25 Ağustos 2013 Pazar

Beni Böyle Sev (2013 - …)


Türk sinemasını takip etmeye çalışan, izleyen, yazan biri olarak yerli dizi yayınlama vakti gelmişti. Peki, Beni Böyle Sev'i neden seçtim? Türk dizilerindeki entrikalardan uzak (Nadide ve Reha’nınkiler bunlara yakın görünse de anne baba yüreği diyerek saf dışı bırakıyorum), karakterler samimi, üniversite yılları biteli çok zaman geçse de o günleri anımsatıp mutlu eden, romantik, başarılı diyalogları içeren, güçlü oyuncu kadrosuna sahip ve her şeye inat arabesk müziği savunan bir dizi! Reyting kaygısı olmaması cabası. Gelelim detaylara... Devamı uzun duruyor fakat diziyi anlatmam için hepsi gerekli!

İlk sezonu 22 bölümle kapayan 2013 tarihli Beni Böyle Sev, TRT 1 ekranında şimdilik Pazartesi günleri seyirciyle buluşuyor. Romantik, romantik komedi türündeki dizinin senaristi Hakan Haksun ve Müjdan Kayserili’dir. Hakan Haksun’u “Bizimkiler”deki Bakkal Halil’in küçük oğlu olarak hatırlayabilirsiniz. “Herşey Çok Güzel Olacak”, “Kolay Para”, “Genco” gibi projelerin senaryo ekibinde çalışmıştır. Yönetmen koltuğunda Cem Tabak oturuyor. Oyuncu kadrosu ise tecrübeli oyuncularla birlikte genç yetenekleri bir araya getiriyor: Alper Saldıran, Zeynep Çamcı, Erdem Akakçe, Bala Atabek, Mert Turak, Burcu Biricik, Yusuf Akgün, Selen Uçer, Burcu Altın, Fatih Koyunoğlu, Meral Asiltürk, Altan Gördüm, Lale Mansur, Güven Kıraç.

Ömer, Ayşem’e ilk görüşte aşık olmuştur. Babasının bin bir emekle okuttuğu Ayşem ise kendini sadece okula adamıştır. Lakin çimen gözlü Ömer aklını çeler ve Ömer’in zengin ailesinin tüm karşı çıkmalarına rağmen evlenirler. Hikaye ise şimdi başlar: Zengin hayatı yaşayan Ömer yeni parasız hayatına alışacak mıdır? Okul, iş, evlilik bir arada nasıl gidecektir? Aşkları taptaze kalacak mıdır? Evlilik aşkı öldürecek midir? Ayşem'in verdiği karar doğru mudur?

Orhan Gencebay’ın 1976 tarihli “Sarhoşun Biri” albümündeki “Beni Böyle Sev” adlı şarkı, diziye ilham kaynağı olmuştur. Diziyi seyretmeye başladıktan sonra durduk yere aklınıza sıklıkla bu şarkı gelip size melankoli havası katacak ve çevrenizin “Hayırdır?” sorularıyla karşı karşıya bırakacaktır. Dizinin müzik çalışmaları ağırlıkla arabesk diye tabir edilen Orhan Gencebay, Müslüm Gürses şarkılarından oluşuyor. Her bölümde bir şarkı seçiliyor ve onun için kısa klip bölümün içinde yer alıyor. Bilmediğim bazı şarkıları diziden öğrenmek hayli keyifli, hele arabeski çok dinlemiyorsanız. Sevmeseniz dahi hiç yadırgamıyorsunuz. Beğeneceğinize inanıyorum.

Mekan, dekor, kostüm, makyaj tasarımları dizinin tüm doğallığına uyuyor. Ömer’in ailesinin ihtişamlı yalısı, Ömer-Ayşem’in küçük ama mutlu ve bodrum mavisi evi, Ayşem’in amcasının daracık evi ve bahçesi, üniversitenin bahçesi (Okan Üniversitesi Tuzla Yerleşkesi) karakter ve konulara göre tasarlanmıştır. Seda karakteri dışında kostümü öne çıkan kadın karakter yok diyebiliriz. Erkek karakterlerden Haluk Abi ve Nezih’in saç-sakalı dizinin en göz alıcı detaylarındandır :)
Gelelim karakterlere! Sayıları biraz çok olsa da hepsinden kısa kısa bahsetmek istiyorum. Zira diziye katkıları hayli fazladır:

Ömer (Alper Saldıran): Çimen gözleriyle Ayşem’in aklını ve gönlünü çelmiştir. Hayli zengin ve lüks bir hayatın içinde mütevazi yaşam biçimi, Ayşem’i daha da etkiler. Zira maddi durumunu hava atmak için hiç kullanmamıştır. Aşkı uğruna ailesinden, imkanlarından vazgeçebilecek kadar cesur ve çılgındır.

