4 Nisan 2013 Perşembe

Revolution (2012 - ...)


Konunun ilgi çekiciliğiyle tavsiye edilen diziyi sezon tarihinden gecikmeli olsa da 2-3 günde hızlıca seyrettim. ABD yapımı birinci sezon devamı için anlaşmasını yaptı ve yeni bölümleri Mart 2013’te görücüye çıktı. Eylül 2012’de başlayan dizinin yönetmen koltuğunda Jon Favreau oturuyor. J.J. Abrams ve Eric Kripke’nin yapımcılığını üstlendiği projenin senaryosu Eric Kripke ve Jim Barnes tarafından yazılmaktadır. İlk sezonu 43’er dakikalık 10 bölümden oluşan macera, bilimkurgu, dram, gizem gibi pek çok türü kapsayan dizinin oyuncu kadrosunu Billy Burke, Tracy Spiridakos, Giancarlo Esposito, Zak Orth, David Lyons, Daniella Alonso, Anna Lise Philips, Tim Guinee, Graham Rogers oluşturuyorlar.

Dünyada elektrik bir anda sebepsiz yere (!) yok olur. İnsanoğlu teknoloji çağında bu inanılmaz yok oluşla yaşama mücadelesi verir. Yeni enerji kaynakları ne olacaktır? Elektriğin yokluğu ekonomiyi, sosyal hayatı, siyasi hayatı hatta eğitimi nasıl etkileyecektir? Ayrıca bunun sorumluluları kimlerdir? Daha da önemlisi: geri gelecek midir?

Hayatımızın neredeyse her anında teknolojiye bağımlıyken elektriğin kesilme düşüncesi inanılmaz kaotik bir ortam yaratır. Bu fikir bile diziyi seyretmeniz için en büyük etken. Eldeki bu zengin fikirle yola çıkılmış ve ilk 10 bölüm peş peşe ilerlemiştir. Diğer yandan, senaryo ve kurgu vasata yakındır. Bir sürü mantık hatasıyla beraber seyirliği daha doğrusu bir sonraki haftayı dört gözle bekletecek heyecanı yok. Macera aksiyon dram bolca serpiştirilmişken üçünü barındıracak gerilimi veremiyor. Peki neden hala izliyorum? Konu ilginç ve nereye gideceğini gerçekten merak ediyorum.

Senaryodaki hatalara, kurgu eksikliklerine derince inmek istemiyorum çünkü hem spoiler olacak hem de izleme hevesinizi söndürebilecek. Karakterlere gelirsek; olayın odak noktasında bir aile var. Anne Rachel, çocukları Charlotte ve Danny, amca Miles. Enerjinin gitmesinden sonra komşu oldukları eski Googlecılardan Aaron, Miles’in eski sevgilisi Nora, kontrolsüz gücün sahibi Monroe ve onun adamları da diğer ana karakterleri oluşturuyorlar. Bölüm başı 43 dakikayı doldurmak adına her biri yerini aslında güzelce koruyor. Fazlalık veya gereksiz gelmiyor hiç biri. Şimdilik karakterlerde çok derinlik olmasa da birinci sezonun ikinci bölümünde bunun da telafi edilebileceğine inanıyorum.
Çekimlerde rahatsız eden en önemli şey giyim kuşam, saç ve makyaj tasarımıdır. Yemedik darbe kalmazken saçlar başlar her zaman temiz pak, elbiseler eskimeyip yırtılmıyor ve hiç pislenmiyor. Ofis ortamında bile bir kıyafeti 2-3 gün giysek rahatsız oluruz; bunlar vahşi doğanın içinde savaşırken neredeyse bizden daha tertipli düzenliler. Bu telafi edilemeyecek bir sorun mu? Elbette hayır. Sinema filmlerinde direk puan düşürten bu gibi sorunları dizide düzeltmek daha kolay görünüyor.

Dizide düzelemeyecek tek sorun ise bazı oyuncuların yeteniksizlikleridir. Özellikle Charlotte’ı canlandıran 1987 doğumlu Kanadalı Tracy Spiridakos, hünersizliğini kameraya öyle bir yansıtıyor ki tüm izleme şevkiniz uçup gidiyor. Tabi buna rağmen 2007’den beri “Supernatural”, “Bionic Woman”, “Aliens in America”, “The L World”, “Psych”, “Hellcats”, “Being Human” gibi TV projelerinde yer almış. Kardeşi Danny’i oynayan Graham Rogers’ın da Spiridakos’tan pek farkı yok. Fazla olumsuz eleştirmek de istemiyorum. Sonuçta önümüzde yerli bir örnek var: “Aşk-ı Memnu”daki Behlül’den “Kuzey Güney”e evrim geçiren Kıvanç Tatlıtuğ. Oyuncu adaylarını direk yermeye gerek yok. Ümit vaat edebilirler. Neyse ki baş roldeki Billy Burke ve yardımcı kadın karakterdeki Rachel’i canlandıran, “Lost”tan tanıdık Elizabeth Mitchell durumu biraz kurtarıyorlar. 1964 ABD doğumlu Billy Burke daha önceden pek çok TV dizi ve filmlerinde rol almıştır. Sinemada ise “Ladder 49”, “Feast of Love”, “The Twilight” serisi, “Red Riding Hood” filmleriyle hatırlayabilirsiniz.

IMDB’den 6.5 alan projeye gelen eleştiriler dizinin genelde orta düzeyde gittiğini gösteriyor. “Mutlaka izlemeli” listesine giremiyor. Diğer yandan, NBC ile yeni 20 bölüm anlaşma yapıldıysa eksikliklerin de giderileceğine inanıyorum. Hatta sezonun ikinci bölümünde bir iki olumlu gelişme dahi var!


4 yorum:

  1. JJ Abrams denildi mi akan sular durur :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çoğu kişi de zaten JJ Abrams ismi için seyretmiyor mu :))

      Sil
  2. hikaye baya ilginç aslında. vaktim olsa izlemek isteyeceğim türden bir dizi. Abrams adı önemli tabi ama oyuncu kadrosunu pek gözüm tutmadı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konu harika, Abrams kritik bir isim fakat senaryo ve oyuncular kötü. Gene de merak uyandırıyor boş vakitte seyretmek için :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...