20 Kasım 2012 Salı

Ruby Sparks (2012)

Hayalimdeki Aşk

İtiraf etmek gerekir ki filmin orjinal adından çok Türkçe’ye çevrilen adı insanın dikkatini çekiyor. Seyrettikten sonra bu çevirinin doğruluğuna onay veriyorsunuz. Güzel vakit geçirtiyor. 2 Kasım’da bizde de gösterime giren 104 dakikalık romantik komedi ve dramın yönetmen koltuğunda Jonathan Dayton ve Valerie Faris oturmaktadırlar. Yönetmen çifti “Little Miss Sunshine” filminden hatırlayabilirsiniz; Oscar almışlardı. ABD yapımının senaryosunu ise ayrıca baş rolde oynayan Zoe Kazan yazmıştır. Bunu filmi seyrettikten sonra öğrendim ve şaşırdım. Hikayeye bakış açım olumlu yönde etkilendi. Oyuncu kadrosu ise yan karakterlerle beraber daha da zenginleşiyor: Paul deno, Annette Bening, Antonio Banderas, Steve Coogan, Elliott Gould.

Genç yaşında yazdığı bir eser sonrası çok büyük bir başarı yakalayan Calvin, bu başarıyı koruyamamaktan korkmaktdır. Bu korku onun yeni bir kitap yazmasını engeller. Bir türlü eli harflere gidemez. İlhamı tekrar kazanmak adına kendince bir yol bulur: Kendinin seveceği hayali bir dişi karakter yaratır; adını da Ruby koyar. Sürekli yazar yazar yazar. Bir hafta sonra uyandığında Ruby salonda canlı canlı oturmaktadır!

 Bu filmi ayakta tutan her şeyden önce senaryonun ilginçliğidir. Hayalinizdeki “ideal” insanı yaratma imkanına sahipsiniz. Bir bakıma işin içine dini bir motif girebiliyor. Senaryo ana karakteri Tanrısallaştırıyor. Eğer bu düşünceyi bir filmde görmeyi dahi kabul etmek zor geliyorsa uyarması benden J Gene de bir sanat eseri olduğunu unutmadan seyretmeye değer düşünüyorum. Kendindeki bu gücün farkına varan Calvin, zaten çevresi tarafından “dahi” sınıfına sokulan, çok büyük başarısından dolayı herkesçe pohpohlanan bir karakterdir. Bir bakıma bu “yaratıcılık” ona çok yabancı değildir. Zira egosu en üst seviyededir. İdeal eserini yazamayacağını düşünerek eli kağıda kaleme bulaşamaz. En az gençliğinde yakaladığı başarısı kadar harika bir eser yaratmak zorundadır; yoksa her şey alt üst olur. Zaten bir eser yaratmak da hayali bir Tanrısallıcılığa girmez mi? Bu yüzden karakterin yaşadığı durum kendisiyle çok çelişmiyor. Yazarlık egosunun içine bir de erkeklik egosu girince işler iyice karışıyor. Aslında sizin idealinizdeki insan, onun kafasındaki ilişkiyle örütşmüyor olabiliyor. Demek istediğim bir ilişki karşılıklı saygı, sevgi, alttan alma, birbirine katlanabilmeyi barındırmalı. Ego çarpışması idealizmi yok edebiliyor; hele de şöhretliyseniz. Senaryo tüm bu sorulamaları kadın-erkek ilişkisi üzerinden romantik komedi kıvamında sunuyor ki aslında yoğun bir dramı da içinde barındırıyor.
Mekan, dekor, kostüm detayları türüne göre çok göze batmamakla beraber başarılıdır. En keyifli mekan ve dekor ise Calvin’in annesinin evidir. O kadar canlı ve huzurlu ki ideal ilişkinin karşılıklı anlayış ve sevgiden ibaret olduğunu ispatlıyor. Kafanızdaki idealle denk düşemiyorsunuz. Demek ki önemli olan mükemmele ulaşmak değil; zaten mükemmel diye bir şey yok!

IMDB’den 7.3, Rotten Tomatoes’tan da 78 puan almıştır. Bu puanların daha çok senaryoya ve yan karakterlere verildiğine inanıyorum. 104 dakika bu iki detayla sürükleyiciliğini korudu. 2012 gösterim tarihli 4 filminden 3’ünü seyrederken gereksiz bir takibe aldığım Paul Deno (istem dışı takip, tesadüf), kaprisli, egosu tavan yapmış bir erkek karakteri çok başarılı oynuyor. Hiç bir şekilde empati kuramadım. Amaç da bu olabilir sanırım. Beni şaşırtan ise senaryoyu da yazan Zoe Kazan oldu. 1983 ABD doğumlu oyuncu, daha önceden “Fracture”, “In the Valley of Elah”, “Revolutionary Road”, “I Hate Valentine’s Day”, “It’s Complicated” filmlerinde yer almıştır. Ruby Sparks, Kazan’ın ilk sinema senaryosudur. Ben baş roldekiler yerine yan karakterleri daha başarılı buldum. Özellikle Anette Bening, Antonio Banderas ve Chris Messina’dır. Çok daha renkli, samimi ve sıcak bir görsellik sağlıyorlar.


2 yorum:

  1. Öncelikle küçük bir ekleme ile yoruma başlamak istiyorum filmin Türkçe adı "Hayalimde ki Aşk" tır. Ön yargılı olmayı sevmem ama içimden filmi izlemek gelmedi ve konusuna bakınca sanki bende Lütfen Beni Öldürme (Stranger Than Fiction)benzeri bir film olabileceği fikri uyandırdı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Haylimdeki Aşk diye yazmışım, düzelttim. Uyarı için teşekkürler. Konuyu bilmeden seyrettim ve orta şeker kıvamda beğendim.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...