tag:blogger.com,1999:blog-6438555232103510152024-03-05T17:43:55.762+03:00Seyirci Koltuğuseyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.comBlogger537125tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-64418407923954230172015-02-24T22:37:00.002+02:002015-02-24T22:37:43.251+02:00İncir Reçeli 2 (2014)<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBmRvLUim1mOW8K2fF5TMXimHWmB2svdAt_PO3ar_CiqzXtSKANgX0jDwEA421HghiMH-jNbTUMX5KBfdQjtOs3c86DjRitxZJK9wpXocWVpH_tRPVXvdJromItEo5pU7QQrN9oPmRwYkA/s1600/ir24.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBmRvLUim1mOW8K2fF5TMXimHWmB2svdAt_PO3ar_CiqzXtSKANgX0jDwEA421HghiMH-jNbTUMX5KBfdQjtOs3c86DjRitxZJK9wpXocWVpH_tRPVXvdJromItEo5pU7QQrN9oPmRwYkA/s1600/ir24.jpg" height="320" width="242" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">İncir Reçeli 2</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Geçenlerde “<i>İncir Reçeli</i>”ne televizyonda denk gelip tekrar seyredince,
ikincisini de izlemek istedim. İlk filmin duygusunu verebilir mi diye hep
düşünmeme rağmen sinemaya gitmek konusunda çekimser kalmıştım. Ekim 2014’te
gösterime giren İncir Reçeli 2’nin yönetmen ve senaristliğini tekrar Aytaç
Ağırlar üstleniyor. 108 dakikalık dram ve romantik türlerindeki filmin baş
rollerinde Halil Sezai Paracıkoğlu, Şafak Pekdemir, Sinan Çalışkanoğlu yer
alıyorlar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Metin, 2 yıl geçmesine rağmen
Duygu’nun ölümünü hala kabullenememiştir. Duygu’yla yaşadığı aşkı film
olmuştur; şöhreti yakalamıştır ama hiçbir şey umurunda değildir. Zira yaşaması
için bir sebep görememektedir. Duygu’nun ölümü sonrası barda şarkı söylemeye
başlayan Metin, barmaid Gizem’le tanışır. Gizem’in ilgisinin farkında olsa bile
kafasından Duygu’yu atması imkansızdır.</div>
<a name='more'></a><o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
İncir Reçeli’nin seyirciye
yaşattığı derin duygular sonrasında ikincisinin çekilme düşüncesi bana garip
gelmişti. Çekilse bile ilkinin yerini tutmayacağına inanıyordum. İncir Reçeli
2’yi seyrettikten sonra da fikrim değişmedi. Bu, filmin kötü olduğundan değil
ama Metin – Duygu’nun aşkının başkasında aynı etkiyi yaratabileceğini
düşünmüyorum. Aytaç Ağırlar, karakterlerin ilişkisini mantıklı bağlıyor. Ne
Metin’i ne de Gizem’i ilişki için direk birbirine yaklaştırmıyor. Adım adım
ilerletiyor. Metin’in içindeki fırtına, onu tamamen yalnızlığa, içkiye
sürüklemiş. Hiçbir şeyi, kimseyi görmüyor ve umursamıyor. Gizem’in sert mizacı,
ona yaklaşımı da Metin’in duvarlarını aşamıyor. Zamanla Metin ona yakınlaşsa da
geçmişini, Duygu’sunu unutamıyor. Bu gelgitler aklınıza hep ilk filmi getiriyor
ve o filmdeki lezzeti bu filmde de arıyorsunuz. Metin’in acısı yüreğinize öyle
bir dokunuyor ki Gizem arka planda kalıyor.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh99aOIv5ZKNAC0FzH3eDmnPVlK6Ml-7U-d8xSoxrU9nLZWvySE0LyOg9WpDLhqDYjfhmZ-4uEleeiLxteFp_JE_11_rUKNgmVNZUhIKCZfNQ-ebjHsVhbdM55Kd4D-5kpTyZFvGXL2IilC/s1600/ir22.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh99aOIv5ZKNAC0FzH3eDmnPVlK6Ml-7U-d8xSoxrU9nLZWvySE0LyOg9WpDLhqDYjfhmZ-4uEleeiLxteFp_JE_11_rUKNgmVNZUhIKCZfNQ-ebjHsVhbdM55Kd4D-5kpTyZFvGXL2IilC/s1600/ir22.jpg" height="242" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsZgO-dnPZpC3nB8kznOvj9crD_0TLjQBb0Wb5ksl-ZAAC7UlRKVtPWjFC_b5T6ObhG3hxQE7sbwR3deI78Mx64-EEKF_83eETv3uLQHXg9J4YkR95P6sF0EH40DxzN6_Jflt0Nv6GmpJH/s1600/ir2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsZgO-dnPZpC3nB8kznOvj9crD_0TLjQBb0Wb5ksl-ZAAC7UlRKVtPWjFC_b5T6ObhG3hxQE7sbwR3deI78Mx64-EEKF_83eETv3uLQHXg9J4YkR95P6sF0EH40DxzN6_Jflt0Nv6GmpJH/s1600/ir2.jpg" height="217" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizl9LhT7J3FwasfaKYOT3ZLG0Z2SjPwG1GTqYGNO0e6nvSuqvsbJ8qLjuGzHoikeBJ8PCLpNMO5uCNCEw-_Q4_329eGCjdYMQ5RiLhv0PpxBtf7P3YOAX_c30JGOfHWoa5R2Kah6Qd0g-x/s1600/ir23.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizl9LhT7J3FwasfaKYOT3ZLG0Z2SjPwG1GTqYGNO0e6nvSuqvsbJ8qLjuGzHoikeBJ8PCLpNMO5uCNCEw-_Q4_329eGCjdYMQ5RiLhv0PpxBtf7P3YOAX_c30JGOfHWoa5R2Kah6Qd0g-x/s1600/ir23.jpg" height="217" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Karakter detaylandırmasında Metin
ilk filmdeki gibi yerli yerinde duruyor. Hali, tavrı, isyanı, dünyayı
umursamazlığı karakterle bütünleşiyor. Filmin yeni karakteri Gizem ise bana
biraz fazla şişirilmiş geliyor. Hem dövmeci, hem barmaid, hem güzel hem de çok
sert. Bir koltuk altında bu kadar karpuza gerek var mı; düşünmek lazım. İlk
filmde de olan Erol, bu sefer daha sempatik, daha tutarlı bir karaktere
bürünmüş. İlk filmde beni hayli rahatsız etmişti. İkinci filmde Metin’in
yanında duruşu, onun elini hiç bırakmayışı dostluğun harika bir örneğidir.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Filmin süresi türüne göre uzun
görünse de duygunun aktarımı sizi rahatsız etmiyor. Tek sıkıntı filmin asıl
konuya hayli geç giriyor. Gizem’in işi nedeniyle ana hikayeyle beslenen yan
hikayeler gerekli mi gereksiz mi, tartışılır. Elbette her yan hikayede aşkın
sorgulanışı, çeşitleri var. Lakin tatmin ediyor mu; bilmiyorum.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
İlk filmde Halil Sezai’yi
keşfetmenin güzelliğini yaşarken; bu seferki müzik çalışmalarında usta insan
Tamer Çıray’ın adını görüyoruz. Elbette filme etkisi büyük; sizi ekrana bağlıyor. Şarkılar enfes, müzik enfes; film bittikten sonra bile internetten dinleme hissi uyandırıyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
İster istemez Melike Güner ile
Şafak Pekdemir’i kıyaslamaya gidiyorsunuz. Melike Güner’in avantajı ilk filmde
yer alması ve öncesinde bilinen projelerden tanınmasıdır. “<i>Leyla ile Mecnun</i>”
dizisinde rol alan Şafak Pekdemir; Gizem karakterini düşündüğüm kadar hisli
canlandıramıyor. Sanki Halil Sezai’yle bir türlü yakınlaşamayan, yakışmayan,
başarılı bir ikili olamıyorlar. Uyumsuzluk yaşanıyor hissi onların birbirine
bağlanma sahnelerinde bana gerçekçi gelemedi. Bunun sebebi Pekdemir mi yoksa
Gizem’in kendisi mi diye sorgulayıp durdum. Kararı izleyenlere de bırakmak
gerekiyor sanırım.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Filmin üçüncüsü çıkmaz diye umut
ederek, incecik sesli Duygu karakterini ikinci filmde özlediğimi belirtmek
isterim.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://ytimg.googleusercontent.com/vi/ZvJKEDSRXCE/0.jpg" frameborder="0" height="266" src="http://www.youtube.com/embed/ZvJKEDSRXCE?feature=player_embedded" width="320"></iframe></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-59601095810449361652015-02-18T22:18:00.000+02:002015-02-22T20:39:17.765+02:00Still Alice (Unutma Beni) (2015)<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiN0D3V5HiS3VZpYyk7gTOQbiFVKJy14OhI4ZRjxRjQFYsfKuhsM7ccOcUdTmLdfDobA5joR0CIl-dtvIHwWnmUNO3xeRU1mooDREsNPk83jkt6_THZKEFiZtRuGaqMVumAW197HoPwxHrJ/s1600/stillalice.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiN0D3V5HiS3VZpYyk7gTOQbiFVKJy14OhI4ZRjxRjQFYsfKuhsM7ccOcUdTmLdfDobA5joR0CIl-dtvIHwWnmUNO3xeRU1mooDREsNPk83jkt6_THZKEFiZtRuGaqMVumAW197HoPwxHrJ/s1600/stillalice.jpg" height="320" width="242" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Unutma Beni</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Julianne Moore’un performansıyla
tüm dikkatleri üzerine çeken, pek çok adaylıklarıyla birlikte Oscar’a da göz
kırpan Unutma Beni, Türkiye’de 13 Şubat’ta gösterime girmiştir. Lisa Genova’nın
aynı isimli romanından Richard Glatzer ve W. Westmoreland uyarlamıştır. Yönetmenliğini Richard Glatzer’in yaptığı 101 dakikalık ABD
yapımda Moore’a Alec Baldwin, Kristen Stewart, Kate Bosworth, Hunter Parrish
eşlik ediyorlar. 5 milyon $ hasılata karşılık 6 milyon $’ın üzerinde hasılat
elde etmiştir. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Columbia Üniversitesi’nde
dilbilim profesörü olan Alice Howland, 50 yaşında ve 3 çocuk annesi bir
kadındır. Mesleği gereği sürekli araştırma ve yeni şeyler öğrenmeye alışkındır.
Bir gün koşu esnasında bilinci çok kısa süreliğine alt üst olur. Başka bir gün de
konferans esnasında benzer olayla yüzleşir. Doktora gittiğinde Alzheimer’ın
başlangıç evresinde olduğunu öğrenir. Başına gelecekleri tahmin eden Alice, hem
bu süreci yönetmek zorundadır hem de ailesini ayakta tutmak.</div>
<a name='more'></a><span style="text-align: justify;"><br /></span>
<span style="text-align: justify;">Film isimlerinin Türkçe’ye
çevrilişinde tekrar bir katliamla karşı karşıyayız. Mantık olarak bir yerden
yakalanmaya çalışılsa da ana karakterin böyle bir beklentisi yok. Filmi
izlemeyenler için hafiften bir ön yargı yaratıyorlar.</span><o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiV2SWBlpBoy7Q_VW4hTBmvxunKR4PJGbzBN8qpkAtO_zPA99KAYgIkGJgwsKJCmCEnkuabf-2Sc_9BcRudkGWLEoMpWbj6yJ8F_uhNlfuzUn9p2fE7J8IRV9fijP2ZzwBXbuhOtk62DfkN/s1600/stillalice3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiV2SWBlpBoy7Q_VW4hTBmvxunKR4PJGbzBN8qpkAtO_zPA99KAYgIkGJgwsKJCmCEnkuabf-2Sc_9BcRudkGWLEoMpWbj6yJ8F_uhNlfuzUn9p2fE7J8IRV9fijP2ZzwBXbuhOtk62DfkN/s1600/stillalice3.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhY7k7-krwFgj43Rm1DmBkfJfqazEsbC3HgTKtaVdHRnlzyrpq31eBb60sgzVQg-Qj9y5PTfwfKFhCupj9uPPQ-225B080hBMTWGMKxcnKnElTbB7SXYAt3WZkA9RIvqQrZCi2qp_L8LJ7x/s1600/stillalice2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhY7k7-krwFgj43Rm1DmBkfJfqazEsbC3HgTKtaVdHRnlzyrpq31eBb60sgzVQg-Qj9y5PTfwfKFhCupj9uPPQ-225B080hBMTWGMKxcnKnElTbB7SXYAt3WZkA9RIvqQrZCi2qp_L8LJ7x/s1600/stillalice2.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXAfq8IOja-WOxJriSeRwhCkF-ZkSFum3ipe_mS3ehZa4hErqKHVcBKZbfTM28svmkXDou8aD3IMx6_WFJGGmXNkojB-_6Dng_AqeCridTUSADFFhtyAKuQY0LABB6SFjnojrx72WyAnVd/s1600/stillalice4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXAfq8IOja-WOxJriSeRwhCkF-ZkSFum3ipe_mS3ehZa4hErqKHVcBKZbfTM28svmkXDou8aD3IMx6_WFJGGmXNkojB-_6Dng_AqeCridTUSADFFhtyAKuQY0LABB6SFjnojrx72WyAnVd/s1600/stillalice4.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Çevrenizde Alzheimer’a yakalanmış
bir tanıdığınız varsa ve buna şahit olduysanız filmle bağlantınız derinleşebilir.
Babaannemde bu hastalığı gördüğüm için daha duygusal yaklaştım. İçselleştirmemde
en büyük etken Alice karakterinin kaleme alınışı ve Julianne Moore’un canlandırmasıdır.
Oscar adayı olarak hayli düşük bir bütçe, sade bir senaryo, göze batmayan prodüksiyon,
Moore haricinde iç güveysinden hallice bir kadro var. Aslında adaylıkları
olmasa dikkat çeker miydi, kararsızım. Ekran başına geçtiğinizdeyse Alice
karakteri sizi kendine çekiyor ve sonunu bile bile o sürece nasıl ulaşacağını
gözünüzü dört açarak izlemek istiyorsunuz. Bu hastalığa yakalanmak için hayli
erken bir yaş ve aklınıza direk anneniz, sevdikleriniz, kendiniz geliyor. “Başıma
gelse ne yaparım?” diyerek önce kendinizi Alice’in yerine, sonra eşinin, sonra
da çocuklarının yerine koyuyorsunuz. Hele de genetik olma ihtimalini düşününce
içim içimi yedi. Gerçeklerle yüzleşmeyi 101 dakika boyunca yaşattı.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Karakter detaylandırmalarında
Alice büyüleyiciydi. Bilgi deposu bir beynin yavaş yavaş boşalacağını bilmek,
hele Alice’in bunu bildiğini izlemek hayli üzücüydü. Hikaye, ilk sahneden
sonuna kadar çok etkileyici kaleme alınıyor. Eşi, oğlu ve büyük kızı arka
planda bırakılmış. Eşi elinden geldiği kadar yardımcı olsa da süreç maddi,
manevi çok yıpratıcıdır. Sevdiğiniz insanın gözünüzün önünde kaybolduğunu
düşünürseniz sinirlerinizin çok kuvvetli olması gerekiyor. Küçük kızı aileden
uzak kalmayı istemişse de annesinin hastalığını duyunca onla daha yakınlaşıyor.
En vefasız gibi görünen en yakınında duruyor. Karakter ilişkileri bu açıdan
güzel kurgulanıyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
IMDB’den 7.5, Rotten Tomatoes’tan
90 alan filme yapılan geri dönüşler hayli olumludur. Odak noktasında da tek şey
vardır: Julianne Moore performansı. Moore’un oyunculuğu sayesinde film en iyi
kadın oyuncu Bafta ve Altın Küre ödüllerini almıştır. Oscar’ın da şimdilik en
güçlü adayıdır. Keşke kızını Kristen Stewart yerine mimiklerini kullanabilen
başka bir kadın oyuncu oynasaydı. Dramı yavaş yavaş derinleşen bir filmde
Kristen Stewart çok sırıtıyor.</div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Her ne kadar Türkçe’ye Unutma Beni
diye çevrilmişse de orijinal adı Still Alice çok derin bir anlam taşıyor. Filmi
izlediğinizde benle aynı fikirde olacağınıza inanıyorum.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://ytimg.googleusercontent.com/vi/ShaQCmADxvY/0.jpg" frameborder="0" height="266" src="http://www.youtube.com/embed/ShaQCmADxvY?feature=player_embedded" width="320"></iframe></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-42153683131665256282015-02-16T08:59:00.000+02:002015-02-16T08:59:53.198+02:00Deliha (2014)<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiz8Dl-6jtJJh09Tye3dHpmZ_UBoOZEIDE-Jm79e1S_9zpcpN2OyAI2C2LkuJtyGcTeT_fcJ2Rj11OAQW0H0RXu5K48YFUNq6Xb4EBPlnLU6QFozM54z-6KwUO7idSosZQ1ZbA3oYKMLIoX/s1600/deliha4.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiz8Dl-6jtJJh09Tye3dHpmZ_UBoOZEIDE-Jm79e1S_9zpcpN2OyAI2C2LkuJtyGcTeT_fcJ2Rj11OAQW0H0RXu5K48YFUNq6Xb4EBPlnLU6QFozM54z-6KwUO7idSosZQ1ZbA3oYKMLIoX/s1600/deliha4.jpg" height="320" width="242" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Deliha</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Gupse Özay’ın ilk senaryosu
olarak öne çıkan Deliha, Kasım ortası gösterime girmişti. Yönetmenliğini adını
Ata Demirer’in baş rollerinde oynadığı “<i>Eyvah
Eyvah</i>” serisi, “<i>Berlin Kaplanı</i>”
filmleriyle iyice duyuran Hakan Algül’ün yaptığı komedi, dram komedi türlerindeki
filmin baş rollerinde Gupse Özay, Derya Alabora, Cihan Ercan, Barış Arduç,
Zeynep Çamcı, Hülya Duyar, Cenk Durmazel yer alıyorlar. 106 dakikalık film, 1,5
milyondan fazla seyirciyle buluşmuştur.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Mahallenin kabında duramayan kızı
Zeliha, bir gün arkadaşlarıyla fal baktırmaya gider. Hayatının aşkına çok
yakında kavuşacağını öğrenen Zeliha sevinçten havalara uçar. Aynı gün
fotoğrafçı dükkanı açmak için Şirince’den Cemil ve Cemal kardeşler gelir.
Zeliha’nın aşkı artık karşısındadır!</div>
<a name='more'></a><o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Deliha’yı izlemek için ekran
başına geçmemin en büyük nedeni bir kadının erkek hegemonyasındaki komedide takdire şayan sivrilişidir. Zira Türk sinemasında komedi deyince akla çok fazla
kadın yazar-baş rol oyuncusu gelmiyor. Tabi bir de “<i>Yalan Dünya</i>”da hayranlıkla izlediğim bir oyuncu olunca, merak iki
katına çıktı.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Büyük şehirlerde yaşamanın hengâmesinde
eski samimi mahalle hayatının özlemini çoğumuz taşıyoruzdur. Lakin, bu aralar Türk
filmlerinde bu mahalle kavramıyla haylice karşılaşır olduk. Mekan kullanımı
samimi, sıcak, doğal; fakat yaratıcılık biraz geri planda kalıyor; şaşırtmıyor.
