8 Şubat 2013 Cuma

Lincoln (2012)


War Horse” sonrası neyse ki korkulan başımıza gelmedi ve ondan daha iyi bir Steven Spielberg projesiyle karşılaştık. Senaryoyu Doris  Kearns Goodwin’in “Team of Rivals: The Political Genius of Abraham Lincoln” eserinden Tony Kushner uyarlıyor. Yapımcılığını da üstelenen Steven Spielberg, 65 milyon $ para harcamasına karşılık şimdiden 203 milyon $ hasılat elde etti. Daniel Day-Lewis, Sally Field, David Strathairn, Joseph Gordon-Levitt, Tommy Lee Jones başta olmak üzere enfes bir oyuncu kadrosunu 150 dakika boyunca seyre koyuluyorsunuz. Bugün bizde de gösterime giren ABD yapımı dram, biyografi, tarihi türlerine giriyor.

ABD’nin 16. başkanı Abraham Lincoln’un son dönemi anlatılmaktadır. 1861-65 arasında iç savaşa gebe olan ülkedeki yoğun günlerin arasında Lincoln ekibi arasında farklı görüşler kendini göstermeye başlar. Bu fikir ayrılıklarından en çok kölelik göze batmaktadır.

Sanatın çoğu dalında Abraham Lincoln hayatı ve dönemiyle ilgili sayısız eserle buluşan sanatseverler, son olarak Steven Spielberg tecrübesiyle başkanın son günlerine tanık oluyor. Her ne kadar türü biyografiye girse de direk Lincoln’un hayatına değil, o dönemdeki köleliğe bakıştaki fikir ayrılıklarına odaklanıldığı için bu türün az biraz dışına çıkıyor. İyi de yapıyor aslında. Lincoln’un hayatıyla ilgilenenler zaten çoğu şeyi biliyor fakat belli bir dönemini günün koşullarıyla irdelemek ve şahit olmak başarının anahtarını taşıyor. John Williams’ın eşsiz müzik çalışmalarını arka fonda dinlemek, bu dalda da iddiasını gösteriyor. Mekan, dekor, kostüm (özellikle Mrs. Lincoln’un takı ve kabarık elbiseleri), makyaj tasarımı hem konuya hem de Steven Spielberg’e yakışacak kadar güzel tasarlanmıştır. Zaten aldığı adaylıklar da bunu ispatlıyor. Genelde koyu renklerin tercih edilmesi içi az biraz sıkıyor. Diğer yandan, kölelik gibi ağır bir konu gündemdeyken ve Lincoln’ün son günleri ele alınırken bu renk seçimi yerinde görünüyor. Kamera açıları, ışıklandırma da en az renklendirme kadar başarılıdır. Filmin süresi 3 saate yakın olduğundan hayli zorluyor. Sonuçta politik alt yapısı var. İster istemez politikanın ağırlığı filme yansıyor. Eğer bu türe aşinaysanız zevkini de çıkarırsınız. Yoksa başarısını görmek için çaba gerekebilir. Heyecan sunmadığından ilerlemesi kolay olmuyor. Bir de sonucu biliyoruz zaten. Önemli olan o sonuca nasıl ulaşıldığıdır. Bu sonuca ulaşırken ne yazık ki merak uyandırmıyor.
IMDB’den 8, Rotten Tomatoes’tan 91 almıştır. Rotten Tomatoes’un puanı hayli fazla olsa da senenin en parlak ve en beğenilen projelerindendir. Aşağıda sıraladığım bazı önemli adaylıkları bu beğeninin sonucudur. En iyi erkek oyuncu ve yardımcı kadında iddialı olduğu aşikar. Gelen yorumlarda en çok Daniel Day Lewis’in adı öne çıkıyor. Tarihçiler tarafından konunun çarpıtıldığı, abartıldığı öne sürülse de bunun sinema ve uyarlama olduğunu hatırlamakta fayda var. Bu sene “Lincoln”, “Argo” ve “Zero Dark Thirty” ile ABD kendini fazlasıyla öne çıkarıyor. Medyayı ve sanatın gücünü kullanmayı başarıyorlar. 

AFI Awards 2012: Yılın filmi
Oscar adaylık: En iyi film, yönetmen, erkek oyuncu, yardımcı erkek oyuncu, yardımcı kadın oyuncu, uyarlama senaryo, müzik, ses miksajı, yapım tasarımı, sinematografi, kostüm, kurgu
Bafta adaylık: En iyi film, yardımcı kadın oyuncu, erkek oyuncu, yardımcı erkek oyuncu, uyarlama senaryo, sinematografi, müzik, yapım tasarımı, kostüm, makyaj ve saç
Altın Küre: En iyi film, erkek oyuncu (kazandı), yardımcı erkek oyuncu, yardımcı kadın oyuncu, yönetmen, senaryo, müzik

Kadroda beni en çok etkileyen Daniel Day-Lewis ve Sally Field’dir. Daniel Day-Lewis kariyerini en son “My Left Foot”ta yazmıştım. 150 dakika boyunca bir sahnede de olsa Lewis’i görmek istedim ama imkansız. Gördüğüm birebir Abraham Lincoln’du. Hafif kambur duruşu, başının az eğimi, yürüyüşü, konuşması, mimikleri, çıkışları o kadar etkiliydi ki izlediğim Daniel Day-Lewis filmlerindeki Lewis’ten eser yoktu. Abraham Lincoln’u oynamamış, direk o olmuştu. Hatta film esnasında ekrana eğilip bir iki kez iyice baktım, “Gerçekten o m?”u diye. Oscar’da Bradley Cooper ve Denzel Washington’a kıyasla açık ara önde olduğu aşikar. Her projede farklı bir insana (karaktere değil) bürünmesi insanı hayrete düşürüyor.

Steven Spielberg’ten rolü zorla kapan Sally Field ise bu ısrarının nedenini film boyunca kanıtlıyor. 1946 ABD doğumlu oyuncu, ayrıca şarkıcı, yapımcı, yönetmen ve yazarlıkla da adını duyurmuştur. “Norma Rae” ile en iyi kadın oyuncu Oscar , Altın Küre ve Cannes ödülü; “Places in the Heart” ile en iyi kadın oyuncu Oscar ve Altın Küre ödülü almıştır. Buradaki eşsiz performansı ile de Oscar dışında Altın Küre ve Bafta olmak üzere pek çok adaylığı bulunuyor. Sally Field’i “Forrest Gump” filminden Mrs. Gump rolüyle de hatırlayabilirsiniz.


6 yorum:

  1. Ben War Horse'un da altında buldum fatma :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet okudum :) Erkek oyuncu dışında Oscar zor olmalı aslında. Sadece Sefiller ve The Master kaldı. Onları da bitirsem rahatlayacağım :)

      Sil
    2. Evet ama iddiasını sürdürüyor. The Master'ı bulamıyorum. benim bir kaç eksiğin daha var. aynen yetiştirmeye çalışıyorum :)

      Sil
    3. The Master'ı bugün buldum ben de. Yarın Sefiller veya onu izleyeceğim :)

      Sil
  2. Yaptığın film yorumlarının altına puanlarını da görsek çok güzel olur sanki :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Puan verince insanlar genelde neyi sevip neyi sevmediğime dikkat etmeden genelleme yapıyor. O yüzden puan vermekten hoşlanmıyorum. Sadece ara sıra IMDB ve Rotten'ın puanından hangisinin bana daha yakın olduğunu belirtiyorum, o kadar :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...