20 Nisan 2011 Çarşamba

Rango (2011)

Animasyon filmlerinin sevimli karakterler, çocuklara hitap etme, capcanlı renklerle masal dünyasını yaşatma, çok komik olma gibi bazı kurallarını alt üst ederek 107 dakika boyunca büyüklere hoş vakit geçirten ve mutlaka görülmesi gereken Rango, son zamanlarda izlediğim en başarılı animasyonlardan birisiydi.

Pirates of the Caribbean” serisinin, “The Mexican” ve “The Ring”in tanınmış yönetmeni Gore Verbinski bir kez daha Johhny Depp ile aynı projede yer alarak başarısına başarı katıyor. “Any Given Sunday”, “Gladiator”, “Star Trek: Nemesis”, “The Last Samurai”, The Aviator” ve “Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street” gibi efsane filmlerin ünlü senaristi John Logan, James Ward Byrkit ve Gore Verbinski ile birlikte senaryoyu üstlenmiş.

Rango, bir kaza sonucu çölün ortasındaki bir kasabadaki eşkıyaların, kanunsuzların, sahtekarların arasına düşer. Cesaretten nasibini hiç almamış korkak olan bu bukalemun, tüm kasabalının arasında tipiyle oldukça ilgi çeker. Bu durumu kendi lehine çevirerek kasabalının uzun zamandır umut ettiği varlık gibi kendini göstererek Şerif Rango rolüne girer. Kendini hep bir kahraman olarak hayal eden Rango, kötülerle savaşarak artık gerçek bir kahraman olma yolunda hızlı adımlar atmaktadır.
Nickelodeon Movies, Blind Wink ve GK Films stüdyolarında hayat bulmuş ABD yapımı animasyon, 135 milyon dolarlık bütçesiyle gözleri kamaştırıyor. Johhny Depp Rango’yu seslendirerek sanki o karakterle bütünleşmiş. Bunu dinlediğim için demiyorum fakat Gore Verbinski ve Johnny Depp’in bir arada bulunması izlemek için bile yeterli bir sebeptir. Johnny Depp sıra dışı projelerde yer almayı tercih ettiğinden, bu sıra dışı animasyondaki çirkin bukalemunu seslendirerek seyircinin beklentisini boşa çıkarmamış. Sinemada maalesef dublajlı izlediğimi düşünürken Johhny Depp sesi yerine saygıyı fazlasıyla hakeden, kendini sanata adamış bir şahıs olan Yekta Kopan’ın sesini duymak inanın ilk kez dublajı bana sevdirdi. Diğer üstatlara da saygım sonsuz ama öbür animasyonlarda dublajdan bu kadar keyif almamıştım. 

Karakterlerin tasarımları o kadar gerçekçi ki mimikleri için bile izlemeye değer. Güzel ve sevimli hiç bir karakter yok. Aksine hepsi birbirinden çirkin görünüyor. Lakin, hepsi o kadar doğal ki bu çirkinliğe alışıyorsunuz. Yapımda her zamanki gibi mesaj verme çabası var ama direk çocuklara değil bu mesaj çünkü çocuk filmi değil. Çocuklara sunulan bir masal dünyası yok. Seyrettikten sonra mavi renkteki damacanaların aslında ne kadar önemli olduğunu fark ediyorsunuz. Bir de biter bitmez o damacanayı kafaya geçirip kana kana su içmek istiyorsunuz :) Favori karakterim ise ne yazık ki Rango değil! Şarkı söyleyen ve Western havası estiren baykuşlar kesinlikle filmin en ilgi çekici tasarımlarıydı (Evet, baykuşlar Western'den!). Konu ve görsellik kadar müzik de çok başarılı çünkü Hans Zimmer’in eli değmiş.


2 yorum:

  1. Johnny Depp var ise her türlü izlenir. Ben de beğenmiştim baya.

    - Arkadaşım fragmanında Johnny Depp'i görmüş ve iddiasına göre filmde bir ara görünüyormuş. Bu yanılgıya inanma isteğiyle aldım kardeşimi gittim filme. - Ki içten içe biliyordum olmadığını ya, bir umut işte - Hani bir sahne vardı bir kovboy arkadan gösteriliyor sonra arkasını dönüyor falan. Hehh ben onu Johnnycan sanıp heyecanlanmıştım. Sonra o dönüşteki hayal kırıklığı. Heyecanın gömüldüğü dipsiz bir karanlık. Daha yazamıyorum... - ehehe -

    YanıtlaSil
  2. Ben de çok beğenmiştim. Hatta hiç böyle bir öykü beklemiyordum. Aslında işin içinde Johnny Depp ve Verbinski olunca tahmin etmek lazımdı :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...