Karakterden öte tiplemeye kayan insanların alt yapısı çok dolmamış: Bu yaşına
kadar sevgiyi çok yaşayamayan saf ve temiz kalbini erkeksi tavırlarıyla örtmeye
çalışan Zeliha; menopozdan bir türlü çıkamayan, filmdeki tek özelliği terlemeye
odaklanmış Aysel; ürkekliği doruk noktasında yaşayan ve bunu konuşmasına dahi
yansıtan Meryem; evde kalmış ve bunun eziklik olduğunu düşünüp hep kapatmaya
çalışan Fatma; depresyondan hiç çıkmayan görünümlü Fevzi… Mahallenin
kalabalıkla mahalle olduğunu göstermeye çalışırken karakter sayısının fazlalığı
içinde zaman zaman boğulma hissettim. Hangi birine odaklanacağımı bilemedim. Karakter sayısı bu denli fazlayken hepsine az biraz yer verme
gerekliliği yan hikayeleri de artırıyor. Zeliha’nın aşkı neyse ki her daim ana
konu olarak yerini koruyor.<o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiuuQq9kUYSdqZzxPLEZbQBgZU9AebotomRIDlazMoDccav3rNb5gh0Mbgv-qKqeHkIbIJQxUeoVeg53vrYUEK3VPwrivEKtiPSvdU6wRByEL0NgklM8xiYWhP10UVekBZ_OO7SWmJzKqVK/s1600/deliha3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiuuQq9kUYSdqZzxPLEZbQBgZU9AebotomRIDlazMoDccav3rNb5gh0Mbgv-qKqeHkIbIJQxUeoVeg53vrYUEK3VPwrivEKtiPSvdU6wRByEL0NgklM8xiYWhP10UVekBZ_OO7SWmJzKqVK/s1600/deliha3.jpg" height="217" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0lbWyOm84Dk_xw8Z3IfHzetklnfzDPVS76O0Kzv1DuKqFOJOQiUnEbbDAXdUAZ-sOFJEZgEPyzbYgAyeLn8PLKB_-1ZQNoR-IZ2Lmp8EgBAgfDreMKlsheGtFf29CqLEozwHdyoLwbwUP/s1600/deliha.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0lbWyOm84Dk_xw8Z3IfHzetklnfzDPVS76O0Kzv1DuKqFOJOQiUnEbbDAXdUAZ-sOFJEZgEPyzbYgAyeLn8PLKB_-1ZQNoR-IZ2Lmp8EgBAgfDreMKlsheGtFf29CqLEozwHdyoLwbwUP/s1600/deliha.jpg" height="217" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhd5yb_qu9jauxuXOBFvpXg2OP3gpO2QyRQWvLPVgl9iLCaJAwcI_4uuol5ogHiZb1k8LZaqPb6sPXnpQzWAHDvVHkU4JI-04g5t2B1l3MEwMVFhRrxQEOTgJZmYlrKmrL72T2TwaFzMJJk/s1600/deliha2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhd5yb_qu9jauxuXOBFvpXg2OP3gpO2QyRQWvLPVgl9iLCaJAwcI_4uuol5ogHiZb1k8LZaqPb6sPXnpQzWAHDvVHkU4JI-04g5t2B1l3MEwMVFhRrxQEOTgJZmYlrKmrL72T2TwaFzMJJk/s1600/deliha2.jpg" height="217" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Mekan, dekor, kostüm detayları
komediye hayli uygun tasarlanmış. Zeliha’nın erkeksi tavırları için saçı,
kıyafetleri, kaşları öne çıkarken; Meryem’in sevdiği adam yüzünden yaşadığı
hayal kırıklığı sonrasında saç ve kıyafetlerindeki değişiklik filme hayli renk
katıyor. Komedi konusunda artık ustalaşan Hakan Algül, seyirciyi yakalayacak ve
güldürecek kilit noktaları çok iyi biliyor. Oyuncu seçimleri ise filmin kalitesini
artırıyor. Karakter olarak filme sadece renk katıyor görünse de Derya Alabora’nın
varlığı insana güven veriyor. Zeynep Çamcı, filmde en sevdiğim ikinci karakteri
canlandırıyor. Mimik ve hareketleri; ani değişimi ve eline aldığı kuvveti
ekrana çok iyi yansıyor. Favorim ise Cemal’i canlandıran Cihan Ercan’dır. “<i>Leyla ile Mecnun</i>”, “<i>Erkek Tarafı Testosteron</i>”, “<i>Ben
de Özledim</i>”, “<i>Bana Masal Anlatma</i>”
projelerinde adını duyuran Ercan, şiveli konuşması ve mimikleriyle hayli samimi
görünüyor. Cemal, tiplemeye çok fazla girmediği ve üstünde çok oynanmadığı için
en sahici karakterlerden biri geldi.</div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Kurgudaki boşluğu, senaryonun
yoğunluğunu ve karakterlerin abartıya yakın yazılmasını bir kenara bırakabilirsek ve oyuncu kadrosunu göz önünde
bulundurursak beğeni toplayacak bir komedidir Deliha. Tabi bunları görmezden gelmek biraz zorlamaya giriyor. En azından bizlere kadın
bir senarist ve baş rol komedi kadın oyuncusu kazandırdı düşüncesiyle içimize su serpiyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://ytimg.googleusercontent.com/vi/cj6Z-NYpYw4/0.jpg" frameborder="0" height="266" src="http://www.youtube.com/embed/cj6Z-NYpYw4?feature=player_embedded" width="320"></iframe></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-5921683714604227972015-02-14T21:13:00.001+02:002015-02-14T21:15:11.781+02:00Whiplash (2014)<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDuvYCUg16ZkshRUHEn0gUXA4wfRJJKfzdx3g3wwKLadxkWxibBCfFjTVSjbEXNmShe2CWQrgf8nQxJgnvyGT3roMZPeHuTn7VpQvrtC_pdD3diRKnQVbFRBpBWUetcKH4Nd18psLAk-9F/s1600/whiplash3.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDuvYCUg16ZkshRUHEn0gUXA4wfRJJKfzdx3g3wwKLadxkWxibBCfFjTVSjbEXNmShe2CWQrgf8nQxJgnvyGT3roMZPeHuTn7VpQvrtC_pdD3diRKnQVbFRBpBWUetcKH4Nd18psLAk-9F/s1600/whiplash3.jpg" height="320" width="225" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Whiplash</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Altın Küre ve Oscar adaylıklarıyla tüm ilgiyi
üstüne çeken Whiplash, Ocak ortası Türkiye’de gösterime girmiştir. Yönetmen ve senaristliğini Damien Chazelle’nin üstlendiği dramın (ki gerilim türüne de girmeli!) baş rollerinde Miles
Teller, J.K Simmons, Paul Reiser ve Melissa Benoist yer alıyorlar. 107
dakikalık ABD yapımın bütçesi sadece 3.3 milyon $’dır. Hasılat ise 10 milyon
$’a yaklaşmıştır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Küçük yaştan beri bateri çalan
Andrew’in en büyük hayali ünlü bir baterist olmaktır. Bu yolun da ülkenin
en iyi müzik okulu Scharffer Konservatuarı’ndan geçeceğini bilir. Lakin önünde
büyük bir engel vardır: Ünlü cazcı Terence Fletcher. Fletcher Andrew’ü
yarışmalara sokulan en iyi grup “studio band”a seçer. Andrew, artık Fletcher’ın
gözüne girdiğini düşünse de asıl iş şimdi başlar. Zira öğretmeni en sert, en
aşağılayıcı şekilde eğitim vermekle meşhurdur.</div>
<a name='more'></a><o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Whiplash, yeteneğin başarıya
dönüşme noktasında yaşanan zorlukların, yapılan hırsın ve sahip olunan azmin
güzel örneklerinden biri olarak sinema tarihine geçecektir. Hayli etkin
senaryosundaki karakter detaylandırmaları, gözlerinizi 107 dakika boyunca ekrandan
ayırmaya fırsat vermeyen kurgusu, caz dinleyicisi olmayan birini dahi cazın
büyüsüne kaptıracak müzik ve ses kalitesi ile bu senenin mutlaka izlenmesi
gereken filmleri arasında yer alıyor.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiI3Plp3Zn2R6iCru6bhrBOxs2Q-IqTB6ho70KiG57elL320zmTkaiQZUdyMLJhBcy7OJJulBQh-HjARvVhgFsblp5ftQW6VXPDkp8txEFZclJU59MfWShYIUtYACg4f3DrTFyBUhH-8c7J/s1600/whiplash4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiI3Plp3Zn2R6iCru6bhrBOxs2Q-IqTB6ho70KiG57elL320zmTkaiQZUdyMLJhBcy7OJJulBQh-HjARvVhgFsblp5ftQW6VXPDkp8txEFZclJU59MfWShYIUtYACg4f3DrTFyBUhH-8c7J/s1600/whiplash4.jpg" height="217" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9NXTyGVX3oLFpf7iGcAO2c5I2RUa4Eo2jFWKEv1TXHfrNGEB49gxxuXvKjB_Q4y_yAGzMEE_cYYT84XH1r3C6NDufw-9yCath2O-qc9UZiQnGq2-6c9HZqGSKeq3SevU-15LWXjaWOfIq/s1600/whiplash2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9NXTyGVX3oLFpf7iGcAO2c5I2RUa4Eo2jFWKEv1TXHfrNGEB49gxxuXvKjB_Q4y_yAGzMEE_cYYT84XH1r3C6NDufw-9yCath2O-qc9UZiQnGq2-6c9HZqGSKeq3SevU-15LWXjaWOfIq/s1600/whiplash2.jpg" height="217" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYS0Xjtvihi7r9jdtOZ_KBvLG6lG_k7cKWwQnVQuW-91L7ycw286vet2cjzRHijXUW90AhYdxZjHcKLshqjPs13Ts5l1tcdNAuL8sm3BdwsIecSAMoKsHZEadV_1whlTDSeeKY7nUWJdka/s1600/whiplash.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYS0Xjtvihi7r9jdtOZ_KBvLG6lG_k7cKWwQnVQuW-91L7ycw286vet2cjzRHijXUW90AhYdxZjHcKLshqjPs13Ts5l1tcdNAuL8sm3BdwsIecSAMoKsHZEadV_1whlTDSeeKY7nUWJdka/s1600/whiplash.jpg" height="217" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Ana karakter Andrew, aile olarak
sadece babasını bilen bir gençtir. Annesi bir şekilde onları terk etmiştir. Kendini
belki de hiç geliştirmeye yeltenmeyen babasının yanında, onun hayata pes etmiş
duruşuna inat kendini müziğe adamıştır. En iyi müzik okulunda,
anlaşması en zor müzik eğitmenlerinden biri Fletcher’a rastlayana kadar iyi
olduğunu da düşünür. Lakin, otoritenin müzikle buluştuğu, baskının en uç noktası
Fletcher, Andrew’ün korkulu rüyası haline gelir. Aslında Fletcher’ın tarzı nettir:
Eğer öğrencisinde yetenek varsa, onu sonuna kadar kullanabilmesi için ciddi
şekilde zorlamak. Tabi bu arada karşısındakinin duygularını, yaşam tarzını, koşullarını
hiçe saymak umurunda dahi olmaz. Hakaretler, küfürler, başkalarının yanında
aşağılamalar yenir yutulur cinsten değil. Seyrederken Andrew’den çok ben isyan
ettim. Fletcher karakteri o kadar başarılı kaleme alınıp can bulmuş ki her mimiği, her
hareketi çileden çıkarıyor. Andrew’ün hırsı, azmi, pes etmeyişi ise takdire
şayan geliyor. Andrew’ün iç dünyasına indikçe de bu arzusunu daha iyi
anlayabiliyorsunuz. Terk edilmişlik, takdir görememe onu evden uzaklaştırıyor
ve hayata tutunması için tek yolun müzik olduğunu gösteriyor. Tüm bunlara değer
mi? İzleyip görmek lazım.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Mekan, dekor, kostüm detayları
türüne göre başarılıdır. Yalnız filmde bu detaylara odaklanma ihtiyacı
hissetmiyorsunuz. Ses, kurgu o kadar etkileyici ki sizi kendine esir ediyor. Koyu
rengin hakimiyeti Andrew’ün iç dünyasını; alnından akan ter, elinden damlayan
kan ise mücadelesini harika betimliyor. Fletcher’ın bakışları, haykırışları ise
otoriteyi simgeliyor; sizi hayattan soğutuyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Whiplash, senenin en iddialı
filmlerinden olarak Oscar, Bafta, Altın Küre’nin önemli adaylıklarını
sahiplendi:<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Oscar: En iyi film, yardımcı erkek oyuncu, uyarlama senaryo,
kurgu, ses miksajı<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bafta: En iyi yönetmen, yardımcı erkek oyuncu (kazandı),
özgün senaryo, kurgu (kazandı), ses (kazandı)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Altın Küre: En iyi yardımcı erkek oyuncu (kazandı)<o:p></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
IMDB’den 8.7, Rotten Tomatoes’tan 95 alan filmin geri
dönüşleri hayli olumludur. Özellikle 1960 ABD doğumlu oyuncu Jonathan Kimble
Simmons performansıyla insanı hayrete düşürüyor. Rol yaptığına inanmak dahi
imkansız. Rol aldığı sayısız sinema ve televizyon projesinde her daim beğeni
toplayan Simmons, “<i>The Closer</i>”, “<i>Juno</i>”, “<i>I Love You, Man</i>”, “<i>Up in the
Air</i>” gibi projelerde önemli adaylıklara sahiptir. Whiplash’le Oscar’a ciddi
şekilde göz kırpıyor; hak ediyor da.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://ytimg.googleusercontent.com/vi/7d_jQycdQGo/0.jpg" frameborder="0" height="266" src="http://www.youtube.com/embed/7d_jQycdQGo?feature=player_embedded" width="320"></iframe></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-19209336202181041412015-02-09T09:16:00.001+02:002015-02-09T09:16:25.101+02:00İçimdeki Ses (2015)<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEifcac8vJPIgvXEIzpiX2TsCe2kpd3CBTo1Gr6DWBaPdiMzvRf2nbc8rDZWRxzamxBk0WZpQyrBilbbM_M-Q4LqxYHgerHUL44lOoJBS3IejsFY0WYI89msbAmsQyBAQwG8uU8IsKwhXvdE/s1600/i%C3%A7imdekises3.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEifcac8vJPIgvXEIzpiX2TsCe2kpd3CBTo1Gr6DWBaPdiMzvRf2nbc8rDZWRxzamxBk0WZpQyrBilbbM_M-Q4LqxYHgerHUL44lOoJBS3IejsFY0WYI89msbAmsQyBAQwG8uU8IsKwhXvdE/s1600/i%C3%A7imdekises3.jpg" height="320" width="242" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">İçimdeki Ses</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Fragmanını seyredip, Engin
Günaydın’a güvenip sinema salonuna koştuğum İçimdeki Ses, hayli eğlenceli 93
dakika sunuyor. Yönetmen koltuğunda Çağrı Bayrak otururken, senaryoyu Engin
Günaydın kaleme alıyor. Komedi, dram komedinin oyuncu kadrosu ise evlere şenlik:
Engin Günaydın, Leyla Lydia Tuğutlu, Füsun Demirel, Ersin Korkut, Hamdi Kahraman,
Onur Buldu, Nazlı Tosunoğlu. Film, Ocak sonu gösterime girdi.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Senaryo yazarlığı yapan Selim,
yalnızlığıyla boğuşan bir adamdır. İletişimi sıkıntısı, kendince fiziksel özellikleri
ondaki tüm özgüvenini bu yaşına kadar yerle bir etmiştir. Kırk yaşına
geldiğinde anlar ki yalnızlıkla daha fazla baş edemeyecektir. Annesi
Mehpare’nin yanına taşınmasını ister. Bu yeni karar henüz eyleme geçmemişken,
hiç ummadığı anda genç ve çok güzel bir kadın olan Ayşıl’la tanışır ve Selim'e aşık olur! Hem Selim’e aşkını ispatlamak hem de
Mehpare Hanım’a kendini sevdirmek isteyen Ayşıl zor bir maceraya koyulur. Selim ise bu aşkın gerçekliğine kendini alıştırmaya çalışır.</div>
<a name='more'></a><o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
İçimdeki Ses’te birbirinden
keskin noktalarla ayrı iki insanın bir araya gelmesini izlemek mümkün: Zengin
ve çok güzel bir kadın ile fakir ve çirkin bir erkek. Masallarda bile yan yana
gelmesi akla mantığa sığmazken, Engin Günaydın bu zorlamayı kaleme döküyor.
Katıldığı bir programda da Selim’le ortak noktalarının olduğunu belirtince
taşlar daha da yerine oturuyor. Kırk yaşına gelmiş, kendince hiçbir başarısı
bulunmayan, fiziksel olarak kendini yetersiz bulan, yalnız, alkolik bir adama
genç, mutlu ve çok güzel bir kadın neden ilgi gösterir; hatta aşık olur? 93
dakika boyunca bu soru kafanızdan çıkmıyor. Zira film bittikten sonra bile
“Niye ki?” sorusunu sordum. İşin güzel yanı da bu; masal tadında bir komedi! Senaryodaki hayli keskin, zeki espriler filmin kalitesini artırıyor.
Özellikle Selim ile arkadaşı Yılmaz ve Selim ile annesi Mehpare’nin diyalogları
her defasında kahkaha attırabiliyor.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimZgnOHyWkDi0B_MenomNquFhUnGuTbql-N_OgBa7ZvS4P1g5cF6KARkPqS5ikhNJv2APyORBMgbP32rujUEPCMXDUkfITeBN-3jDIj8u8tlxAQhr9mvgr1vmEujiUwV8tPahjR5uK0a1u/s1600/i%C3%A7imdekises4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimZgnOHyWkDi0B_MenomNquFhUnGuTbql-N_OgBa7ZvS4P1g5cF6KARkPqS5ikhNJv2APyORBMgbP32rujUEPCMXDUkfITeBN-3jDIj8u8tlxAQhr9mvgr1vmEujiUwV8tPahjR5uK0a1u/s1600/i%C3%A7imdekises4.jpg" height="184" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuX7PMMb5a98VxoGHtIDw0Gy4LH2PCM-HpeEpxLjUhgVHuMxPrvHIOUyrdT2M6LKCpxiHavt4k0ywHXkelXtDTrLek5N-ZLOAjBUPfsr1cUQk1ihvf_xkSiRDL1l2dCGIco-2mwuN29GEl/s1600/i%C3%A7imdekises.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuX7PMMb5a98VxoGHtIDw0Gy4LH2PCM-HpeEpxLjUhgVHuMxPrvHIOUyrdT2M6LKCpxiHavt4k0ywHXkelXtDTrLek5N-ZLOAjBUPfsr1cUQk1ihvf_xkSiRDL1l2dCGIco-2mwuN29GEl/s1600/i%C3%A7imdekises.jpg" height="184" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjf5guYa2k3CSCzjmvlcISEgCs5tb-mWY74kpbroE5Ta5pB0cTmpm_xztLQxgx7bRcsSvCSBbvGGe6Xqykx95MTfSD1CfVqBnlCCcuGuOghFJRxIFT6SQpNDEm4gmtQ6hwuQVIYkJ9BjmAc/s1600/i%C3%A7imdekises2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjf5guYa2k3CSCzjmvlcISEgCs5tb-mWY74kpbroE5Ta5pB0cTmpm_xztLQxgx7bRcsSvCSBbvGGe6Xqykx95MTfSD1CfVqBnlCCcuGuOghFJRxIFT6SQpNDEm4gmtQ6hwuQVIYkJ9BjmAc/s1600/i%C3%A7imdekises2.jpg" height="242" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Pek çok filmde karakter sayısı ve
yan öykülerin fazlalığından bunaldığım için sıkça bu konunun üstüne
değiniyorum. İçimdeki Ses’te karakter sayısı ve yan öyküler hayli yerindeydi.
İnsanı bunaltmıyor, konu dağılmıyor. Örneğin Ayşıl’ın ailesi, Selim’in
arkadaşlarının ailesi veya Mehpare Hanım’ın arkadaşlarına yer verilmiyor.
Dakikaları uzatmak adına bu kolay yola başvurulmaması mutlu etti. Filmin
enerjisi ikinci yarıda biraz düşse de geneli tatminkardır. Sürükleyiciliğini genel olarak koruması bazı şeyleri görmezden gelmenizi sağlıypr. </div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Ağırlıklı olarak senaryoya
değinsem de oyuncular göz kamaştırıcıydı. Engin Günaydın’a her dizide her
filmde hayran kalan biriyim. Annesi rolündeki Füsun Demirel de filme çok şey
katıyor. Vücut dilini, mimiklerini, tecrübesini, ses tonunu o kadar güzel
kullanıyor ki Leyla LydiaTuğutlu’nun gelişmekte olan oyunculuğunu kapatıyor.
Tuğutlu’ya başarısız demek imkansız. Zira proje sayısı arttıkça kendini
göstereceğine eminim.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Müzik çalışmalarında Tolga Çebi
güzel iş çıkartarak komedi – dram komedi arasındaki geçiş sahnelerine renk
katıyor. Filmin ritmini harika belirliyor. Hele "<i>Ateş Böceği</i>" şarkısı insana mutluluk aşılıyor. İlk filmini çeken Çağrı Bayrak’ın en
büyük şansı şüphesiz Engin Günaydın’ın senaryosu ve başarılı oyuncu kadrosudur.
