Umut Işığım |
Bu seneki Oscar adaylarında bana (şimdilik)
en keyif veren “Life of Pi” idi; ta
ki Umut Işığım’ı seyredene kadar. O kadar eğlenceli 122 dakika geçirdim ki,
süresi uzasa veya diziye çevirseler gıkımı çıkarmadan ekran başında otururdum.
Matthew Quick’in aynı adlı romanından David Russell senaryoyu uyarlamıştır. “Three Kings”in yönetmen ve senaristi, “The Fighter”ın yönetmeni Russell, bu projede de yönetmen koltuğunda oturuyor.
ABD yapımının oyuncu kadrosu ise kuvvetli: Bradley Cooper, Jennifer Lawrence,
Robert De Niro, Jacki Weaver, Chris Tucker. Dram komedi, romantik türündeki
filmin bütçesi 21 milyon $’ken, hasılatı şimdilik 68 milyon $’dır. Daha fazla
hak ettiğine inanıyorum.
Pat, eskiden tarih öğretmenliği yapan,
hayatının en değerleri öğelerini bir günde yitirmiş biridir. O gün yaşadığı
travma sonrası mahkeme kararıyla 8 ay rehabilitasyon merkezinde tedavi olur.
Merkezden çıkabilmesi için tek koşul vardır: Hayatını düzene sokacak ve yeni
bir sorun çıkarmayacak. Zaten Pat’in isteği de budur: İşine ve çok sevdiği
eşine kavuşmak. Lakin eşine ulaşmak pek de kolay değildir. Aile dostu
Tiffany’den bu konuda yardım ister. Yardım karşılığında da Tiffany ondan bir
iyilik ister.
Umut Işığım için özet cümlem şu olabilir:
Arıza karakterler cümbüşü! Tabir biraz amiyane oldu, farkındayım fakat filmi
seyrettikten sonra sizin de aklınıza benzer kelimeler gelecektir. Dram komedide
bu kadar tuhaf karakterlerin bir arada olması trajik bir hal alıyor. Diğer
yandan, diyaloglar ve oyunculuklar o kadar kaliteli ve doğal ki iş komediye
dönüyor. Pat, anne ve babası, abisi, Tiffany, Tiffany’nin ablası ve eniştesi,
Pat’in psikologu derken kalabalık bir kadro bizleri bekliyor. Pat’in anne
babasıyla ilişkisi (zaman zaman husumeti) az biraz rahatsız ediyor. Hani
aşırıya kaçıldığını düşünüyor insan; lakin karşımızdaki kişi sinirlerine hakim
olamayan, tedavi aşaması bitmeyen biri. Psikolojik sorunlarını göz önünde
bulundurarak bakıldığında olay daha normale indirgenebilir. Eğer karakterler
daha aklı salim insanlar olsaydı filmin türü dram, dram komediden direk
romantik komediye geçiş yapabilirdi. Belki de ilgi çeken kısmı budur: Özünde
romantik komedi; karakterlerle dram komediye kayması. E tabi romantik komedi
unsurları bulundururken sıklıkla rastladığımız olaylardan parçalar bulmak
mümkün. Zira ilk 15 dakika sonrasında filmin sonunu çözüyorsunuz. Size sürprizi
sonuyla değil gittiği yolla yapabiliyor.
Mekan, dekor, kostüm tasarımı türe ve
öykünün konumuna göre hayli doğal. Karakterlerin kafası gibi zaman zaman
dekorlar da karışık görünüyor. Bu rahatsızlık vermiyor; zira o kargaşaya beyin
kısa sürede alışıyor. Görüntü kalitesi, renk ayarı, kamera açıları türüne göre
hayli başarılı. Eminim ki kitabı çok daha keyiflidir.
IMDB’den 8.2, Rotten Tomatoes’tan 91
puan almıştır. Gelen eleştiriler hayli olumludur. Rotten Tomatoes Oscar
adaylarına bu sene fazla fazla puan veriyor. IMDB puanlarıyla ilerlemek daha
gerçekçi olacak. Sonuçta ortada güzel bir senaryo ve kurgu var. Diğer yandan 91
puanlık da değil. Çok abartmamalı. Umut Işığım’ın adaylıkları ise şöyle:
Oscar: En iyi film, yönetmen, erkek
oyuncu, kadın oyuncu, yardımcı erkek oyuncu, yardımcı kadın oyuncu,uyarlama
senaryo, kurgu
Bafta: En iyi erkek oyuncu, kadın
oyuncu, uyarlama senaryo
Altın Küre: En iyi film, erkek oyuncu,
kadın oyuncu (kazandı), senaryo
Oscar adaylıklarına bakıldığında oyuncu
kadrosunun kalitesi ortaya çıkıyor. Bana gerçekçi görünen iki adaylık var:
Kadın oyuncu ve yardımcı erkek oyuncu. Henüz “Zero Dark Thirty”i izlemediğim için Jessica Chastain’e yorum
yapamıyorum fakat kalan rakipleri arasında en etkileyici olanı Jennifer
Lawrence geldi. Tabi Akademi sürpriz yapıp küçük oyuncu Quevenzhane Wallis’e
heykelciği bahşedebilir. Robert De Niro, uzun süre sonra beni çok mutlu edecek
performans sergiliyor. Zira en son “Red Lights”ta isyan bayrağını çekmiştim. İnsanda bu kadar yetenek varken ıvır
kıvır roller yakışmıyor; üstelik ihtiyacı bile yok. Baba karakterini çok iyi
oynuyor, hayran kalmamak imkansız.
robert de niro'yu bayadır baba rolünde izliyorum fakat 2013'de motel ve killing season gibi aksiyon filmlerinde farklı rolde izleyecek gibiyiz.
YanıtlaSilBen buradaki rolünü çok sevdim. Epeydir kötü projelerde yer alıyordu. İçim rahat etti sonunda.
Silburda başarılıydı diğer filmlere göre ama lawrance'ın performansa da bir parantez açmak lazım burda
YanıtlaSilOscar aldı daha ne parantezi :)
Silher ödül alan hakediyor mu diyorsun yoksa :)
SilHayır ben zaten onun alacağına inanıyordum ve başarılı olduğunu da düşünüyorum.
Sil