Çok tercih etmememe rağmen o
kadar Hollywood bilimkurgusu seyretmişken şansımı İspanya yapımı bir
bilimkurguda denemek istedim ve ekran başına geçtim. Gerçi içine yeterli dozda
dram ve romantizm eklendiğinden saf kan bilimkurgu sayılmaz. Kike Maillo’nun
ilk uzun metrajlı filminin senaryosunu Sergi Belbel, Cristina Clemente, Marti
Roca, Aintza Serra kaleme alıyorlar. 94 dakikalık projenin oyuncu kadrosunda
Daniel Brühl, Marta Etura, Alberto Ammann, Claudia Vega var. Katalanca ve
İspanyolca dillerinin kullanıldığı yapım, Ağustos 2012 başında Türkiye’de
gösterime girmişti.
Alex Garel, oldukça tanınmış
başarılı bir robot yapımcısıdır. 2041 yılında mezun olduğu üniversite
tarafından çocuk robot projesi için tekrar çağrılır. 10 yıldır görmediği erkek
kardeşi David, karısı ama Alex’in eski sevgilisi Lana ve kızları Eva’yla bir
araya gelir. Alex, proje için model örneği olarak Eva’yı seçer, onun her
hareketini kaydeder. Bu zaman zarfında Eva’nın garip tavırları Alex’in kafasını
karıştırırken, Lana’ya olan aşkı tekrar ayyuka çıkar.
Dünya sineması için küçük,
İspanya sineması için büyük bir adım sayılan Eva, olumlu eleştirilerle
karşılaşarak hem yönetmeni hem de oyuncuları sevindirdi. 2012 Goya ödüllerinde
tam 12 dalda aday oldu ve en iyi yönetmen, en iyi özel efekt, en iyi yardımcı
erkek oyuncu dallarında ödül aldı. IMDB puanı 6.5 olan projenin geneli
seyredilebilir kıvamda diyebilirim. Tabi unutulmaz bilimkurgulardan değil çünkü
yönetmen ve senaristler işin içine bolca romantizm ve dram eklemişler. Yaklaşık
30 yıl sonrasını gayet makul şartlarda çekmişler. Yani uçan arabalar, kapsül
şeklindeki yemekler, ışınlanmalar
yok. Sadece robot olarak bilimi geliştirmişler ve bunu da makul ölçülerde
sunuyorlar. Ekran görüntüsü ise teknoloji gelişmesini daha karanlık bir dünyaya
bırakmış. Sanki distopya yaratma havası var. Sadece
robot çalışmalarının olduğu sahneler mevcuttakinden daha ileride görünüyor.
Mekan, dekor, kostüm detayları günlük hayattan hiç bir farkı yok; teknolojiden
de nasibini almıyor. Tek fark Eva karakterinin kostümüdür. Onu belli bir kalıba
sokmuşlar. Kırmızı mont, sarı saç, mini eteğiyle tipik güzel kız çocuklarını
hatırlatıyor ve ideala yakın bir portre çiziyor.
Karakter detaylandırmalarında
gidip gelmeler var. Ana karakter Alex’in herkesi terk edip kaçışı belirsizken
geriye dönüşü daha çok irdeleniyor. Kafasındakileri fazla aktarma niyetinde
olmadan sadece işe odaklanmaya çalışıyor. Bunu da başaramıyor. Bu gelgitler
filmin dramını biraz daha yoğunlaştırıyor ve bilimkurgu tarafı arka plana
düşüyor. Eva ise Alex’e oranla kendini daha net ifade ediyor. Ne istediği,
hissettiği, nelere karşı olduğunu belli ediyor. Kafanızda bir soru işareti
bırakmıyor.
Bilimkurgularda görüntü ve
yönetmen öne çıkarken, Eva’da senaryo da ağırlık basıyor. Eva’nın senaryosu ilgi çekici geldi. Kendimi gelecekte çok hissetmeden, bir bilim adamının
hayatına şahit olur gibi izledim. Böyle düşündüğünüz vakit filme gelen bazı önyargıları yıkabilirsiniz.
Filmin baş rol oyuncusu Daniel
Brühl 1978 Alman asıllı, İspanya doğumludur. 40’a yakın projede yer alan
Brühl’ü “Good Bye Lenin!”den
hatırlayabilirsiniz. Alex karakterini daha dram ağırlıklı sergilese de
performansı fena değildi. Eva rolünü üstlenen Claudia Vega ise en etkili
oyunculuğu çıkarıyor. Zaman zaman sinir bozucu çocuk kaprislerini yapması empati
kurmanızı engellemiyor. Karakteri dakikalar ilerledikçe daha iyi
anlayabiliyorsunuz. Vega, bu rol için 3000 çocuk aday arasından seçilmiştir. E
fena da olmamış.
Yapay Zeka ile Ben Robot filmlerini anımsattı.
YanıtlaSilEvet, Eva denince akla direk Yapay Zeka geliyor zaten :)
Sil