Şansıma bu aralar
seyrettiğim Türk filmleri eğlenceli çıkıyor, keyif alabiliyorum.
İlk uzun metrajlı filmiyle karşımıza çıkan Ali Vatansever, senaryoyu da kaleme
alıyor. 95 dakikalık romantik ve dram-komedi türündeki filmin oyuncu kadrosunda
ise Cansu Dere, Sarp Akkaya, Baran Akbulut, Wilma Elles, Sercan Badur, Kenan
Bal, Salih Kalyon yer alıyorlar. Proje, Mart 2012’de gösterime girmişti.
Bolu’nun Göynük
ilçesine ilk yabancı öğretmen gelecektir. Yöre halkı oldukça heyecanlı ve
telaşlıdır. O gün de tesadüfen bir Fransız turist kasabaya gelir. Dilini
anlamadıkları için onu öğretmen sanan halk, Julie’yi sevinçle karşılar ve
misafirperverliğini gösterir. Asıl konu kasabaya gelen öğretmen iken, eczacı
Zeynep’in hayatı, ona aşık 8 yaşındaki Ragıp ve bir çok hikaye yavaş yavaş su
yüzüne çıkar.
Model grubunun
şarkısıyla müziğin tadına doyum olmuyor. Hani mekan olarak seçilen Göynük’le Model
ilk bakışta bağdaşmayabilir. Sadece seyredin ve görün derim. İnanç Şanver’in çalışmaları
kulağı hiç yormuyor, aksine ferah ferah bir hava yaratıyor. Görüntü ise
beklenilenden fazlasını karşılıyor. Canlı renk kullanımı ve tertemiz bir çekim!
Kamera açıları, ses teknolojisi de bir o kadar düzenli. Açıkçası
uğraşıldığı belli oluyor, seyirciye o inancı veriyor. 3 hafta süren çekimlerde
harika manzaralara yer verilmiş. Zaten filmde mekan öne çıkıyor. Havanın
berraklığıyla beraber insanların heyecanı, neşesi, hüznü aklıma hemen “Hayat
sevince güzel” şarkısıyla Türk filmlerinin unutulmaz karakteri Ayşecik'i getiriyor J Sıcak ve gerçekçi
karakterler filme ısınmanızı sağlıyor.
Bu güzelliklerle
beraber filmin eksik yanlarına göz atacak olursak, önceliği senaryo alıyor.
Karakter detaylandırmasına pek girilmemiş. Gerçi karakter sayısının çok fazla
olması buna bir engel gösterilebilir. Diğer yandan, bazı karakterleri daha öne
çıkarıp vurgulamak seyirliği arttırabilirdi. Konuların hepsi merak uyandırıcı
olsa da farklı hikayelerin çokluğu odaklanmanızı zorluyor. Neden mi? Hepsiyle
bir bağlantı kurmaya çalışıyorsunuz. Aslında buna gerek olmasa da içten içe
kaçınılmaz bir hal alabiliyor. Kurgunun başarısı heyecanı ayakta tutuyor. Bu yüzden senaryonun zayıf halkalarını da görmemezlikten
gelebilirsiniz.
Eğer neşeli vakit
geçirmek isterseniz, El Yazısı tercih sebebiniz olabilir. Kafa yormadan, sessiz
sakin zaman akıp gidiyor. Altın Portakal’dan Senaryo Geliştirme Ödülü alan
filmin aslında çok önemli bir özelliği var. Maddi sıkıntılardan dolayı bir
türlü çekime başlamamasından dolayı herkes maddi katkı yapmak için
çağrılmıştır. Bizim kulağa az biraz yabancı görünse de pek çok ülkede var olan
bir sistem(miş). Fena olmamış hani.
Oyuncu kadrosuna
bakıldığında, Kenan Bal ve Salih Kalyon gibi üstatların yanında genç
yeteneklerden Sarp Akkaya ve Sercan Bodur yetenekleriyle göz kamaştırıyorlar.
Herkes gibi “Öyle Bir Geçer Zaman Ki”
dizisinde nefret ettiğim bir karakteri canlandıran Wilma Elles ise
beklediğimden daha iyi bir performans çıkarmış. Demek ki boş yere nefret
etmemişiz, işini iyi yapıyor. Bu yeteneklerin içinden Sarp Akkaya’yı bir adım
öne çıkarmak gerek. 1980 İstanbul doğumlu Akkaya, Mimar Sinan Üniversitesi
Devlet Konservatuvarı mezunudur. Yer aldığı tiyatro oyunları yanında “Firar”, “Labirent” gibi sinema projelerinde ve “Bizim Aile”, “Ah Be İstanbul”,
“Kurtlar Vadisi Pusu”, “Sürgün Hayatlar”, “Gece Gündüz”, “Ezel”, “Mali Kelebekler” ve son olarak “Suskunlar” dizilerinde yer almıştır.
Sanatçı bir aileden gelmesi zaten yeteneğini kanıtlasa da ekranda birkaç dakika
dahi seyretseniz Sarp Akkaya’nın oyunculuğu konusunda hızlıca bir karara
varırsınız. Seyretmesi büyük keyif veren genç nesil oyuncularındandır. Üstelik
kardeşleri Esra Akkaya ve Kaya Akkaya ile 2010 tarihinde Akkademi Tiyatro’yu
kurdular. Hayatını sanata adayan bir insan olması, takdiri de arttırıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder