Genelde peşin hükümle yaklaşıp izlemediğim ikinci sınıf komedi filmlerinden fersah fersah uzaklaşırken, DVD araştırdığım bir yerde birkaç sahnesine denk geldim. Ön yargımı kıramasa da diyaloglar oldukça şaşırttı ve izlemeye karar verdim. Cem Yılmaz’ın desteğiyle ön plana çıkan projenin yönetmeni ve senaristi olan Selçuk Aydemir ayrıca İTÜ uçak mühendisliğinden mezun olmuştur. Şimdiye kadar duymadığım bu isim meğerse bir süre önce Kanal D’de beğenerek izlediğim ama maalesef reyting kurbanı olan “Üsküdar’a Giderken” dizisinin de senaristi ve yönetmeni imiş. Bu bilgi bile yazarlığının ne kadar kuvvetli olduğunu ispatlıyor. Büyük bir kitleye hitap etmeyen (en azından şimdilik) kalemi ve kamerası ilerde çok daha sağlam işler yapacağının işaretini bize veriyor. 90 dakikalık bu mafya komedisi filmin hasılatı 500.000 TL’yi geçmiş durumda. Murat Cemcir, Ahmet Kural, Erdal Tosun, Cahit Gök ve Hazal Kaya’dan oluşan kadro oldukça eğlenceli vakit geçirmiş görünüyor.
Ankaralı teyze oğulları Salih ve Gürkan, düğün salonlarında ve benzer sıradan işlerle geçimlerini sağlayan müzisyenlerdir. Gene böyle bir düğün işinde sahne almadan önce, düğünün yapılacağı yerin kömürlüğünde trajikomik bir olayın içinde kendilerini bulurlar ve mafyanın da işin içine gireceği yeni olaylarla çıkmaz sokağa düşerler.
“Behzat Ç.” dizisiyle hayatımıza giren Ankara konsepti, bu film ile kendini tekrar gösteriyor. Mehmet Erdem ve Alper Atakan’ın yaptığı müzikler zaten diyaloglardan sonra en eğlenceli şey olarak aklınıza (ve inanın dilinize) takılıyor. Belki de gereğinden fazla doğal, gerçekçi sahneler, olaylar, diyaloglar, karakterler zaman zaman itici gelebilir. Sonuçta bu bir yörenin komedisi de sayılır (bu o yöreyi küçümsediğimden değil sadece alışkın olmayanlar için garipsenebilir). Sinema görselliği ya da tekniği de çok göze çarpmıyor. Diğer yandan, yetenekli oyuncular göz dolduruyor ve filmin seyirliğini arttırıyor. En önemli silah ise kesinlikle Selçuk Aydemir’in kaleminden çıkan diyaloglar! Sırf bu karşılıklı konuşmalara şahit olmak için bile izlenebilir! Cidden çok ince düşünülmüş, doğal ve komikler cümleler! Konu komedi olsa da içinde hafif bir dram-komedi de barındırıyor. Ama hayata dram penceresinden değil de komedi penceresinden bakılıyor. Türk komedi projelerinde (başta Cem Yılmaz filmleri olmak üzere) güzide milletimin hep şikayet ettiği küfürler burada çok fazla göze batmıyor çünkü oldukça yerinde ve kafi miktarda kullanılıyor. Zaten o kadar doğal konuşuluyor ki sırf küfür olsun da millet gülsün modunda değiller. Merak ettiğim bir konu ise sahnede teyze oğullarının söylediği şarkıların sözlerinin hepsi orijinal mi değil mi? Eğer şarkıların gerçeği böyle değilse Selçuk Aydemir mi yazdı sözleri yoksa Mehmet Erdem ve Alper Atakan mı? Bu tür müziklere alışık olmadığım için ve hiç dinlemediğim için emin olamıyorum fakat sözler cidden çok komikti. Diyalogları ve şarkı sözlerini bu kadar överken hikaye kısmında ister istemez bu beğenim aşağı iniyor. Belki de benim sevmediğim bir tür olduğu için hikaye çok fazla ilgimi çekemedi. Vasat olarak nitelendiremesem de orta karar bir durum söz konusu.
Başta teyze oğulları olmak üzere tüm karakterler oldukça doğal ve eğlenceli yazılmış. Bir iki karakter dışında komedi türlerinde görülen abartılı hareketlerin var olmaması seyirciyi filmden uzaklaştırmıyor. Tabi kalemin etkisinden şüphe duyulmasa da seçilen oyuncu kadrosu karakterlerin daha iyi aktarılmasını sağlıyor. Baş rollerdeki Ahmet Kural ve Murat Cemcir hakikaten çok iyi oyuncular. Canlandırdıkları karakterler her ne kadar çok doğal ve basit görünseler de aslında bu tiplemeleri doğal olarak yansıtmak oldukça güç olmalı. 1982 Kütahya doğumlu Ahmet Kural (Gürkan karakteri), radyo televizyon sinema bölümünü okuduktan sonra Müjdat Gezen Tiyatrosu’nda eğitim almaya başlamıştır. Bu sırada Levent Kırca – Oya Başar Tiyatrosu’na girerek tiyatroda da önemli bir adım atmıştır. Ardından birçok dizide rol alan yetenekli oyuncu Haluk Bilginer’in başrolünü oynadığı “Güneşin Oğlu”nun kadrosunda yer almıştır.
Çevremde izleyenlerden aldığım yorumlara gelince, insanlar filmi ya çok seviyorlar ya da güzel bulmuyorlar. O yüzden zaten tercih etmediğim bir türe sahip olan bu yapımı tavsiye edip edememekte biraz kararsız kaldım. Şahsen diyalogları ve karakterlerin doğallığını ben çok beğendim. İzlerken oldukça keyif aldım. Zaten çok uzun olmaması da filmden sıkılmanızı engelliyor. Zaman zaman öykü yavaşlasa da karşılıklı konuşmalar ve söyledikleri şarkılar durumu kurtarıyor. Favori sahnem ise (spoiler sayılmaz) teyze oğullarının çok dertli olduğu bir sahnede bir anda ayağa kalkıp Ankara havasında karşılıklı oynamaları idi! Eğer izlerseniz inanın siz de bu sahneye çok güleceksiniz!
süperdi ya çok güldüm özellikle lahmacun bölümü bide "adam elini ateşe sokup yüzüme bastı ya" :D
YanıtlaSilBu yorumu senden almak mutlu etti beni valla :D Gören de filmin yapımcısı/senaristi/yönetmeni ben sanır :D
YanıtlaSil