Sevgililer |
Afişinde Catherine Deneuve’yi
görünce şöyle bir göz atıp ekran başına koyulduğum Sevgililer’i, şimdiye kadar
neden duymadığımı izledikten sonra daha iyi anladım. 2011 Cannes Film Festivali’nin
kapanış filmi olan dram komedinin yönetmenliğini ve senaristliğini Christophe
Honore yapıyor. 135 dakikalık Fransa yapımının oyuncu kadrosunda Catherine Deneuve, Milos Forman, Kudivine
Sagnier, Louis Garrel, Chiara Mastroianni yer
alıyorlar. Bütçesi 7 milyon Euro’dur. Türkiye gösterimi henüz
belli değil; gösterileceğini de pek sanmıyorum.
1964 yılından 2007’ye kadarki dönemi anlatan filmin kahramanı Madeleine'dir. Ayakkabı satan genç ve güzel Madeleine, ek gelir için hayat kadınlığı da yapıyor. Çek bir doktora aşık olup
sonrasında Prag’a yerleşiyor. Fakat hayat istediğini ona sunmuyor. Yıllar
sonra kızı Vera, eşcinsel bir davulcuya aşık olurken, en yakın arkadaşının ona
olan aşkına da cevap veremiyor.
İstanbul Film Festivali’nde
gösterime giren Sevgililer’i sadece dram komedi türüne değil, müzikale de
eklemek lazım. Zira çalışmalarını Alex Beaupain’in yaptığı müzikler sık sık
filmin baş rolünü oyunculardan çalmaktadır. Hikayenin gidişatını şarkılarla
dile getirmesi anlatımda hem bir kaçış hem de yumuşatma sağlıyor. Eğlenceli mi
derseniz, evet seyrederken keyif veriyor. Mekan olarak seçilen Paris, Montreal,
Prag ve Londra güzel manzaralar sunuyor. 1964’ten itibaren 43 yıllık bir
geçmişi, zaman zaman tarihle zaman zaman da kostümlerle takip edebiliyorsunuz. Tüm
bunlarla birlikte, çok tavsiye edebileceğim bir Fransız filmi değil. Neden mi?
Öncelikle senaryo ilgi çekici
değil. Ahlak dersi vermemesi, kişilerin seçimini eleştirmemesi en büyük artılarındandır.
Lakin öyküyü neden anlattığının yanıtı bulamadım. Mesaj vermiyor, iyi kötü,
doğru yanlış, güzel çirkin göstermiyor. Senaryo havada asılı kalıyor ve
bitiyor. Müzikal hava eğlence katsa da 135 dakikanın neredeyse yarısını alıyor
ve bir süre sonra uzattığı için sıkıyor. Bir de senaryo neden 43 yılı
anlatıyor? Arkada tarihi olayları bazen aktarıyor, bazen es geçiyor. Hiç tarihe
bulaşmasa daha iyi olacakmış. Beğendiğim tek yönü ise zamanlar arası
karakterlerin karşılaşmasıdır.
IMDB’den 6 alan projeye çok
eleştiri gelmemiştir. Cannes Film Festivali’nde gösterilmesine rağmen sanki
kimsenin haberi olmamış gibi. Filmin kilit noktası ise sadece usta oyuncu Catherine
Deneuve’dir. “Potiche”de kendisine hayran kaldığım Deneuve, bu filmde öz
kızıyla baş rolü paylaşıyor! 1972 doğumlu oyuncu ve şarkıcı Chiara Mastroianni’nin,
annesinden aldığı güzellik direk dikkatleri üzerine çekiyor. 40’a yakın projede
yer aldığını da belirtmekte fayda var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder