Flynn Olmak |
Robert De Niro baş rolde olur da Flynn Olmak kaçırılır
mı? Bu ay gösterime girecek olan 102 dakikalık projenin yönetmen
koltuğunda “In Good Company”, “American Dreamz”, “Little
Fockers”ın yönetmeni Paul Weitz otururken, senaryoyu gene Paul Weitz, Nick
Flynn’nin eserinden uyarlamıştır. Dram komedi türündeki ABD yapımının baş
rollerinde Robert De Niro, Paul Dano ve Julianne Moore oynuyorlar.
Jonathan sahte çek düzenlemekten dolayı hüküm giymiş,
oğlu ve karısından uzak kalmıştır. Hapisten çıktığında ise geçici işlerde
çalışmış, gene de dikiş tutturamamıştır. Oğlu Nick ise babasını hayal meyal
hatırlayan ve onu hiç görmek istemeyen bir gençtir. Sosyal hizmetlere bağlı
evsizler barınağında görevli çalışırken karşısına babası evsiz olarak
çıkmıştır.
1980lerde geçen hikayenin müzik çalışmalarını “About
a Boy” filminden de hatırladığımız Badly Drawn Boy yapmıştır. Çok dikkat
çekici olduğu söylenemez. Mekan, dekor, kostüm detayları hikayenin gidişatına
göre başarılıdır. Yoksullukla pençeleşen yaşlı adam, kıyafeti, saç ve sakalıyla
oldukça gerçekçi görünüyor. Kaldığı mekanlar (sokak, ev, barınak) içine düştüğü
durumu anlamamıza yardımcı oluyor. Yaşanmış bir hikayeden yola çıkıldığını düşünürsek ailenin her bireyine gerçekten üzülmek mümkün. Anneyle
oğul arasındaki harika ilişki imrendirici görünüyor. Her türlü zorluğa,
yenilmişliğe rağmen oğlunu mutlu etmeye çalışan bir anne var. Babasızlığı doya
doya yaşayan, içinde açığa çıkaramadığı çaresizliği barındıran ve bu
çaresizlikle babasını asla kabul edemeyen bir evlat... Weitz’in babayı gizemli
bırakmayı tercih ettiğini düşünebilirsiniz başta. Oysa ki baba gizemli olmaktan
çok hayallerinin peşine giden ve arkasında bıraktıklarını önemsemeyen biridir.
Kimsenin göze alamayacağı bir şeyi yapmıştır: Hayallerine koşmak. Başarmış mı?
Elbette hayır. Gene de bunu kabullenmiyor. Hala muhteşem bir yazar olduğunu
düşünüyor (buna rağmen ırkçı sözlerinden de hiç vazgeçmiyor), yılmıyor. Elbette
takdir edilecek bir yanı yok. Öncesinde hırsızlık yapmış, sonra kaçmış ve
ailesini düşünmemiş. Harika bir eş ve çocuğu en güzel yıllarında yalnız
bırakmış. Nick ile birlikte bu sorgulamaları siz de yapıyorsunuz. “Ben Nick’in
yerinde olsaydım ne yapardım?” diye pek çok kez düşündüm. Sonra hemen soru baloncuklarını tek tek patlattım. Tüm bunlar karakter detaylandırmalarının çok başarılı
olduğunu gösteriyor.
Ne kadar güzel bir kadın! |
Görsel teknoloji, ses teknolojisi, kurguya
gelindiğinde ise ufak tefek eksiklikler hissediyorum. Genel olarak yönetmen
kısmı biraz daha arka planda kalıyor. Seçilen renkler elbette hikayeyi baz
alarak tasarlanıyor; fakat iç karartıcı geliyor. Senaryo ilgi çekici gelse de
yeterli değil. Genelinde “tam oturmamışlık” var. Belki de Robert De Niro olduğu
için beklentiyi daha yukarıda tuttum.
IMDB’den 6.5, Rotten Tomatoes’tan 54, Metacritic’ten
de 53 almıştır. Robert De
Niro, yaşına rağmen performansından en ufak bir parça kaybetmiyor. Baba
karakterinden nefret etmenizi sağlıyor. Oysa tek başına performans kurtaramıyor. Hikaye zaman zaman monotonlaşıyor ve bu da aslında Paul Weitz’e
pek yakıştırılmıyor. Neyse ki aile ilişkilerinde anne-oğul ve baba-oğul ayrı
ayrı derinlemesine irdelendiği için vasat üstü kalıyor.
1984 ABD doğumlu Paul Dano’yu “The
Girl Next Door”, “Little Miss
Sunshine”, “There Will be Blood”,
“Cowboys & Aliens” filmlerinden
hatırlayabilirsiniz. Genç yaşına rağmen oldukça bilinen projelerde yer almıştır.
“There Will Be Blood” ile en iyi
yardımcı erkek oyuncu Bafta adayı oldu. Bana sevimsiz görünse de sinema
açısından umut vaat eden bir oyuncu olduğu kesin.
Not: Afişi çok beğendim. karakterlerin yüzü görünmüyor, ışıkla kaplanmış. Aslında karakterler de aile hayatlarında nerede, ne için olduklarını bilmiyorlar. Robert De Niro'nun sadece adının kullanılması, yüzünün görünmemesi daha ilgi çekici kılıyor.
Not 2: Robert De Niro'yu bu yaşta bu kadar başarılı görmek insanı mutlu ediyor. Film ne olursa olsun Robert De Niro'yu izlemek, izlettirmek gerekir.
dediğin gibi kendini karakterlerin yerine koymaya çalışıyorsun filmde ama genel olarak sıkıcı geldi bana ama de niro'nun oyunculuğuna parantez açmam lazım:)
YanıtlaSilFilmi seyretmeye iten de o isim değil mi zaten? :)
Silöyle de çoğunda hayal kırıklığına uğratıyor ama :)
YanıtlaSil