16 Şubat 2013 Cumartesi

Hitchcock (2012)


Oscar listesini temizlemeye çalışırken en iyi makyaj adayında görüp merak ettiğim Hitchcock, kadrosuyla göz kamaştırıyor. Adaylığı bir yana, konusu ve oyuncuları için dahi seyredilmesi gerektiğine inanıyorum. Yönetmen koltuğunda Sacha Gervasi oturuyor. John J. McLaughlin de Stephen Rebello’nun “Alfred Hitchcock and the Making of Psycho” adlı eserinden senaryoyu uyarlamıştır. Biyografi ve dram türündeki ABD yapımının oyuncu kadrosu ise şöyle: Anthony Hopkins, Helen Mirren, Scarlett Johansson, Danny Huston, Toni Collette, Jessica Biel. 98 dakikalık projenin Türkiye vizyon tarihi şimdilik 15 Mart’ı gösterse de kesinleşmiş değil. Altın Küre’de Helen Mirren ile en iyi kadın oyuncu adayı (ve Bafta’da) oldu fakat ödül Jessica Chastain’e gitti. Helen Mirren tadından yenmez bir performans sergilese de Chastain’in oynadığı karaktere göre daha arka planda kalıyor.

Hangi sıfatla hitap edilse isminin önünde başarısını anlatmaya yetersiz kalacak Alfred Hitchcock, sinema tarihini şaşırtan “Psycho” (Sapık) filmini çekmek için kolları sıvar. Lakin bu hiç kolay olmayacaktır. Senaryonun onaylanması, bütçenin ayarlanması, insanların ilgisini bu filme çekmek çok meşakkatlidir. Eşi Alma’yla sorunlar da yaşayan Hitchcock ise kararlıdır; ne olursa olsun “Pscyho” sinema salonlarında gösterime girecektir.

Senaryonun tüm başarısızlığına rağmen üstat Alfred Hitchcock’un hayatının bir dönemine tanık olmak, “Psycho”nun çekim aşamasını görmek paha biçilemez. İzlerken Hitchcock ekibini kıskanıyorsunuz ve orada olmak istiyorsunuz. En azından bir sinemasever olarak duygularım film boyunca böyleydi. Bu büyünün etkisinden kurtulup gerçeklerle yüzleşmek gerekirse senaryo Hitchcock’a yakışmıyor. Kitabı okumadım lakin bu film sonrası Hitchcock’un hayatını okuma, öğrenme hevesi uyandı çünkü bazı şeylerin doğruluğundan emin olmak istiyorum. Senaryoyu beğenmeme sebeplerimin ilki abartının bolca kullanılmasıdır. Hitchcock hayatını önceden irdelemeyen biri olarak aklımda sadece olumsuz düşünceler birikti. Egosu Nirvana’ya ulaşmış, kadınlara karşı zaafını zapt edemeyen, elinde viskisi her an bir kadını öpecek Nuri Alço kıvamı yaratılmış neredeyse. Anlatılanların doğruluğunu bilmek kolay değil. Gene de ele alınan kişi Hitchcock! Senaryonun ikinci rahatsız eden durumu ise ele alınan “Psycho” çekimi mi yoksa Alfred – Alma aşkında yaşanan tökezleme mi kararsızlığıdır. Bir filme gidiliyor, bir Alma’ya “aldatan kadın” etiketi yapıştırılmasına. Olaylara değil de o dönemi anlatmayı hedefliyor diye düşünsek; o da net değil. Biyografiyi de tam kapsamıyor. Kurgunun ayağı epey tökezliyor.
Senaryoyu bu denli eleştirmemle birlikte filmi keyifle seyrettim. Hatta bittikten sonra da izlediğime hiç pişman olmadım. Karikatürize edilen Alma ve Alfred Hitchcock bir yandan eleştiri oklarını üstlerine çekse de size eğlenceyi vaat ediyor. Mekan, dekor, kostüm tasarımları hayli başarılı. Hatta döneme göre canlı renk kullanımı dahi göze batmıyor, aksine dikkatleri üzerine çekiyor. Kurgu zayıflığına rağmen etkileyiciliğinden ödün vermiyor. Alfred Hitchcock’u seyredirken Anthony Hopkins’i gözleri dışında tanımak imkansız. Kusursuz makyaj çalışmasına Howard Berger imza atmış.

Rotten Tomatoes’tan 65, IMDB’den de 7 almıştır. Anthony Hopkins hayli olumlu geri dönüşler alıyor. Abartılı mimiklerine rağmen performansı hiç fena değil, adına yakışıyor. Tabi bu abartılar yukarıda belirttiğim gibi Hitchcock’a olumlu bakmanızı engelliyor. Sorun Anthony Hopkins’ten öte senaryo ve yönetmenlikte diye düşünüyorum. Helen Mirren ve Scarlett Johansson ise beklenilen beceriyi gösteriyorlar; artısı yok ama yeterli. Jessica Biel’i hala oyuncu olarak algılayamıyorum. “The Tall Man”de her şeye rağmen içimde bir ümit dolmuştu ama nafile. Anlatılan konuların tutarsızlığı da o döneme tarafsız bakmanızı az biraz engelliyor. Gerçek olan şeyse yönetmenin öyküyü dram ve biyografiyle birlikte mizahi olarak da ele almaya çalışmasıdır. Ortalık biraz karışmış, o kadar. Filmle ilgili bir olumlu bir olumsuz eleştirileri sıralasam da her şeye rağmen Hitchcock’un bir dönemini seyretmek çok keyifliydi. Tavsiye edilir.

Not: Anthony Hopkins makyajı inanılmaz başarılı görünse de tek bir makyajla Oscar kazanma ihtimali pek adil durmuyor.


5 yorum:

  1. Hitchock'un kostüm dalında adaylığı yok diye biliyorum.Sadece makyaj ve en iyi yardımcı kadın oyuncu adaylığı bulunuyor.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya ben ikisini beraber diye kafaya yazdım demek ki.Düzelttim, uyarı için teşekkürler :)

      Sil
  2. ilginç bir proje, özellikle bizim gibi Hitchcock hayranları için ama beklenilen tepkileri alamadı. oscardan da bir şey çıkmadı. yine de izlemek istediklerimden .)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oscar adaylığına layık bir proje değil ne yazık ki. Sadece Hitchcock severlerin ilgisini çekebilir. E kadro da ek avantaj sağlıyor tabi.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...