İlk filmde herkese bu kadro nasip olmaz.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /><iframe width="320" height="266" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://ytimg.googleusercontent.com/vi/LKfYL_MCyMM/0.jpg" src="http://www.youtube.com/embed/LKfYL_MCyMM?feature=player_embedded" frameborder="0" allowfullscreen></iframe></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-37020041689220188042015-02-07T23:10:00.002+02:002015-02-07T23:10:51.099+02:00And So It Goes (2014)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiENsKQred8GpXZXdqm1iaoE8sOV4LS45Y7jtSSr6Wou5hbHmGB4PZlpqhGGNCU4tbdhCF-OGsTzhZdmLQ1nv73YwJ9hk0ZUofxlJw7Vv91xUw7thrTANccBzwcohXukuyIwmF2hWwRdav8/s1600/asig2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiENsKQred8GpXZXdqm1iaoE8sOV4LS45Y7jtSSr6Wou5hbHmGB4PZlpqhGGNCU4tbdhCF-OGsTzhZdmLQ1nv73YwJ9hk0ZUofxlJw7Vv91xUw7thrTANccBzwcohXukuyIwmF2hWwRdav8/s1600/asig2.jpg" height="320" width="220" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Michael Douglas ile Diane Keaton
yan yana gelmişken ekran başına geçmemek imkansız olurdu. Türkiye’de gösterim
tarihi belirsiz (ki muhtemelen gösterilmeyecek) 94 dakikalık komedi, dram
komedi ve romantik türlerinin harmanı olan ABD yapımın yönetmenliğini Rob
Reiner üstleniyor. Rob Reiner “<i>When
Harry Met Sally</i>”, “<i>A Few Good Men</i>”,
“<i>The American President</i>”, “<i>The Story of Us</i>”, “<i>The Bucket List</i>” gibi birçok filmin yönetmenliğini yapmış, çok kez
de Altın Küre adaylığına layık olmuştur. Senaryo ise Mark Andrus’a aittir. Baş rollerde
Douglas ve Keaton’a Frankie Valli, Sterling Jerins ve Annie Parisse eşlik
ediyorlar. 30 milyon $’lık bütçeye karşılık 25 milyon $’lık hasılat elde
etmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Oren, egosu hayli yüksek bir
emlak komisyoncusudur. Emekliye ayrılmadan önceki son hedefi olan bir evin
satışı için uğraşmaktadır. Standartları belli bir yaşamı varken, oğlu
bir anda kızını Oren’e getirir ve ona göz kulak olmasını ister. Zaten huysuzluğuyla
nam salmış Oren, ne yapacağını şaşırır ve tek çareyi hiç geçinemediği komşusu Leah’den yardım
dilemekte bulur.</div>
<a name='more'></a><o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Türkiye’de gösterime girmemesinin
sanırım en büyük nedenlerinden biri yurt dışı hasılatı ve senaryonun
gelişigüzel ele alınmasıdır. Douglas ve Keaton gibi muhteşem bir ikili yan yana
gelmişken böyle bir senaryoyla karşılaşmak elbette seyircinin hakkı değil. Senaryoyu yererken sanmayın ki birçok hata, düzensizlik var. Belli
bir başlangıç, gelişme ve sona ulaşıyor. Hikayenin akışına kendinizi
kaptırabiliyorsunuz. Ailenin ve komşuların önemini, yaşlılık döneminde
insanların yaşadığı yalnızlıkla nasıl baş çıkabileceklerini, aşkın yaşın
olmayacağını güzel güzel aktarıyor. Lakin benzerini o kadar çok izledik,
duyduk, okuduk ki sadece ana karakterlerin mesleklerinin değişik olması, gereksiz çokça yan karakterin barındırılması bize
farklı bir hikaye kazandıramıyor. Oyuncu kadrosunun neden bu senaryoyu kabul
ettiklerini düşünmeden edemiyorum. Tabi onların Rob Reiner’e hayır
diyemedikleri aşikar!</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPLMBaUbMSG4Aq1vjy1OK3USHZVZw-iC1zOjuq3c7Nfg97KK9pTIy9qaqNu9DLVLU4tefQpDsj5LNDzXfszVX958347-pn68Gjg7OfLN5ilv19LFwpGcxdNN5MfgUAlJsVk8JecgVpYCvA/s1600/asig3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPLMBaUbMSG4Aq1vjy1OK3USHZVZw-iC1zOjuq3c7Nfg97KK9pTIy9qaqNu9DLVLU4tefQpDsj5LNDzXfszVX958347-pn68Gjg7OfLN5ilv19LFwpGcxdNN5MfgUAlJsVk8JecgVpYCvA/s1600/asig3.jpg" height="230" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4j96Ah2yI1hgtNd1oeGRbhJMsl57zpJW45Ue8wmh9KxDbmsn0pnb6YDXT1QeAK6d7k5mqTZcUZTGxKrb4sVhBxyaR6-h-tIAq-JQLIb6snjnFUdWTAU5Oq2LYI2lKltxpbdNCnFVfAVSS/s1600/asig.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4j96Ah2yI1hgtNd1oeGRbhJMsl57zpJW45Ue8wmh9KxDbmsn0pnb6YDXT1QeAK6d7k5mqTZcUZTGxKrb4sVhBxyaR6-h-tIAq-JQLIb6snjnFUdWTAU5Oq2LYI2lKltxpbdNCnFVfAVSS/s1600/asig.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Mekan, dekor, de kostüm ana
karakterlerin yaşına uygun tasarlanmış: Hayli sade, göze çarpmayan,
belki de biraz yorgun tonlar ve yerler seçilerek! Müzik çalışmaları 94
dakikanın keyifli geçmesini sağlıyor. Tabi Rob Reiner’ın kamerasına diyecek laf
yok: Temiz görünüm, kilit noktaları yakalayan kamera açıları, renk ve ışık uyumu,
oyuncuların seçimi Reiner’ın varlığını hatırlatıyor.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
IMDB’den 5.6, Rotten Tomatoes’tan
18 alan filmin geri bildirimleri hayli olumsuzdur. Michael Douglas ve Diana
Keaton beklenileni veremiyor. Tecrübelerine diyecek söz yokken, bu filmde gönüllü
oynamışlar hissi veriyorlar. Zaman geçirmek için seyretmekte fayda var ama
sadece bu kadar!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe width="320" height="266" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://ytimg.googleusercontent.com/vi/wbUdGTZ1uVs/0.jpg" src="http://www.youtube.com/embed/wbUdGTZ1uVs?feature=player_embedded" frameborder="0" allowfullscreen></iframe></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-81568351248160766142015-01-12T08:03:00.000+02:002015-01-12T08:03:43.668+02:00Bana Masal Anlatma (2015)<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhdhatItgcnvs7ZQydvGdiX3ZjQykMgeghpOtSkC-fUZxGRdiigcr04BcryCzsx1cqzjF8JGBwFCsdiW6pB04gOmbimwIIJoP3OCYqFHPDDKg1DE6B4CncvZ4K-c5PNm8fVx7w_Gt9YCQsS/s1600/banamasalanlatma2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhdhatItgcnvs7ZQydvGdiX3ZjQykMgeghpOtSkC-fUZxGRdiigcr04BcryCzsx1cqzjF8JGBwFCsdiW6pB04gOmbimwIIJoP3OCYqFHPDDKg1DE6B4CncvZ4K-c5PNm8fVx7w_Gt9YCQsS/s1600/banamasalanlatma2.jpg" height="320" width="227" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Bana Masal Anlatma</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Oyuncu kadrosu ve yönetmeniyle
ilgiyi üzerine çeken Bana Masal Anlatma, 9 Ocak’ta gösterime girdi. “<i>Leyla ile Mecnun</i>” dizisinden tanıdığımız
Burak Aksak, senaristliği ve yönetmenliği aynı koltuğa sığdırıyor. 136
dakikalık filmin yapımcılığını BKM üstleniyor. Romantik komedinin başrollerinde
Fatih Artman, Hande Doğandemir, Devrim Yakut, Cengiz Bozkurt, Erdal Tosun, Tarık
Ünlüoğlu, Burcu Biricik, Sadi Celil Cengiz yer alıyorlar. Yılmaz Erdoğan da
filmin mutlu eden konuk oyuncusudur.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Suriçi mahallesinin delikanlısı
Rıza, dolmuş şoförlüğü yapmaktadır. İçine kapanık olsa da tüm mahallenin
sevgisini kazanmıştır. Babasının küçükken masal olarak anlattığı Ayperi, bir
gün çıkagelir ve Rıza’nın tüm ezberini bozar. Artık tek hedefi vardır:
Ayperi’nin kahramanı olmak!</div>
<a name='more'></a><o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Ardı arkası kesilmeyen yerli
komedi filmlerinin arasından Burak Aksak ve BKM yapımın sayesinde sıyrılan
Bana Masal Anlatma, bilindik bir mahalle yaşantısına masalsı hava katarak
seyirciyle buluşuyor. Surların arasına sıkışmış, unutulmuş bir mahalle; onun
borç içinde yaşayan esnafı, mahalle kadınları, bıçkın delikanlıları, güzel
kızları derken zamanın “<i>Mahallenin Muhtarları</i>” dizisi gözünüzün önüne
geliveriyor. Ayperi’nin
bir gün karşısına çıkmasıyla, mahallenin delikanlısı Rıza’nın hayatı değişiyor.
Bu masalsı öyküye mahallenin kentleşme projesi yüzünden yıkılma aşamasını da
ekleyerek gerçeklerle yüzleşmesi ayağınızın yere basmasını sağlıyor.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPARsgnkhbHNNXZT3nLuuzveLnDMXOvD7EP5oGYxQmjQyO7UWQABTIJdFqsm9ARTCK7H_226n5E1Iw0e2Isn5bcCjiTC1a4Ot7AQXXzQFi6d84r7uhvWKeCe9t4vqmEAZfv5Ws2jNgHvQ3/s1600/banamasalanlatma4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPARsgnkhbHNNXZT3nLuuzveLnDMXOvD7EP5oGYxQmjQyO7UWQABTIJdFqsm9ARTCK7H_226n5E1Iw0e2Isn5bcCjiTC1a4Ot7AQXXzQFi6d84r7uhvWKeCe9t4vqmEAZfv5Ws2jNgHvQ3/s1600/banamasalanlatma4.jpg" height="184" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjxYp06XjEureE3mfhlIkLIbUbJTqFPDg5euFlQcvS7SjbGklrvIiMCd5-GPi6VPCOZcSmmaw9POCvlTcMrdVAbwmFJfHzHWrjIA8goI0Nwq6bEAM-JywXhTHW-Y4OJioIxWooD9Uu4A9L-/s1600/banamasalanlatma.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjxYp06XjEureE3mfhlIkLIbUbJTqFPDg5euFlQcvS7SjbGklrvIiMCd5-GPi6VPCOZcSmmaw9POCvlTcMrdVAbwmFJfHzHWrjIA8goI0Nwq6bEAM-JywXhTHW-Y4OJioIxWooD9Uu4A9L-/s1600/banamasalanlatma.jpg" height="189" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMrzJlAzojQBnFS85XUQmpfVYDo9mdfrfGMVRALesI_uqEK_5-nDiKgsEoJ2OU7PNSGhyphenhyphenNIDfQDOB8DYszlHx60JKGRFh6DS4jn1pqi9tKmXxPT7CCT4rBK2vgo7yzJkAdBMiWPdBHd_EU/s1600/banamasalanlatma3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMrzJlAzojQBnFS85XUQmpfVYDo9mdfrfGMVRALesI_uqEK_5-nDiKgsEoJ2OU7PNSGhyphenhyphenNIDfQDOB8DYszlHx60JKGRFh6DS4jn1pqi9tKmXxPT7CCT4rBK2vgo7yzJkAdBMiWPdBHd_EU/s1600/banamasalanlatma3.jpg" height="242" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Senaryonun nasıl ilerleyeceğini
zaten kısa sürede anlamak ve çözmek mümkün. Filmin önemli silahlarından biri
diyaloglardır. Burak Aksak’ın “<i>Leyla ile Mecnun</i>”undan anımsadığımız yaratıcı
diyaloglarına filmde de rastlıyoruz. Samimi ve sıcak karakterlerle bu
konuşmalar bütünleşince keyifli dakikaların ardı arkası kesilmiyor. Diğer yandan,
karakter ve yan öykülerin sayısı bazen yersiz geliyor. Mahallenin bıçkın
delikanlısıyla güzeller güzeli kızın kavuşamamasını sevilen oyuncular
canlandırsa da alt yapısı ve sonu bir türlü oturamadığı için içinize sinmiyor.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Mekan, dekor, kostüm detayları
mahalle kültürünü yansıtıyor. Sedat Sayan’ın unutulmuş şarkısını arkasına
alarak film yürütülmeye çalışılıyor. Hani Harlem gençliğiyle komedi güzel
birleşmiyor da değil. Ama sadece filmin içinde!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Oyuncu kadrosunun harika seçildiği
şüphesizdir. Hande Doğandemir, hem güzelliğiyle, hem de yeteneğiyle Ayperi
karakteri için biçilmiş kaftan! Devrim Yakut, Cengiz Bozkurt, Fatih Artman,
Erdal Tosun, Yılmaz Erdoğan filmin çıtasını katbekat yükseltiyor. İzlemeye
değer bir film ortaya çıkmış. En azından küfürlerle komedi yakalama derdine girilmemiş. Şu anki komedi türlerindeki yerli yapımlarla yarışta bir adım önde. Tabi şu da var; filmden çıktığınızda tekrar seyretme güdüsü veya herkese "Anlat
anlat bitmez" moduna girmiyorsunuz. Sonuçta sadece alt yapısı romantizmle birleştirilen
bir komedi!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/iLLDaM8DfM8?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-41875088978209749132015-01-10T16:20:00.001+02:002015-01-10T16:20:12.692+02:00Million Dollar Arm (Yetenek Avcısı) (2014)<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOsAGDIZIdnIdkM7gkL7AgftgGX-xrhuJXHbL1ReZQS4F0AYZP_lpNtD_Of8_giO3WdwJdzuPb15MYqlTqat_b8sxbDS31spVuw8KNbrSaS4dPTLdZqulQ6uuyXdD1S9ZvR_2GwFW7T0lT/s1600/milliondollararm4.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOsAGDIZIdnIdkM7gkL7AgftgGX-xrhuJXHbL1ReZQS4F0AYZP_lpNtD_Of8_giO3WdwJdzuPb15MYqlTqat_b8sxbDS31spVuw8KNbrSaS4dPTLdZqulQ6uuyXdD1S9ZvR_2GwFW7T0lT/s1600/milliondollararm4.jpg" height="320" width="219" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Yetenek Avcısı</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Temmuz 2014’te Türkiye’de
gösterime giren Yetenek Avcısı, yaşanmış bir konuyu beyaz perdeye aktarıyor.
Adını “<i>Lars and the Real Girl</i>”
filmiyle duyuran Craig Gillespie yönetmen koltuğunda otururken, senaryo Tom McCarthy
tarafından kaleme alınmıştır. 124 dakikalık dramın baş rollerinde Jon Hamm,
Suraj Sharma, Aasif Mandvi, Madhur Mittal, Alan Arkin, Lake Bell yer alıyorlar.
İki sportmenin hayatını anlatan filmin bütçesi 25 milyon $’ken hasılatı 38
milyon $’ı geçmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Spor menajeri Jeff Bernstein, son
zamanlarda bir türlü dikiş tutturamaz. Elindeki başarılı oyuncuları kaybetmeye
başlar. Eski kariyerini tekrar yakalamak adına sürekli araştırma yaparken bir
gün televizyonda Hintli kriket oyuncularını görür. Aklına harika bir fikir gelir:
Kriket oyuncularını beysbol oyuncusu yapacaktır! Lakin bu hiç kolay değildir.
Memleketinden, ailesinden, kültüründen koparıp Rinku ve Dinesh’i Amerika’ya
yani düşler ülkesine getiren Bernstein; tahmin edilmedik zorluklarla
karşılaşır.</div>
<a name='more'></a><o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Yaşanmış başarı öykülerinin
beyaz perdeye sıkça aktarılmasından dolayı yenilik arayan gözler,
Amerika-Hindistan arasındaki bu yolculuğu merakla izlemeye koyuldu. Genç
oyuncuların performansı ile hikayenin gerçek oluşu filmin en başarılı iki
yönüdür. Başarısızlığını, başka insanların umutlarından beslenerek yok etmeye
çalışan bir karakterle karşı karşıyayız. Bu nedenle filmin neredeyse yarısında
Jeff Bernstein karakterini sevmek mümkün olmuyor. Belli bir amaç uğruna savaşsa
da insanların duygularıyla oynayıp, onları hiçe sayması zaman zaman bardağı
taşırıyor. Bernstein, Amerikalı tarafı canlandırdığı için ortamı yumuşatmak
adına tekrar bir Amerikalı kullanır. O da Bernstein’in kadın komşusudur. Hintli
çocukların hem moralini düzeltmeye hem de onları anlamaya çalışmaktadır. Bu
karakter aslında iki ülke arasında güçlü bir bağ kuruyor; tabi Amerikalı
olarak!</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh27zNEEZaRJNXtbIq_pHLVte_-_v4FpFtnnlBIg4UTPdMjDKx5Pon2lajdP9Yjwc8cJYanHtOl0qLrcqpHec93h_3fPSvxNUrBNkbECku8E6MuliGpyEppaKcb4mb7TAT6mYS3vskAVive/s1600/milliondollararm2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh27zNEEZaRJNXtbIq_pHLVte_-_v4FpFtnnlBIg4UTPdMjDKx5Pon2lajdP9Yjwc8cJYanHtOl0qLrcqpHec93h_3fPSvxNUrBNkbECku8E6MuliGpyEppaKcb4mb7TAT6mYS3vskAVive/s1600/milliondollararm2.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQEEoNDmfW1NAaol2XsJF29_VY5nWJBucDMHzttFkf-zW6cj9Z3M8et8UWAMZeDmC4ZHGIk5MDU4cbcUlaChNJJZjU0RtKkoRrSSuOENQYx-5A6JO2YBJhVNgs1d1xrWjRjBnl5GR357QA/s1600/milliondollararm.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQEEoNDmfW1NAaol2XsJF29_VY5nWJBucDMHzttFkf-zW6cj9Z3M8et8UWAMZeDmC4ZHGIk5MDU4cbcUlaChNJJZjU0RtKkoRrSSuOENQYx-5A6JO2YBJhVNgs1d1xrWjRjBnl5GR357QA/s1600/milliondollararm.jpg" height="246" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgbf_4mOEZHYqKMoYd-LVrt60LEB0WZAcbaUs9EEp4WUIHNgl15sCd1_bmGBZ6Bin77sQ7nJL8vVd_RsWiBIVpyvYj5jWHcBgGu3kHPcaMl3FZ_o5439grNZqQA03yK5084hiMqMVcANY9B/s1600/milliondollararm3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgbf_4mOEZHYqKMoYd-LVrt60LEB0WZAcbaUs9EEp4WUIHNgl15sCd1_bmGBZ6Bin77sQ7nJL8vVd_RsWiBIVpyvYj5jWHcBgGu3kHPcaMl3FZ_o5439grNZqQA03yK5084hiMqMVcANY9B/s1600/milliondollararm3.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Senaryoda şaşırtıcı tek şey
gençlerin başarısıdır. O da zaten yaratılan bir şey olmadığı için akılda kalıcı
bir çalışma gibi görünmüyor. Hayli tahmin edilebilir kalıplar üzerinde hikaye
gelişiyor ve beklenen sona ulaşıyorsunuz. Mekan, dekor, kostüm detaylarında
Hint kültürünü yansıtan dakikalar haricinde göze hitap eden; diğer filmlerden
ayıran bir şey yok. Müzik çalışmaları Hintli A. R. Rahman elinden geçmiştir. “<i>Slumdog Millionaire</i>”, “<i>127 Hours</i>” gibi filmlerde adını daha önce
duymuştuk. Filme heyecan kattığı aşikâr. Tabi bu peş peşe sıraladığım
olumsuzluklar filmi izlemeye değmez sınıfına sokmuyor. İlginç hikaye, genç
oyuncularla keyifli hale geliyor. Sadece sıradanlıktan kurtulamıyor.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
IMDB’den 7.1, Rotten Tomatoes’tan
61 alan filmin geri bildirimleri orta hallidir. Disney yapımcılığı haricinde
türdeşlerinden çok bir farkı olmayan; gene de sürükleyiciliği elinden
bırakmayan bir projedir. Baş rollerdeki gençlerden Rinku’yu canlandıran Suraj
Sharma’yı “<i>Slumdog Millionaire</i>”
filminde, Dinesh’i canlandıran Madhur Mittal’i ise “<i>Lif of Pi</i>” filminde izlemiştik. İkisini bir arada görmek hayli
heyecan uyandırıyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/lEtNIoPxcq8?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-32975545850550059792015-01-06T21:15:00.002+02:002015-01-06T21:15:41.473+02:00Women on the Verge of a Nervous Breakdown (Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar) (1988)<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWIEy9OxXo7TjtMw_COHlTgiKVWwl5x-Hcws56Mtow4H4KLNGIqvGC2Ga779Vqr0h1gNOHEMnx9ptVNg-7mya92jZLPeY-dWCE4DEA0hNEZzJWyHiJYnuf5IenR5KRNnlevkFdTs5gauQK/s1600/skek3.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWIEy9OxXo7TjtMw_COHlTgiKVWwl5x-Hcws56Mtow4H4KLNGIqvGC2Ga779Vqr0h1gNOHEMnx9ptVNg-7mya92jZLPeY-dWCE4DEA0hNEZzJWyHiJYnuf5IenR5KRNnlevkFdTs5gauQK/s1600/skek3.jpg" height="320" width="229" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Ben henüz 3 yaşındayken gösterime
giren, o sene hayli ses getiren ve ödülleri peş peşe toplayan Sinir Krizinin
Eşiğindeki Kadınlar, belirli dönemlerde tekrar tekrar izlemeye değer İspanya
yapımı bir projedir. Yapımcılığını, yönetmenliğini, senaristliğini Pedro
Almodovar üstlenmiştir. “<i>Talk to Her</i>”,
“<i>Volver</i>”, “<i>Bad Education</i>” filmlerinden sonra en sevdiğim olan yapım; kara
mizah / dram komedi türlerinin kapsıyor. 89 dakikalık projede baş rolleri
Carmen Maura, Antonio Banderas, Julieta Serrano, Rossy de Palma, Maria Barranco
paylaşıyorlar. 700.000 $’lık bütçesine karşılık dünyada 17 milyon $’a yakın
hasılat elde etmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Dublaj sanatçısı Pepa,
sevgilisi Ivan tarafından terk edilir. Bunu kaldıramayan Pepa ağır bir
depresyona girer ve ilaçlara sarılır. Lakin, çevresindekiler Pepa’nın
depresyona girmesine fırsat vermezler. Zira hepsinin ayrı ayrı problemleri
vardır ve tek çözümü Pepa’da bulurlar!</div>
<a name='more'></a><o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Almodovar’ın İspanya haricinde duyulmasını sağlayan Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar'ı seneler önce
seyrettiğimde hayran kalmıştım. Tekrar başına oturunca yazmadan edemedim. Almodovar
filmlerini takip edenlerin, onun karakterler üzerinde neler yarattığını bilir.
