20 Ağustos 2012 Pazartesi

The Magic of Belle Isle (2012)

Büyülü Ada

Afişin merkezinde Morgan Freeman olursa filmi seyretmek için başka sebebe gerek var mı? Bence yok! “When Harry Met Sally” ile “Sleepless in Seattle”ın yönetmeni olduğundan gönlümde torpilli yeri kapan Rob Reiner, yönetmen koltuğunda oturmaktadır. Guy Thomas’ın senaryoyu kaleme aldığı 109 dakikalık ABD yapımının baş rollerinde Morgan Freeman’a Virginia Madsen ve Kenan Thompson eşlik etmektedirler. Dram, henüz pek ortalığa çıkmadı ve bizdeki gösterim tarihi de belli değildir.

Ünlü Western roman yazarı Monte Wildhorn, alkolizmle savaşmaktadır. Bu savaş onu yazmaktan uzaklaştırır. Aslında yazmaktan uzaklaşmak için alkole başvurması da diğer bir ihtimaldir. Bu bağımlılıkla mücadele etmesi için yeğeninin baskısıyla yazlık bir yer kiralar. Komşusu olan bekar ve 3 kız annesi Charlotte, onun hayata yeniden tutunması için fırsattır.

Projeyi, Morgan Freeman’ın yaşı itibariyle kaçınılmaz bazı filmlerin 2012 versiyonu olarak sayabiliriz. Oldukça sakin, naif, yalnızlığı ve yaşlılığı sorgulayan filmdeki ana karakter Monte, hafif huysuz biridir. Bu huysuzluğun sebebi karakteri değil, yalnızlığın ve bir bakıma yenilmişliğin verdiği korkudur. Seyrederken aklıma hemen “On Golden Pond” filmindeki Norman geldi. Senaryolar alakasız olsa da yaş benzerliği nedeniyle aynı huysuzluk ve korkuları yaşıyorlar. Baş rolde dolu dolu Morgan Freeman var. O yüzden karakter detaylandırması çok net görünmese bile ona has mimik, hareket, vurgu ve tonlamalar karakteri size anlatıyor. Zaten filmi seyretme nedeni de kendisi oluyor. Charlotte karakterinin biraz daha ön plana çıkmasını tercih ederdim. Monte’nin yanında değil, aksine çok arkasında kalıyor. Karşılıklı paslaşmalarında sanki biraz durgun görünüyor. Bu senaryodan kaynaklı bir eksiklik diye hissediyorum. Çocuk karakterler ise oldukça bilindik: Büyük olan ebeveyni suçlar, küçük olan her şeyden habersiz hayata toz pembe gözlüklerle bakar, ortanca ise gelgitler yaşar. Herhangi bir yaratıcılık veya değişiklik yok. Freeman’ın rol aldığı bir filmin senaryosu sanki az biraz daha kuvvetli olmalıydı.
Mekan, dekor, kostüm detayları türe göre fena görünmüyor. Monte karakterinin kendi gibi evi de karanlık bir atmosfere bürünmüş. Aslında deniz kenarında ve harika bahçeye sahip şirin bir yer. Karakterle beraber evin de yavaş yavaş şekillenmesi bu detayları başarılı kılıyor. Hayal gücünü kazanmaya çalışan Monte, eve de bu gücü geçiriyor adeta. Müzik çalışmaları ise sahil manzaralı bir mekanda yaşayan, Western romanlarını kaleme alan bir yazarın hayatına göre harmanlanmış şekilde kulakların pasını siliyor. Tek bir düzende gitmediği için zaman zaman ilgi çekici gelebiliyor.

IMDB’den 6.1 alan projeye henüz çok eleştiri gelmemiştir. Bunun en büyük sebebi de Temmuz başı ABD’de ve Temmuz sonu İsrail’de gösterime girmesi dışında herhangi bir ülkede yayınlanmamasıdır. Ben de erken seyredenlerden oldum sanırım J Eğer benim gibi Morgan Dede’nin hayranıysanız, evde keyifle koltuk başına geçebilirsiniz. Freeman’a eşlik eden 1961 ABD doğumlu Virginia Madsen ise orta karar bir performans sergilemektedir. Beni çok etkilemeyen bir role bürünse de “Sideways” filmiyle en iyi yardımcı kadın oyuncu Oscar ve Altın Küre adayı olduğunu bilmekte fayda var.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...