22 Şubat 2013 Cuma

The Master (2012)


Sinemada kaçırdığım için uzun bir bekleyiş sonrası The Master’ı seyredilenler listesine ekleyebildim. Yönetmen, senarist ve yapımcı sıfatlarıyla buram buram Paul Thomas Anderson kokan dram, Kasım 2012’de Türkiye’de gösterime girmişti. 42 yaşındaki Anderson “There Will Be Blood” sonrası tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış ve Oscar Töreni’nde aranılan filmlerin adamı olarak listeye eklenmiştir. 138 dakikalık ABD yapımının oyuncu kadrosu seyirciyi filme iten en önemli ikinci sebep: Joaquin Phoenix, Philip Seymour Hoffman, Amy Adams. 32 milyon $ hasılata karşılık 26 milyon $ hasılat elde etmiştir.

II. Dünya Savaşı’nda görev aldıktan sonra ülkesine dönen subay Freddie Sutton, büyük bir boşluğa düşer. Savaş bitmiştir ve ne yapacağını bilemez. Çeşitli işler dener, hiç birinde istediğini bulamaz. Tam bu esnada The Cause tarikatının lideri Lancaster Dodd ile tanışır. Lancaster, Freddie’nin hayatını değiştirir. Freddie artık tarikatta önemli bir yere gelir; hatta onun önüne geçer.

Sanırım uzun süredir bu denli nefret ettiğim ama bu denli etkili anlatılabilen bir baş karakter seyretmemiştim. Paul Thomas Anderson öyle bir karakter yaratmış ki Freddie’yi sevmek veya anlamak için seyirciye fırsat tanımıyor. Psikolojik sorunlarıyla çevresindekileri rahatsız edebilen, her türlü dürtülerini çekinmeden açığa çıkaran ve bundan utanmayan biri. Ailesindeki problemler nedeniyle haleti ruhiyesini biraz anlamaya çalışsak da aşırılıkları yenilir yutulur cinsten değil (zehirleme olayı gibi). Gidecek yeri yok, yapacak işi yok, tutunacak bir dalı ve yakını yok. Her türlü kaybetmişler sınıfına giriyor. Diğer ana karakter Master lakaplı Lancaster ise Freddie’nin aksine duygu düşüncelerini gizleyen, zaman zaman şeytani bakışlarla tarikatını yürüten bir adamdır. Diplomat edasıyla konuşup herkesi kendine çekebiliyor, evlilikleriyle ailesini genişletirken ailenin önemini de ortaya çıkarmayı hedefliyor. E tarikat da bir nevi aile sayılıyor onun gözünde. Tek sorunu tartışmalar karşısında içindeki öfkeyi kusmasıdır.
Savaş sonrası insanların yaşadığı sosyal, kültürel, ekonomik boşluk içinde döneme bir kaybedenlerin tarafından bir de bu boşluktan faydalanmaya çalışanların tarafından göz atabiliyoruz. Lancaster fırsatları iyi değerlendiriyor. İnsanların bir şeye inanmaya, güvenmeye ihtiyacı var. Bu noktada Cause tarikatı dinin önüne geçip beklenilen bağlılığı insanlara yaşatıyor. Bir gruba ait olmanın verdiği gücün önemini film etkili şekilde anlatıyor.

Projeyi izlemek pek kolay değil. Sabırla hem karakterlere hem de dönemin koşullarıyla birlikte filizlenen tarikata alışmanız gerekiyor. Gerçi elde onca karakter varken onlara yer verilmemesi biraz rahatsız ediyor. Örneğin Lancaster’ın eşi Peggy daha ön plana çıkıp Lancaster’ı besleyebilirdi. Keza çocukları da aynı şekilde etkileniyor bu durumdan. Neredeyse figürana girecek pozisyona sokuluyorlar. Amaç ana hedeften sapmamak diye tahmin edilse de öyküyü renklendirmek adına faydalanılabilirdi. Bununla birlikte yan karakterlerin gereksiz olduğunu asla düşünmüyorum çünkü işin içinde tarikat varsa topluluğun yoğun gösterilmesi lazım.

Mekan, dekor, kostüm detayları dönemine göre başarılıdır. Özellikle Freddie ve Lancaster’da kostümleri (kadınlara oranla) daha net takip edebiliyorsunuz. Kamera açıları, kullanılan renkler, kurgu, yaratılan derinlik Anderson’ın her filminde bir tık daha yükseldiğini gösteriyor. IMDB’den 7.5, Rotten Tomatoes’tan 86 alan projeye gelen yorumlar genellikle olumlu yöndedir. Benim için senenin en iyi filmi olmasa da oyuncu kadrosu ve Anderson için izlenmesi gerekenler listesinde yerini almalıdır. Oscar adaylıklarında pek şansı olacağını düşünmüyorum. Hele Amy Adams’ın bu denli arka planda kalması çok şaşırtıcı geldi. O karakter için Amy Adams ismine gerek bile yok; kendini gösterecek alan verilmemiş. Adaylıkları ise aşağıdaki gibidir.

Oscar: en iyi erkek oyuncu, yardımcı erkek oyuncu, yardımcı kadın oyuncu
Altın Küre: en iyi erkek oyuncu, yardımcı erkek oyuncu, yardımcı kadın oyuncu
Bafta: En iyi erkek oyuncu, yardımcı erkek oyuncu, yardımcı kadın oyuncu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...