Özellikle kadın karakterlerle oynamayı, onları her daim baş rolde tutmayı
tercih eder. Bu filmde ise farklı özellikteki kadınların tek ortak noktası
vardır: Hepsi aşıktır fakat depresyondadır! Kadınların hem aşık hem de
depresyonda oldukları bir ortamı hayal edin; içine polis, avukat, aldatan bir
adamı, onun oğlunu ve karısını ekleyin. En sonda da hepsini bir evde toplayın. Tam
bir curcuna! Almodovar, bunu eğlenceli ve ardı arkası kesilmeyen hikayelerle
birleştiriyor. İlk başta karışık gelse de kara mizah seviyorsanız zamanla duruma alışıyorsunuz. Kara
mizahın çoğu unsurunu diyaloglarda ve karakterlerde bulmak zaten mümkün.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgk_2pGa8iDPaJalD0ukCxfc31zGXherlkN0JG2lcu11BuSlQe7phFpz_4HRuIvAijxcdDeiybU4NMhi0h9fdeUOb_HFMiAj4pOtVqBHK0mKz66XFvYbVZItL0XBrp6qovvVqK23wpzFZ9h/s1600/skek4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgk_2pGa8iDPaJalD0ukCxfc31zGXherlkN0JG2lcu11BuSlQe7phFpz_4HRuIvAijxcdDeiybU4NMhi0h9fdeUOb_HFMiAj4pOtVqBHK0mKz66XFvYbVZItL0XBrp6qovvVqK23wpzFZ9h/s1600/skek4.jpg" height="210" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3OTi4QwcaM2-d-BldBV0-R4Lxuqm4rBS0VwzEakwyOKWXBJ4F5yzHMbtcYxiGHFXfhwnE-Bbhz1lc8xjt9cx3DvqS1Z416B7tWu9PYB2rFv5HhgfbOh1-YKZps6tqB3M3k42ZjA1af0Kd/s1600/skek.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3OTi4QwcaM2-d-BldBV0-R4Lxuqm4rBS0VwzEakwyOKWXBJ4F5yzHMbtcYxiGHFXfhwnE-Bbhz1lc8xjt9cx3DvqS1Z416B7tWu9PYB2rFv5HhgfbOh1-YKZps6tqB3M3k42ZjA1af0Kd/s1600/skek.jpg" height="215" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjI0nK2hTXePGglSRs3tzM2vXQP5S5XIKw0XGli0XyWugVHfjhUnbPrTnhEFv8ox8MwZzaRDtZ9nvDD4ku-vFqaRXQQvnDruIR-vHmdnQwNimLX4_hGmWiQR4HG2QhzYnScOz56bKVT4xjN/s1600/skek2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjI0nK2hTXePGglSRs3tzM2vXQP5S5XIKw0XGli0XyWugVHfjhUnbPrTnhEFv8ox8MwZzaRDtZ9nvDD4ku-vFqaRXQQvnDruIR-vHmdnQwNimLX4_hGmWiQR4HG2QhzYnScOz56bKVT4xjN/s1600/skek2.jpg" height="210" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Mekan, kostüm, saç ve makyaj
tasarımları Almodovar’ın vazgeçilmezlerinin hepsini kapsıyor. Kırmızı renk
kullanımının çokluğu (elbise, ruj, oje, ev dekoru, çorbanın rengi bile!), belirgin makyaj sizi büyülerken duvar renginden
tablolara, mutfağın dekorundan yatağın örtüsüne kadar dolu dolu bir dekor sizi
renk cümbüşüne sokuyor. Karakter çokluğu, birbirinden farklı hikayelerle
birleşirken arka planın da böyle yoğun görünümü sizde ya heyecan duyuracaktır
ya da kafa yoracaktır.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
En iyi film ve orijinal müzik
Goya adaylığı, en iyi yabancı film Oscar, Altın Küre ve Bafta adaylığı Almodovar’a
dünyanın kapılarını açmıştır. Sonrasında kazanacağı Oscar, Altın Küre, Bafta
ödüllerinin bir nevi habercisidir. IMDB’den 7.6, Rotten Tomatoes’tan 89
almıştır. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Baş roldeki 1945 İspanya doğumlu Carmen
Garcia Maura, 80’den fazla projede yer almıştır. Tam dört kez en iyi kadın
oyuncu Goya ödülünü alan oyuncu, Cesar Ödülleri’nde de adını duyurmuştur. Filmin
çekildiği yılda 28 yaşında olan Antonio Banderas ise Carlos rolünde yaşından hayli küçük
gösteriyor. Sinemadaki beşinci filmi olduğunu düşünürsek, Almodovar onun
kariyerinde önemli bir basamak sayılır!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/PypMOEKJuh8?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-84985675051641127842014-12-30T16:51:00.000+02:002014-12-30T16:51:10.603+02:00The Water Diviner (Son Umut) (2014)<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicK_1BONy0-MsLjcTNPq2DF6varOD1K63-K07zT7QrqZxWHyKfhjerPMZYqFRhGvC8Wgw45PVm9GoNyPoQQ5NzC1y4_rED9MJA8Sd6nE3XcULTHb0ixOQepj4shn4IdGfRBMD8JgsL4j5q/s1600/sonumut4.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicK_1BONy0-MsLjcTNPq2DF6varOD1K63-K07zT7QrqZxWHyKfhjerPMZYqFRhGvC8Wgw45PVm9GoNyPoQQ5NzC1y4_rED9MJA8Sd6nE3XcULTHb0ixOQepj4shn4IdGfRBMD8JgsL4j5q/s1600/sonumut4.jpg" height="320" width="227" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Son Umut</td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-family: inherit;">Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan
isimleriyle Türkiye’deki çekimlerde adını sıkça duyuran The Water Diviner sonunda geçtiğimiz Cuma gösterime girdi. Yönetmen koltuğunda Russell Crowe’un oturduğu 151
dakikalık projenin senaryosu Andrew Anastasios ve Andrew Knight tarafından
kaleme alınıyor. Avusturalya yapımı dram/tarihin baş rollerinde Russell Crowe,
Olga Kurylenko, Jai Courtney, Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz yer alıyorlar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Conner, Avusturalyalı bir
çiftçidir. Üç oğlu ailesini dinlemeyerek Çanakkale Savaşı’na gitmişlerdir. 4
yıldır haber alamadığı oğullarının peşinden Türkiye’ye giden Connor, hayli zor
bir mücadelede bulur kendini. Ona destek olanlar ise beklenmedik iki kişidir:
Hasan ve Cemal!<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Russell Crowe’un ilk yönetmenlik
deneyiminin, Türkiye tarihini ilgilendiren bir film olması gururlandırmıyor değil.
Üstelik filmi izledikten sonra Türkiye ve Türklerle ilgili en ufak olumsuz bir
yorumun yer almaması da sevindirici. Zira bünye Türkiye veya Türklerin
yabancı projelerde güzel anılmasına (en azından tarafsız) alışık değil. Bu
açıdan, oyunculuğundan pek haz etmediğim Crowe’e teşekkür etmek farz oldu.</span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: inherit;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;">Mekan, dekor, kostüm detayları
için hayli çaba gösterildiği aşikar. Tür olarak tarih seçilmesi; mekan olarak
da farklı ülkelerin, şehirlerin tozunu yutmak görsel açıdan geniş bir
perspektif sunuyor. Osmanlı topraklarında Türk kahvesinin önemi, kıyafetlerin
detayları, mekan tercihlerinde renk ve ışık ayarlarındaki hassasiyet sizi filme
çekiyor. Güneş ışığı görünümü altında doğal çekim hileleri, hikayaye renk
katıyor.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgLI_VqW7E3Mn0vU5V5z1ibHyDDduaUUbK3Oib3xQS7d7kQBVgQ58uu-gMHoBZPXwsYM7Nkruv69M3Vev4PSadZ3OTfUlIm5w19DgTvLugF17Fre9ZyuT97aYLzZc6HVq7gL2tvLMEe87Sr/s1600/sonumut2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgLI_VqW7E3Mn0vU5V5z1ibHyDDduaUUbK3Oib3xQS7d7kQBVgQ58uu-gMHoBZPXwsYM7Nkruv69M3Vev4PSadZ3OTfUlIm5w19DgTvLugF17Fre9ZyuT97aYLzZc6HVq7gL2tvLMEe87Sr/s1600/sonumut2.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-TaEjg4_H-z1tfSF0wTif1xCS3w3t5YY01BOo6Pgf85ky6eyaQ0oGAgJPfAlit7ketUJitRcCGTr9ye4PPxhD7Eh1q21KyQCh_bopX02UBmrSR7dHch1iQPMoWXQzzy5_PqziVJJVGq88/s1600/sonumut3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-TaEjg4_H-z1tfSF0wTif1xCS3w3t5YY01BOo6Pgf85ky6eyaQ0oGAgJPfAlit7ketUJitRcCGTr9ye4PPxhD7Eh1q21KyQCh_bopX02UBmrSR7dHch1iQPMoWXQzzy5_PqziVJJVGq88/s1600/sonumut3.jpg" height="182" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjcw8ckb8zFpK6EqmITyajuCxbzaXwQyvrHpAnxWQeh7NzctS-vJbsR_HbpH8CvRF9ju6pbG-Ox-y1dFUF7I5VGzQq5ib4VMYFc1aQT3s3UtpEpydtpGJSnrT-1TFcuKuAvSMfcaTuQQV_G/s1600/sonumut.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjcw8ckb8zFpK6EqmITyajuCxbzaXwQyvrHpAnxWQeh7NzctS-vJbsR_HbpH8CvRF9ju6pbG-Ox-y1dFUF7I5VGzQq5ib4VMYFc1aQT3s3UtpEpydtpGJSnrT-1TFcuKuAvSMfcaTuQQV_G/s1600/sonumut.jpg" height="223" width="320" /></a></div>
<span style="font-family: inherit;">Senaryoya, hem
Avusturalya hem Türkiye tarafını eşit miktarda sorgulama imkanı sunuyor.
Madalyonun iki yüzüne de bakmanızı sağlıyor. Tarihi
filmlerde bunu görmek pek mümkün değilken Son Umut’un bunu seyirciye sunması
bir bakıma artıdır. Tabi şu da var; hikayede her iki tarafın da üstünden belli bir süre geçmiş yaraları deşiliyor. Bu dört senede insanların içindeki acı soğumuş ya da en azından küllenmiştir. O yüzden tarafsız
bakabilme imkanı yakalıyorlar; her şeye rağmen! Peki, tarihe tarafsız
bakabilmek mümkün mü? Filmde bu inandırıcılığı yakalayabilir misiniz? O biraz da sizin tarihe bakışınızla ilgilidir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">151 dakika boyunca filmi keyifle
seyredebildim. Sonuçta geçmişimizi bir yabancının gözünden izleme fırsatı
yakaladım. Diğer yandan, kurgu yeteri kadar tatmin edemedi. Osmanlı kültürünü
aktarmak adına karakter sayısı fazla tutulmuş fakat bu da konuların birbirine
bağlanmasını zorlamış. Film sonunda hangi duyguyla salondan çıkacağıma emin
olamadım. İzlediğim şey güzeldi ama harika sınıfına sokmakta kararsız kaldım.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">IMDB’den 8.5, Rotten Tomatoes’tan
da 83 almış. Türkiye haricinde diğer ülkelerde ağırlıklı olarak 2015’te
gösterime gireceği için yeterli geri dönüşleri henüz alamamış. Russell Crowe da
tıpkı Ben Affleck gibi mimik yetersizi bir oyuncu olduğu için çok sevemem. Tabi
bu filmlerinin güzel olmadığı anlamına gelmiyor. 1964 Yeni Zelenda doğumlu
oyuncunun en sevdiğim projeleri şüphesiz “<i>A
Beautiful Mind</i>” ve “<i>Cinderella Man</i>”dir.
Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan ise Türk tarafını canlandırmak için harika bir
seçim olmuş. Her ikisini de hayranlıkla izledim; gurur duydum. Ufak bir rol de
olsa Salih Kalyon’u görmek mutlu etti.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<object width="320" height="266" class="BLOGGER-youtube-video" classid="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" codebase="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=6,0,40,0" data-thumbnail-src="https://ytimg.googleusercontent.com/vi/yP_57XclclE/0.jpg"><param name="movie" value="https://youtube.googleapis.com/v/yP_57XclclE&source=uds" /><param name="bgcolor" value="#FFFFFF" /><param name="allowFullScreen" value="true" /><embed width="320" height="266" src="https://youtube.googleapis.com/v/yP_57XclclE&source=uds" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true"></embed></object></div>
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-87816135155642602292014-12-26T22:41:00.000+02:002014-12-26T22:41:00.539+02:00Gone Girl (Kayıp Kız) (2014)<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKy-uhgHoCdnyEGNndgOjd0fKbdQhEWoI3uocNstx4k_YHhprmgeOR37XUuIaS3CcoeH7x642LfZj7d4NIR3eTlAnK1YLxddt5ieWsWQQOrBVURur1Pk7u10p9s2GhcN_Po17AiQAt69M4/s1600/gonegirl2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKy-uhgHoCdnyEGNndgOjd0fKbdQhEWoI3uocNstx4k_YHhprmgeOR37XUuIaS3CcoeH7x642LfZj7d4NIR3eTlAnK1YLxddt5ieWsWQQOrBVURur1Pk7u10p9s2GhcN_Po17AiQAt69M4/s1600/gonegirl2.jpg" height="320" width="219" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Kayıp Kız</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Yönetmen koltuğunda David Fincher
varken filmi izlemek için başka sebep görmeden ekran başına geçtim. Sonuç: Film
bittiğinde eşimle göz göze gelip konuşamadık! Ekim 2014’te Türkiye’de gösterime
giren suç ve gerilim türündeki filmin senaryosunu Gillian Flynn kaleme
almaktadır. Film, Flynn’in aynı adlı romanından beyazperdeye aktarılıyor. ABD
yapımının baş rollerinde Ben Affleck, Rosamund Pike, Neil Patrick Harris, Tyler
Perry yer alıyorlar. 149 dakikalık filmin bütçesi 61 milyon $, hasılatı 350
milyon $ civarındadır!<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Nick ile Amy, evliliklerinin
beşinci yıl dönümünü kutlamaya hazırlanmaktadır. Nick, eve Amy’nin yanına
döndüğünde ise beklenmedik bir sürprizle karşılaşır: Amy yoktur, ortadan kaybolmuştur.
Başta Amy’nin anne babası olmak üzere herkes bulunması için seferber olur. Polis ise Nick’ten
şüphelenir.</span></div>
<a name='more'></a><span style="font-family: inherit;"><o:p></o:p></span><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Filmin sihirli kelimesi detaylar
desem, yanılmış olmam sanırım. David Fincher, senaryoyu öyle derin bir
titizlikle seyirciye aktarıyor ki hikaye sizi kendine esir ediyor. Romanı okumayan
biri olarak, sonuna kadar tahminler içinde boğulup kaldım. Gerçekler ortaya
çıktıkça kendi içimde evliliği sorguladım. Filmin yıldızı her ne kadar
senaryoysa, onu ekrana aktaran David Fincher’dan başkası olsa böyle mest eder
miydi; kararsızım. Tür dram olarak başlıyor, suça kayıyor ve
gerilimle şaha kalkıyor. 149 dakikalık zaman diliminde bu üçünü bir
arada seyirciyi sıkmadan kurgulamak; hayli zor olsa gerek. Gerçi işin içinde
Fincher varken zor kelimesi anlamsızlaşıyor.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgWCvrf5MIcpPEciQPww5WXF2sAL4tQKsd1NeVr81GmMIDHqVcBxOt2MKCoB08WFihJ5KdNCJR8V8JKlgsyindn0gTtNTcOGRjghx3xQTydBaBpAI9gngjywNvAdF2DZANZPAHkc8zQll9/s1600/gonegirl.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgWCvrf5MIcpPEciQPww5WXF2sAL4tQKsd1NeVr81GmMIDHqVcBxOt2MKCoB08WFihJ5KdNCJR8V8JKlgsyindn0gTtNTcOGRjghx3xQTydBaBpAI9gngjywNvAdF2DZANZPAHkc8zQll9/s1600/gonegirl.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPEtssqpS-ioJ3DhugbWI_xs-kzn1l2-TL7VRYkZu4RhTUCY8JVhcXwHX5GvEldg8vhdphTEB0ROlTqmBrdVtfSPtvW0onJmQgSDcgGsZuv5gLATsXwFp-o7ErutTKz0LFtK3uAWhEuBLC/s1600/gonegirl3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPEtssqpS-ioJ3DhugbWI_xs-kzn1l2-TL7VRYkZu4RhTUCY8JVhcXwHX5GvEldg8vhdphTEB0ROlTqmBrdVtfSPtvW0onJmQgSDcgGsZuv5gLATsXwFp-o7ErutTKz0LFtK3uAWhEuBLC/s1600/gonegirl3.jpg" height="215" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQUPaqTynQfX-Cv1x2eDNBoCa_58z_0iffNf99JShe4p_g7BycwY5VqSU9dRBIiYhXG_TNUpQdRan2Da0vQjbTJNG9RyCmIjwlyqYU9BkJpXMsjuFp8jtJy0vFivrUPdCL_rAoBC5bE1iC/s1600/gonegirl4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQUPaqTynQfX-Cv1x2eDNBoCa_58z_0iffNf99JShe4p_g7BycwY5VqSU9dRBIiYhXG_TNUpQdRan2Da0vQjbTJNG9RyCmIjwlyqYU9BkJpXMsjuFp8jtJy0vFivrUPdCL_rAoBC5bE1iC/s1600/gonegirl4.jpg" height="228" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Mekan seçimi, dekor, kostüm, saç
ve makyaj tasarımları filmin dram yönünü daha keyifli hale getiriyor. Işık
oyunları Fincher’ın özgün kamerasıyla birleştiğinde ise gerilimin dozu artıyor.
