6 Ağustos 2012 Pazartesi

Declaration of War (2011)

Yaşam Savaşı

Bu filmi seyretmek için en güzel promosyon kuşkusuz Fransa’nın en iyi yabancı film Oscar aday adayı olmasıdır. Son elemeleri geçememiş olsa da proje büyük yankı yaptı. Yaşanmış bir hikayeden yola çıkarak uyarlanmıştır. Yönetmen koltuğunda, filmin hem baş rol oyuncusu hem de senaristlerinden Valerie Donzelli oturmaktadır. Donzelli’yle senaryoyu kaleme alan Jeremie Elkaim da diğer baş rol oyuncusudur. Oynadıkları film aslında onların yaşadığı bir hikayedir. Düşünsenize, kendi hayatınızı yazıp, yönetip, oynuyorsunuz! Üstüne bir de Fransa’nın Oscar aday adayı oluyor. 100 dakikalık dram, Cannes’de görücüye çıkmıştır. Şubat 2012’de de Türkiye’de gösterime girmişti.

İlk görüşte birbirlerine aşık olan Romeo ve Juliette, zaman kaybetmeden birlikte yaşamaya karar verirler. Mutluluklarına bir çocuk sahibi olarak devam ederler. Oğulları Adam, başlarda biraz garip davransa da çift üstünde durmaz, fakat bir süre sonra bu garipliğin geçici bir şey olmadığını anlarlar. Adam’ın beyninde bir tümör vardır ve ufacık çocuğa kanser teşhisi koyulmuştur. Tüm hayatlarını bir kenara bırakarak çocukları için bu savaşı yenmeye hazırlanırlar; üstelik kimsenin yapamayacağı şekilde!

Filmi seyretmeden önce yaşanmış bir hikaye olduğunu bilmiyordum; üstelik yaşayanların da baş rolde oynadıklarını! Bir de o gözle baksaydım yerimden kalkamayacak kadar etkilenirdim sanırım. Müzik çalışmaları oldukça zevkli ve çeşitliydi. Film dışında da dinlenebilir türde olması başarısını ayrıca gösteriyor. Bazı sahnelerde baş rol oyuncularının şarkıyı direk söylemesi hem hikayeyi zenginleştiriyor, hem de Fransız rüzgarı estiriyor. Dış ses kullanımı da bu Fransız rüzgarını devam ettiriyor. Öykü o kadar ağır bir dramı içeriyor ki, normalde olsa oturup hüngür hüngür ağlayabilirsiniz. Lakin Romeo ve Juliette başlarına gelen olayı gayet mantıklı bir şekilde kabulleniyorlar. Ah vah etmek yerine inanılmaz bir mücadeleye giriyorlar. Üzüntülerini dışa vururken çoğumuzdan hatta hepimizden farklı davranmaları çok şaşırtıcı geliyor. Metin olmak buna deniliyor sanırım. Zaman zaman bu rahat halleri sinirlendirmiyor da değil. Bir anne baba nasıl çocuk o haldeyken bunları yapabilir diye hayıflanabilirsiniz. Diğer yandan, aslında ihtiyaçları olan şey kafalarını dağıtıp tek yürek olmak, mücadeleye devam etmek! Bu mücadele beyazperdeye mimikler, hareketler ve müzikle çok başarılı ve doğal olarak aktarılıyor. Bir iki belgesel kıvamındaki sahne de asıl drama seyirciyi hazırlıyor. Görsel teknolojiyi sıradan kullanmamışlar. Tekdüzelik olmaması seyirliği arttırıyor.
Başım ağrısa beş karış suratla ortalıklarda dolanan biri olarak kansere karşı bu denli olumlu ve cüretkar yaklaşım beni çok etkiledi. Karakterler sanki anne baba değil de iki genç sevgili gibiler. Bildiğimiz anne baba sorumluluğunu taşıyor görünmüyorlar. Daha doğrusu kalıplaşan hareketleri yapmadıkları için ön yargılı olabiliyorsunuz. Bu özellikleri de filmin dramını yumuşatıyor. Ne gözleriniz doluyor, ne de ağlıyorsunuz. Aksine, onlarla birlikte aynı savaşı vermeye çalışıyorsunuz. Böyle bir zorluğun altından her babayiğit kalkamaz. Bununla birlikte, yan karakter olarak ailenin diğer bireyleri de aile birliğini ortaya çıkarıyor. Önceden ortalarda görünmeyen karakterler, hastanede bir araya gelip üzüntüyü paylaşıyorlar; kültür ve hayata bakışları farklı olsa bile!

IMDB’den 7, Rotten Tomatoes’tan 85 alan projeye gelen tepkilerin hemen hemen hepsi olumlu yöndedir. Herkesi etkileyen elbette karakterlerin hayata tutunma çabasıdır. Oldukça dokunaklı, bir o kadar çılgın ama sabrın son noktasına kadar dayanan bir çift! Seyretmeniz şiddetle tavsiye edilir.


9 yorum:

  1. Ben de etkilendim şimdi yazını okuyunca. bir de filmi izleyince ne olacak bakalım. yaşayanların baş rolde oynamaları çok şaşırtıcı. kadın ne kadar doğal gülüyor öyle (afişte) şimdiden sevdim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayata bakışları çok farklı. Annem seyretse saçma der belki anne yüreğiyle ama belki de doğru olanı onların yaptığı :) Tartışmaya açık bir senaryo.

      Sil
    2. anladım. bakalım başka nasıl tepkiler alacak merak ediyorum :)

      Sil
  2. Ben bu filmi izlesem herhalde ağlamaktan ölürüm. ahahahahaaaa. Öyle hissettim.

    YanıtlaSil
  3. Çok merak ettim!!! Hemen izlemeliyim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım beğenirsin; Fransız filmlerini seviyorsan tabi :)

      Sil
    2. En çok Fransız filmlerini seviyorum :)

      Sil
    3. ohoo tamam o zaman, sen beğenirsin :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...