Ahmet Ümit’in aynı adlı eserinden
uyarlanan Sis ve Gece, gösterime girdiğinde epey merak uyandırmıştı. Sonuçta
Ahmet Ümit’in polisiye romanları her daim ilgiyi üzerine çeker. Sis ve Gece’yi
yöneten, kaleme alan Turgut Yasalar, ayrıca yapımcıların arasında yer
almaktadır. 90 dakikalık polisiye, gerilim ve dram türlerinin harmanlandığı
projenin oyuncu kadrosu ise tahminden çok daha kalabalık ve ünlülerle doludur.
Her sahnede karşınıza çıkan oyuncular sizi şaşırtabilir. O yüzden baş roller
dışındakileri de bu sefer yazmak istiyorum: Uğur Polat, Selma Ergeç, Ayten
Uncuoğlu, Kemal Bekir, Sinan Albayrak, Mehmet Güleryüz, Oktay kaynarca, Yetkin
Dikiciler, Devrim Nas, İlyas Salman, Itır Esen, Tardu Flordun.
Gizli servis elemanı Sedat,
bir süre önce canından çok sevdiği amiri Yıldırım’ın öldürülmesiyle yıkılır. Bu
ölüme teşkilatın sebep olduğunu ve gene teşkilatın kendisini arka plana
ittiğini düşünür. Tam bu çıkmazların içindeyken sevdiği kadın Mine ortadan
kaybolur. Onu ayakta tutan tek şey Mine’ye olan aşkıyken bu kayboluş Sedat’ı
derinden etkiler ve bulmak için her yolu dener.
Sis ve Gece, Türk sineması için
başarılı bir polisiye gerilim örneği sayılır. Zaten işe Ahmet Ümit adını kullanarak
başlanması artı bir puan getiriyor. Kitabı okumadığım için birebir aktarıldı mı
diye araştırdım. Gelen eleştirilere bakıldığında gereğinden fazla kitaba bağlı
kalındığını öğrendim. Diyalogların samimiyetsizliği belki de yazı ile
görselliğin arasındaki farkı ortaya çıkarıyor. Karakterlerin konuşmaları zaman
zaman makineli tüfek gibi geliyor. Ezberlenmiş ve söylenmek için söyleniyor.
Burada oyunculuklara asla laf etmiyorum. Aksine böyle bir kadroda daha
dokunaklı, etkileyici olması gerektiğine inanıyorum. Bazı karakterler çok doğal
ve inandırıcı dururken, bazıları da senaryoyu yutup gelmişler gibi duruyorlar. Diyalogları
bir kenara bırakırsak, yönetmen derdini gayet net bir şekilde seyirciye
aktarıyor. Film bittiğinde herhangi bir soru işareti kalmıyor. Sedat
karakterinin hedefi Mine’yi bulmakken başka konulara, başka insanların
hayatlarına bağlanarak konuyu saptırmıyor. Hatta güzel olan bir kısım ise, pek
çok karakteri içinde barındıran hikayede her karakterin bir şekilde gene ortak
konuya bağlanmasıdır. Yani her karakterden bir ipucu yakalamak, puzzleın
parçalarını toplamak gibi eğlenceli geliyor. Bu açıdan başarısını inkar etmemek
gerekir. Diğer yandan, hiçbir karakteri detaylıca göremiyorsunuz. Hatta hiçbirini
de kendinize yakın hissedemiyor veya empati kuramıyorsunuz.
Mekan, dekor, kostüm detayları
polisiye gerilim türüne uygun bir şekilde tasarlanmış. Siyah deri ceketli
polisler, gizemli mekanlar, filmin adına uygun sisli geceler, koyu renk
kullanımı, gerilimi tetikleyecek çekim teknikleri çıtayı yükseltebiliyor. Fakat
sinema hissiyatını tam olarak yakalamak için bunlar da yeterli gelmiyor. Belki
kitabı okusam daha net duygularımı ifade edebilirdim. Polisiye gerilim türü
olsa dahi bir samimiyet, doğallık hissetmek istiyor insan. Tam olarak onu
yakalayamadığım için hafif bir mesafeli davranıyorum. Gene de filmi ikinci kez
seyrettim.
Ankara Uluslararası Film
Festivali’nde en iyi yardımcı erkek oyuncu (İlyas Salman), en iyi görüntü
yönetmeni ödüllerini aldı. Ayrıca Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde
ulusal uzun metrajlı film yarışmasında aday oldu. Uluslararası İstanbul Film
Festivali’nde ise Altın Lale adayı oldu.
Filmde bu kadar geniş bir kadro
varken hepsine tek tek değinmek imkansız görünüyor. Beni etkileyen
performansları sergileyenler: İlyas Salman, Oktay Kaynarca, Yetkin Dikiciler,
Mehmet Güleryüz. Filmin baş rol oyuncusu Uğur Polat ise pasif duruşunun
arkasındaki çaresiz karakteri çok iyi oynuyor. 1961 İstanbul doğumlu oyuncu,
Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü mezunudur. “Salkım
Hanımın Taneleri” ile en iyi erkek oyuncu Altın Portakal Ödülü ve “Ben Ruhi Bey
Nasılım” adlı oyun ile en iyi erkek oyuncu Afife Tiyatro Ödülü’nü almıştır. Pek
çok dizi ve filmde seyirciyle buluşan başarılı oyuncunun öne çıkan sinema
projeleri ise “Filler ve Çimen”, “Dar Alanda Kısa Paslaşmalar”, “Güz Sancısı”, “Mavi
Gözlü Dev”, “Vali” ve “Devrim Arabaları”dır.
kitabını bitirdim bakalım filmi nasıl en kısa zamanda izleyeceğim
YanıtlaSildayanamadım hemen izledim:) film kitapla aynı fakat kitapta üzerinde durulan bazı kısımlar filme aktarılmamış kitap kesinlikle daha iyiydi çok eksik kalmış film.
YanıtlaSilBen iki yorumunu okuyana kadar filmi izlemişsin. Kitabı okumadığım için kıyaslamayı sana bırakıyorum ve eksik diyorsan doğrudur :)
Sil