Trent Reznor ve Atticus Ross’un müzik çalışmaları ilk dakikadan itibaren
hikayeyle harika bir uyum sergiliyor. Bu ikilinin çalışmalarını daha önce “</span><i style="font-family: inherit;">The Social Network</i><span style="font-family: inherit;">” ve “</span><i style="font-family: inherit;"><a href="http://seyirci-koltugu.blogspot.com.tr/2012/02/girl-with-dragon-tattoo-2011.html#more">The Girl with the Dragon Tattoo</a></i><span style="font-family: inherit;">”
filmlerinde dinlemiştik. Fincher'la daha önce çalışmış olmanın meyvelerini Kayıp Kız'da topluyorlar. Romantik filmlerde şarkıların ve sesin sahneye göre yükselip alçalması olayı beslerken seyircinin bunu yakalayabilme ihtimali vardır. Gerilimde ise senaryoya odaklanabilme lüksünü yaşadıysanız fark etmeden buna en büyük katkılardan birini müzik sağlar. Kafanızdaki soru işaretleri, içinizdeki şüphe ve endişe birbirini kovalarken müziğin kıymetini anlamak o kadar kolay olmuyor. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Senaryoyu biraz irdelediğinizde
elinize muhteşem eleştiriler geçiyor. Medyanın hunharca insanları kullanmasını,
reyting uğruna insanların ne hale getirilebileceğini, popüler kültürün tamamen
bir balondan ibaret olduğunu vurguluyor. Fincher, elindeki bu hazineyi harika
detaylarla sunuyor. Altın Küre’deki en iyi yönetmen, kadın oyuncu, müzik ve
özgün senaryo dallarında adaylıkları fazlasıyla hak ettiği kanaatindeyim. Oscar
alır mı, şimdiden söylemek yersiz fakat adaylıkları olacağı aşikar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">IMDB’den 8.4, Rotten Tomatoes’tan
88 alan filmin geri bildirimleri hayli olumludur. Ben Affleck’in oyunculuğu her
daim sorgulansa da karakteri çok iyi özümsediği aşikar. Mimiklerini
kullanmaması beni hep rahatsız etmiştir. Yüzündeki o anlamsız bakış, pasif
görünüm bu adamı neden buralara kadar getirir diye zaman zaman düşünsem de “<i><a href="http://seyirci-koltugu.blogspot.com.tr/2012/12/argo-2012.html">Argo</a></i>”daki çıkışından sonra (oyunculuk
adına) Nick ile kendini hayli geliştirmiş görünüyor. Filmin hemen hemen
yarısında kayıtsız duruşu bir yandan seyirciyi rahatsız ediyor, diğer yandan hikayeye
ısındırıyor. Ben Affleck’ten öte Amy rolündeki 35 yaşındaki İngiliz Rosamund
Pike, takdiri hak ediyor. 26 film, 9 televizyon projesi içinde “<i>Pride and Prejudice</i>”, “<i>Johnny English Reborn</i>”, “<i>Wrath of the Titans</i>”la göz kamaştırmıştı.
Amy karakterini o kadar gerçekçi canlandırıyor ki kadına bir yandan acıyor,
diğer yandan ona karşı büyük bir nefret duyuyorsunuz. Hatta öyle biriyle
karşılaşmamak için dua bile edebilirsiniz!</span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/2pMycwq2VvM?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-32643199215683599122014-12-21T19:47:00.000+02:002014-12-25T07:48:31.615+02:00Yıl Başı Hediyesi! (2014)<div style="text-align: justify;">
Yıl başı gelmeden Seyirci Koltuğu takipçilerine film tadında iki harika kitap ve kapağına baktıkça "Sevgi neydi?" diye soracakları bir defter hediye etmek istiyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div>
Hediyelerin ilki daha önce blogumda düşüncelerimi paylaştığım ve çok beğendiğim "<i><a href="http://seyirci-koltugu.blogspot.com.tr/2012/01/bir-film-nasl-okunur-1977.html">Bir Film Nasıl Okunur?</a></i>" kitabı, ikincisi "<i>Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Film</i>" (2005 basımı) kitabı ve son olarak da "<i>Selvi Boylum Al Yazmalım</i>" kapaklı defter.</div>
<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilQlc4pyYf3Yz5h6AKU3Aea0XqAdKvGffBENEHpjxoQHEHybW1Qm7jWcRH4uIxWBUOHst-3OOHHqWEjabkU8r81Nv2-0toh5Z4CkD-6sBLnttNxp7s6R-Bqd7AjPMlVg2W2FXSFJA3vaxl/s1600/%C3%A7ekili%C5%9F4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilQlc4pyYf3Yz5h6AKU3Aea0XqAdKvGffBENEHpjxoQHEHybW1Qm7jWcRH4uIxWBUOHst-3OOHHqWEjabkU8r81Nv2-0toh5Z4CkD-6sBLnttNxp7s6R-Bqd7AjPMlVg2W2FXSFJA3vaxl/s1600/%C3%A7ekili%C5%9F4.jpg" height="242" width="320" /></a></div>
<div>
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Çekilişe katılmak için yapacağınız şeyler birkaç dakikanızı bile almayacak: Facebook'ta sayfamı beğenmek, Twitter'dan takip etmek ve yazının altına en beğendiğiniz yerli kadın ve erkek oyuncuyu yazmak.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Son gün 25 Aralık! Herkese bol şans :)</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b><i><span style="color: #3d85c6;">random.org'la yapılan çekilişi Aykut Taşkın Yücegün kazandı! Tebrikler Aykut :) Bana iletişim bilgilerini seyircikoltugu@gmail.com'dan göndermeni rica ederim.</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #3d85c6;"><br /></span></i></b>
<b><i><span style="color: #3d85c6;">Bir sonraki çekilişte görüşmek üzere. Herkese şimdiden mutlu yıllar!</span></i></b><br />
<b><i><span style="color: #3d85c6;"><br /></span></i></b>
<b><i><span style="color: #3d85c6;"><br /></span></i></b></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-25640903614004543852014-12-16T20:53:00.001+02:002014-12-17T09:27:59.928+02:00Kemal Hadi Gel, Bi Kahve İçelim (2014)<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0Fc00ghyphenhyphen27AH8jgjV73tHxt1wgysCOQXrN89VSQ5dvTxp_PtGGb_Yz1YwQSkBi7BbOIIZhIUiREp2S94QiF3fAapqHIgwGy6O6jEcOmJzi5TIYKEdnOMLFXKA3jupvpLDVEf3JtbnBdQ1/s1600/kemalsunal.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0Fc00ghyphenhyphen27AH8jgjV73tHxt1wgysCOQXrN89VSQ5dvTxp_PtGGb_Yz1YwQSkBi7BbOIIZhIUiREp2S94QiF3fAapqHIgwGy6O6jEcOmJzi5TIYKEdnOMLFXKA3jupvpLDVEf3JtbnBdQ1/s1600/kemalsunal.jpg" height="320" width="242" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">"Kemal Hadi Gel, Bi Kahve İçelim" ve Şener Şen kitap ayracım! </td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
On - on iki yaşlarında, sarı dolmuşla
Çiftehavuzlar’dan Kadıköy’e gidiyordum. Şu anki Florence Nightingale Hastanesi’nin
orada kırmızı ışıklarda araç durduğunda öylesine soluma baktım. Aman Allah’ım!
Kemal Sunal yan araçta! “Ama gülmüyor, neden ki?” diye düşünmüştüm. Çocuk aklı
işte; mesleğini yirmi dört saat üstünde taşımak zorunda olduğu fikrindeydim
sanırım. Öldüğü gün yaz tatilinde Çorum’dayken hüngür hüngür ağladığımı hatırlarım.
Hala 3 Temmuz’da içimden bir şey kopar.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a><o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Bu hassasiyetimden dolayı Gül
Sunal’ın kitabını duyar duymaz hemen aldım ve başucuma koydum. Büyük keyifle, bazen Gül Sunal’ın hüznünü içime çekercesine bir çırpıda okudum. Doğan
Kitap’tan çıkan, ilk basımı Kasım 2014 olan anı türündeki kitap, 194 sayfadan ve
Kemal Sunal’dan kalan fotoğraflardan oluşuyor. Kitabın arka kapağında, başlığın
hikayesi o kadar güzel ki; paylaşmadan edemeyeceğim:</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
“<i>Aslında ikimiz de kahve sevmezdik. Söyleyemediklerimizin yerine geçerdi.
Araya giren duygusal ayrılıkların son bulması dileğiydi. Vazgeçememek,
kıyamamak, pişman olmak, KAVUŞMAK demekti. Evimizdeki sıcaklığı korumak demekti…
Sonuçta BİZİ hep korudu bu sihirli cümle.</i>”<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Henüz bir aylık evli olarak
böyle bir ilişkiyi örnek almam gerektiğini hissediyorum. Gül Sunal, belli bir
sıralama, düzen veya biçime sokma derdine düşmeden; duygularını bir çırpıda
kaleme dökmüş. İlk sayfalarda bu durum biraz rahatsız etti. Daldan dala
atlıyor, tarih sırasıyla anlatmıyor; takip etmekte zorlanıyordum. Sayfalar
ilerledikçe; Gül Sunal’ın şu anki hüznüyle geçmişteki mutluluğunu anlatma
heyecanını ben de yaşamaya başladım. Gül Sunal'ın anılarını yazarken gözlerinin parlayışını; bir o kadar da özlemini hissettim. Derdi sadece eşini anlatmak değildi; o anıları yazdıkça tekrar yaşıyordu. Sıralaması, biçimi yaşadıklarının önüne geçmiyordu; geçemezdi de zaten. Hem öyle bir iddiası da yok ki...</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Kemal Sunal’ı tanımak beni o kadar mutlu
etti ki, gece olsun da yatmadan önce kitaba gömüleyim diye günü geçirmeye
başladım. Örnek alınacak bir eş, bir baba, bir dost, bir sanatçı imiş Kemal Sunal! Özel hayatını bu denli medyadan uzak yaşayan aile olunca yakından tanımak hem şaşırttı, hem de keyif verdi. Aileyi korumanın sırrı belki de medyadan kaçıştı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Kitaptan alıntılar yapmak
istemediğim için detaylara girmek istemiyorum. O kadar güzel hikayeler, o kadar
güzel insanlardan bahsediliyor ki; burada bir tanesini bile dile getirmek (telif
hakkı haricinde) haksızlık olur diye düşünüyorum. Diğer yandan, Sunal ailesine
yapılan haksızlıkları okudukça da şaşkınlığım hat safhaya ulaştı. Bunu da göz önünde bulundurarak herkesin alıp okuması için baskı yapmak istiyorum.</div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Kemal Sunal sevenlerine bu
anıları aktardığı için; ayrıca hüzünlerini paylaştığı için Gül Sunal’a teşekkür
ediyorum. “Neden bunca sene bekledi, yıllar sonra yazdı?” diye düşünüyorsanız;
kitabı alın ve okuyun. Eminim onu anlayacaksınız.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-66723986427762888652014-12-14T22:59:00.000+02:002014-12-14T23:04:28.781+02:00The Invisible (Görünmez) (2007)<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEju1ZqQfPVQEiJSzhTXbPczupWLvBPISJuFX8CNaUeyDd4OfD6cGAB_QQ6rdmB_am8HNo_XNXmyW4Y7fGoB9r0I6yUer3taFqChJpRsInSBoJWza4hf5POJJgS7Aoi40HQR8REvFC1v04TU/s1600/invisible3.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEju1ZqQfPVQEiJSzhTXbPczupWLvBPISJuFX8CNaUeyDd4OfD6cGAB_QQ6rdmB_am8HNo_XNXmyW4Y7fGoB9r0I6yUer3taFqChJpRsInSBoJWza4hf5POJJgS7Aoi40HQR8REvFC1v04TU/s1600/invisible3.jpg" height="320" width="242" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Görünmez</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Konusunu okuyunca merakıma yenik
düşüp ekran başına geçtiğim Görünmez, 2007 tarihli olmasına rağmen Türkiye’de
gösterime girmedi. Yönetmenliğini David S. Foyer’ın üstlendiği proje, “<i>Den Osynlige</i>” adlı eserden Mick Davis ve
Christine Roum tarafından kaleme alınmıştır. ABD yapımı fantastik ve dramın baş rollerinde Justin
Chatwin, Margarita Levieva, Marcia Gay Harden, Chris Marwuette, Alex O’Loughlin
yer alıyorlar. 102 dakikalık film, dünya çapında 27 milyon $ hasılat elde
etmiştir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Gayet başarılı bir lise öğrencisi
olan Nick’in en büyük hayali Londra’da eğitim almaktır. Annesinden gizli gizli
ödev satarak para kazanan Nick, sonunda Londra biletini alır. Nick tüm planlarını yaparken, okuldaki Annie ve onun arkadaşlarının bir yanlış
anlaması yüzünden bir kavgaya karışır ve çukura düşer. Kendine geldiğinde her şey daha farklı olacaktır.</span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: inherit;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Hayli sıkıcı on beş - yirmi dakika yaşattıktan sonra asıl konuya geçildiğinde film seyirciyi kendine çekiyor.</span><span style="font-family: inherit;"> Konu çok orijinal değil; daha önceden benzerlerini mutlaka izlemiş ya
da duymuş olabilirsiniz. Gene de farklı bir açıdan bakmak, farklı bir
yönetmenin gözünden incelemek için ekran başına geçebilirsiniz. Mekan, dekor,
kostüm tasarımları fantastik ve dram türlerine göre başarılıdır. Size heyecan
katabiliyor. Müzik çalışmaları orta halli, süre ise yeterlidir.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSXtJiSCEk7yMDQrFgMHYAyuaDCdDiX2z4HmBQ4Je-xhLV93AtJGIz1CsnsS3SL_y9GgiUAJcv6bPiSR0xpgVTsRj_TCN-c1zsdFr6QfoaGUj3H2DaQ_lwqC2D5STalyKKipzjaKsMjsqN/s1600/invisible2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSXtJiSCEk7yMDQrFgMHYAyuaDCdDiX2z4HmBQ4Je-xhLV93AtJGIz1CsnsS3SL_y9GgiUAJcv6bPiSR0xpgVTsRj_TCN-c1zsdFr6QfoaGUj3H2DaQ_lwqC2D5STalyKKipzjaKsMjsqN/s1600/invisible2.jpg" height="237" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLD7WJo7VcUZ4kOcFmFzOl1pOMG61BiDwGGNkQZ4kVmv3uogaXZK4dsozbUGNVaMgaTSjkZFjHKxoz2J9dNoCTmTNohhMqL-mVebv5jAgZmry0Cb79CZMBbUr6artCkvc9nFxVI7lCPkUR/s1600/invisible.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLD7WJo7VcUZ4kOcFmFzOl1pOMG61BiDwGGNkQZ4kVmv3uogaXZK4dsozbUGNVaMgaTSjkZFjHKxoz2J9dNoCTmTNohhMqL-mVebv5jAgZmry0Cb79CZMBbUr6artCkvc9nFxVI7lCPkUR/s1600/invisible.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Karakter sayısı bazı sahnelerde
gereğinden fazla geliyor. Konuyu hayli saptırırken, göz ve kulak yorgunluğuna
sebep oluyorlar. Ayrıca, filmin polisiye tarafında o kadar çok mantık hatası
var ki hedefteki Nick’i arka plana atıp bu hataları bulmak için kendinizi
çabalar buluyorsunuz. Bir süre sonra da yıldırıyor. Senaryo daha iyi yazılmalı,
konular birbirine daha sıkı bağlanmalıydı. Orijinal fikire sadık kalınsaydı 102
dakika su gibi akıp giderdi. Konu ilgi çekici, seyirciye aktarış ise zorlayıcıydı.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Oyuncu kadrosunun gençliğine Nick’in
annesini canlandıran Marcia Gay Harden’ın tecrübesi de eklenince karakterleri
izlemek keyifli oluyor. 1982 Canada doğumlu baş rol oyuncusu Justin Chatwin ise
daha önceden TV projeleri ağırlıklı kariyerinde “<i>Shameless</i>”la ilerlemeye devam
etmektedir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">IMDB’den 6.3, Rotten Tomatoes’tan
30 alan filmin geri bildirimleri çok olumlu değil. En büyük neden ise belirttiğim
mantık hatalarıdır. Film daha çok Nick karakterine odaklanıp diğer karakterleri
arka plana atsaydı, eminim adından daha çok söz ettirirdi. Kötü diye
adlandırmak doğru değil, sadece Araf’ta kalmış bir film!</span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-29382608704344062372014-12-11T22:12:00.002+02:002014-12-11T22:12:35.750+02:00Walking on Sunshine (İtalya Tatili) (2014)<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_Kou5l5PP1kORT4fzp751_UGUFPLwJIOA_numaN9j9BYZxAHttaX6VPFzAxxCgUA_3cUUNcLimMUx2rcFZ3bT-skwgjmbH6ll5d85TvtS6zl4pnvf_n1KTqHzoBnRo8h6gsgaYe-lHAfO/s1600/wos2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_Kou5l5PP1kORT4fzp751_UGUFPLwJIOA_numaN9j9BYZxAHttaX6VPFzAxxCgUA_3cUUNcLimMUx2rcFZ3bT-skwgjmbH6ll5d85TvtS6zl4pnvf_n1KTqHzoBnRo8h6gsgaYe-lHAfO/s1600/wos2.jpg" height="320" width="229" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">İtalya Tatili</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Balayını İtalya’da yapınca,
İtalya yapımı ya da mekanın İtalya olduğu filmler dikkatimi bu aralar daha çok
çekiyor. Temmuz 2014’te Türkiye’de gösterime giren İtalya Tatili’nin
yönetmenliğini Max Giwa ve Dania Pasquini üstleniyorlar. 97 dakikalık Birleşik
Krallık yapımı filmin senaryosunu Joshua St Johnson kaleme alıyor. Müzikal,
dram komedi ve romantik türlerindeki projenin baş rollerinde Annabel Scholey,
Giulio Berruti, Hannah Arterton, Leona Lewis yer alıyorlar. Hasılatı 4,5 milyon
$ civarındadır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">İtalya’nın şirin kasabası Puglia, Maddie ve Raf için düğün yeri olur. Zira kısa bir süre önce
tanışmalarına rağmen ilk görüşte aşka inanarak evlenme kararı alırlar. Maddie,
düğüne kız kardeşi Taylor’ı çağırır. Taylor, daha önce ilk kez aşık olduğu
Puglia’ya geldiğinde, anıları tekrar gün yüzüne çıkar. Tüm bu anıların ortasında Taylor'ı kötü bir sürpriz bekler!</span></div>
<a name='more'></a><span style="font-family: inherit;"><o:p></o:p></span><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Müzikal yönünü öne çıkarak, yaz
aşkını vurgulayan, arkasına da İtalya’nın muhteşem manzarasını alan İtalya
Tatili, boş vakit geçirmek için tercih edilebilir. Harika bir mekan seçimi,
yazın tüm rengini ortaya çıkaran renkler ve ışık açısıyla içinizi ısıtıyor. Baş
rolde üç tane kadın oyuncu olunca kostüm, makyaj ve saç tasarımları da ilgiyi
artırıyor. 1980lerin şarkıları da filmin enerjisini üst seviyelere taşıyor.
Romantik bir kasabada nostalji yaşamanızı sağlıyor.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtzMBuNIjmYHCnqKMJWXmynxuPLH1hJXq7qi6bFvivzG4UI2XTAjErK9LHY11u3XEQ2QbaO2sY1TrKkhSqfhEifo_DFEsJhlunvCNY3LYJVtBIBTeD642HJHSj_b_O_9Jym-PF0jMwCSX1/s1600/wos3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtzMBuNIjmYHCnqKMJWXmynxuPLH1hJXq7qi6bFvivzG4UI2XTAjErK9LHY11u3XEQ2QbaO2sY1TrKkhSqfhEifo_DFEsJhlunvCNY3LYJVtBIBTeD642HJHSj_b_O_9Jym-PF0jMwCSX1/s1600/wos3.jpg" height="140" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivxthPycLxzWp3bTtlcxQufb09hFgM83y8Qj2Bn938XbR3ptYvNCjKd7muNQ2M_utKPj1G1SEbIxLr-P1Z7G_CcVAouU_Y3DwVi6AGShj_BoF1vvxYuk7mcK5GvCWXhBap9IGleGqA0u91/s1600/wos.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivxthPycLxzWp3bTtlcxQufb09hFgM83y8Qj2Bn938XbR3ptYvNCjKd7muNQ2M_utKPj1G1SEbIxLr-P1Z7G_CcVAouU_Y3DwVi6AGShj_BoF1vvxYuk7mcK5GvCWXhBap9IGleGqA0u91/s1600/wos.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Tüm bu artıları bir kenara
bırakıp senaryoya odaklandığımda, hayal kırıklığının ortasında gömülüp kaldım.
