13 Haziran 2012 Çarşamba

The Lady (2011)


Luc Besson adını duyar duymaz ne konusuna, ne oyuncularına ne de afişine bile aldırış etmeden seyretmeye koyuldum. Sonuç: Geç izlemenin pişmanlığı! Yönetmen koltuğunda Luc Besson otururken, senaryoyu Rebecca Frayn kaleme almaktadır. 135 dakikalık dram ve biyografinin baş rollerinde Michelle Yeoh, David Thewlis ve Jonathan Woodhouse yer almaktadırlar. Birleşik Krallık ve Fransa yapımı, Toronto Film Festivali’nde görücüye çıkmıştır.

Aung San Suu Kyi’nin hayatının anlatıldığı filmde bir ülkenin demokrasi için verdiği savaşı izleyeceksiniz. Kim bu Aung San Suu Kyi? Daha önceden benim de duymadığım bu kişinin ve ülkenin oldukça çetin bir tarihi var. 1945 doğumlu Suu Kyi, demokrasi savunucusudur. Myanmar (Birmanya) Ulusal Demokrasi Birliği lideridir. Birmanya nerede derseniz; Güneydoğu Asya’da, Bangladeş, Çin, Hindistan, Tayland arasında yer alan 50 milyon nüfusa sahip bir ülkedir. Myanmar askeri diktatörlüğüne karşı direniş göstermiş ve bundan dolayı düşünce mahkumu olmuştur. Tabi bu şiddetsiz direnişinde Nobel Barış Ödülü’ne layık görülecek kadar dünyayı sallamıştır. Öykünün devamını (seyretme ihtimalinize göre) anlatmak istemiyorum. Biyografi seyretmeyi seven ve tarihle ilgilenen biriyseniz kaçırmamanızı tavsiye ederim.

Mekan, dekor, kostüm detayları tarihi bir olayı anlatmada çok başarılı kullanılmıştır. Özellikle Birminya ülkesinin gelenek, göreneklerini, yöresel kıyafetlerini, şarkılarını, danslarını, inançlarını seyretmek çok keyif verici; hele de ülke hakkında hiçbir şey bilmiyorsanız. Müzik çalışmaları projeyi büyük oranda destekliyor. Luc Besson biyografiden öte ülkenin dünyaya karşı verdiği mücadeleyi ekrana aktarmak istemiş. Oldukça cesur bir karar verdiği kuşkusuz. Hikayenin özünü bilmeyerek izlediğimden olacak ki gözümü ayırmadan filmi bitirdim. Ortadaki mücadeleyi beklenenden daha ağır ekrana yansıtıyor. Belki de olayın bir savaş değil de sessiz direniş olduğunu daha politik yolla anlatmak istiyor. Karakter detaylandırmasında Suu Kyi çok başarılı ele alınıyor. Sakin yapıya sahip karakterin, bir o kadar da güçlü ve tutkulu olduğunu seyirci her sahnede hissediyor. Önemli şahıs sadece baş roldeki Suu Kyi olduğu için yan karakterleri daha yakından tanıma ihtiyacı duyulmuyor. Buna rağmen ana karakterin eşi de her an destekçi ve sevgi dolu anlatılıyor. Zaman zaman “Bu kadar pozitiflik olur mu?” diye düşünmeden edemiyorsunuz.
IMDB’den 6.8, Rotten Tomatoes’tan 33, Metacritic’ten de 43 alan projeye yapılan eleştiriler pek sıcak kanlı görünmüyor. Bir biyografi ve tarihin anlatıldığını düşünürsek insanlar sanırım daha heyecanlı, daha aktif film bekliyorlar. 135 dakika hiç kısa değilken zaman zaman ağırlaşması bu olumsuz eleştirileri tetikliyor. Tüm bunlara karşı gelerek seyretmenizi tavsiye ederim. İşin içinde Luc Besson var! Ayrıca bir kültür hakkında bilgi edinmek neden bu kadar zor olsun ki?

1963 Malezya doğumlu oyuncu ve dansçı Michelle Yeoh, 35’ten fazla projede yer almıştır. “Crouching Tiger, Hidden Dragon” filmi ile en iyi kadın oyuncu Bafta adayı olmuştur. Aksiyon ve macera filmlerinin aranan yüzü olan Yeoh, “Butterfly and Sword”, “Tomorrow Never Dies”, “Moonlight Express”, “Memoirs of a Geisha”, “Fearless”, “The Mummy: Tomb of the Dragon”, “True Legend”, “Kung Fu Panda 2” projelerinde kendini göstermiştir. Suu Kyi’yi çok başarılı canlandırdığına inanıyorum. Fiziksel olarak da çok benzettim. Filmdeki o tutkuyu, zaman zaman çaresizliği ama azmi bana olduğu gibi aktardığına inanıyorum.


3 yorum:

  1. Sabırsızlıkla bekliyorum. Luc Besson'un kredisi vardır her zaman :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmi zaten bir o bir de tarihi konusu kurtarıyor :)

      Sil
  2. evet :) orta düzey filmlerinden olacak muhtemelen ama yine de meraklandım.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...