Neşeli Ayaklar 2 |
Serinin ilk filminin kahramanı
Mumble, oğlu Erik’in kendini keşfetmesine yardımcı olmak ister. Bu pek de kolay
olmaz. Diğer yandan Penguenler Krallığı tehlike altındadır. Mumble’a düşen
büyük görev ise herkesi bir araya toplayarak tehlikenin önüne geçmektir.
“Neşeli Ayaklar” en iyi animasyon Oscar ve Bafta ödüllerini alınca (Oscar’da
diğer adaylar “Cars” ve “Monster House”du) çoğu seyirci serinin
devamını merakla bekledi. Bu kaçınılmaz merak gayet yerinde bir devam filmiyle
karşımıza çıktı. 3D özelliğiyle seyredemesem de bol keyif aldığım tartışılmaz. “Face/Off”, “Antz”, “Shrek”, “I Am Sam”, “Be Cool”, “Mr. & Mrs.
Smith”, “Ice Age: The Meltdown”, “Happy Feet”, “PS, I Love You”, “Ice Age:
Dawn of the Dinosaurs”, “How to Train
Your Dragon”, “Rio”, “Kung Fu Panda 1-2”, “Ice Age: Continental Drift” gibi pek çok
başarılı projenin müzik çalışmalarını yapan John Powell, filmin büyük bir kısmını
etkisi altına alıyor. Neden bu kadar çok proje ismi saydım diye sorarsanız;
filmin çoğunda müzik çalışması var diyebilirim. Neredeyse müzikale dönüşmüş bir
animasyon! Pink ile beraber yaptıkları müzik çalışmalarında, Powell neredeyse
görüntü ve ses teknolojisinin önüne geçiyor. Hatta zaman zaman “Biraz fazla mı
bu kadar şarkı?” diye düşünmeden edemiyorsunuz. Senaryonun, kurgunun, renk
cümbüşünün, teknolojinin dahi önünde duruyor. Olumsuz görünmeyi hak ediyor mu
etmiyor mu, emin değilim. Tüm şarkıları dinlerken çok büyük keyif aldım. Diğer yandan,
başka şeylere odaklanmamı etkiledi. Örneğin, oldukça yoğun bir emek verilen
görüntü teknolojisi, ses teknolojisi mevcut! Yüzlerce, binlerce penguen var. Hepsi
dans ediyor, hepsi konuşuyor, yerlerinde sabit durmuyor. Tam bir görsel şölen!
Üstelik renk ve ışıklandırma harika kullanılıyor. Seyrederken gerçekten keyif
veriyor, mutlu ediyor. Diğer yandan, müzik o denli yoğun ki film bittiğinde her şeyden çok müzik kalıyor akılda.
Senaryoya göz atıldığında ise
etkileyici bir konu başlığı var: Baba – oğul ilişkisi ve çatışmaları. Animasyonda
böyle bir konunun işlenmesi, orta noktanın bulunmaya çalışılması ve sevginin
sonsuzluğunu göstermesi seyredilmeyi hak ettiriyor. Bu ilişkinin tüm penguen
ahalisine yayılması, birlik bütünlük mesajı vermek de animasyonların asıl
sahipleri olan çocuklara çok güzel aktarılıyor. Sinemasever bir izleyici olarak
ise senaryodaki kopuklukları görmemezlikten gelemedim. Karakter zenginliğini
bolca kullanmak isterken farklı hikayeler bütünlüğü koparıyor. Asıl amaç neydi,
ne oldu, ona ulaşırken diğerleri neden heba edildi veya tam tersi bazı
karakterlerin yaratılma amacı neydi gibi pek çok soru havada asılı kalıyor.
İlk filme gelen olumlu
eleştiriler ve ödüllere rağmen, Neşeli Ayaklar 2, aynısını başaramıyor. IMDB’den
5.9, Rotten Tomatoes’tan 44 alan proje, müzikal yanının çok öne çıkmasıyla ve asıl amacını ortaya koyamamasıyla eleştiriliyor. Happy Feet serisinin en az “Ice Age” serisi kadar çarpıcı bir görevi
var: İnsanları çevre sorunlarına karşı bilinçlendiriyor, bilgi veriyor. Fakat
senaryodan kaynaklanan zayıflık yüzünden ikinci film bu mesajı öne çıkaramıyor.
Hep şarkı, dans dinliyor, izliyorsunuz. Fazla bir “Polyannacılık” hissi var ve
bu da inandırıcılığı azaltıyor. Animasyonların kaçınılmaz mesajlarını bu yaşta
dahi çok seviyorum. Favori mesaj içeren animasyon ise bana göre “Rango”dur!
Nedense bu filme bir türlü kanım ısınmadı, sevemedim. Normalde animasyon filmleri çok severim. Bunda Madagaskar da bulunan penguenlerin payıda olabilir tabi. Eğer onlar harici Penguen izlersem onlara ihanet etmiş gibi olacağımı düşünüyorum herhalde:)) Yada traileri çok danslı felandı gerçekcimi hissetmedim bilemedim. http://www.youtube.com/watch?v=EjGJYqFdjEs
YanıtlaSilMüzik ve dans konusuna katılıyorum. O kadar ön planda ki filmin geri kalanına nefes aldırmıyor. Favori animasyonlarımdan sayılmaz benim de.
Sil