O kadar basit ve tahmin edilebilir bir senaryo kaleme alınmış ki 97 dakikanın
bir an önce bitmesini istiyorsunuz. Oyunculuklar hiç inandırıcı değil. Karakterler
ise tamamen basmakalıp ele alınıyor. Senaryonun başarısızlığını kurtarmak için
kurguya yönelmek istesek dahi elle tutulur bir şey yakalayamıyorum.</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">IMDB’den 5.1, Rotten Tomatoes’tan
30 alan filme gelen bildirimler genelde olumsuz yöndedir. İtalya’da romantik bir aşk filmi izlemek istiyorsanız “<i>The Roman Holiday</i>” idealdir. Tabi ki filmin müzik albümünü tüm bu
eleştirilerimden uzak tutmam gerekir. Seçilen şarkıların hepsi harika. Özellikle
Madonna’nın “<i>Holiday</i>” ve Cher’in “<i>If I Could Turn Back Time</i>”ı diğerlerinden
daha öne çıkarmak lazım!</span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<object width="320" height="266" class="BLOGGER-youtube-video" classid="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" codebase="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=6,0,40,0" data-thumbnail-src="https://ytimg.googleusercontent.com/vi/lTNMJh_mWR4/0.jpg"><param name="movie" value="https://youtube.googleapis.com/v/lTNMJh_mWR4&source=uds" /><param name="bgcolor" value="#FFFFFF" /><param name="allowFullScreen" value="true" /><embed width="320" height="266" src="https://youtube.googleapis.com/v/lTNMJh_mWR4&source=uds" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true"></embed></object></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-18586865637792240912014-12-04T20:46:00.002+02:002014-12-04T20:46:50.837+02:00Blended (Karışık Aile) (2014)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWiMl6gTW_Ukk8K8Q7F-BJNwjDADOdUGGq65ygN_Lr8jD1YxJdwDQzh5BOaI8SuSeYmmdFKAGHbNac5Kt-Pr8xgLw8lMHdOC_ick9rTMrpF0pnB9srJGheW8F31K1c4qzhu66iJr34P6po/s1600/blended3.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWiMl6gTW_Ukk8K8Q7F-BJNwjDADOdUGGq65ygN_Lr8jD1YxJdwDQzh5BOaI8SuSeYmmdFKAGHbNac5Kt-Pr8xgLw8lMHdOC_ick9rTMrpF0pnB9srJGheW8F31K1c4qzhu66iJr34P6po/s1600/blended3.jpg" height="320" width="242" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Evlilik nedeniyle ufak bir ara
verdiğim bloguma yıl sonu yaklaşmadan geri dönüş yapmanın mutluluğu içindeyim!
Balayına giderken uçakta izlediğim Karışık Aile, Adam Sandler’la Drew
Baryymore’u “<i>The Wedding Singer</i>” ve “<i>50 First Dates</i>”’tan sonra tekrar bir
araya getirdi. Zaten 40 milyon $ bütçeye karşın 127 milyon $ yapmasının tek
nedeni de yıllar sonra bu çifti bir arada görmek izleyen seyircilerin merakı
olmalı! Yönetmenliğini Frank Coraci’nin yaptığı ABD yapımının senaryosunu Clare
Sera ve Ivan Menchell kaleme alıyorlar. 117 dakikalık romantik komedide çifte
Bella Thorne ve Emma Fuhrman eşlik ediyorlar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Lauren, eşinden ayrılmış ve 2
erkek çocuğuyla yaşayan bir annedir. Jim ise eşini bir hastalık sonrası
kaybetmiş, 3 kızıyla yaşayan babadır. Bir nevi görücü usulü (blind date) ile
tanışırlar fakat bu görüşme hayli kötü sonuçlanır ve kapanır. Gel gelelim,
kader ağlarını bir şekilde bağlar ve tekrar karşılaşırlar. Üstelik her ikisi de
çocuklarıyla gittikleri Afrika tatilinde aynı odada kalmak zorunda kalırlar!</span></div>
<a name='more'></a><span style="font-family: inherit;"><o:p></o:p></span><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">“</span><i style="font-family: inherit;">The Wedding Singer</i><span style="font-family: inherit;">” ve “</span><i style="font-family: inherit;">50
First Dates</i><span style="font-family: inherit;">”in tebessüm bıraktıran güzel dakikalarından sonra Karışık Aile
büyük hayal kırıklığı yarattı. Ne romantik, ne de komik sahnelere rastlamamakla
beraber, kurgunun başarısızlığı sürükleyiciliği yok ediyor. Yıllar sonra bu ikili
böyle bir senaryoyla nasıl birleştiler, anlayamıyorum. Türe göre mekan ve
kostüm tasarımı başarıyı yakalasa da akılda kalıcı bir müzik çalışması olmadığı
için romantik komediyi buradan da yakalayamıyor.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZ8YAaXFLUqZ0gTjXRhZlQdI9AZwESsX3nrxc7Z7qTmwoGoHcnIIJcCx9CH_2zn3sLe75p8kBsJXnDATfmmT3ACEAhKyyk1bPeqUYiJg5IcFG7a9l8wLzCWJUqk9hF_zQZTwR3V0HFfJvm/s1600/blended2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZ8YAaXFLUqZ0gTjXRhZlQdI9AZwESsX3nrxc7Z7qTmwoGoHcnIIJcCx9CH_2zn3sLe75p8kBsJXnDATfmmT3ACEAhKyyk1bPeqUYiJg5IcFG7a9l8wLzCWJUqk9hF_zQZTwR3V0HFfJvm/s1600/blended2.jpg" height="184" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXftvTWegelxXcOQDgcpG_vp1aX5AcpidXBSuB076PS441mhwEyUnQDMs7attliAXumGANvG_kvweXqwhVg7w2PDKzYM1b1-oQyiaR6QTHohxKuQneYbVEdJcrzR_dYQAE_kDrlG6PBMX_/s1600/belnded.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXftvTWegelxXcOQDgcpG_vp1aX5AcpidXBSuB076PS441mhwEyUnQDMs7attliAXumGANvG_kvweXqwhVg7w2PDKzYM1b1-oQyiaR6QTHohxKuQneYbVEdJcrzR_dYQAE_kDrlG6PBMX_/s1600/belnded.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Senaryoda ebeveyn ve çocuk
ilişkisi tek dişe dokunan konuydu. Anne ve oğulların, baba ve kızların
ilişkileri, çelişkileri, sıkıntıları güzel örneklerle seyirciye sunuluyor.
Karşı cinsin birbirini anlayamaması zaman zaman gülümsetse de kahkaha
attıramıyor. Sorun sanırım da bu; hep eksiklik, tamamlanamayış var. 117 dakika
bile buna yetmiyor.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">IMDB’den 6,5 alması, filmin
kalitesiyle örtüşmüyor. Genelinde olumsuz yorumlara maruz kalan filmi izlemek
için tek neden Barrymore ve Sandler’ın tekrar yan yana görmektir. Eğer böyle
bir isteğiniz yoksa filmden uzak durmakta fayda var. Hele de o Afrika
tatilindeki absürt sahnelerden! </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<object width="320" height="266" class="BLOGGER-youtube-video" classid="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" codebase="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=6,0,40,0" data-thumbnail-src="https://ytimg.googleusercontent.com/vi/_w168vuhjRo/0.jpg"><param name="movie" value="https://youtube.googleapis.com/v/_w168vuhjRo&source=uds" /><param name="bgcolor" value="#FFFFFF" /><param name="allowFullScreen" value="true" /><embed width="320" height="266" src="https://youtube.googleapis.com/v/_w168vuhjRo&source=uds" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true"></embed></object></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-34008214115281755872014-10-07T16:37:00.000+03:002014-10-14T08:38:58.219+03:00Kim Bedava 44 DVD İster?<div style="text-align: justify;">
Haziran ayındaki "<a href="http://seyirci-koltugu.blogspot.com.tr/2014/06/kim-bedava-106-dvd-ister.html"><i>Kim Bedava 106 DVD İster</i></a>?" çekilişinden sonra Ekim ayında da yeni bir sürprizle karşınızdayım. Hepsi orijinal olan DVDlerimi yazının altına bırakacağınız yorumla bir takipçime hediye edeceğim.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yapacağınız şeyse hayli kolay: Facebook'ta sayfamı beğenmek ve sinemada izlediğiniz ilk filmin adını yazmak.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Şanslı takipçimin kazanacağı DVDler:</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZJTv32wL-Qwa2fuZxfXgr5Xoljh8OA4mJCKwtub4oyBC8UQcoPMM3ilr1fsWGKZyNZnh9NSIgSmDw2W2fFi9XifXmze0ZpkkoAGm90ntsp-p1NVyk_2xB_KZd37ASNgN7vc28jSwZZuVb/s1600/20141007_162134.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZJTv32wL-Qwa2fuZxfXgr5Xoljh8OA4mJCKwtub4oyBC8UQcoPMM3ilr1fsWGKZyNZnh9NSIgSmDw2W2fFi9XifXmze0ZpkkoAGm90ntsp-p1NVyk_2xB_KZd37ASNgN7vc28jSwZZuVb/s1600/20141007_162134.jpg" height="240" width="320" /></a></div>
<br />
Son gün 14 Ekim! Bol şans :)<br />
<br />
Not: <span style="background-color: white; font-family: Georgia, Utopia, 'Palatino Linotype', Palatino, serif; font-size: 14px; line-height: 19.6000003814697px;">Miktardan dolayı kargo bedeli kazananın olacaktır. </span><br />
<span style="background-color: white; font-family: Georgia, Utopia, 'Palatino Linotype', Palatino, serif; font-size: 14px; line-height: 19.6000003814697px;"><br /></span><span style="background-color: white; color: #cc0000; font-family: Georgia, Utopia, 'Palatino Linotype', Palatino, serif; font-size: 14px; line-height: 19.6000003814697px;"><b>Ve çekiliş sonlandı! random.org, 44 DVD + dayanamayıp eklediğim sürpriz yerli filmler ve klasik yabancı filmleri göndermem için Asena G.'yi seçti! Filmler bu sefer İzmir'e gidiyor :)</b></span><br />
<span style="background-color: white; color: #cc0000; font-family: Georgia, Utopia, 'Palatino Linotype', Palatino, serif; font-size: 14px; line-height: 19.6000003814697px;"><b><br /></b></span>
<span style="background-color: white; color: #cc0000; font-family: Georgia, Utopia, 'Palatino Linotype', Palatino, serif; font-size: 14px; line-height: 19.6000003814697px;"><b>Bir sonraki çekilişte görüşmek üzere, takipte kalın! Arayı çok uzatmayacağım :)</b></span><br />
<span style="background-color: white; color: #38761d; font-family: Georgia, Utopia, 'Palatino Linotype', Palatino, serif; font-size: 14px; line-height: 19.6000003814697px;"><b><br /></b></span>
<span style="background-color: white; color: #38761d; font-family: Georgia, Utopia, 'Palatino Linotype', Palatino, serif; font-size: 14px; line-height: 19.6000003814697px;"><b><br /></b></span>seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com19tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-75710549109009630652014-09-21T21:26:00.000+03:002014-09-21T21:26:06.572+03:00Gigi (1958)<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcDJiPZoWKWcNSivZOrm4iYIRdB6D-SQTysnDWqGlgQdTIYhahBwEoFyyTcQZ98coiAUxe8qK9trGUYq-OxjsMlcxWOulPiHz2PM-w9DcCjoFVp5pzq2ADvCbJFp5K0QjRqbQmPmeumFR0/s1600/gigi2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcDJiPZoWKWcNSivZOrm4iYIRdB6D-SQTysnDWqGlgQdTIYhahBwEoFyyTcQZ98coiAUxe8qK9trGUYq-OxjsMlcxWOulPiHz2PM-w9DcCjoFVp5pzq2ADvCbJFp5K0QjRqbQmPmeumFR0/s1600/gigi2.jpg" height="320" width="211" /></a><span style="font-family: inherit;">İzlemek isteyip de arşive bir
türlü el atamadığım Gigi’ye kavuşmanın sevinciyle klavyenin başına geçtim. Klasik
filmler arasında hatırı sayılır bir yere sahip olan Gigi, aldığı ödüllerle
adını bugünlere taşımıştır. Yönetmenliğini Vincente Minelli’nin yaptığı film,
1944 tarihli aynı adlı romandan Alan Jay Lerner tarafından senaryoya
uyarlanmıştır. 115 dakikalık romantik komedi, müzikalin baş rollerinde ise
Leslie Caron, Louis Jourdan, Maurice Chevalier ve Hermione Gingold yer alıyorlar.
ABD yapımının bütçesi 3 milyon $ civarındayken, hasılatı 13 milyon $’ı geçmiş.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Ucu bucağı bilinemeyen servete sahip olan Guston, Paris’in bu görkemli yaşamından artık sıkılmıştır. Zenginliğin
verdiği doyumsuzluk onu tatmin edememektedir. Duygusal çöküntüsünü,
amcasının tanıdığı bir kadının torunuyla vakit geçirerek gidermeye çalışır.
Hayli çapkın Guston’a karşılık, güzeller güzeli Gigi, erkeksi ve rahat tavrıyla
dönemin Parisli ve görgülü kadınlarının yanında biraz tuhaf durur. Lakin zaten
o tür kadınlardan sıkılan Guston, Gigi’nin yanında neşeyi bulur. Gigi ise
terbiyeli ve görgülü bir kadın olma yolunda adımlar atmak zorundadır!</span></div>
<a name='more'></a><span style="font-family: inherit;"><o:p></o:p></span><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Çocukluğumda Türk filmlerinde
sıkça rastladığım peri kızına dönüş senaryolarından birinin zamanında 9 Oscar
getirdiğini bilseydim, o filmleri daha dikkatli izlerdim. Kuralları olan bir
ananenin elinde büyüyen Gigi, kendi ufak dünyasında mutludur. Hafif erkeksi
hareketlerinin yanında inanılmaz bir güzelliğe sahiptir. Evlerine gelip giden
Guston ise bu genç kızı tamamen “çocuk” olarak görür. Onla sohbet etmekten,
onun deli dolu hallerinden hayli zevk alır. Ta ki Gigi’nin ananesi ve onun
kız kardeşinin Guston’la Gigi’nin arasını yapmaya çalışana dek! İşte bu yolda hayli
bilindik bir senaryoyla karşılaşıyoruz. Lakin yıllardır bildiğimiz hikayelerin
belki de öncüsü sayılır. 1944 yılında kaleme alındığını düşünürsek, bizi
hayallere iten, ekrana bağlayan nice filmin hak sahibi bile Gigi diyebiliriz.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjm7DzJhFLTh_mgcMPkHIejU8DFWW7u5dmgMJkZJM9ymeoZFUr7CR7AFKujEFVLaaT_O1pH76sSxO86WlreX1rXVihV_CcZ6p6TfISwPPVqLybA898hXs-6dQGawIfo0kcXV1C6KMrK8WbW/s1600/gigi4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjm7DzJhFLTh_mgcMPkHIejU8DFWW7u5dmgMJkZJM9ymeoZFUr7CR7AFKujEFVLaaT_O1pH76sSxO86WlreX1rXVihV_CcZ6p6TfISwPPVqLybA898hXs-6dQGawIfo0kcXV1C6KMrK8WbW/s1600/gigi4.jpg" height="242" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYT8PcE5QcuRV0bE_u7TdsXLQ-mJKFrN1kLFbnU7spxEskqnoGQ6qWST4B7jmutpIlqCy4YTfkgv5Gd4-J4jZfJ-wejttY8yH3nPQl8IBXJvFKx4Duq0HSMZQ5OuugFIo8oWWQ-z6fNzfA/s1600/gigi3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYT8PcE5QcuRV0bE_u7TdsXLQ-mJKFrN1kLFbnU7spxEskqnoGQ6qWST4B7jmutpIlqCy4YTfkgv5Gd4-J4jZfJ-wejttY8yH3nPQl8IBXJvFKx4Duq0HSMZQ5OuugFIo8oWWQ-z6fNzfA/s1600/gigi3.jpg" height="235" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-zDPnvRfXga5hEgvn9b_iBBMune3y0Ndlx1wB5Egm-lylHX2tTAyVmrxTOzpYbkzFtQOBSULbVif_oiVQOmaReMxxEkMl617LXKnxjYK3ytXwy7ZhftOU6SeZcL4eGx1Vj8ZUWURQ-vXW/s1600/gigi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-zDPnvRfXga5hEgvn9b_iBBMune3y0Ndlx1wB5Egm-lylHX2tTAyVmrxTOzpYbkzFtQOBSULbVif_oiVQOmaReMxxEkMl617LXKnxjYK3ytXwy7ZhftOU6SeZcL4eGx1Vj8ZUWURQ-vXW/s1600/gigi.jpg" height="213" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Kostümlerin çekiciliği, dönemin
saç ve makyaj tasarımıyla birleştiğinde gözlerinizi ekrandan ayıramıyorsunuz. Şöhret
dolu bir hayatın içinde bitmek tükenmek bilmeyen partiler, balolar, deniz
sefaları görsel bir zenginlik katıyor. Guston karakterinin zenginliğini göstermek adına arabalar,
mücevherler, evler sıra sıra diziliyor. Enfes müzik ve şarkılarla hikayenin
beslenmesi ise gözleriniz kadar kulağınıza da hitap ediyor.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Senaryoda ise paranın insanları ne hale getirdiğini, doyumsuzluğu ve zengin erkeklerin gözünden kadınlara bakışı saptayabilmek mümkün. Gigi'nin ananesi ve onun kız kardeşi, Gigi'yi rahat bir yaşam uğruna ittikleri koşul hayli tartışmaya açık. Oysa ki o dönemde geçerli olan (ki hala öyle) bir gerçekten bahsediliyor!</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">IMDB’den 6.9 almasının sanırım
tek nedeni yukarıda uzun uzun yazdığım sebepten kaynaklanıyor. Alışagelmiş
bir senaryo var ortada. Hatırlanması gereken şey ise bunun bizim
alıştıklarımızın öncülerinden olmasıdır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Gigi aldığı ödüllerle kalitesini,
izlenirliliğini fazlasıyla ispatlıyor:<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Oscar Ödülleri: En iyi film,
yönetmen, uyarlama senaryo, sanat yönetmeni, sinematografi, kostüm tasarımı,
kurgu, özgün müzik, şarkı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Altın Küre Ödülleri: Müzikal ya
da komedide en iyi film, yönetmen, yardımcı kadın oyuncu.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bir de en iyi film müziği albümü
Grammy ödülü!<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Gigi romanı, 1958 yılı haricinde
1949’ta filme alınmıştır. Bir kez tiyatroya, bir kez de müzikale çevrildiyse de
ses getiren proje sadece bu film olmuştur. Baş roldeki 1931 Fransa doğumlu
Leslie Cliare, 40’tan fazla film, 20’den fazla TV, 22 tane tiyatro projesinde
yer almıştır. Johnny Depp’in çok sevdiğim “<i>Chocolat</i>”
filminde Madame Audel’i canlandırmıştı. Bu yaşına rağmen çalışmayı hala bırakmaması
takdir edici.</span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/tJ2qDCyEiFs?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-43374806955455591912014-08-13T18:24:00.000+03:002014-08-13T18:24:49.018+03:00Non-Stop (2014)<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgo1ZmV_nRyDn6XTWbeexsbVyBeraiEY4t6DF__Oufd1QEa28AlArNLCW62vKLh3qgipoKs3pUqxyGi5ufoOnz9MP5vbxDx7O3_4PKrO8_ZBCewPvQUgFpht0iU5VojUGybmlzHVFIbUioe/s1600/nonstop3.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgo1ZmV_nRyDn6XTWbeexsbVyBeraiEY4t6DF__Oufd1QEa28AlArNLCW62vKLh3qgipoKs3pUqxyGi5ufoOnz9MP5vbxDx7O3_4PKrO8_ZBCewPvQUgFpht0iU5VojUGybmlzHVFIbUioe/s1600/nonstop3.jpg" height="320" width="216" /></a></div>
Mart 2014’te Türkiye’de gösterime
giren Non-Stop, havada yaşanan korku dolu dakikaları izleyiciyle buluşturuyor.
106 dakikalık filmin yönetmen koltuğunda Jaume Collet-Serra otururken, John
Richardson ve Chris Roach senaryoyu kaleme alıyorlar. ABD, Fransa, Kanada
yapımı filmin baş rollerinde Liam Nesson, Julianne Moore, Scoot McNairy, Lupita
Nyong’o gibi isimleri görmek mümkün. 50 milyon $ bütçeye karşılık 201 milyon $
hasılat elde etmiştir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Hava Kuvvetleri’nden emekli Bill
Marks, uçak mareşali olarak görevlidir. Son uçuşu Amerika’dan Londra’yadır.
