8 Şubat’ta güçlü oyuncu
kadrosuyla gösterime giren Mutlu Aile Defteri, Münir Özkul ve Adile Naşit’in
anne babayı oynadığı “Neşeli Günler”, “Aile Şerefi”, “Gülen Gözler” aile
filmlerini anımsatıyor. Zaten bu projelerden beslendiğini film içinde görsel
olarak belirtiyor. 94 dakikalık komedi, dram komedinin yönetmenliğini
televizyondan aşina olduğumuz Nihat Durak yapıyor. Seyirci Koltuğu’da daha önce
“İlk Aşk”la kendisine yer vermiştim.
Senaryo ise Ali Demirel, Volkan Sümbül, Emre Özdür’e emanet edilmiş. TİMS
Production’ın yapımcılığını üstlendiği filmin baş rollerinde Tuncel Kurtiz,
İlker Aksum, Binnur Kaya, Büşra Pekin, Bülent Emrah Parlak, Öner Erkan,
Goncagül Sunar yer alıyorlar.
Emekli Albay Yıldırım Taşyumruk,
mesleği gereği sert ve mesafeli bir baba olmuştur. Genç yaşta eşini
kaybetmesiyle 3 çocuğu kendisi büyütür. 72 yaşındayken bir gün çatıdan düşer ve
uzaktaki 3 çocuğu yanına gelir. Kardeşlerin hem babalarından hem de
birbirlerinden sakladıkları önemli şeyler vardır. Otoriter babanın korkusundan
bu yalanların çıkmaması için kılı kırk yararlar. Mutlu aile tablosu yapmak ise
tek kurtuluştur.
Asker babamız olsun/olmasın,
ataerkil toplumun evlatları olarak çoğumuzun karşılaştığı sorunları Mutlu Aile
Defteri güzelce özetliyor. Baba figürünü sert, otoriter, sevgi gösterisinden
uzak görmeye alışığız. Sebep? Hala anlamış değilim. Filmde çok güzel bir cümle
vardı: “Anne sevgiyi verir, baba eğitimi”. Neden böyle bir iş bölümü olur ki?
Film cevabı vermese de süreci eğlenceli olarak aktarıyor. Hiç yabancı
olmadığımız bir konuyu tekrar gündeme getiriyor; yani beklenti yüksek değil.
Verdiği mesaj da adında dahi belli: mutlu aile olmak, aile birliğini her şeye
rağmen sürdürebilmek. Bunu gerçekleştirmek için gerekli tek şey sanırım
iletişim. Mesajı ulaştırma yöntemi ise hiç fena değil.
Çekim İzmir’de gerçekleşmiştir.
Hikayeyi daha yumuşak ve güzel aktarabilmek için harika bir seçim olduğu
şüphesiz. Zira mekanlar (ev, Kordon, faytonla gezmek) çok başarılı görünüyor.
Görüntü netliği, karakterlere göre kostüm ve makyaj tasarımı da uyumludur.
Müzik çalışması ise ne yazık ki vasatın altında. Mirkelam’ın “Asuman” şarkısı
öyküyle harika uyuşmuş. Şarkının müziği, ritmi, hikayeye kattığına hiç itirazım
yok. Lakin tek şarkıyla neredeyse tüm filmi idare etmişler. Film sadece Asuman
karakterini içermiyor. O sadece yan karakter. Her ne kadar onun yaptıkları
yüzünden olaylar hallaç pamuğuna dönse de bu şarkı nedeniyle baş rolde
görünüyor ki doğru değil. Cimrilik yapılmış izlenimi bırakıyor.
Senaryodaki eksiklikler hayli
göze batıyor. Kurgunun düzgün ilerlememesi, ana konudan sıklıkla sapılması,
komediyi eklemek adına yersiz sahne ve karakterlerin eklenmesi ( --- SPOILER
--- Örneğin uçaktaki güzellik yarışmasına katılacak kızlar, onlara televizyonda
öneri veren Ceyhun Yılmaz --- SPOILER ---) çıtayı biraz düşüyor. Bu
olumsuzluklar tabi ki filmi seyretmenize, beğenmenize engel değil. Diyalogların
doğallığı gerçekten güldürüyor. Sıcak, samimi bir ortam yaratıyor. Abartının
gebe olduğu bazı sahneler dahi genel öyküyü sekteye uğratmıyor. Sadece komedi
filmi değil, dram komedi olduğunu hatırlayarak izlerseniz vaktin daha çabuk
geçeceğinden eminim. Ailecek seyredilebilecek orta karar bir başarısı var.
