Sahte Gelin |
20 Temmuz’da gösterime girdiğinde
türü romantik komedi diye izlemeye koyulduğum Sahte Gelin, büyük bir hayal
kırıklığı yarattı. Bu tür için çok büyük beklenti beslemeye gerek duyulmasa da
vasat olanları bünye kabul etmiyor. Yönetmen koltuğunda Sheree Folkson’un
oturduğu Birleşik Krallık yapımının senaryosunu Neil Jaworski ve Sally
Philips kaleme almaktadırlar. 89 dakikalık filmin oyuncu kadrosunda ise David
Tennant, Alice Eve, Kelly MacDonald yer alıyorlar.
Hollywood’un en ünlülerinden Lara Tyler, yazar James Arber’la evlenmeye karar verir.
Ama ortada büyük bir sorun vardır: Paparazzi! Meşhur olmanın
bedelini gözlerden uzakta evlenmek için yer aramaya koyularak öderler. Lakin
hiç kolay olmayacaktır. Menajerleri çözümü Hegg Adası’nda eski bir şatoyu
kiralamakla çözerler. Sorun bunla da bitmez çünkü hala ortada bitmek tükenmeyen paparazzi
vardır. Fotoğraf almadan kurtulamayacaklarını bildikleri için sahte gelin
bulmaya karar verirler.
Romantik komedi türü için
bilindik bir müzik denilebilir. Çok akılda kalıcı, mutlu edici veya şaşırtıcı
gelmiyor kulağa. Mekan, dekor, kostüm detayları düğün temalı bir film için fena
değil. Mekan olarak seçilen ada elbette yemyeşil manzarasıyla seyirliği
arttırıyor. Sahil de en az yeşillik kadar güzeldi. Senaryoya gelindiğinde ise
romantik komedi furyasından alnı ak çıkacağa benzemiyor.
Öncelikle karakterlerde sorun var. Karakterler sanki tiplemelere daha yakın.
Hiçbir karaktere ısınamadım. Tabi illa ısınmak gerekiyor mu, o da ayrı bir
muamma. Şunu da unutmamak gerekir ki romantik komedi filmlerinde mutlaka bir
taraf size daha yakın gelir. Aksi takdirde filmden zevk alınmaz. O meyillenme
filmi daha başarılı kılar. Sahte Gelin’de ise hiç bir karakterin tarafını
tutamadım. Oyunculuklar mı başarılı değil acaba diye düşünsem de diyaloglar,
senaryo da ilgi çekici gelmedi. Projenin bir “olmamışlığı” var sanırım. Senaryo
biraz daha kuvvetli ele alınıp kurgu öne çıksaydı eminim vasat üstü bir konuma
sahip olabilirdi.
Ben beğenmesem de IMDB’den
5.6 almıştır. Neyse ki Rotten Tomatoes’tan 24 vermiş de kendime yandaş
bulabildim. Gelen eleştiriler genellikle filmin çıtır çerezlik, boş vakit
geçirmek için olduğu yönündedir. Akılda kalmayacak bir hikayeye sahip olmasındaki eleştirilerle hem fikirim.
1976 İskoçya doğumlu Kelly
McDonald, “Trainspotting”, “No Country for Old Men”, “Brave”, “Nanny McPhee” filmleriyle kariyerinde hızla tırmanmıştır. “No Country for Old Men” ile en iyi
yardımcı kadın oyuncu Bafta adayı olmuştur. Filmdeki karakteri sevemediğim
için, McDonald performansı ilgi çekici veya başarılı gelmedi. Zaten ortada
çok dikkat çekecek bir performans sergilenmiyor. Buna oyuncuya yansıtmak
uygun mudur bilmiyorum ama “No Country
for Old Men”deki oyunculuk sonrası bu rol fazla yetersiz geldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder