26 Aralık 2012 Çarşamba

The Beloved (2011)

Sevgililer

Afişinde Catherine Deneuve’yi görünce şöyle bir göz atıp ekran başına koyulduğum Sevgililer’i, şimdiye kadar neden duymadığımı izledikten sonra daha iyi anladım. 2011 Cannes Film Festivali’nin kapanış filmi olan dram komedinin yönetmenliğini ve senaristliğini Christophe Honore yapıyor. 135 dakikalık Fransa yapımının oyuncu kadrosunda  Catherine Deneuve, Milos Forman, Kudivine Sagnier, Louis Garrel, Chiara Mastroianni yer alıyorlar. Bütçesi 7 milyon Euro’dur. Türkiye gösterimi henüz belli değil; gösterileceğini de pek sanmıyorum.

1964 yılından 2007’ye kadarki dönemi anlatan filmin kahramanı Madeleine'dir. Ayakkabı satan genç ve güzel Madeleine, ek gelir için hayat kadınlığı da yapıyor. Çek bir doktora aşık olup sonrasında Prag’a yerleşiyor. Fakat hayat istediğini ona sunmuyor. Yıllar sonra kızı Vera, eşcinsel bir davulcuya aşık olurken, en yakın arkadaşının ona olan aşkına da cevap veremiyor.

İstanbul Film Festivali’nde gösterime giren Sevgililer’i sadece dram komedi türüne değil, müzikale de eklemek lazım. Zira çalışmalarını Alex Beaupain’in yaptığı müzikler sık sık filmin baş rolünü oyunculardan çalmaktadır. Hikayenin gidişatını şarkılarla dile getirmesi anlatımda hem bir kaçış hem de yumuşatma sağlıyor. Eğlenceli mi derseniz, evet seyrederken keyif veriyor. Mekan olarak seçilen Paris, Montreal, Prag ve Londra güzel manzaralar sunuyor. 1964’ten itibaren 43 yıllık bir geçmişi, zaman zaman tarihle zaman zaman da kostümlerle takip edebiliyorsunuz. Tüm bunlarla birlikte, çok tavsiye edebileceğim bir Fransız filmi değil. Neden mi?
Öncelikle senaryo ilgi çekici değil. Ahlak dersi vermemesi, kişilerin seçimini eleştirmemesi en büyük artılarındandır. Lakin öyküyü neden anlattığının yanıtı bulamadım. Mesaj vermiyor, iyi kötü, doğru yanlış, güzel çirkin göstermiyor. Senaryo havada asılı kalıyor ve bitiyor. Müzikal hava eğlence katsa da 135 dakikanın neredeyse yarısını alıyor ve bir süre sonra uzattığı için sıkıyor. Bir de senaryo neden 43 yılı anlatıyor? Arkada tarihi olayları bazen aktarıyor, bazen es geçiyor. Hiç tarihe bulaşmasa daha iyi olacakmış. Beğendiğim tek yönü ise zamanlar arası karakterlerin karşılaşmasıdır.

IMDB’den 6 alan projeye çok eleştiri gelmemiştir. Cannes Film Festivali’nde gösterilmesine rağmen sanki kimsenin haberi olmamış gibi. Filmin kilit noktası ise sadece usta oyuncu Catherine Deneuve’dir. “Potiche”de kendisine hayran kaldığım Deneuve, bu filmde öz kızıyla baş rolü paylaşıyor! 1972 doğumlu oyuncu ve şarkıcı Chiara Mastroianni’nin, annesinden aldığı güzellik direk dikkatleri üzerine çekiyor. 40’a yakın projede yer aldığını da belirtmekte fayda var.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...