Zarafet - Audrey Hepburn |
Film dışında hem sinemayla ilgili
kitapları yorumlayıp hem de ünlü sinema sanatçılarının biyografilerini yazarken
ikisini bu sefer birleştirmeye karar verdim. Donald Spoto da bu konuda güzel
bir başlangıç oldu. Grace Kelly, Alfred Hitchcock, Ingrid Bergman, Elizabeth
Taylor, Marilyn Monroe gibi pek çok ünlünün biyografilerini kaleme alan Spoto,
bu kez Zarafet adıyla Audrey Hepburn’un hayatını bize sunuyor. Artemis
yayınlarından çıkan 360 sayfalık kitabı Beril Tüccarbaşıoğlu Uğur Türkçe’ye
çevirmiştir. Kitabın adı ise Henry
James’in Audrey Hepburn için söylediği sözden geliyor: Zarafetinin kanıtı,
var oluşuydu.
İlk Adımlar, Şöhret, Başarı, Zarafet isimlerinde toplam dört bölümden oluşan kitap, Audrey Hepburn’ün hayatını detaylı bir şekilde ele almaktadır. Ailesi, doğumu, doğumundan sonraki hayatı ve savaş yıllarında yaşadığı zorluklar, filmlerden tanılan Hepburn’ün kırılganlığının gerçek sebeplerini ortaya döküyor. İlerleyen sayfalarda dans, müzikalle başlayan şöhretin adım adım sinemaya kayması aktarılıyor. Muhteşem güzelliği ve albenisiyle basamakları hızlıca çıktığı düşünülse de yaşadığı güçlükler bunların doğru olmadığını gösteriyor.
Hollywood yıldızı olarak tanınmasına rağmen çoğu
filminin Avrupa’da çekilmesi beni en çok şaşırtan noktalardan biridir. Aslında
hiçbir zaman şöhreti istemeyen, tek dileğinin evlenip kendi çocuklarını
büyütmek olması daha şaşırtıcı geldi. Bunun tek sebebi ise çocukluğundaki
yaşayamadığı aile saadetidir. Hepburn’ün hayatıyla Marilyn Monroe hayatını
nedense bir iki noktada benzer buldum. İçinden çıkamadıkları depresyon fazla
gelen şöhretin bir gölgesi gibi adeta.
Kitap genel olarak tahminden daha
detaylı bilgileri kapsıyor. Hatta çektiği her filmin, yer aldığı tüm projelerin
bu denli tek tek anlatılması okurken biraz sıkmıyor değil. Beklenti Audrey
Hepburn’ü yakından tanımakken, iş hayatına daha çok yer verilmesi o büyük keyfe
çelme takıyor. Sinemaya tutkuyla yaklaşan bende bile bu his uyandı.
Şunu da unutmamak gerekir ki sinema hayatı Audrey’i Audrey Hepburn yapmıştır.
Yani sinema olmadan hayatı anlatılamazdı.
Kitabın son sayfasını kapadığımda
“Güzellik başa bela mı?” acaba demeden geçemedim. Aradığı tek şey sevgiyken
şöhret bile tam olarak tatmin edememiş Hepburn’ü. Her şey karşıdan gibi görünmüyormuş
meğerse. Sırf bu gerçeklerle yüzleşmek için Donal Spoto’nun kitabını okumakta
büyük fayda var. Spoto’nun çok ciddi bir sinema bilgisi olduğu ise kaçınılmaz.
Audrey Hepburn’ün hayatı dışında bu sinema bilgisinden nimetlenmek için
okunur.
Kitapta oldukça geniş bir Audrey Hepburn
albümü var. İçinde harika fotoğraflar yer alıyor. Okumadan önce fotoğraflara
göz attığımda ne kadar şanslı bir kadın olduğunu düşündüm. Sizce de öyle mi?
bende okumak istiyorum aslında baya filmini izledim artık
YanıtlaSilFilmleriyle ilgili fazla detaya girilmiş aslında. Bu yüzden ilgini çekebilir.
Sil