Oyuncu kadrosunda Clint Eastwood
ve Amy Adams olunca konusuna çok fazla bakmadan ekran başına oturdum. Yönetmen
koltuğunda Robert Lorenz arzı endam ederken, senaryoyu Randy Brown kaleme alıyor. 111
dakikalık dram ve spor türünün Türkiye gösterim tarihi henüz belli değil.
Yapımcılığını da üstlenen Clint Eastwood’a Amy Adams, Justin Timberlake ve
Matthew Lillard eşlik ediyorlar. Filmin en büyük özelliği 1993 senesinden beri
Eastwood’un baş rolde oynayıp da yönetmenliğini yapmadığı ilk filmdir. Ey
ahali! Böyle olunca insan izlemez mi?
Gus yılların verdiği tecrübeyle
beyzbolun en önemli gözlemcilerinden biridir. Lakin yaşlılığın etkisiyle
gözünde ciddi görme problemi başlar. Bu da işini sekteye uğratır. Avukat
kızı Mickey, babasına göz kulak olmak amacıyla onla beraber iş seyahatine çıkar. Mickey, aralarındaki
sorunların yıllar sonra çözülmesini de umar.
Yıldızı bir türlü barışamayan
baba kızın (nedense hep baba kız, baba oğulda yaşanır bu sorun) yıllar sonra
ellerine geçen bir fırsatla tekrar yüzleşmelerine tanık oluyoruz. Aile
ilişkileri daha doğrusu ilişki sorunları ele alınıyor. Annenin var olmadığı bir
hayatta babanın kendini kızına ifade edememesi gözleri dolduruyor. Hatta
düşüncelere bile daldırıyor. Baba ve çocuklar arasında annenin genelde bir
köprü kurduğu, onun yokluğunda daha da öne çıkıyor. Aile ilişkileri dışında,
eşinin yokluğuyla tüm hayatını beyzbola adayan bir adamın, yaşlandığında
kenara sürüklenmesini seyrediyorsunuz. “Tecrübe mi teknoloji mi?” sorusuna
güzel bir gönderme yapılıp sonuca ulaşılıyor. E tabi bunları anlatırken
klişelerden kaçılamıyor. Olsun, Clint Eastwood varsa ses çıkarmamak lazım.
Mekan, dekor, kostüme dair
yazacak çok şey yok. Bu tasarımların öne çıkmasını bekleyen senaryo
olmadığından dikkati cezbetmiyor. IMDB’nin 6.7, Rotten Tomatoes’un 51 verdiği
filme gelen eleştiriler iç güveysinden hallicedir. Clint Eastwood ve Amy
Adams’ın performanslarıyla ayakta durduğu aşikar. Duygusal sahnelerle de
seyircinin dikkatini çekiyor. Diğer yandan, elle tutulur başka artısı yok. Beni
şaşırtan şey ise Clint Eastwood’un neden Justin Timberlake’le aynı projede yer
almayı kabul ettiğidir. Hani bir de yapımcılığı üstlenirken akıl almıyor pek.
Timberlake harika oyuncu oldu da benim mi haberim yok? “Friends with Benefits”te Mia Kunis’ten daha yetenekli bulsam da,
“Bad Teacher”da komedi türüne yakıştığını itiraf etsem de karşısındaki insan
Clint Eastwood! Bu yükselmesini takdir etmekten başka elden bir şey gelmiyor.
1971 İtalya doğumlu Amy Adams,
2005’ten beri en parlayan yıldızlar arasında yer alıyor. “Junebug” ile en iyi yardımcı kadın oyuncu Oscar adayı olmaya
başlayan Adams, devamında “Enchanted”,
“Doubt”, “The Fighter” ile Oscar, Altın Küre ve Bafta’nın kapısını sık sık
çalmıştır. Aldığı ödüller de hiç azımsanacak sayıda değil. Bu sene “The Master” ile Oscar yarışında, bakalım
neler olacak? Filmin genelini vasat bulsam da Mickey karakterini çok iyi
canlandırıyor. Her türlü rolü kendine yakıştırdığı ve gerçekçiliği üst
seviyelerde tuttuğu için yer aldığı projeler izleme sebebim oluyor.
Geçen hafta izledim bu filmi, ben çok sevdim. Clint Eastwood'un tarzını beğenenlere tavsiye ederim, keyifle izleniyor.
YanıtlaSilIddiasiz bir film. Clint Eastwood tarzini sevenlere Gran Torinoyu oneririm.
SilClint Eastwood'un filmin yönetmeni olmamasına sevindim çünkü son dönemde hep çuvalladı. Ortalama bir film gibi görünüyor
YanıtlaSilIddiasi olmayan kendi capinda bir film. Zaman gecirmek icin izlenebilir.
Sil