21 Nisan 2012 Cumartesi

The Hours (2002)


Saatler
Gösterime girdiği sene büyük yankı yapan Saatler, her anlamıyla etkileyici ve “ağır” bir filmdir. Yönetmen koltuğunda “Billy Elliot”, “The Reader”, “Extremely Loud and Incredibly Close” filmlerinin yönetmeni Stephen Daldry oturuyor. ABD ve Birleşik Krallık yapımı dramın senaryosunu Michael Cunningham’ın aynı adlı eserinden David Hare kaleme alıyor. 114 dakikalık projenin bütçesi 25 milyon $’ken hasılatı tam 109 milyon $’a ulaşmıştır. Baş rollerde Meryl Streep, Julianne Moore, Nicole Kidman ve Ed Harris yer alıyorlar.

3 farklı dönemde yaşayan kadının hayatı, Virginia Woolf’un "Mrs. Dalloway" adlı kitabıyla bağlayarak anlatılıyor. Üstelik bu 3 kadından biri de Virginia Woolf’un ta kendisidir. Hastalıklarla dolu hayatın içinde kitabını yazmaya çalışan Woolf, depresyondan bir türlü çıkamayıp çevresine pek huzur vermemektedir. Sürekli intiharın eşiğindedir. 1949 yılında hamile bir ev kadını ise eşine doğum günü pastası hazırlama peşindeyken "Mrs. Dalloway" kitabını  elinden bir türlü bırakamaz. Sonu ise merak dolu sahnelerde gizlidir. Günümüzde yaşayan kadın ise AIDS’in pençesine takılan eski kocası için bir parti hazırlama telaşındadır. Eski kocasıyla arasında "Mrs. Dalloway" ile inanılmaz kuvvetli bir bağ vardır.

Müzik çalışmalarını yapan Philip Glass, bu filmle birlikte en iyi film müziği BAFTA ödülünü almıştır. Glass’ın filmlerini saymaktansa adaylıklarını ve ödüllerini öne çıkarmak onu daha doğru gösterecektir. “Kundun” ile Altın Küre, Oscar adaylıkları, “The Truman Show” ile Altın Küre ödülü, “Notes on a Scandal” ile de Oscar adayı olmuştur. Bu filmle ilgili adaylıklarına ise aşağıda yer vereceğim. Toplam 14 parçadan oluşan albümü dinlemekte fayda var. Farklı dönemleri bir araya topladığı için orta noktayı bulmak biraz güçleşse de bunu profesyonelce bir düşünce sonrasında piyano ağırlıklı müzik seçmiştir.

Hikayenin karmaşık olduğunu düşünmeyin. Kurgu o kadar başarılı ele alınıyor ki ilk 10-15 dakika sonrası bu 3 ayrı hikayeyi zorlanmadan takip edebiliyorsunuz. Sadece aradaki bağlantıyı kurmak zaman alıyor. Bağlantının kaynağı bilindiği için bir yerlerden yakalamak da güçleşmiyor. Hatta sonlara doğru bu bağlantı doruk noktasına ulaşıyor. Filmi izledikten sonra ister istemez Mrs. Dalloway kitabına olan merak artıyor. Uyarlama ne kadar başarılıdır; okuyanlara bırakmak gerekir. Fakat hikayenin kuvvetliliği seyirliğin çıtır çerezlik olmadığını da kanıtlıyor. Filmden keyif almanız için konsantrenizi bozmamanız lazım. Bunu sağladınız mı iş tamamdır. Unutmamak gerekir ki normal bir dramdan öte, sindire sindire gözlemlenmesi gereken ve sabır gerektiren bir projedir. Aradan geçen dokuz sene sonrasında ikinci kez izlediğimde bunu daha iyi anlayabildim. Mekan, dekor, kostüm tasarımları göz alıcıdır. Konu zaten üç kadının hayatı oldu mu bu detaylar daha da dikkat çekiyor. Günümüzdeki hikaye dışında geçmiş iki dönemin işlenmesi ve o dönemlerin kostümleri ve mekanları ön plana çıkıyor.
IMDB’den 7.5, Rotten Tomatoes’tan 81, Metacritic’ten de 81 puan alan filme gelen eleştiriler genellikle olumlu yöndedir. Zaten aldığı ödüller de bunu ispatlıyor. Özellikle oyuncuların performansı göz kamaştırıyor. Saatler tam bir ödül canavarıdır. Oscar’da en iyi film, yönetmen, uyarlama senaryo, yardımcı kadın oyuncu, yardımcı erkek oyuncu, kostüm, kurgu ve film müziği adaylıklarıyla beraber Nicole Kidman’a en iyi kadın oyuncu ödülü verilmiştir. Altın Küre’de en iyi yönetmen, yardımcı erkek oyuncu, kadın oyuncu (Meryl Streep), film müziği ve senaryo dallarında aday olurken en iyi drama ve kadın oyuncu (Nicole Kidman) ödülleri verilmiştir. Bu arada en iyi film müzikleri Grammy’de dahi aday gösterilmiştir.

1967 ABD doğumlu oyuncu ve yapımcı Nicole Kidman, her ne kadar adını eski eşi Tom Cruise ile olan beraberliği sayesinde duyurmuş görünse de güzelliği ve her geçen gün geliştirdiği oyunculuğuyla göz kamaştırıyor. 60’dan fazla sinema ve televizyon projesinde yer alan oyuncu, “Billy Bathgate” ile en iyi yardımcı kadın oyuncu Altın Küre adayı, “To Die For” ile en iyi kadın oyuncu Bafta adayı ve Altın Küre ödülü, “Moulin Rouge!” ile en iyi kadın oyuncu Altın Küre ödüü ve Oscar adayı, “The Others” ile en iyi kadın oyuncu Bafta ve Altın Küre adayı, “Cold Mountain” ile en iyi kadın oyuncu Altın Küre adayı, “Rabbit Hole” ile de en iyi kadın oyuncu Oscar ve Altın Küre adayı olmuştur. Bu adaylıkları ve ödülleri görünce insanın Nicole Kidman’ı daha bir takip edesi geliyor. Favori Nicole Kidman filmim ise “The Others”dır. Belki de ilk izlediğimde bende yarattığı etkiyi hala unutamadığımdan kaynaklanıyordur. Bundan 10-11 sene önce izlediğimi düşünürsek etkisini çok görmemek lazım :)


3 yorum:

  1. Yazmayı düşündüğüm bir filmdi benden önce davranmışsın :) Yorumlarına katılıyorum 3 kadının hikayesini birbirine o kadar güzel bağlamışlar ki tadından yenmiyor :) oyunculuklar ve kurgusu da unutulmaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin de benden önce davrandığın filmler vardı, bu sefer denk gelmiş :) Hatta ben senin yazdıklarının bir kısmını yazmadım o yüzden :)

      Film her konuda zor ama çok başarılıydı yazdığın gibi..

      Sil
  2. Hımm öyle mi? :) ben de bunu yazmayacağım sanırım. belki çok çok sonra..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...