Ayşem (Zeynep Çamcı): Annesini kaybeden Ayşem’i, babası köfteci Nail Usta büyütmüştür. Baba kızın ilişkisi dört dörtlüktür. Yalnızlıklarını yıllarca beraber gidermişler ve çok yakın dost olmuşlardır. Bir anda ortaya çıkan çimen gözlü, aklını başından alır. Nail Usta’nın doğruları söylemekten hiç çekinmeyen, kimseye pas vermeyen, çalışkan, tuttuğunu koparan inatlıktaki kızı Ayşem, yelkenleri suya indirir.

Nail (Güven Kıraç): Trabzon’da Akçabat köftesi yapmakta usta bir babadır. Tek sevdiği, kızı Ayşem’dir. Onun mutluluğu için her şeyi göze alır; kızının genç yaşta evlenmesini bile! Parada pulda gözü yoktur, helaliyle kazanıp huzurlu hayat geçirmek onun için kafidir.

Nadide (Lale Mansur): Biricik çocuğu Ömer’in hiç tanımadığı, ailelerine yakışmayan bir köftecinin kızıyla aniden evlenme isteği Nadide’yi çıldırtır. Oğluna asla layık göremediği Ayşem’i saf dışı bırakmanın bin türlü yolunu arar. Arkadaşı, çevresi pek yoktur. Derdi tasası oğlu ve eşidir.

Reha (Altan Gördüm): Biricik oğlu, işlerinin varisi, hayaller kurduğu Ömer’in, Ayşem’le ani evliliği baba Reha’nın bilinmedik yönlerini ortaya çıkarır. Maddi imkanlarını da kullanarak Ömer’le Ayşem’i ayırmak için türlü oyunlara başvurur.

Nezih (Mert Turak): Ömer’in çocukluktan bu yana en yakın iki arkadaşından biridir. Anne babasının boşanması ardından annesinin çok kez evlenmesi onu evlilikten ve aile kavramından soğutmuştur. Aşık olmak istese de ciddi ilişkiden hızlıca kaçmaktadır. Ömer’le arasında ne kadar sorun yaşanırsa yaşansın birbirlerinden vazgeçmezler. Hem iyi gün hem kötü gün dostudur.

Seda (Burcu Biricik): Ömer’in çocukluktan bu yana en yakın iki arkadaşından bir diğeridir. Küçüklüğünden beri Ömer’den hoşlanmakta fakat bu aşkı kendi içinde yaşamaktadır. Anne babasını bir trafik kazasında kaybettiği için Ömer’i de kaybetme korkusu, duygularını içe atmasına sebep olur. Ablası tek dayanağıdır. Anne babasının yokluğunda ablası bir dediğini iki etmemiştir. Hafif şımarık görünse de özünde gayet kırılgandır.

Reyhan (Burcu Altın): Ayşem’in okulda tanıştığı, sonrasında bir süre evlerini paylaştığı en yakın arkadaşlarından biridir. Saflığıyla meşhurdur ama kalbi çok temizdir. Aşık olmayı ister ve bekler.

Fahriye (Bala Atabek): Ayşem’in okulda tanıştığı, sonrasında Reyhan’la beraber bir süre evlerini paylaştığı en yakın arkadaşlarından biridir. Reyhan’la ayrılmaz ikilidir. Herkesin isteyeceği bir dosttur!

Haluk Abi (Erdem Akakçe): Evli ve iki çocuk babası Haluk, eşinin de ısrarıyla yıllar sonra üniversiteye geri döner. Tabi sınıf arkadaşlarıyla arasındaki yaş ve dönem farkı ilginç diyaloglara neden olur. Hatta öğretim görevlilerinden biri asker arkadaşı çıkar! Ömer, Ayşem, Nezih, Seda, Reyhan ve Fahriye’nin Haluk Abi’sidir.

İlyas (Fatih Koyunoğlu): Ayşem’in İstanbul’daki amcasıdır. Okulun ilk dönemlerinde Ayşem onda kalmıştır. Kıt kanaat geçinir, aklı hinliklere pek çalışmaz. Zaten eşi Safiye onun yerine de yapacak kapasitededir. Abisi Nail’e saygısı sonsuzdur.

