11 Nisan 2011 Pazartesi

Conviction (2010)


Yaşanmış bir hikayeden yola çıkarak ekrana sunulan Conviction, 107 dakika boyunca konusuyla "Böyle bir şey gerçekten olabilir mi? Bu nasıl bir bağdır?" dedirtiyor. Yönetmenliğini "Ghost", "The Pelican Brief" ve "The Last Samurai"de rol alan ve "Someone Like You" ile "The Last Kiss" filmlerini yöneten Tony Goldwin üstlenmiş. Senaryo ise Pamela Gray'e ait.

Kenneth Waters 1983 yılında cinayetten tutuklanır. Aralarında çok sıkı bir bağ bulunan evli ve iki çocuk annesi olan kardeşi Betty Anne ise tutuklanma kararını kabullenemez çünkü kardeşinin masum olduğuna tamamen inanır. Öyle ki ona bu suçu hiç işleyip işlemediğini dahi sormaz. Bu masumiyeti ispatlamak adına hukuk fakültesine başlar ve tüm hayatını bu olaya adar. Hem de arkasında çok şey bırakarak...

Hikayenin inanılmazlığı yanında senaryonun ayakları maalesef yere basmıyor. Kopuklukları zaman zaman hissediyorsunuz. Fakat (mütemadiyen tekrarlasam da) konu yönetmen ve muhteşem oyuncularla birleştiği için senaryo mazur kılınabiliyor. Filmi izlememe sebep olan 2007 yılında "Hollywood Walk of Fame"de yıldız kapan Oscarlı Hilary Swank role kendini çok güzel adapte etmiş ve izlerken Betty Anne'nin heyecanını, öfkesini, umudunu size de yaşatıyor. Hatta kendinizi bu kadar fedakarlık yapıp yapamayacağınız ile ilgili düşüncelerle baş başa bırakıyor. Sinemaya Hilary Swank ile hemen hemen aynı dönemde ayak basan, "Confessions of a Dangerous Mind" ve "Frost/Nixon"dan hatırlanan ("Moon" filmini hala seyredemedim) Sam Rockwell ise en az Swank kadar göz dolduruyor. "The Fighter"da Christian Bale'ın performansına kendimi kaptırıp "Gerçekten de serseri olabilir bu adam!" demiştim. Aynısını bu filmde Rockwell için de düşündüm. Yardımcı kadın rolünde "Sleepers" ve "Good Will Hunting"teki rolleriyle akılda kalan Minnie Driver'ın bulunması ise filme ayrı bir hava katmış. Tüm oyuncular bir yana, sinema hayatına ben doğmadan başlamış, taze Oscarlı Amerikalı oyuncu Melissa Leo'ya filmde az sahnede yer almasına rağmen şapka çıkarmak gerekir. Onun adı bile kadroyu sağlamlaştırıyor.
Filmin sonuyla ilgili ve gerçek öykünün devamı için  yorum yazmaya can atıyorum fakat bu izleme heyecanınızı azaltabilir. O yüzden eğer filmi izlerseniz, devamında da aşağıdaki sitelere göz atmanızı tavsiye ederim. (Gerçek Kenneth ve Betty Anne'i görmek güzel olmaz mı? Ya da onlara ne olup olmadığını öğrenmek?)

http://www.innocenceproject.org/Content/Kenny_Waters.php
http://truthinjustice.org/ken-waters.htm
http://www.trialanderrordennis.org/waters.html

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...