Mekanın İzmir seçilmesi dışında
en beğendiğim şey kadro oldu. Bazı kendini “entel” sınıfına koymaya çalışıp,
televizyon dizilerine sürekli laf sokan kişiler, kadrodaki oyuncuları beğenirse
hakikaten şaşacağım. Tuncel Kurtiz dışındakileri zaten televizyonda tanıyıp
beğenmedik mi? Başarılarını ilk televizyon projelerinde göstermediler mi? Buna
ispat olarak Binnur Kaya’yı vermek istiyorum. Bilkent Üni. Müzik ve Sahne
Sanatları Fakültesi Tiyatro Bölümü mezunudur.
Tiyatro çalışmalarından sonra “Kaynanalar”
dizisi ile televizyona geçiş yaptı. Sonrasında “Avrupa Yakası”yla adını duyurdu. İlker Aksum ise Ankara’daki
Konservatuvar eğitimi sonrası “Olacak O
Kadar”, “Çarli”, “5 Maymun Çetesi”, “Çarli İş Başında” gibi projelerle kendini göstermiştir. Goncagül Sunar ise Müjdat Gezen Sanat Merkezi mezunudur. “Mahallenin Muhtarları”, “Ruhsar”,
“Eyvah Kızım Büyüdü” dizileriyle boy
göstermiştir. Demek ki neymiş? Televizyon projelerine bu kadar sert ve
“yukarıdan” bakmamak gerekiyormuş. Türk sineması herkesi kalkındıracak durumda
değilken ve tiyatroyla beslenip nefes alan bir toplum ne yazık ki olamadığımız
için oyuncuların kendini gösterebilecek televizyon projelerini bu kadar
aşağılamamak gerekiyor. Uzun süredir yazmak istiyordum, bu filme kısmetmiş J
İlker Aksum, Binnur Kaya, Goncagül Sunar çok başarılıydı. Binnur Akkaya’nın tiplemeye kayacak performansı ise
her zamanki gibi göz kamaştırıyordu. İnsanın bakınca dahi gülümsetecek
mimikleri var. Hani neredeyse “Çok Güzel
Hareketler Bunlar”da meşhur olan Büşra Pekin ve Bülent Emrah Parlak’ı dahi
beğendim. Karakterlerini rol gibi göstermeyip yaşıyorlar. Tabi Tuncel Kurtiz
usta, Kaya ve Aksum öyküyü hayli yukarı çıkarıyor. Yönetmenin doğru tercihi
filmi seyretmeye yönlendiriyor.
Film için birşey diyemeyeceğim çünkü izlemedim. İzlememe nedenime de gelince sırf eğlence için çekilmiş ve bir halta yaramayan onlarca Türk filmi yüzünden o kadar soğudum ki Türk filmlerinden belli başlı yönetmen, senarist ve yapımcılar hariç hep ön yargılı oluyorum yerli yapımlara. Hafta sonu sinemaya gittiğimde yerli yapımları es geçtim direkt yabancı filme bilet aldım. Yabancı filmlerde hiç olmazsa senaryo olmazsa, çekimler güzel, çekimler kötüyse senaryo, oyunculuklar güzel. bizim filmlerin bir çoğunda senaryo da kötü, oyunculukta kötü.Ve verdiğim parayla daha iyi film çekeceklerine daha kötülerini çekiyorlar. E ne oldu bunun gibi başarılı olmaya aday filmler sırf film demeye şahit yapımlar yüzünden belki de onbinlerce seyirci kaybettiler. Ama şimdi yazını okuyunca bir keşke dedim. (filmle alakalı olmayan bu yorumu onaylamasan da olur çok dolmuşum )
YanıtlaSilHak veriyorum sana. Fakat seviyesiz Türk filmlerini en tepelere çıkaranlar varken gerçek sinemaseverlerin bir şekilde Türk filmlerine sahip çıkması gerektiğine inanıyorum. Mutlu Aile Defteri dört dörtlük bir film değil, bunu iddia ettiğini zaten düşünmüyorum. Tek sorunu ise senaryosu. Böyle kadroyu toplamışsın, güzelce kaleme alınsa patlayabilir.
SilBu filmdeki oyuncuların kaliteli olduğuna inanıyorum. Kurunun yanında yaş da yanmamalı. Ne zaman Türk filmleriyle ilgili bir şey yazsam benzer eleştirileri alıyorum. E biraz gayret ahali o zaman :) Senaryo güçlü arıyoruz ama ortalığı seviyesiz filmlere bırakıyoruz.