10 Nisan 2013 Çarşamba

Playing for Keeps (Aşk Oyunu) (2012)


Aşk Oyunu
Muhteşem Türkçe çevirisiyle adının anlamını yerle bir eden Playing For Keeps, güçlü oyuncu kadrosunun romantik komediyle birleşip birleşemediği konusunda merak uyandırıyor. Yönetmen koltuğunda “The Pursuit of Happyness” ve “Seven Pounds” gibi projelerin İtalyan yönetmeni Gabriele Muccino oturuyor. ABD yapımının senaryosunu ise Robbie Fox yazmıştır. 105 dakikalık filmin oyuncu kadrosu ise şöyle: Gerard Butler, Jessica Biel, Catherine Zeta-Jones, Dennis Quaid, Uma Thurman, Judy Greer, Noah Lomax. 35 milyon $ bütçeye karşılık şimdilik 24 milyon $ hasılat elde etmiştir. Türkiye gösterim tarihi henüz belirsizdir.

George oldukça ünlü bir futbolcudur. Yaşadığı sakatlık sonrasında futbolu bırakmak zorunda kalmıştır ve maddi sıkıntı başlamıştır. Kendine çıkış yolu ararken oğlunun futbol takımında koçluk yapmaya başlar. Ayrıldığı eşiyle böylece daha sık görüşürken yepyeni umulmadık bir çevrenin içine girer. Zira takımdaki çocukların anneleri George’un peşini bırakmamakta ısrarlılardır!

Filme beni iten iki şey vardı: yönetmen ve oyuncu kadrosu. “The Pursuit of Happyness” ve “Seven Pounds” filmlerini keyifle seyretmiş biri olarak filmden beklentim standart romantik komedilerden biraz daha yüksekti. Senaryo gayet gerçekçi ve başarılı başlıyor. Kariyeri beklenmedik şekilde sonlanan futbolcu maddi sıkıntı çekmeye başlamıştır. Koçluk fırsatı onu yakalamışken şimdiye kadar yaptığı sorumsuzluklarla yüzleşir. Aslına hiç büyümediğini fark eder ve yeniden doğmuş gibi hayatında ciddi kararlar almak için çabalar. Temeli güzel oturmuş. Diğer yandan, yan öyküler tuğlaları yerinden oynatıyor. Peşinden koşan anneler, onların eşleri, komşuları derken kopukluk başlıyor ve sonuna kadar zor toparlanıyor. Olaylar tek tek eğlenceli olmaya ramak kalıyor fakat bütüne bakınca o keyfi çok alamıyorsunuz.
Senaryonun bir diğer eksiği - ki film bittiğinde dahi hala “Neden?” sorusu kaldı – George ve eski eşinin neden ayrıldığı. Arada bir şey yaşandı da mı ayrıldılar yoksa George’un sorumsuzluğu mu buna neden oldu? Aslında çok önemli bir soru görünmüyor lakin taşların yerine oturmasında büyük etkisi var. George’nun geçmişi, geleceğini yönlendiriyor. Bu nedenle de bilmemezlik film boyunca sizi arada bırakıyor. George’un yaptıklarını mazur görmenizi engelliyor.

Romantik komedi türüne göre çekimler başarılıdır. Mekan, dekor, kostüm seçimleri ve kullanılan canlı renkler seyirliği artırıyor. Özellikle kadın oyuncu sayısı erkeklere göre çok olunca merak artıyor. Senaryo ve kurgu eksiğini ortadan kaldırmaya yardımcı oluyor mu? Ne yazık ki hayır.

IMDB’den 5.5 alan filme gelen eleştiriler çok olumlu yönde değil. Çerezlik sınıfından yukarı çıkamıyor. Tabi oyuncu kadrosu için bunu söylemek pek de doğru olmaz. Gerard Butler, Catherine Zeta-Jones, Dennis Quaid, Uma Thurman ve Judy Greer gerçekten çok başarılılar. Sadece yardımcı oyuncuların neden bu projede yer aldıklarını sorgulamadan edemiyorsunuz. Senaryo ve kurgusuna göre gereksiz büyüklükte oyuncu kadrosu barındırıyor. Tabi oyuncularla ilgili bu güzel cümlelere Jessica Biel’i ekleyemiyorum. Filmde doğal güzelliği olan bir anneyi öne çıkarmak istemişler fakat neredeyse bakımsız bir kadına benzetmişler. Hani tek artısı bakımı ve güzelliği derken ondan da yoksun bırakılmış.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...