Konunun ilgi çekiciliğiyle
tavsiye edilen diziyi sezon tarihinden gecikmeli olsa da 2-3 günde hızlıca
seyrettim. ABD yapımı birinci sezon devamı için anlaşmasını yaptı ve yeni
bölümleri Mart 2013’te görücüye çıktı. Eylül 2012’de başlayan dizinin yönetmen
koltuğunda Jon Favreau oturuyor. J.J. Abrams ve Eric Kripke’nin yapımcılığını
üstlendiği projenin senaryosu Eric Kripke ve Jim Barnes tarafından
yazılmaktadır. İlk sezonu 43’er dakikalık 10 bölümden oluşan macera,
bilimkurgu, dram, gizem gibi pek çok türü kapsayan dizinin oyuncu kadrosunu
Billy Burke, Tracy Spiridakos, Giancarlo Esposito, Zak Orth, David Lyons,
Daniella Alonso, Anna Lise Philips, Tim Guinee, Graham Rogers oluşturuyorlar.
Dünyada elektrik bir anda sebepsiz yere (!) yok olur. İnsanoğlu teknoloji çağında bu
inanılmaz yok oluşla yaşama mücadelesi verir. Yeni enerji kaynakları ne
olacaktır? Elektriğin yokluğu ekonomiyi, sosyal hayatı, siyasi hayatı hatta
eğitimi nasıl etkileyecektir? Ayrıca bunun sorumluluları kimlerdir? Daha da
önemlisi: geri gelecek midir?
Hayatımızın neredeyse her anında
teknolojiye bağımlıyken elektriğin kesilme düşüncesi inanılmaz kaotik bir ortam
yaratır. Bu fikir bile diziyi seyretmeniz için en büyük etken. Eldeki bu zengin
fikirle yola çıkılmış ve ilk 10 bölüm peş peşe ilerlemiştir. Diğer yandan,
senaryo ve kurgu vasata yakındır. Bir sürü mantık hatasıyla beraber seyirliği
daha doğrusu bir sonraki haftayı dört gözle bekletecek heyecanı yok. Macera
aksiyon dram bolca serpiştirilmişken üçünü barındıracak gerilimi veremiyor.
Peki neden hala izliyorum? Konu ilginç ve nereye gideceğini gerçekten merak
ediyorum.
Senaryodaki hatalara, kurgu
eksikliklerine derince inmek istemiyorum çünkü hem spoiler olacak hem de izleme
hevesinizi söndürebilecek. Karakterlere gelirsek; olayın odak noktasında bir
aile var. Anne Rachel, çocukları Charlotte ve Danny, amca Miles. Enerjinin
gitmesinden sonra komşu oldukları eski Googlecılardan Aaron, Miles’in eski
sevgilisi Nora, kontrolsüz gücün sahibi Monroe ve onun adamları da diğer ana
karakterleri oluşturuyorlar. Bölüm başı 43 dakikayı doldurmak adına her biri
yerini aslında güzelce koruyor. Fazlalık veya gereksiz gelmiyor hiç biri.
Şimdilik karakterlerde çok derinlik olmasa da birinci sezonun ikinci bölümünde
bunun da telafi edilebileceğine inanıyorum.
Çekimlerde rahatsız eden en
önemli şey giyim kuşam, saç ve makyaj tasarımıdır. Yemedik darbe kalmazken
saçlar başlar her zaman temiz pak, elbiseler eskimeyip yırtılmıyor ve hiç
pislenmiyor. Ofis ortamında bile bir kıyafeti 2-3 gün giysek rahatsız oluruz;
bunlar vahşi doğanın içinde savaşırken neredeyse bizden daha tertipli
düzenliler. Bu telafi edilemeyecek bir sorun mu? Elbette hayır. Sinema
filmlerinde direk puan düşürten bu gibi sorunları dizide düzeltmek daha kolay
görünüyor.
Dizide düzelemeyecek tek sorun
ise bazı oyuncuların yeteniksizlikleridir. Özellikle Charlotte’ı canlandıran
1987 doğumlu Kanadalı Tracy Spiridakos, hünersizliğini kameraya öyle bir
yansıtıyor ki tüm izleme şevkiniz uçup gidiyor. Tabi buna rağmen 2007’den beri
“Supernatural”, “Bionic Woman”, “Aliens in
America”, “The L World”, “Psych”, “Hellcats”, “Being Human”
gibi TV projelerinde yer almış. Kardeşi Danny’i oynayan Graham Rogers’ın da
Spiridakos’tan pek farkı yok. Fazla olumsuz eleştirmek de istemiyorum. Sonuçta
önümüzde yerli bir örnek var: “Aşk-ı
Memnu”daki Behlül’den “Kuzey Güney”e
evrim geçiren Kıvanç Tatlıtuğ. Oyuncu adaylarını direk yermeye gerek yok. Ümit
vaat edebilirler. Neyse ki baş roldeki Billy Burke ve yardımcı kadın
karakterdeki Rachel’i canlandıran, “Lost”tan
tanıdık Elizabeth Mitchell durumu biraz kurtarıyorlar. 1964 ABD doğumlu Billy
Burke daha önceden pek çok TV dizi ve filmlerinde rol almıştır. Sinemada ise “Ladder 49”, “Feast of Love”, “The Twilight”
serisi, “Red Riding Hood” filmleriyle
hatırlayabilirsiniz.
IMDB’den 6.5 alan projeye gelen
eleştiriler dizinin genelde orta düzeyde gittiğini gösteriyor. “Mutlaka
izlemeli” listesine giremiyor. Diğer yandan, NBC ile yeni 20 bölüm anlaşma
yapıldıysa eksikliklerin de giderileceğine inanıyorum. Hatta sezonun ikinci
bölümünde bir iki olumlu gelişme dahi var!
JJ Abrams denildi mi akan sular durur :)
YanıtlaSilÇoğu kişi de zaten JJ Abrams ismi için seyretmiyor mu :))
Silhikaye baya ilginç aslında. vaktim olsa izlemek isteyeceğim türden bir dizi. Abrams adı önemli tabi ama oyuncu kadrosunu pek gözüm tutmadı :)
YanıtlaSilKonu harika, Abrams kritik bir isim fakat senaryo ve oyuncular kötü. Gene de merak uyandırıyor boş vakitte seyretmek için :)
Sil