12 Kasım 2012 Pazartesi

Looper (2012)

Tetikçiler

Seyretmeye hiç niyetim yokken duyduğum yorumlar sonrası ilgimi çeken Tetikçiler, 12 Ekim’de gösterime girmişti. Yönetmen koltuğunda oturan Rian Johnson, ayrıca senaryoyu da kaleme almaktadır. 118 dakikalık bilim kurgu ve aksiyon türünün baş rollerinde Bruce Willis, Joseph Gordon-Levitt, Emily Blunt, Paul Dano yer almaktadırlar. ABD yapımının 30 milyon $ bütçesine karşılık 140 milyon $’a yakın hasılatı vardır.

Zamanlar arasındaki yolculuk, 2072’de yasa dışı olarak karaborsacılar tarafından kullanılmaktadır. Teknoloji patronları ne zaman birini aradan çıkarmak isteseler onu 2042’ye gönderip suikastçılarına öldürtmektedirler. Suikastçılardan Joe, bu yolla epey bir yol kat edip zengin olmuştur. Tek sorun bir gün gelecek zamandan yaşlı Joe’nun öldürülmesi için gönderilmesidir!


Konuya göz attığınızda filme ilginiz arttı mı? Çok can alıcı bir yerden yakalanmış senaryoyla karşı karşıyayız. Beklentiyi yükseltiyor, daha seyretmeden heyecanlandırıyor. Ekran başına geçtiğinizde ilk dakikalar konuya sizi yavaş yavaş ısıtıyor. Renklendirme pek cezbedici gelmiyor. Sonuçta teknoloji ilerledikçe hayatın çetrefilleştiği, dünyanın daha yaşanılmaz hale geldiği gösteriliyor. Tabi ana karakterin yaşadığı ortam da buna elverişli görünüyor. Görsellik distopya üzerinden ilerliyor ve hedefine ulaşıyor. Bilim kurgu kıvamında ilerliyor. Gene de bu tür için çok ideal olduğuna pek inanmıyorum. Aslında potansiyel varken kullanılamamış havası var. Lakin bu durum izlerken sıkılmama neden olmadı ve devamını merakla bekledim. İlk yarı gelecekten arzı endam eden ana karakterin yaşlı halini seyre koyulurken ikinci yarı; daha doğrusu son yarım saat 45 dakika kadar bambaşka bir konuya atlanıyor: Telekinetik. Pek çok korku filminde baş vurulduğu için yabancı gelmiyor. Sadece filmde çok geç su yüzüne çıkarıldığı için bağlantı kurmakta güçlük çekiliyor. Kurgu bu noktada vasat yüzeyde kalıyor. Başarılı iki konu fakat birbiriyle bağlantı yok. Korku filmlerinde kullanılan küçük çocuk klişesine burada yer verilse de o klişe rahatsız etmiyor çünkü arkasında daha doğrusu yanında annesi var. Olayı korku ve gerilimden uzak tutup drama yönlendiriyor. Bu da yönetmen ve senarist Johnson’ın yakaladığı kurnazca bir taktik diye düşünüyorum. Filmin çektiği en büyük sıkıntı ise konu zenginliği bu denli fazlayken 118 dakikaya çok şey sığdırma çabasıdır. Tek bir noktada odaklanıp yoluna devam etseydi seyirci çok daha fazla keyif alırdı.
IMDB’den 8, Rotten Tomatoes’tan da 94 puan almıştır. Yukarıda olumsuz yönlerini belirtmemle beraber filmi son dakikasına  kadar gözümü kırpmadan seyrettim. Gene de Ne IMDB’nin ne de Rotten Tomatoes’un puanını hak ettiğini düşünmüyorum. Puan vermek pek adetim olmasa da en fazla 7 gönlümden kopar J

Filmin silah olarak kullandığı oyuncu kadrosu ise verilen emeğe değiyor. Bruce Willis yaşına rağmen hiçbir şey kaybetmemiş. Gayet fit bir vücutla bilim kurguya yakışıyor. Emily Blunt ise filmin ikinci yarısındaki performansı ile göz dolduruyor. “The Five YearEngagement” filminde oldukça beğenmiştim. Farklı bir türde seyretmek oyunculuğunu ispatlıyor. Korumacı bir anne geçmişiyle yüzleşirken hem vicdan azabı çekiyor hem de yaşananları telafi etmeye çalışıyor. Yükü ağır bir karakter anlayacağınız. Joseph-Gordon Levitt’i daha önceden “50/50”de seyretmiş ve baş rolün ona büyük şans getirdiğine inanmıştım. Oyuncu kadrosunun zenginliğe bakıp baş rolü kapması da bunu gösteriyor. “Being Flynn”da Robert De Niro ile baş rolü paylaşan Paul Deno ise yardımcı karakteri canlandırırken gayet inandırıcı geliyor. Buradaki kısa kısa sahneleri “Being Flynn”dekinden çok daha başarılıydı.

Not: 2012'nin başarılı afişlerinden biri daha bu filmle ortaya çıkıyor. İzledikten sonra tekrar göz atıldığında anlamı da artıyor.


3 yorum:

  1. Evet hemen hemen aynı şeyleri düşündürmüş Looper benim düşüncelerimi biliyorsun zaten :) yazını beğendim. Yönetmenin bilim kurguya yaklaşımı bence filmin asıl sorunu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok kez seyretmeme rağmen bana cezbedici gelen en çok Telekinetik konusuydu. Yani filminde ikinci yarısı. Distopyayı çok başarılı yapamamışlar.

      Sil
  2. Telekineziyi hep ilgimi çekmiştir ama sonu dışında iyi kullanamadıklarını düşünüyorum. yönetmenin görsel tercihleri de hikayle örtüşmemiş bence

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...