Uçak havalandıktan sonra Bill’e bir mesaj gelir: Eğer mesaj atan kişinin banka
hesabına 150 milyon $ yatırılmazsa her yirmi dakikada bir yolculardan biri
öldürülecektir. Bill’in önündeki yol hayli zordur zira hem en az kayıpla
uçaktaki teröristi bulmalıdır hem de uçaktakilere bunu inandırmalıdır!<br />
<a name='more'></a><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br />
Filmin konusunu okuduğunuzda pek
çok klişenin sizi beklediğini düşünebilirsiniz. Fragmanda ise hayli hareketli,
bol karakterli, adrenalinli dakikalar yaşatacağı fikrini uyandırıyor. 106
dakika su gibi hızla akıp geçiyor. Bu konuda yönetmenin başarılı iş
çıkardığını belirtmek gerekir. Kullanılan mekan kısıtlı olsa da (Hollywood
stüdyolarında çekilmiş) bunu hissettirmiyor. Uçağın hemen her noktasında hikaye
kullanılıyor. Özellikle tuvalet gibi hayli dar alandaki sahneler içinizi
sıkarak gerilimi artırıyor. Belirli bir zaman dilimini kapsadığı için kostüm,
makyaj konusunun arka planda olduğu aşikar. Diğer yandan, ışık oyunları,
kameranın çok hızlı gelgitleri, geçmişe dönüşler ve o dönüşlerde kullanılan
renkler filme lezzet katıyor.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjH4krwAnWc07D7zGAiy5-JNya7rvnr2bIR_j_UuDkJNhueC1uXjHmMcjPpxzrh6D1j_5LV2E468P4if0KSt6U08E7L8IXpKlirAEJ1-QNzLiWKCUujOVkcNkDgSXlkEdIRlGeh0-Qg25EX/s1600/nonstop2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjH4krwAnWc07D7zGAiy5-JNya7rvnr2bIR_j_UuDkJNhueC1uXjHmMcjPpxzrh6D1j_5LV2E468P4if0KSt6U08E7L8IXpKlirAEJ1-QNzLiWKCUujOVkcNkDgSXlkEdIRlGeh0-Qg25EX/s1600/nonstop2.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEin82PcJLYS48g5yzj_Cp-RMrwsQrMtD7XEQVVxiNnROJwh1neMaNasHmRSQMw7f2t51KQn0k7MJi9Z0jvxcgEL8sox6yBJy60Plmwy1adrh0OJB-b9nuP-B_ljuBE7raq1SiSfBe8PfXDT/s1600/nonstop4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEin82PcJLYS48g5yzj_Cp-RMrwsQrMtD7XEQVVxiNnROJwh1neMaNasHmRSQMw7f2t51KQn0k7MJi9Z0jvxcgEL8sox6yBJy60Plmwy1adrh0OJB-b9nuP-B_ljuBE7raq1SiSfBe8PfXDT/s1600/nonstop4.jpg" height="183" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjc7V0D1w3coUxY8-iu1w2kGAiLTdg7II4klPwu1w26lEJopSuASgZmWx9LlVmr47m5RmICPOGf4fRVuBfIvhXVeNRs_T7EjirY5wW7IhOOpxFZeCAbD-95OuZOXG5YvcjBnVFBUOWiM5uX/s1600/nonstop.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjc7V0D1w3coUxY8-iu1w2kGAiLTdg7II4klPwu1w26lEJopSuASgZmWx9LlVmr47m5RmICPOGf4fRVuBfIvhXVeNRs_T7EjirY5wW7IhOOpxFZeCAbD-95OuZOXG5YvcjBnVFBUOWiM5uX/s1600/nonstop.jpg" height="201" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
Senaryoya gelindiğinde ise, sınırlı
mekanda yaratılacak tüm yan öykülerle konu besleniyor. Tabi ki karakter sayısının fazla tutulma mecburiyeti (uçakta
yolcudan başka ne olabilir ki?) gereksiz yan öyküleri barındırıyor anlamına
gelmesin. Hepsi bir bütünlük içinde. Merak her daim ayakta tutuluyor, pek çok
şaşırtmaca sizi sona sürüklüyor. Karakter detaylandırmasında ana karakter Bill
harika işleniyor. Alkolik olması, geçmişiyle ilgili iş arkadaşlarının ona
şüpheyle bakması sürekli beyninizi kemiriyor. Bill'in içine düştüğü sıkıntı size de yansıyor. Araya sokulan geçmişe dönüşlerle
taşlar rayına oturtulsa da yüzde yüz emin olamıyorsunuz.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
IMDB’den 7.1, Rotten Tomatoes’tan
59 alan filmin geri bildirimleri genellikle olumludur. Sonu çok tatmin edemese de yaşattığı heyecan izlemeye değer. Liam Nesson hayranı olmayan
beni dahi koltuktan kaldırmadı. Oyuncu kadrosunda şaşırtan tek kişi Julianne Moore oldu. Böyle bir ismi kadroda görünce canlandırdığı karakterin
daha yoğun bir işlevi olacağını düşündüm. Niye bu rolü kabul etti, anlamış
değilim. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/nODrjQUR5YU?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-82183171865101406922014-08-07T17:12:00.003+03:002014-08-07T17:12:59.874+03:00Very Good Girls (2014)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj5Z_QzJ8ogACzBbhKtn-fHKDvYjs-1EuqHTOVPSQhZRBTipe0kMLhE6fm2oiC0AnPtcrNzTx_U0rOMZlcpeQa2DvKoMfZiO8ZObcWQuaGlE_rgajA1NLwO6ZcDzG3rYH2ma1JumIuNKpvv/s1600/verygoodgirls.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj5Z_QzJ8ogACzBbhKtn-fHKDvYjs-1EuqHTOVPSQhZRBTipe0kMLhE6fm2oiC0AnPtcrNzTx_U0rOMZlcpeQa2DvKoMfZiO8ZObcWQuaGlE_rgajA1NLwO6ZcDzG3rYH2ma1JumIuNKpvv/s1600/verygoodgirls.jpg" height="320" width="218" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Baş rollerdeki oyuncular
nedeniyle seyirciyi kendine çeken Very Good Girls, iki genç kızın bir yaz
tatilini ele alıyor. 91 dakikalık dramın yönetmenliğini ve senaristliğini Naomi
Foner üstleniyor. ABD yapımının oyuncu kadrosunda Dakota Fanning, Elizabeth
Olsen, Demi Moore, Richard Dreyfuss, Ellen Barkin var. Türkiye’de gösterime
girmesi şimdilik pek olası değil.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Lilly üniversiteye gitmeden
önceki son yazını ailesi ve en yakın arkadaşı Gerry ile geçirmektedir. Bu yazı
en çılgın halde hatırlamak isterlerken ikisinin de gönül kapısına aynı adam
düşer!</div>
<a name='more'></a><o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Bizim topraklarda çok beklendik
bir durum olmasa da üniversiteye gitmeden önce biriyle beraber olma fikrini
filmlerde sıkça görüyoruz. Very Good Girls, bu amaçla yazı geçirmeyi
planlayan iki kız arkadaşı ele alıyor. Konunun sürükleyici tarafı olmadığı
için çokça yan öykülerle 91 dakikayı tamamlamayı hedefliyor. Lily’nin babası
annesini aldatır, aile kendi içinde deprem yaşar. Diğer yandan Gerry’nin ailesi
Lily’ninkinin tamamen zıt bir hayata sahiptir. Seyirciyi hangisi iyi, hangisi
kötü diye kıyaslamaya zorluyor. Bir anda karşılarına çıkan sanatçı David ise
iki kızı birden büyülüyor. David’in seçimi yüzünden dostlukları sekteye uğruyor.
Birçok konu birleşiyor ve film olma yoluna gidiyor. Peki, bu yolu başarıyla
geçiyor mu? Ne yazık ki hayır.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhn63uPXRtTeuVrfTQeGtRAJ0IkiQyanMtXdnmPehavaFVxTiKKUrvf9rhrhqsMEG_pQvw4BM41rRtdPUUCNtzHcCdTjF6dGJHz4oTV9wTEysclwOrxSlJfvjUHnyuYJzGsZqYwcEVH36W5/s1600/verygoodgirls4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhn63uPXRtTeuVrfTQeGtRAJ0IkiQyanMtXdnmPehavaFVxTiKKUrvf9rhrhqsMEG_pQvw4BM41rRtdPUUCNtzHcCdTjF6dGJHz4oTV9wTEysclwOrxSlJfvjUHnyuYJzGsZqYwcEVH36W5/s1600/verygoodgirls4.jpg" height="183" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzvsueW1CFIYZx17VybRA6f9KZpuN-bUDo5f4IuSzRMAi5MgswJVs73k-1S1GErAqW5V5r3c26zsdsFN8I0FbW5z30kX-1jGYDivMNsZb4zpY6d-Mpmsk3tJJtGZcyHqu2diKwdqOQRrE4/s1600/verygoodgirls2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzvsueW1CFIYZx17VybRA6f9KZpuN-bUDo5f4IuSzRMAi5MgswJVs73k-1S1GErAqW5V5r3c26zsdsFN8I0FbW5z30kX-1jGYDivMNsZb4zpY6d-Mpmsk3tJJtGZcyHqu2diKwdqOQRrE4/s1600/verygoodgirls2.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLzsWMfgFBkRY7K1rA9iLTu_w_ZR6OKTh4GVaUwf8KpQyjDTh43iV3SkgCGdRujP_sn12LbXdHjqDPpBG1Jp-W272LxAw8doc0-jKA7DqUl9nzx4B4LecmXU_IcRTC91-9TV_byljY9q-B/s1600/verygoodgirls3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLzsWMfgFBkRY7K1rA9iLTu_w_ZR6OKTh4GVaUwf8KpQyjDTh43iV3SkgCGdRujP_sn12LbXdHjqDPpBG1Jp-W272LxAw8doc0-jKA7DqUl9nzx4B4LecmXU_IcRTC91-9TV_byljY9q-B/s1600/verygoodgirls3.jpg" height="217" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Filmde konular birbirine zorla
bağlanıyor. Sayısızca yan karakter var ve çoğu aslında hiç olmasa da film
ilerlerdi. Tamamen göz kalabalığına sebep oluyorlar. Ana karakterlerde dahi derinlik yok. İzleyicinin kendine yakın göreceği, sevebileceği bir
karakter bulmak güç. Empati kurma ihtimali ise çok düşük. Bu senaryoyu izlemek yerine kitapta okumayı tercih ederim. Kitapta o duyguları hissetmek daha anlamlı olabilir.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Dakota Fanning sevdiğim genç
oyunculardan olmasına rağmen bu projede kendini harap etmiş. Elizabeth Olsen
dahi ondan daha etkileyici ve başarılı performans sergiliyor. Demi Moore’un
da filmdeki karakteri oynamasının sebebini sadece yönetmene destek amaçlı
olduğuna inanmak istiyorum. Uzun süre ekrana baktım durdum, onun bu karakteri
oynayacağına inanamadım.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
IMDB’den 6.1, Rotten Tomatoes’tan
19 alan filmin geri bildirimleri hayli olumsuz. IMDB’nin bol notuna çok
inanmamak lazım. Beni tek tatmin eden ise film müzikleridir. Konunun tüm
kasvetine rağmen seçilen şarkılar çok başarılıydı! Film hiç izlenilmeyecek
kadar kötü değil elbet; Sundance Film Festivali’ni arkasına almış. Sadece
beklentiyi çoğu noktalardan yakalayamıyor. Benim tutumum bundan dolayı iyimser
değil.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-57863881237936343512014-08-03T11:40:00.000+03:002014-08-03T11:40:04.969+03:00Muska (2014)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTIyLFy-9MF7RZIFo_horPbxeOzdwR9vCIXbqzCUIOooJuMPMRFjOZrYVMvN5u-YwC1HXEbVLviODG7SC-b7_4_weWu4EdhBz5hHVPqOyimUm1Sd62jMLIPvYDc_Mgjdtm1To00rKBEju7/s1600/muska2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTIyLFy-9MF7RZIFo_horPbxeOzdwR9vCIXbqzCUIOooJuMPMRFjOZrYVMvN5u-YwC1HXEbVLviODG7SC-b7_4_weWu4EdhBz5hHVPqOyimUm1Sd62jMLIPvYDc_Mgjdtm1To00rKBEju7/s1600/muska2.jpg" height="320" width="242" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Fragmanını seyrettikten sonra
sinemaya gitme arzusu uyandıran Muska, 25 Temmuz’da gösterime girdi. Yönetmen
koltuğunda oturan Özkan Çelik, senaryoyu Serhan Nasırlı ile kaleme alıyor. 81
dakikalık gerilimin oyuncu kadrosunda Tanju Tuncel, Sezgin Erdemir, Aslı Şahin,
Taylan Güner yer alıyorlar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Celal, bir dergide köşe
yazarıdır. Özel hayatında çapkınlığı yüzünden dikiş tutturamazken, dergiden de
maaşını alamadığı için ortada kalmıştır. Mecburen, gayet eski bir konak olan
pansiyona yerleşir. Ev sahibi Aliye Hanım ve torunu, Celal’in gözüne ürkütücü
gelse de pansiyoner Yasemin ve parasızlık onu burada kalmaya mecbur kılar.
Hayatının dönüm noktasına az kalmıştır.</div>
<a name='more'></a><o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Dini öğelerin ön planda olduğu
filmlere oldum olası mesafeli yaklaşırım. Zira eğer filme kendimi kaptırırsam
gece rüyama dahi girer, tabi uyuyabilirsem. Korku/gerilim filmlerini çok
sevdiğim için bunu göze alarak sinemaya gittim. Kullanılan mekan filme hayli
uygun. Işık oyunlarıyla kasveti iki katına çıkarılıyor. Film boyunca mekan Avrupa
Yakası gibi hissettirilse de biricik ilçem Kadıköy’deymiş. Mekan haricinde
kostüm, plastik makyaj da türe göre başarılı tasarlanmıştır. Spoiler olmaması
için detay vermek istemiyorum ama muskaların başrolde olduğu sahne ile plastik
makyajın bolca göründüğü sahneler koltukta beni hayli gerdi.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEja3NY8apmym8gfuMyuQ9n1dXMiXhOcZsbmYYs_mSWNr_gvRBrIBLir0jmwcmCYxPsuiS5kLpgqmMxpueG4nXMn01escQ25VRbKsh8nqbBfqRx8ihYc_ufPZCsRfLqcgv3E5R_Ywjfq_Qo2/s1600/muska3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEja3NY8apmym8gfuMyuQ9n1dXMiXhOcZsbmYYs_mSWNr_gvRBrIBLir0jmwcmCYxPsuiS5kLpgqmMxpueG4nXMn01escQ25VRbKsh8nqbBfqRx8ihYc_ufPZCsRfLqcgv3E5R_Ywjfq_Qo2/s1600/muska3.jpg" height="189" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7SXNR7wCem01g0Nu9BnB-CWsn5p6dpFymqCOmv0mjh4pWfM5dYULOq97kQVw2Pz7qp30JJiX3KzwsKT1nekoHqqtG0a8v2yjQvmjFQA2pJ5ze9DnNn-RLndedEbsXOaJ3hMfFulLM6DJn/s1600/muska.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7SXNR7wCem01g0Nu9BnB-CWsn5p6dpFymqCOmv0mjh4pWfM5dYULOq97kQVw2Pz7qp30JJiX3KzwsKT1nekoHqqtG0a8v2yjQvmjFQA2pJ5ze9DnNn-RLndedEbsXOaJ3hMfFulLM6DJn/s1600/muska.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Yukarıda etkileyici bulduğum detaylar senaryoyla birlikte bir basamak düşüyor.
Konu ve işleyişi sıra dışı başlasa da bu gibi filmleri seyredenler
karakterlerden neler çıkacağını tahmin etmekte zorlanmazlar. Senaryo size bolca
ipucu veriyor. Eğer yönetmenin hedefi seyircinin dakikalar ilerledikçe gizemi
kendisine çözdürmesi ise buna ulaşıyor. Benim tercihim son dakikalarda olayın pamuk
ipliği gibi seyirciyi şok ederek çözülmesidir. Muska’da bu ne yazık ki yok.
Seyirciyi geren birkaç etkili sahne olsa da genele bakıldığında türün önemli
örnekleri arasında asla yerini alamaz. Gönlümden geçen, korku/gerilim projelerinde beni
en çok ürküten ses ve müziğin üstünde daha fazla durulmasıydı.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Karakter detaylandırmalarında eksiklikler göze fazlaca çarpıyor. Ana karakter Celal’i sevmeniz için hiçbir
neden bulamıyorsunuz. Kötü karakter olarak içine düştüğü çukurda ona empati
kurmanız imkansızlaşıyor. “Oh olsun” modunda filmi bitirmek mümkün. Konak
sahibesi Aliye Hanım ise dışarıdan yaşlı ve mazbut kadını harika canlandırıyor.
Celal’in bilmediği hayatın içindeyse yolda görseniz korkacağınız birini oynuyor.
Karakteri kostüm, saç, makyajla o denli başarılı hale getirmişler ki Aliye
Hanım karakterinden tek sahne olsun şüphelenmedim, her açısıyla gerçekçi
olduğuna inandım.</div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Baş roldeki Tanju Tuncel'in önünde saygıyla eğilmek gerekir. Usta bir oyuncu olduğunu bilmesem gerçekten Aliye Hanım'ı canlandırdığını değil, kendini oynadığını düşünürdüm. Sezgin Erdemir, Celal karakterinin çapkın tarafını güzel canlandırsa da konaktaki sahnelerde mimikleri zaman zaman yetersiz kaldı. Gerçi senaryo, karakterin çok derine inmesine izin vermediği için Erdemir'i tek başına eleştirmek de doğru değil.<br />
<br />
Yerli sinemada gerilim türünde
daha çok proje görmeyi arzu eder, çok fazla korkutmayan Muska’nın bir şekilde
seyircilere ulaşıp arkasının da gelmesini isterim.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-76701502534656731522014-08-01T08:32:00.000+03:002014-08-01T08:32:34.747+03:00The Other Woman (Öteki Kadın) (2014)<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZAL1pddlGfmdpr8FdRrtmVltBM6IWsQIpS_lyfgJryv5wcwOi-uFKePIy-oaRXfj32j4V544KrUqv39FTE1FY8ALW7UdeYtMPX1ZXFnZ3oZa9ksSuFG66StySoLZ2Tugr7DZ8YqnMF-DZ/s1600/theotherwoman.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZAL1pddlGfmdpr8FdRrtmVltBM6IWsQIpS_lyfgJryv5wcwOi-uFKePIy-oaRXfj32j4V544KrUqv39FTE1FY8ALW7UdeYtMPX1ZXFnZ3oZa9ksSuFG66StySoLZ2Tugr7DZ8YqnMF-DZ/s1600/theotherwoman.jpg" height="320" width="220" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Öteki Kadın</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Mayıs 2014’te gösterime giren, Cameron Diaz’ın
aşina olduğumuz romantik komedilerinden biri sınıfına sokabileceğimiz Öteki
Kadın, kadınların erkeklerden intikam almasına yönelen eğlenceli bir filmdir.
