4 Nisan 2012 Çarşamba

Sis ve Gece (2007)


Ahmet Ümit’in aynı adlı eserinden uyarlanan Sis ve Gece, gösterime girdiğinde epey merak uyandırmıştı. Sonuçta Ahmet Ümit’in polisiye romanları her daim ilgiyi üzerine çeker. Sis ve Gece’yi yöneten, kaleme alan Turgut Yasalar, ayrıca yapımcıların arasında yer almaktadır. 90 dakikalık polisiye, gerilim ve dram türlerinin harmanlandığı projenin oyuncu kadrosu ise tahminden çok daha kalabalık ve ünlülerle doludur. Her sahnede karşınıza çıkan oyuncular sizi şaşırtabilir. O yüzden baş roller dışındakileri de bu sefer yazmak istiyorum: Uğur Polat, Selma Ergeç, Ayten Uncuoğlu, Kemal Bekir, Sinan Albayrak, Mehmet Güleryüz, Oktay kaynarca, Yetkin Dikiciler, Devrim Nas, İlyas Salman, Itır Esen, Tardu Flordun.

Gizli servis elemanı Sedat, bir süre önce canından çok sevdiği amiri Yıldırım’ın öldürülmesiyle yıkılır. Bu ölüme teşkilatın sebep olduğunu ve gene teşkilatın kendisini arka plana ittiğini düşünür. Tam bu çıkmazların içindeyken sevdiği kadın Mine ortadan kaybolur. Onu ayakta tutan tek şey Mine’ye olan aşkıyken bu kayboluş Sedat’ı derinden etkiler ve bulmak için her yolu dener.

Sis ve Gece, Türk sineması için başarılı bir polisiye gerilim örneği sayılır. Zaten işe Ahmet Ümit adını kullanarak başlanması artı bir puan getiriyor. Kitabı okumadığım için birebir aktarıldı mı diye araştırdım. Gelen eleştirilere bakıldığında gereğinden fazla kitaba bağlı kalındığını öğrendim. Diyalogların samimiyetsizliği belki de yazı ile görselliğin arasındaki farkı ortaya çıkarıyor. Karakterlerin konuşmaları zaman zaman makineli tüfek gibi geliyor. Ezberlenmiş ve söylenmek için söyleniyor. Burada oyunculuklara asla laf etmiyorum. Aksine böyle bir kadroda daha dokunaklı, etkileyici olması gerektiğine inanıyorum. Bazı karakterler çok doğal ve inandırıcı dururken, bazıları da senaryoyu yutup gelmişler gibi duruyorlar. Diyalogları bir kenara bırakırsak, yönetmen derdini gayet net bir şekilde seyirciye aktarıyor. Film bittiğinde herhangi bir soru işareti kalmıyor. Sedat karakterinin hedefi Mine’yi bulmakken başka konulara, başka insanların hayatlarına bağlanarak konuyu saptırmıyor. Hatta güzel olan bir kısım ise, pek çok karakteri içinde barındıran hikayede her karakterin bir şekilde gene ortak konuya bağlanmasıdır. Yani her karakterden bir ipucu yakalamak, puzzleın parçalarını toplamak gibi eğlenceli geliyor. Bu açıdan başarısını inkar etmemek gerekir. Diğer yandan, hiçbir karakteri detaylıca göremiyorsunuz. Hatta hiçbirini de kendinize yakın hissedemiyor veya empati kuramıyorsunuz.
Mekan, dekor, kostüm detayları polisiye gerilim türüne uygun bir şekilde tasarlanmış. Siyah deri ceketli polisler, gizemli mekanlar, filmin adına uygun sisli geceler, koyu renk kullanımı, gerilimi tetikleyecek çekim teknikleri çıtayı yükseltebiliyor. Fakat sinema hissiyatını tam olarak yakalamak için bunlar da yeterli gelmiyor. Belki kitabı okusam daha net duygularımı ifade edebilirdim. Polisiye gerilim türü olsa dahi bir samimiyet, doğallık hissetmek istiyor insan. Tam olarak onu yakalayamadığım için hafif bir mesafeli davranıyorum. Gene de filmi ikinci kez seyrettim.

Ankara Uluslararası Film Festivali’nde en iyi yardımcı erkek oyuncu (İlyas Salman), en iyi görüntü yönetmeni ödüllerini aldı. Ayrıca Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ulusal uzun metrajlı film yarışmasında aday oldu. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde ise Altın Lale adayı oldu.

Filmde bu kadar geniş bir kadro varken hepsine tek tek değinmek imkansız görünüyor. Beni etkileyen performansları sergileyenler: İlyas Salman, Oktay Kaynarca, Yetkin Dikiciler, Mehmet Güleryüz. Filmin baş rol oyuncusu Uğur Polat ise pasif duruşunun arkasındaki çaresiz karakteri çok iyi oynuyor. 1961 İstanbul doğumlu oyuncu, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü mezunudur. “Salkım Hanımın Taneleri” ile en iyi erkek oyuncu Altın Portakal Ödülü ve “Ben Ruhi Bey Nasılım” adlı oyun ile en iyi erkek oyuncu Afife Tiyatro Ödülü’nü almıştır. Pek çok dizi ve filmde seyirciyle buluşan başarılı oyuncunun öne çıkan sinema projeleri ise “Filler ve Çimen”, “Dar Alanda Kısa Paslaşmalar”, “Güz Sancısı”, “Mavi Gözlü Dev”, “Vali” ve “Devrim Arabaları”dır.

3 yorum:

  1. kitabını bitirdim bakalım filmi nasıl en kısa zamanda izleyeceğim

    YanıtlaSil
  2. dayanamadım hemen izledim:) film kitapla aynı fakat kitapta üzerinde durulan bazı kısımlar filme aktarılmamış kitap kesinlikle daha iyiydi çok eksik kalmış film.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben iki yorumunu okuyana kadar filmi izlemişsin. Kitabı okumadığım için kıyaslamayı sana bırakıyorum ve eksik diyorsan doğrudur :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...