Django Unchained (Zincirsiz) (2012)

Zincirsiz

Western sevemeyen biri olarak Zincirsiz’i izleme sebebim Oscar adayı olması değil; senaryosunu ve yönetmenliğini Quentin Tarantino’nun üstlenmesidir. 165 dakikamı hiç boşa çıkarmadı ve adaylıklarına yakışır bir film izletti. 1 Şubat’ta Türkiye’de gösterime giren ABD yapımının oyuncu kadrosu ise göz kamaştırıcı: Jamie Foxx, Christoph Waltz, Leonardo DiCaprio, Kerry Washington, Samuel L. Jackson, Dennis Christopher, Michael Parks. 100 milyon $’lık bütçesine karşılık şimdilik 260 milyon $ hasılat elde etmiştir.

Alman asıllı Dr. King Schultz ödül avcısıdır. Aranan suçluları ölü ya da diri teslim edene verilen ödüllerin peşindedir. Gene böyle bir iz peşindeyken köle Django ile karşılaşır. Aradığı Brittle kardeşler için Django’dan özgürlüğü karşısında yardım etmesini ister. Anlaşma sonucunda ikisi de isteklerine ulaşırlar. Bu arada öldürme konusunda profesyonelleşen Django’nun tek hedefi kalmıştır: Köle ticaretinde satılan karısı Broomhilda’yı bulup onu kurtarmak.

Tarantino seyretmekte zorlananların dahi keyif alacağı bir film çıkmış ortaya. İşe senaryodan başlamak gerekirse, ince elenip sık dokunulduğu aşikar. Diyaloglar, olayların bağlanması, dönemin koşullarını da içinde barındıran enfes bir sonuca ulaşılmış. Gerilim, dram, mizah hepsi iç içe girmiş fakat bu kafa karışıklığı yerine uyum sağlamış. Senaryoda pek çok konu ayrı ayrı ele alınabilir. En öne çıkanı ise kuşkusuz kölelik ve köle tüccarlığıdır. Köleliğin dibine kadar inip bunu hem köleliğe maruz kalanların tarafından hem de tüccarları tarafından göstermektedir. Yapılan işkenceler, yüzleşilen hakaretler içler acısı geliyor. Benzerlerini pek çok projede seyretmiş olsak da Tarantino’nun gözüyle bambaşka boyut kazandığı şüphesiz. Farklı açıdan ele almak yaratıcılığı öne çıkarıyor. Hikayenin yaşanan kısımlarının olduğu da su götürmez cinsten hani.

Mekan, dekor, kostüm detaylarına zaten diyecek söz yok. Western’in içinde ne varsa filmde bulmak mümkün. Kullanılan renkler, kamera açıları türü daha da öne çıkarıyor. Oyunculara gelindiğinde ise ilk kez Leonardo DiCaprio’yu kötü rolde bu kadar başarılı buldum. Gözünden kötülük ışığı parlıyordu adeta. O kadar zevkliydi ki seyretmesi, aday olmaması beni ciddi şekilde şaşırttı. Bu kadar zengin kadroda en tatmin edici performans da ondan çıkıyor. İkinci isim ise benim için Kerry Washington’dır.

IMDB’den 8.7, Rotten Tomatoes’tan 88 puan almıştır. Gelen eleştiriler hayli olumlu yönde ilerlemektedir. Bu seneki adaylıklarından öne çıkanlar ise aşağıdaki gibidir. Eksik adaylıklarından birinin müzik olduğunu düşünüyorum. Filmi şaha kaldıran, tüm duyguları ayaklandıran enfes bir müzik çalışması var. Neden adaylıklarda tercih edilmedi, merak ediyorum. Oscar’da oyunculuk dalında ödül alacağını umut etmiyorum, rakiplere bakınca almaması gerektiğine de inanıyorum zaten. Senaryoyla Tarantino’nun iddialı olduğu da ortada. Tüm rakiplerini seyrettikten sonra bu fikrim değişmedi.

Oscar: En iyi film, özgün senaryo, sinematografi, ses kurgusu, yardımcı erkek oyuncu

Bafta: En iyi yönetmen, kurgu, senaryo, ses, yardımcı erkek oyuncu,

Altın Küre: En iyi yönetmen, film, senaryo (kazandı), yardımcı erkek oyuncu (DiCaprio), yardımcı erkek oyuncu (Waltz, kazandı)