Yönetmen koltuğunda usta yönetmen Nick Cassavetes (“<i>My Sister’s Keeper</i>” ve “<i>The
Notebook</i>” dahi benim için yeterlidir) otururken, senaryo Melissa Stack’a
aittir. 109 dakikalık ABD yapımının baş rollerinde Cameron Diaz, Leslie Mann,
Kate Upton, Nikolaj Coster-Waldau yer alıyorlar. 40 milyon $ bütçeyle çekilen
komedi, dram komedinin hasılatı ise 194 milyon $’ı geçmiş durumda!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Kate ve Mark, parmakla
gösterilecek kadar güzel bir yuvaya sahiptirler. Avukat Carly ise kendi ayakları
üstünde duran başarılı ve gösterişli bir avukattır. Bir gün Carly, sevgilisi
Mark’a sürpriz yapmak için evine gider ve Mark’ın evli olduğunu öğrenir. Carly
hızla Mark’ın hayatından uzaklaşmaya çalışsa da ne yapacağını bilemeyen Kate,
Carly’nin peşine takılır ve aralarında tuhaf bir arkadaşlık başlar. Mark’tan
intikam almaya karar veren kadınlar fark eder ki erkeğin hayatında başkaları da vardır!</div>
<a name='more'></a><o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Yerli yapım Aşk Oyunu’nda
erkekten alınan intikamı ve onu soktukları hali daha yeni acımasızca değerlendirdikten
sonra Öteki Kadın’ın akıl almaz arkadaşlıklarını izlenebilir hatta keyifli
sınıfına sokmam garip gelebilir. İki filmin arasındaki en önemli farklar ise
kurgu, sürükleyicilik, oyuncu seçimi ve kamera kullanımıdır. Öteki Kadın’da mekan
seçimleri, kostümler, renkler, ses ve ışık kullanımı, arka fonda sahneye göre
seçilen müzik sizi kendisine çekiyor. Filmin konusu hayli klişe; enteresan
kısmı ise bir erkeğin karısı ile sevgililerinin bir olması. Gerçek hayatta
duysam inanmayacağım hatta haddim olmayarak eleştireceğim durum iken başarılı
bir proje içinde seyredilir kıvama geliyor. Nick Cassavetes’in başarısı da bu
noktada ortaya çıkıyor.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgu27fY2gsydw52hcJWMZFRRPQLdN_0cYYT4-GQv7bNTCzNk2geURk_S2cl1Ly3npDJ1CFHboRd9mzELTg2Z3FPjuFCi2g1DO41fx9qqQsDFOFd6G2qYMPYEkVF-6wXUZhj8YeU7e28SV8d/s1600/theotherwoman2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgu27fY2gsydw52hcJWMZFRRPQLdN_0cYYT4-GQv7bNTCzNk2geURk_S2cl1Ly3npDJ1CFHboRd9mzELTg2Z3FPjuFCi2g1DO41fx9qqQsDFOFd6G2qYMPYEkVF-6wXUZhj8YeU7e28SV8d/s1600/theotherwoman2.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkMDazd6FlOXhd4GFz-aeL9ZrpbXOO_BFB9EhKgrS6MzAK-TkGYOqrdi3OvHhc7PAqHRdEiINX2Z9qNRlzotYe2S6VJ3nCrJju8wPQTGiZRs8TP59sAaGiiLJRMmDfIN4VeyB4Q63jt470/s1600/theotherwoman3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkMDazd6FlOXhd4GFz-aeL9ZrpbXOO_BFB9EhKgrS6MzAK-TkGYOqrdi3OvHhc7PAqHRdEiINX2Z9qNRlzotYe2S6VJ3nCrJju8wPQTGiZRs8TP59sAaGiiLJRMmDfIN4VeyB4Q63jt470/s1600/theotherwoman3.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTGv8edzA_yay0jjChZk0B-P1tSibv-mO0Sa9hvjVe8oK6rdzD-FTA_K39hFjuEO7IUoHM1FHchk85pcyVMkCOWBOm21rvZG_5U780YVDA_D5FjBJji6vAAiyyHxCWZzodPQwBeN6N9-6R/s1600/theotherwoman4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTGv8edzA_yay0jjChZk0B-P1tSibv-mO0Sa9hvjVe8oK6rdzD-FTA_K39hFjuEO7IUoHM1FHchk85pcyVMkCOWBOm21rvZG_5U780YVDA_D5FjBJji6vAAiyyHxCWZzodPQwBeN6N9-6R/s1600/theotherwoman4.jpg" height="235" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Karakter detaylandırmalarında
erkeğin rolü bellidir: Uçkuruna düşkün, kadınların onu tavlamasına izin veren,
çapkın, bir yandan da evliliğini sürdürüp parasının peşinde koşan koca!
Kadınlar ise üç karakterle sınıflara ayrılmış: Kocasına ve evine bağlı bir
kadın; kariyeriyle beraber sıkça sevgili değiştiren başarılı bir avukat, ve fiziksel özelliğinin farkında, bunu da fazlasıyla kullanan genç ve saf bir genç
kız. Karakterler zaman zaman tiplemeye kaysa da konunun akıcılığı bunu göz ardı
ettiriyor. Filmde yan karaktere kaymadan yeteri kadar yer kaplıyorlar. Üstelik hepsinin hayatına az da olsa değiniliyor.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
IMDB’den 6.2 alan filmin geri
bildirimleri türüne göre fena sayılmaz. Cameron Diaz’ın değişmeyen mimik ve
oyunculuğu Leslie Mann’in haylice arkasında kalıyor. 1972 ABD doğumlu Mann'i, “<i>She’s the One</i>”, “<i>The Cable Guy</i>”, “<i>Perfume</i>”,
“<i>Orange County</i>”, “<i>The 40-Year-Old Virgin</i>”, “<i>Knocked Up</i>”, “<i>17 Again</i>” gibi projelerden
anımsayabilirsiniz. Neredeyse nevrotik diyebileceğimiz enfes bir karakteri
canlandırıyor. Bunu taşıdığı kostümler ve mimikleriyle süslüyor. Filmdeki tüm
oyuncuları arkasında bırakarak parlıyor.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Öteki Kadın, komedi, dram komedi
türleri içinde hatırı sayılır bir yere sahip olabilir. Yıllar geçtikçe
beğeninin artacağına inanıyorum. Konu bilindik olsa da kadın karakterlerin
haklı sayılabilecek sebeple bir araya gelmeleri, özellikle kadın seyirciler tarafından merak
uyandırıcı olabilir. Türü sevenlere iyi seyirler!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/BlHMHLuJWbo?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-19623387905111625992014-07-30T22:32:00.003+03:002014-07-30T22:32:58.647+03:00Aşk Oyunu (2014)<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZi0CuAVy78oAISfx6gi8MkX28D43uQTV6ov0eHgzFYvONsFJdJ2L6c35DFVIDIxj-PqkDBYWlEo5LHyXXfMhoXvGsmAJ0bJYLASOtr0vWlM9vIdu2_LBrqfQHqI20IS1hGvBAO6K0Y6OO/s1600/a%C5%9Fkoyunu.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZi0CuAVy78oAISfx6gi8MkX28D43uQTV6ov0eHgzFYvONsFJdJ2L6c35DFVIDIxj-PqkDBYWlEo5LHyXXfMhoXvGsmAJ0bJYLASOtr0vWlM9vIdu2_LBrqfQHqI20IS1hGvBAO6K0Y6OO/s1600/a%C5%9Fkoyunu.jpg" height="320" width="213" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Aşk Oyunu</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
İlgili bir Galatasaray taraftarı olarak Aşk Oyunu filmini
gösterimdeyken seyretmek istesem de fırsatım olmamıştı. Gecikmeli de olsa ekran
başına oturabildim. Nisan 2014’te gösterime giren romantik komedinin yönetmen
koltuğunda Umut Yüksel oturuyor. Senaryo ise Umut Yüksel’le beraber Ezgi Yüksel’e
aittir. 90 dakikalık yapımın baş rollerinde Kemal Uçar, Pınar Göktaş, Lemi
Filozof, Ebru Öztürk ve Suzan Kardeş yer alıyorlar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Fanatik Galatasaraylı Cevat, bir restoranda
profesyonel aşçıdır. Bir gece rüyasına rahmetli babası Ekrem girer. Galatasaray’ın
Fenerbahçe’yle oynayacağı final maçı için tüyo verir. Kendine rüyaya kaptıran
Cevat, arkadaşlarını toplayıp sevgilisinden habersiz babasının dediklerine
doğru yol alır. İşte o gece Cevat’ın hayatını beklenmedik şekilde değiştirir. İşi,
aşkı ve Galatasaray’ı hallaç pamuğuna döner.</div>
<a name='more'></a><o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Aşk Oyunu, adıyla kadın seyirciyi, fragmanıyla erkek
seyirciyi çekmeye çalışan; sonunda her iki tarafı da mutlu edemeyen bir
romantik komedi adayıdır. Fragmanı izleyen Galatasaraylı bende de merak
uyandırmıştı. Lakin takıma olan sevdası, aşkının hayli arkasında kalıyor. Hatta
tamamen unutturuyor. Filmin belli bir noktasına kadar Galatasaray’ın adı geçip
de sonrasında adeta yok olması seyirciyi kandırma taktiği olarak akılda
kalıyor. Her ne kadar Cevat, Galatasaray’ı değil sevdiği
kadını seçse de geçişin yapaylığı rahatsız ediyor.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Filmin konusu gayet net: Kadınların erkekleri bazı
taktiklerle dize getirmesi. Erkekleri yönetilebilir kıvamda göstermesi bir
kadın olarak beni dahi rahatsız etti. Bir insanın hayatı beyaz tahtaya yazılan
maddelere mi bağlıdır? Daha önce fazlasıyla benzerlerini gördüğümüz, hepi topu
romantik bir komedi deyip geçemeyenlerdenim. Bu detaya takılıyorsam
sürükleyiciliğinde, konuların birbirine geçişinde sıkıntı var demektir. <o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjB7GCLR9hS5IV7L_v7Fjl92OBhU_9DJAvTiHLdrZLh1COaZ4kd8zVvAys5RBuxsvBWeCAD495QVC19GQTob_ONem9IgYfgbpgYv7Ok8AglLP9i8Hj_lf1lc-J8JBfcz5amDQmIMdkY0fOI/s1600/a%C5%9Fkoyunu2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjB7GCLR9hS5IV7L_v7Fjl92OBhU_9DJAvTiHLdrZLh1COaZ4kd8zVvAys5RBuxsvBWeCAD495QVC19GQTob_ONem9IgYfgbpgYv7Ok8AglLP9i8Hj_lf1lc-J8JBfcz5amDQmIMdkY0fOI/s1600/a%C5%9Fkoyunu2.jpg" height="184" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUSW7ZdswORXO1sAdre9BHKBjgxvPnYqXn3CJu6Xq1_VxXjEtB596o8wO4APQoPHILZFB9BofUK6tkwEGrnc9aHJ0qL3mklB_hF7hu3qWX0kmQ7EYeQVMxycuEkCtXiqID1rhrpzaGjEFt/s1600/a%C5%9Fkoyunu4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUSW7ZdswORXO1sAdre9BHKBjgxvPnYqXn3CJu6Xq1_VxXjEtB596o8wO4APQoPHILZFB9BofUK6tkwEGrnc9aHJ0qL3mklB_hF7hu3qWX0kmQ7EYeQVMxycuEkCtXiqID1rhrpzaGjEFt/s1600/a%C5%9Fkoyunu4.jpg" height="183" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguc43xcoPXGK9acNgh-6dpCmSQ9u2lRPR6C0b4azqatAlBO8KjygSgF_xp5obm9C2INYXmNU8RIWzqrBpeazpX3G6qJoSUHMvC2MTVYgVE1LQE5qPVQp8zv_1lT5eYwlDTe6JANPz1faj5/s1600/a%C5%9Fkoyunu3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguc43xcoPXGK9acNgh-6dpCmSQ9u2lRPR6C0b4azqatAlBO8KjygSgF_xp5obm9C2INYXmNU8RIWzqrBpeazpX3G6qJoSUHMvC2MTVYgVE1LQE5qPVQp8zv_1lT5eYwlDTe6JANPz1faj5/s1600/a%C5%9Fkoyunu3.jpg" height="184" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Mekan, dekor, kostüm detayları türe göre başarılıdır. Müzik de
filmin kurgusuna yakışıyor. Karakter detaylandırmaları ise konudan tamamen
bağımsız! Cevat neden aşçı? Sadece Mengenli olduğu için mi? Peki, mesleği filme
ne katıyor? Hiçbir şey. Cevat’ın arkadaşları ile Cevat’ın sevgilisinin
arkadaşları (nasıl arkadaşlarsa artık) neden bu kadar yan rollerdeler? Filme
hiçbir şey katmadan dakikalarca filmde yer alıyorlar fakat onlara dair en
ufak bilgimiz yok. Film boyunca üç karakter izleyiciyi tatmin ediyor: Cevat’ın annesi,
rahmetli babası ve babasının arkadaşı. Rolleri ufak da olsa karakterleri çok
güzel yansıtıyorlar ve sizi olanlara inandırıyorlar! Diğer yardımcı rollere inat onların sahneleri ışık gibi parlıyor.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Oyunculara değinecek olursam, Kemal Uçar, Pınar Göktaş, Ebru
Öztürk genç ve umut vaat eden görünümdeler. Lemi Filozof ağırlıklı komedi film
ve dizilerinde yer alıyor. Farklı karakterlerde göremediğim için yorum yapmakta
şimdilik güçlük çekiyorum. Suzan Kardeş ve Ahmet Somers, filmin tek
kurtarıcıları diyebilirim. İyi ki yan karakterlere hayat vermeyi kabul
etmişler. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Dilerim ki Galatasaray’ı içeren başarılı filmler sinemada
yerini bolca alır.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-40052294497498180642014-07-22T21:54:00.000+03:002014-07-22T21:54:32.942+03:00Faces in the Crowd (Katilin Yüzü) (2011)<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgx7V68NVNdQSy_-eqlwrAEbk0SfFeAVw-CdblSA2jdllZ7nBp8kx92klTMosEK2XMnX2if6fdcbI_K_tXBh7tUhvdD0Ba_pDCgXcscc8A9YL_In5tbS04-t1XhlnzDbrgvtbcuDgAaBdOU/s1600/faces2.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgx7V68NVNdQSy_-eqlwrAEbk0SfFeAVw-CdblSA2jdllZ7nBp8kx92klTMosEK2XMnX2if6fdcbI_K_tXBh7tUhvdD0Ba_pDCgXcscc8A9YL_In5tbS04-t1XhlnzDbrgvtbcuDgAaBdOU/s1600/faces2.jpg" height="320" width="242" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Katilin Yüzü</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
2011’de gösterime girmesine
rağmen yeni rastladığım Katilin Yüzü, daha önce hiç duymadığım bir
hastalıktan yola çıkarak seyirciyi germeyi hedefliyor. Yönetmenliğini Julien
Magnat’ın üstlendiği 103 dakikalık ABD, Kanada, İngiltere yapımının
senaryosunda Magnat’ın adıyla beraber Kelly Smith ve Agnes Caffin’i de görmek
mümkün. 15 milyon $ bütçeyle çekilen suç, gerilimin baş rollerini Milla
Jovovich, Julian McMahon, David Atrakchi, Sarah Wayne Callies paylaşıyorlar. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
İlkokul öğretmeni Anna, bir seri
katilin saldırısında ciddi hasar alır. Bu hasarın adı “<i>prosopagnosia</i>” yani yüz körlüğüdür.
Artık sevgilisinin dahil kimsenin yüzünü hatırlamamaktadır. İşin kötü yanı şu
ki katilin yüzünü sadece Anna bilir.</div>
<a name='more'></a><o:p></o:p><br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
İdeal ve mutlu çift görüntüsü
sergileyen Anna ve Bryce’nın hayatı, Anna’nın başına gelen felaket sonrası
yerle bir olur. Seyirciyi kendine çeken, ekrana kitleyen de zaten bu felaketin
ta kendisidir. Daha önce hiç duymadığım, duysam da belki inanamayacağım yüz
körlüğü, gerilim türü için harika malzeme yaratıyor. Düşünsenize,
sevgilinizi, arkadaşlarınızı, aile bireylerinizi gördüğünüzde tanıyamıyorsunuz!
Üstelik her gördüğünüzde yüzleri tekrar tekrar değişiyor. Seri katilin yüzünü görüp de sağ kalan sadece sizseniz ve bu rahatsızlık sonrası da her an
katilin sizi takip ettiğini düşünürseniz, vay halinize!</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAGgp8I4MVt6T-UVKYrhZXc3gZsFmhwUNXU84c-kSGhkPpWXh1t3RIy8dwi5sGwt-ckmcTSDdIO-A4a0qTMs7FCsE6hTd7suvnq7gNPW1UGbaMyvEfJWiZsfL6vtJO0VSI3qBUn8G9ueQp/s1600/faces3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAGgp8I4MVt6T-UVKYrhZXc3gZsFmhwUNXU84c-kSGhkPpWXh1t3RIy8dwi5sGwt-ckmcTSDdIO-A4a0qTMs7FCsE6hTd7suvnq7gNPW1UGbaMyvEfJWiZsfL6vtJO0VSI3qBUn8G9ueQp/s1600/faces3.jpg" height="216" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1buwG9Dc1hZSE30CAPfUW6aZkK_JX8wZqzUK2ImTJomDTFX48YmCFGmgsFFzSeenF9JjzJ4Nx7B8yY-md4viWpdibeqXTTbW3uu4OggCi65hMuIS9Y6qTFqJDxMDAp0QZF7mE1GSOYnFV/s1600/faces.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1buwG9Dc1hZSE30CAPfUW6aZkK_JX8wZqzUK2ImTJomDTFX48YmCFGmgsFFzSeenF9JjzJ4Nx7B8yY-md4viWpdibeqXTTbW3uu4OggCi65hMuIS9Y6qTFqJDxMDAp0QZF7mE1GSOYnFV/s1600/faces.jpg" height="217" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Bu denli etkileyici ve merak
uyandırıcı bir senaryo girişi varken, yönetmen ve senaristler el birliğiyle 103
dakikanızı allak bullak ediyorlar. Genel mantık harika olsa da sürükleyicilik
zaman zaman kayboluyor. Baş rolde yüz körlüğü olması gerekirken sıklıkla arka
plana atılıp, gereksiz sahneler, karakterler ekleniyor. Gizemin daha ön plana
çıktığı, ışık ve gölgelerin daha yoğunlaştığı sahnelerle 90 dakikada enfes bir film çıkabilirdi.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Hakkını yememek lazım ki
tanıdığı, tanıştığı her adamı potansiyel seri katil sanması seyirciyi hayli
geriyor. Her an her yerden katil çıktı çıkacak diye heyecanlandırıyor. Öyle bir an geliyor ki 4-5 dakika içinde kaç tane farklı adam gördüğünüzü sayamıyorsunuz. Lakin,
bunun süresi çok uzun değil!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
IMDB’den 5.7 alan filmin geri
bildirimleri hayli az. Milla Jovovich’in adı da filmi öne çıkarıp, çıtayı
yükseltemiyor. Zira kendisinin çok başarılı bir oyuncu olmadığını kabul edersek
oyuncu kadrosu da filme bir şey katmıyor.<o:p></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Spoiler’a girer mi kararsızım;
gene de yazmadan duramayacağım. Yahu, yüzü görmüyor ve tanımıyorsun tamam ama sesi de mi tanıdık gelmiyor? İnsan sevgilisinin sesini anımsayamaz mı? Hastalığın
beyinde yarattığı travma sonrası algıların değişebileceği gibi bilimsel bir açıklamayı kabul edesim gelmiyor. Zira sebebi
bu olsa, filmde yer almalıydı. Bunun gibi birçok mantık hatasıyla cebelleşip durdum. Daha fazla detay vermemek için yazmamak en doğrusu.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/k4lWrdU5P6I?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-643855523210351015.post-57612963115667778782014-06-03T23:32:00.002+03:002014-10-07T16:46:04.020+03:00Kim Bedava 106 DVD İster?<div style="text-align: justify;">
Başlık inandırıcı görünmese de gerçek :) Artık DVDlerime yer kalmadığı için kendime birazını (aslında en az aşağıdaki fotoğraf kadar) ayırıp kalanını sinemayı seven birine hediye etmek istiyorum. Yapacağınız şey çok basit: Facebook'ta sayfamı beğenmek ve bu yazının altına sinemayı gerçekten sevdiğinize dair bir yorum yazmak.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
İşte o şanslı kişinin/kişilerin sahip olacağı DVDler:<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh51PgGG8AIc3FKGcYBLjxZdq1Q-Sb4DGsKNT50nZeQXEawNNHGgKdm0tVGO0PGPWBfRGciHL_8WQlq8g9jvtubw5Kfh74Hd61yRQYZO685fhEFhJdfuqgmEYbs9_A-OMf6Z4c_emUa9-LJ/s1600/20140603_232306.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh51PgGG8AIc3FKGcYBLjxZdq1Q-Sb4DGsKNT50nZeQXEawNNHGgKdm0tVGO0PGPWBfRGciHL_8WQlq8g9jvtubw5Kfh74Hd61yRQYZO685fhEFhJdfuqgmEYbs9_A-OMf6Z4c_emUa9-LJ/s1600/20140603_232306.jpg" height="320" width="240" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
4 tanesi hariç hepsi orijinaldir.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Son gün 9 Haziran! Bol şans!</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Not: Miktardan dolayı kargo bedeli kazananın/kazananların olacaktır. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<b><i><span style="color: purple;">Ve çekiliş sonlandı. Twitter üzerinden birkaç takipçim belirli filmleri talep etti. Onlara bir kısmını gönderdim. Geriye kalan DVDlerle birlikte 100'e yakın VCD filmi de büyük bir koliye koyup Filiz Özkan'a yarın sabah göndereceğim. Tebrikler Filiz, umarım filmleri koyacak yer bulursun ve hepsinden keyif alarak beni hatırlarsın :)</span></i></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<b><i><span style="color: purple;"><br /></span></i></b></div>
<br /></div>
seyircikoltuguhttp://www.blogger.com/profile/13153733766558735364noreply@blogger.com7