Yerli yapımları izleme ısrarımla
Mavi Pansiyon’u da DVD listeme ekledim. Fragmanı size keyifli, romantik bir
film izleyeceğiniz algısı yaratıyor. Aralık 2011’de gösterime giren 97
dakikalık romantik dramın yönetmen ve senaristi Nezih Ünen’dir. Yunus Güner,
Fadik Sevin Atasoy, Özlem Tekin, Tan Sağtürk, Nail Kırmızıgül ve Veysel Diker oyuncu kadrosunu oluşturuyorlar.
Aşka küskün Ahmet, kafasını
dinlemek için her zamanki gibi Mavi Pansiyon’a gider. Aşk defterini kapamıştır,
günlük ilişkiler dışında bir şey yaşamak istemez, yorulmuştur. Ta ki aynı
pansiyonda kalan Bahar’ı tanıyana kadar. Bahar’ın arkadaşı hovarda Esra ise
Ahmet’in kafasını karıştırır: Bahar mı Esra mı, yoksa hiç biri mi?
Seyretmeye çeken Bodrum
Gümüşlük manzarası eşliğinde kafası karışık yetişkin insanların hayatına
tanıklık ediyoruz. Hepsi bir şekilde hayattan ve aşktan nasibini almıştır. Hem
yeni bir başlangıç yapmak istiyorlar hem de yaşadıkları tecrübeler (tabiri
caizse yedikleri kazıklar) sonrası cesaret bulamıyorlar. Arafta kalma durumu
bir nevi. Ahmet, Bahar, Esra, Alamancı çift, pansiyon sahibi çift, kısa film
çekmek isteyen genç sinemacılar 97 dakika boyunca kadrajın içine girip
çıkıyorlar. Hepsinin bir şekilde derdi kederi var. Yönetmenin tam bu noktadaki tercihi
seyirciyi rahatsız ediyor. Nasıl mı? Her karaktere anlam yüklemeye çalışıyor.
Hepsini anlatayım derken öykü ve öykücükler birbirine bağlanamıyor, kurgu alt
üst oluyor. Konuyu toplayamıyorsunuz. Bir süre sonra “ana karakter hangisi ve
neden bunları yaşıyor?” sorusuyla yüzleşiyorsunuz. Herkese yer vermek yerine
(örneğin sinemacılar ve Alamancılar) Ahmet, Bahar, Esra ve pansiyoncu çifte
odaklanılsa kafa karışıklığı sulara gömülebilir. Farklı kadınları farklı
sorunlarıyla göstereyim derken tüm kadınların afallamasına şahit oluyoruz.
Özetle, senaryo izleyiciyi yoruyor. Bittiğinde ise olumlu yorum yapacak veri
elinizde kalmıyor.
Mekan, dekor, kostüm detayları
gayet başarılı. Zaten Gümüşlük’te çekilmişken seçimin yanlış olması imkansız.
Kullanılan renkler de yaz aylarının sıcağını simgeliyor. Tabi bu canlı
renklerin kullanıldığı fikrine kaptırmasın sizi. Sonuçta ikilemde kalan
karakterlerin kısa sürelik yaşamlarına dahil oluyoruz, ortada güllük
gülistanlık bir ortam yok. Hatta yaz tatilini bu kadar bunalımlı anlatmaya ne
gerek var, bu da ayrı bir soru işareti.
Duruşu, çizgisi ve hayat görüşü
ile takdir ettiğim sanatçılar arasında olan Fadik Sevin Atasoy, duygusal
karakter Bahar’ı güzel canlandırıyor. Bahar’ın yaşadığı tüm sorunları, sevgiye
açlığını gerçekten yaşarmışcasına oynuyor. Özlem Tekin’in hayat verdiği Esra
karakteri ise çok yabancılık çekmediğimiz türden. Uçuk kaçık karakter yerine
bizi şaşırtacak bir karakter özlemimiz var Özlem Tekin’den. Baş roldeki Yunus
Güner ise Bahar’ın ve Esra’nın sıcakkanlılığına tezat bir Ahmet yaratıyor
ekranda. Bir türlü ısınamıyor, empati kuramıyorsunuz. Eğreti bir duruşu var.
Senaryodaki eksiklikler Ahmet karakteri ve canlandıranıyla da sürüp gidiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder