27 Nisan 2013 Cumartesi

Mavi Pansiyon (2011)



Yerli yapımları izleme ısrarımla Mavi Pansiyon’u da DVD listeme ekledim. Fragmanı size keyifli, romantik bir film izleyeceğiniz algısı yaratıyor. Aralık 2011’de gösterime giren 97 dakikalık romantik dramın yönetmen ve senaristi Nezih Ünen’dir. Yunus Güner, Fadik Sevin Atasoy, Özlem Tekin, Tan Sağtürk, Nail Kırmızıgül ve Veysel Diker oyuncu kadrosunu oluşturuyorlar.

Aşka küskün Ahmet, kafasını dinlemek için her zamanki gibi Mavi Pansiyon’a gider. Aşk defterini kapamıştır, günlük ilişkiler dışında bir şey yaşamak istemez, yorulmuştur. Ta ki aynı pansiyonda kalan Bahar’ı tanıyana kadar. Bahar’ın arkadaşı hovarda Esra ise Ahmet’in kafasını karıştırır: Bahar mı Esra mı, yoksa hiç biri mi?

Seyretmeye çeken Bodrum Gümüşlük manzarası eşliğinde kafası karışık yetişkin insanların hayatına tanıklık ediyoruz. Hepsi bir şekilde hayattan ve aşktan nasibini almıştır. Hem yeni bir başlangıç yapmak istiyorlar hem de yaşadıkları tecrübeler (tabiri caizse yedikleri kazıklar) sonrası cesaret bulamıyorlar. Arafta kalma durumu bir nevi. Ahmet, Bahar, Esra, Alamancı çift, pansiyon sahibi çift, kısa film çekmek isteyen genç sinemacılar 97 dakika boyunca kadrajın içine girip çıkıyorlar. Hepsinin bir şekilde derdi kederi var. Yönetmenin tam bu noktadaki tercihi seyirciyi rahatsız ediyor. Nasıl mı? Her karaktere anlam yüklemeye çalışıyor. Hepsini anlatayım derken öykü ve öykücükler birbirine bağlanamıyor, kurgu alt üst oluyor. Konuyu toplayamıyorsunuz. Bir süre sonra “ana karakter hangisi ve neden bunları yaşıyor?” sorusuyla yüzleşiyorsunuz. Herkese yer vermek yerine (örneğin sinemacılar ve Alamancılar) Ahmet, Bahar, Esra ve pansiyoncu çifte odaklanılsa kafa karışıklığı sulara gömülebilir. Farklı kadınları farklı sorunlarıyla göstereyim derken tüm kadınların afallamasına şahit oluyoruz. Özetle, senaryo izleyiciyi yoruyor. Bittiğinde ise olumlu yorum yapacak veri elinizde kalmıyor.
Mekan, dekor, kostüm detayları gayet başarılı. Zaten Gümüşlük’te çekilmişken seçimin yanlış olması imkansız. Kullanılan renkler de yaz aylarının sıcağını simgeliyor. Tabi bu canlı renklerin kullanıldığı fikrine kaptırmasın sizi. Sonuçta ikilemde kalan karakterlerin kısa sürelik yaşamlarına dahil oluyoruz, ortada güllük gülistanlık bir ortam yok. Hatta yaz tatilini bu kadar bunalımlı anlatmaya ne gerek var, bu da ayrı bir soru işareti.

Duruşu, çizgisi ve hayat görüşü ile takdir ettiğim sanatçılar arasında olan Fadik Sevin Atasoy, duygusal karakter Bahar’ı güzel canlandırıyor. Bahar’ın yaşadığı tüm sorunları, sevgiye açlığını gerçekten yaşarmışcasına oynuyor. Özlem Tekin’in hayat verdiği Esra karakteri ise çok yabancılık çekmediğimiz türden. Uçuk kaçık karakter yerine bizi şaşırtacak bir karakter özlemimiz var Özlem Tekin’den. Baş roldeki Yunus Güner ise Bahar’ın ve Esra’nın sıcakkanlılığına tezat bir Ahmet yaratıyor ekranda. Bir türlü ısınamıyor, empati kuramıyorsunuz. Eğreti bir duruşu var. Senaryodaki eksiklikler Ahmet karakteri ve canlandıranıyla da sürüp gidiyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...