Safiye (Meral Asiltürk): Ayşem’in amcasının karısıdır. Ayşem’in onlarda kaldığı sürece sözleriyle başının etini yemiştir. Parayı sever, bu uğurda oyunlardan pek kaçınmaz. Kocasının gözünü daha çok açmasını ister. Oğlu Furkan’a çok düşkündür.

Furkan (Yusuf Akgün): Ayşem’in askerden yeni dönen kuzenidir. Mahallenin bıçkın delikanlısıdır. Kalbi temiz, doğruluğu ön saflarda tutanlardandır. Gördüğü günden beri Seda’dan hoşlanır.

Eda (Selen Uçer): Ömer’in uçuk kaçık halasıdır. Abisinin baskısından bıkmış, özgür olmak istiyordur. Ömer’e çok düşkündür. Onun kararlarına saygı duymaya çalışır. Aşkı arar!

Halil (Beyti Engin): Nail’in memleketten arkadaşıdır. Evlenmek ister. Tek dostu, güvendiği insan Nail’dir. Nail biraz illallah etmişse de Halil’i sever.

Favori karakterlerim: Nezih, Reyhan, Fahriye, Haluk Abi. İkinci sezondan tek isteğim Nezih ve Reyhan’ın daha ön plana çıkmasıdır. Bu dört karakterin sahnelerinin gelmesini dört gözle bekliyorum. Tabi Ömer ve Ayşem’in aşkı başka!

Karakter detaylandırmalarında senaristler başarılıdır. Her birine yeteri kadar zaman ve hikaye ayrılıyor. Ömer ve Ayşem ana planda yer alsa da yan karakterlerle hayli besleniyorlar. Karakter sayısının fazlalığı ilk bakışta göze batıyor. Lakin hikayedeki yerleri onları “gerekli” kılıyor.

Diziye genelde 2 konuda eleştiri geliyor. İlki müzikle ilgilidir. Sahneler yoğun müzikle aktarılıyor. Bu durum bazen fazlalık gibi geliyor ve seyirciyi yoruyor. Zaman zaman doğruluk payı olduğu şüphesiz. Diğer yandan, dizi zaten bir şarkıdan adını almıştır ve konsept olarak arabeski seçerek böyle bir riske  girmiştir. Müziğin ön planda yer alması bilinçli görünüyor. Belki müziğin sesini azaltmak seyirciyi tatmin edebilir.

İkinci eleştiri ise Ayşem’in (yoksa Zeynep’in mi?) ses tonudur. Mıymıy hareket eden, konuşan insanlara gündelik hayatta tahammülüm yokken Ayşem’in yavaş yavaş konuşmasıyla 22 bölümü nasıl izledim, bilmiyorum. İşin tersi Ayşem’in bu konuşmasından hiç rahatsız olmuyorum. İş yerinde asansör kapısını bile yavaş yavaş açarak kımıldamayanlara atar yapma potansiyeli taşırken Ayşem’e neden müsamma gösteriyorum, emin değilim. Galiba Zeynep Çamcı’nın güzel yüzü ve oyunculuğu beni durduruyor. Bir de Alper Saldıran’la harika bir ikili olduklarını düşünüyorum. Uyumları diziye çok şey katıyor.

Dizide tecrübelerini konuşturan Lale Mansur, Güven Kıraç, Altan Gördüm, Erdem Akakçe iyi ki varlar. Neredeyse doğaçlama yapıyor havası katacak kadar gerçekçi oynuyorlar. Genç bir kadroda bu oyuncuların yer alması filmin en büyük artılarındandır.

Mert Turak ve Burcu Altın! Sizleri seviyorum. Her daim TV’de (aslında sinema) olmanızı gönülden istiyorum!




2 yorum:

  1. Mert turak' i "cabare" adli tiyatro oyununda izlemen gerek. Ayakta alkislatiriyor. Koca oyun o ciksa da izlesek derken buluyorsun kendini. Devlet tiyatrosunda izlemistim bikaç sezondur oynuyor, denk gelirsen kacirma derim. Hele de bu kadar sevmisken onu.

    Diziyi digerlerinden en fazla ayıran ozelligi muzikleri zaten. Cuk oturuyor kimi sahneye hem göze hem kulaga. Arabesk sevmeyenler izlemesin. Orhan sevmeyen izlemesin sonucta. Elestirmek olsun kimisininki iste..

    Ellerine sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun ve beğenin için çok teşekkür ederim. Mert Turak çok yetenekli biri. Umarım daha çok projede yer alır; biz de doya doya seyrederiz.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...