atıf Yılmaz bu filmle birlikte kendi tabiriyle “sosyal içerikli fantastik film türü” çalışmalarına adım atmıştır.

Erkekleri birbirine düşürecek, hayallerini süsleyecek güzelliğe sahip Vasfiye, kasabanın kendi halinde yaşayan bir kadını idi. Filmin anlatıldığı dönemde ise izbe bir pavyonda şarkıcılık yapmaktadır. Vasfiye’nin çocukluğu, gençliği, kadınlığı dört farklı erkek tarafından anlatılır.

8 Ocak 2013 Salı

Değirmen (1986)


2006'da 81 yaşında aramızdan ayrılan Türk sinemasının en önemli yönetmen, yapımcı ve senaristlerinden Atıf Yılmaz’ı anmak adına bu hafta üç projesine saygıyla yer vermek istedim. 1965 yılından başlayarak Altın Portakal olmak üzere pek çok ödül kazanan Yılmaz, 1996’da yaşam boyu onur ödülüne layık görülmüştür. 100’den fazla filme adını kazımıştır. 51 filmin senaryosunu yazıp, 27 kez de yapımcı koltuğuna geçmiştir. Eserlerinden bir kısmını hatırlamak gerekirse: “Hıçkırık”, “Ala Geyik”, “Keşanlı Ali Destanı”, “Taçsız Kral”, “Kozanoğlu”, “Köroğlu”, “Yedi Kocalı Hürmüz”, “Güllü Geliyor Güllü”, “Güllüşah ile İbo”, “Selvi Boylum Al Yazmalım”, “Kibar Feyzo”, “Minik Serçe”, “Dolap Beygiri”, “Şekerpare”, “Aaah Belinda”, “Değirmen”, “Asiye Nasıl Kurtulur?”, “Hayallerim Aşkım ve Sen”, “Kadının Adı Yok”, “Arkadaşım Şeytan”, “Gece Melek ve Bizim Çocuklar”, “Nihavend Mucize”, “Eğreti Gelin”.

Ele almak istediğim ilk proje 1986 yapımı Değirmen’dir. Seçme sebebim baş rolünde Şener Şen olmasına rağmen çok az öne çıkmasıdır. Seyrettiğimde şaşkınlığımı uzun süre üstümden atamadım. Bu denli başarılı bir proje nasıl televizyonda gösterilmez, sinemanın mihenk taşları arasından yer almaz? Televizyonda gösterilmeme sebebi hükümete atılan taşlar olduğu şüphesiz. Peki ya neden “en iyi Türk filmleri” listesinde hiç adından söz edilmez ki?

6 Ocak 2013 Pazar

Trespass (2011)

Yakın Tehdit

Botokslu afişe rağmen oyuncularıyla merak uyandıran Yakın Tehdit, 4 Ocak’ta Türkiye’de gösterime girdi. 2011 yapımı olmasına rağmen neden 2013’te bizde gösterime girdi, bu da ayrı bir merak konusu. Hani sinemada seyretmeye tetiklemiyor değil bu karar. ABD yapımı dram gerilimin yönetmen koltuğunda Joel Schumacher var. Schumacher’i “Batman Forever”, “Batman & Robin”, “8 mm”, “Flawless”, “Tigerland”, “Phone Booth”, “The Phantom of the Opera”, “The Number 23” filmlerinden hatırlayabilirsiniz. 91 dakikalık projenin senaryosu ise Karl Gajdusek tarafından yazılmıştır. Baş rollerinde Nicolas Cage, Nicole Kidman, Ben Mendelsohn ve Gracie Whitton yer alıyorlar. 35 milyon $ bütçesine oranla 10 milyon $ hasılat yapmıştır. Peki bu hasılatın nedeni ne?

4 Ocak 2013 Cuma

Eş Ruhumun Eş Zamanı (2012)


2012’yi bitirmeden senenin Türk filmlerini eritmeye çalışırken karşıma çıkan romantik türündeki filmin, seyrettikten sonra neden Şubat ayından beri gözümden kaçtığını anladım. Sinemada adını çok duyuramamış projenin yönetmen koltuğunda R. Şanal Günseli otururken, senaryoyu da Işık Elçi ile beraber kaleme alıyorlar. 2005 yılında beraber yazdıkları kitaptan uyarlamışlardır; yaşanmış bir hikayedir. 95 dakikalık projede Uğur Çavuşoğlu, Aylin Kabasakal, Zeynep Utku, Güzin Usta baş rolleri paylaşıyorlar.

Bu kez kez kendi cümlelerim yerine senaristlerin cümleleriyle filmin konusunu gizemli şekilde aktarıyorum: “Yeryüzünden çok farklı ve uzak bir boyutta bütünlüğünü tamamlamış enerji dolu bir varlık çevresine ışık ve sevgi saçmaktadır. Bu varlığını dünyaya inip, sürdürmek ister. Fakat dünyada olup-biten kaos bu varlığı ikiye ayırır ve uzaklaştırır. Şimdi sevgi dolu her iki ruh birbirini eşini aramaktadır...”

2 Ocak 2013 Çarşamba

American History X (1998)

Geçmişin Gölgesinde

"2013 yılını güzel bir filmle açalım ki tüm sene en iyilerini izleme umudunu hiç kaybetmeyelim" diyerek Geçmişin Gölgesi ile siftahı yapıyorum. Edward Norton’un oyunculuğuyla hafızama kazınan filmi, 10 yıl sonra tekrar seyretme fırsatı yakaladım. 127 dakikalık dram, suç türündeki proje sinemaseverlerin “seyredilmesi gereken filmler” listesinde olmalıdır. Sebep mi? Senaryo veya yönetmen değil. Genele baktığınızda etkisini uzun süre yitirmiyor. Yönetmen koltuğunda Tony Kaye otururken, senaryosunu David McKenna kaleme alıyor. Edward Norton’a Edward Furlong, Elliott Gould, Stacy Keach, Ethan Suplee, Avery Brooks eşlik ediyorlar. 20 milyon $ bütçesine karşılık 24 milyon $ hasılat elde etmiştir. Gösterim zamanında kıymeti bilinmeyip, sonradan değer kazananlardandır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...