12 Aralık 2012 Çarşamba

Doctor Zhivago (1965)

Doktor Jivago

197 dakikalık süresinden dolayı sürekli ertelediğim, ertelerken vicdan azabı çektiğim Doctor Zhivago’yu sonunda seyrettim. İyi ki daha fazla ertelemediğime seviniyorum. Nobel ödüllü Rus yazar Boris Pasternak’ın aynı adlı romanından Robert Bolt senaryolaştırmıştır. Yönetmen koltuğunda David Lean’in oturduğu epik drama/romantik türündeki projenin oyuncu kadrosu ise oldukça güçlü: Ömer Şerif, Julie Christie, Geraldine Chaplin, Rod Steiger, Alec Guinness, Tom Courtnay. ABD yapımı 11 milyon $ bütçesine karşılık sadece Amerika’da o yıl 112 milyon $ hasılat elde etmiştir. Türkiye’de 3 yıl sonra gösterime giren film İngilizce ve Rusça dillerindedir.

Şair ve doktor Yury Zhivago’nun (bundan sonra Jivago diyeceğim) ilginç hayatı, filmde Bolşevik İhtilali öncesinden başlayarak uzun bir dönemi ele alır. Doktor Jivago, üst tabakadan eşiyle mutlu bir hayat sürmektedir. Her türli siyasi, ekonomik, toplumsal sıkıntılara rağmen evlilikleri zarar görmemektedir. Doktorluğunun yanında şairliğiyle de ün yapan Jivago’nun ilham kaynağı ise devrim liderinden birinin eşi olan Lara’dır. Ne evliliğinden ne de Lara’dan kopabilen Jivago büyük ikilemdedir.

Müzik çalışmalarını Maurice Jarre üstlenmiştir. Hayli uzun olan film süresince müziğin katkısını vurgulamakta fayda var. İki aşk arasında kalan bir karakter baş roldeyken; arka planda Rus halkının yaşadığı değişimler ekonomik, toplumsal, siyasi açıdan ele alınıyor. Hiç de hafife alınmayacak bu arka planda müziğin etkisi iki katına çıkıyor. Mekan, dekor, kostüm detayları göz dolduruyor. Uzun bir zaman dilimini ele aldığı için kullanılan mekan ve dekorlarla bu geçişleri idrak edebiliyorsunuz. Özellikle kış aylarındaki eşsiz beyazlık, terk edilmiş evin içinin buz tutması kristal bir görüntü sağlamıştır. Gözlerimi o evden alamadım. Neredeyse filmi durdurup uzun süre bakmak istedim. Her sahnenin neredeyse görsel bir şölene dönüşmesi filmin en büyük artılarındandır.

Senaryonun başarısına detaylı yorum yapmak yersiz görünebilir. Kitabı okumayanlar, filmi izlemeyenler bile Doktor Jivago’yu az çok bilirler. Ünü bu kadar duyulmuşken kusur aramak pek akıl işi değil J Filmde karakter detaylandırmasından öte kurguyu çok beğendim. O destansı anlatımda karakterleri tek tek irdeleme isteği duymuyorsunuz. Belki de karakterler kendini sözlü olarak çok ifade etmediği için sizi kurguya ve genel anlatıma sürüklüyor. Doktor Jivago’nun hayal ve inançlarının devrimle beraber yıkılması, önemsizleşmesi fakat buna rağmen az da olsa umut kırıntılarını beslemesi öykünün gidişatını belirliyor. Anlatım o kadar sade ve başarılı ki sürenin nasıl geçtiğini anlamak imkansız. Karakter sayısının çok olması bazı projelerde hikayeyi katlederken Doktor Jivago’da zenginlik kaynağı olarak görünüyor. Toplumsal olaylara, siyasi rejime her karakterin gözünden, farklı açılardan bakabiliyorsunuz. Eğer Rus tarihiyle ilgili çok bilginiz yoksa size bunu sanatsal bir anlatımla aktarması da cabası.
IMDB’den 8, Rotten Tomatoes’tan 85 almıştır. Dönemine göre daha fazlasını bile hak ediyor. Aldığı ödüller ve adaylıklar bunun ispatıdır. En iyi sanat yönetmeni, sinematografi, uyarlama senaryo, kostüm, müzik dallarında Osar ödülü; en iyi film, yardımcı erkek oyuncu, yönetmen, ses ve kurgu dallarında Oscar adaylıklarını kapmıştır. En iyi film, erkek oyuncu, yönetmen, müzik, senaryoda Altın Küre ödüllerini alırken umut veren kadın oyuncuda da aday olmuştur.

Şaşırmamak gerekir ki film 1994 yılına kadar Rusya’da gösterime girmemişti. Roman da 1987 yılına kadar yasaklanmıştır. Kitabı yasaklanan filmin çekimleri ise İspanya’da gerçekleşmiştir.

Filmde beni rahatsız eden tek nokta oyuncuların makyajıydı. Yaşanan her şeye rağmen o kadar muntazamdı ki gerçekçiliğini yitiriyordu. Hele de Ömer Şerif’in yeni damat tıraşından gelmiş havası her şeyi alt üst ediyordu. Diğer karakterlerde bu durum çok yoktu. Şerif’in aksine onların saçları beyazlaşıyor, yüzleri kırışıyordu. Bu Ömer Şerif’in bir tercihi miydi diye düşünmeden edemiyor insan.

1941 doğumlu Julie Christie, film boyunca güzelliğiyle dikkat çekiyor. Hatta bırakın dikkat çekmeyi, gözlerinizi alamıyorsunuz. 50’ye yakın sinema projesinde yer alan oyuncu, “Darling” filmiyle en iyi kadın oyuncu Oscar ve Bafta ödüllerini kazanırken Altın Küre adayı olmuştur. “McCAbe &  Mrs. Miller”, “Afterglow” ve “Away Form Her” ile en iyi kadın oyuncu Oscar adaylıkları yanında pek çok ödül ve adaylıklarla kariyerini taçlandırmıştır.

1932 Mısır doğumlu Ömer Şerif, rol aldığı onlarca proje onu dünya çapında ünlü oyuncu yapmıştır. Doktor Jivago dışında “Lawrence of Arabia” filmiyle en iyi yardımcı erkek oyuncu ve umut vaat eden erkek oyuncu Altın Küre ödüllerini kazanmıştır. “Lawrence of Arabia” da süresinden dolayı hep ertelediğim bir filmdir. Belki Doktor Jivago buna vesile olur.



7 yorum:

  1. 197 dakika mı :D 125 üstü bakmıyorum artık ben :P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de bu yüzden erteledim ya hep. 197 dakika güzel geçiyor, sıkılmadım. Tavsiye ederim :)

      Sil
  2. izlemiştim.ömer şerif i çok severim..yaşlansa da büyük oyuncu..
    http://zoomlabakalim.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  3. süresi çok uzun olabilir ama gerçekten hiç sıkmaz Doktor Zhivago. tam bir klasiktir. tabii tekrar izlemeye üşeniyorum o ayrı konu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tekrar izlemeye değer fakat zaman alır gerçekten de :)

      Sil
  4. Doctor Zhivago..ve Zorba.. her yıl 1 kez izlerim..çok severim...oyunculuk mu,pastorallik mi,devrim mi,müzik mi,replik mi; Doctor Zhivago hepsi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Süresinden dolayı bunca sene ertelemiştim. Gönül tekrar tekrar seyretmek istiyor gerçekten de. İzlenmeyen yüzlerce film varken vakit ayırmam zor oluyor. Ne mutlu size :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...