22 Eylül 2011 Perşembe

Vay Arkadaş (2010)

Eğer ilerde film yapmayı düşünüyorsanız ve projenizden çok eminseniz dikkat etmeniz gereken önemli bir şey var: Filmi gösterime sokacağınız tarih! Yoksa “New York’ta Beş Minare” yüzünden vizyona girdiği bile belli olmayan ve aslında “New York’ta Beş Minare”den çok daha başarılı ve keyifli bir film gibi olabilir gişeniz. Ben de o tarihlerde aynı gaflette bulunup Vay Arkadaş’ı tercih etmeyenler listesindeydim. Filmi oldukça geç izledikten sonra yaptığım hatanın farkına vardım. Yönetmen koltuğunda Kemal Uzun otururken, Cüneyt İnay’ın kaleme aldığı 96 dakikalık macera komedi filminin oyuncu kadrosunu sıralamak ise hiç de kolay değil. Kadro o kadar kalabalık ve sağlam ki bazı oyuncuları yazarken diğerlerini unutmak ayıp olur: Ali Atay, Fırat Tanış, Demet Evgar, Rasim Öztekin, Mete Horozoğlu, Mustafa Üstündağ, Erdal Tosun, Bülent Çolak, Pamela Spence, Fırat Doğruloğlu, Barış Başar. 1 milyon $ bütçeye karşılık 2.5 milyon TL’ye yakın hasılat yapıldığını görünce reklamın ne kadar önemli olduğunu görüyorsunuz. Mahsun Kırmızıgül bu konuda işi biliyor sanırım. Evet, Vay Arkadaş'ın çok öne çıkamamasından dolayı bazı kişi ya da kişilere ön yargılı davranabilirim ama 18 Mart 2014 tarihindeki filminin tanıtımını şimdiden yapan adamdan bahsediyoruz sonuçta.

Manik, Tik ve Dildo İstanbul Balat’ta kendi mahallelerinin dışına çok çıkmadan yaşayan yakın üç arkadaştırlar. Takılan isimlerden de anlaşılacağı gibi üçünün de bazı saplantıları vardır. Kendi çaplarında üçkağıtlar çevirerek hayatlarını sürdürürlerken son bulaştıkları işten o kadar da kolay sıyrılamazlar ve aksiyon macera dolu bir hikayenin içine girerler.
Eğer güleceğiniz ve eğlenceli vakit geçireceğiniz bir film arıyorsanız Vay Arkadaş doğru adres olabilir. Ortada çok sağlam bir hikaye yok; daha doğrusu çok yaratıcılık bulunmuyor. Mafyaya bulaşmış insanlar ve onların bu işten sıyrılma çabası oldukça bilindik bir öykü. Bu aşamada aklınıza direk “Çalgı Çengi” gelebilir. Hatta iki film arasında senaryo ya da oyuncular aynı olmasa da oldukça benzerlik var. Birincisi oyuncular çok çok başarılı! Neredeyse hepsini dizilerden tanıyorsunuz. Hatta her yeni sahnede daha önce görülmeyen oyuncular çıktığında “Yok artık, yok artık, bu da mı var filmde!?” diyerek hayretlere düşüyorsunuz. “Çalgı Çengi” ile ikinci ortak özellik ise diyalogların çok sağlam ve komik olması. Sırf diyaloglar için bile tekrar izlenilebilecek bir proje sayılabilir. Oyuncular çok doğal, sanki içimizden biri gibi (duygusallığa vurmadım bunu yazarken aman ha!) performanslarını sergiliyorlar. Elbette küfür de var; zaten üç arkadaşın takma isimlerine baktığınızda bunu tahmin etmeniz çok zor değil. Fakat aşırıya kaçtığını düşünmüyorum, makul seviyede tutulmuş diyalogların içinde. Bu kadar kalabalık bir kadro varken her ayrı karakterin ayrı ayrı incelenebilmesi ise senaryonun klişeliğini rafa kaldırır. O kadar farklı tiplemeler var ki seyretmeye doyum olmuyor. Hiç biri kendini tekrarlamıyor. Diğer yandan, bu kadar farklı tiplemeler biraz kafa yorucu da gelebilir. Filmi dinlenemeden seyrediyormuş gibi hissettiriyor. Belki bu yoğunluk azalsa keyif de artabilir. Multitap’ın yaptığı müzik ise filmin kalitesini oldukça yükseltiyor. Öyküye oldukça oturan müzik çalışması arka fonda çok eğlenceli dinleniyor. Dekor, mekan, saç, tasarım gibi detaylara gelince; İstanbul’un kenar mahallesinde çekildiğini düşünürsek mahalle konsepti oldukça gerçekçi ayarlanmış. Mekan dekorları sanki üstünde durulmamış gibi görünüyor ama dikkatli bakıldığında duvardaki boyanın bile düşünülerek tasarlandığını fark edebilirsiniz. Kostümlerde de bolca göreceğiniz beyaz atlet vazgeçilmezler listesine giriyor J Cem Yılmaz’dan lügatımıza giren “güldürürken düşündürmek” lafını bir kenara bırakarak sadece hoş vakit geçirmek isterseniz izlenir. Geride kafanızda çok bir şey bırakmaz.

Tüm karakterleri oldukça yetenekli ve bilinen oyuncular tarafından canlandırılması, oyuncularla ilgili bilgi yazmayı zorlandırıyor. Ali Atay ve Fırat Tanış’a şapka çıkarmak gerekiyor. Benim çok takip etmediğim ama çevremden duyduğum kadarıyla oldukça keyifli bir proje olan “Haneler”in kadrosunun neredeyse çoğu bu filmde var. Ayrıca şu an Star TV’de yayınlanan “Geniş Aile” dizisinden de tanınan ve sevilen oyuncular kadroyu zenginleştiriyor.  Bense bu iki dizi dışındaki iki oyuncuyla ilgili kısaca birkaç bilgi vermek istiyorum. 1980 doğumlu Demet Evgar, “Yedi Numara”, “Aslı ile Kerem”, “Tatlı Hayat”, “Çınarlatı”, “Emret Komutanım” ve tabi ki “1 Kadın 1 Erkek” gibi TV dizilerinde yer alırken, “Banyo”, “Beyza’nın Kadınları”, “Güneş’i Gördüm”, “Yahşi Batı” sinema filmleri kadrosunda bulunmuştur. “Gece Mevsimi” tiyatro oyunu ile de 10. Afife Tiyatro Ödülleri ve Sadri Alışık Ödülleri'nde en iyi yardımcı kadın oyuncu ödüllerinin sahibi olmuştur. 1975 doğumlu Mete Horozoğlu ise mektepli oyuncu olarak tiyatro, sinema ve TV'de seyircinin karşısına çıkıyor. “Kampüsistan”, “Şeytan Ayrıntıda Gizlidir”, “Dolunay”, “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” dizilerinde yer alırken, “Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü”, “Nefes” ve “Kavşak” filmlerinde oynamıştır.



3 yorum:

  1. çok komikti ya geç izledim valla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben diyorum sana, Türk filmlerinde de iş var diye :)

      Sil
    2. bazılarında komedi türü olarak var :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...