Fragmanını sinemada izlediğimde farklı bir hava estirdiğini düşündüğüm ve adıyla da bu merak bulutlarını arttıran İncir Reçeli; romantik komedi olarak başlayıp drama dönen ama gene de Türk sineması açısından başarılı bir proje olarak seyirciye sunuluyor. Yönetmen ve senaristi Aytaç Ağırlar, "Cennet" ve "Benim ve Roz'un Sonbaharı" filmlerinde rol almış. Baş rollerinde Sezai Paracıkoğlu, Melike Güner ve Sinan Çalışkanoğlu gibi sinemadan çok ekranlardan tanıdığımız oyuncular yer alıyor.
Metin (Paracıkoğlu) TV'lere skeç yazarak geçimini sağlayan bir yazardır. Skeçleri dışında senaryoları tutmamaktadır (reyting kaygısı yapımcıları etkiliyor tabi). Her gece gittiği barda biraları lık lık götürürken Duygu (Güner) ile tanışır. Etkileyici, hoş, hatta çılgın olan Duygu, Metin'in hayatına hızlı bir dalış yapar ve yepyeni bir yaşama adım atarlar.
Filmin konusu çok bilindik gelse de başlarda bunu sezmeniz zor. Bazı şeyler açığa çıkınca gelecek dakikalarda neler yaşanacağını senarist edasıyla biliyorsunuz. Hatta filmi izlerken aklınıza çok çok tanıdık 2-3 tane film geliyor (hangileri olduğunu söylemiyorum; aksi takdirde filmin heyecanı hiç kalmaz ve keyif alamazsınız). Buram buram aşk, romantizm kokuyor; bundan dolayı duygusallığınız tavan yapabilir. Ama Engin Bayrak'ın yarattığı müzik ile bu duygusallık dramdan kopuyor. Şarkılar o kadar başarılıydı ki filmdeki klişelerden müzik sayesinde kurtulabiliyorsunuz. Metin ve Duygu'nun karşılıklı diyalogları ise şiir kitaplarından fırlamış gibi çok duygusal ve dokunaklı yazılmış. Metin'in diğer karakterlerle yaptığı konuşmalar da çok eğlenceli ve gerçekçi; yani herkesin konuştuğu dilden. Özellikle Metin ve apartman görevlisinin konuşmaları beni çok eğlendirdi. Türk filmleri arasından izlenmesi gerekilen bir film olduğunu düşünüyorum ve tavsiye ediyorum.
Oyuncu kadrosuna gelince; Melike Güner'i "Ekmek Teknesi", "Doktorlar" ve "Kılıç Günü" dizilerinden tanıyoruz. Dizilerde canlandırdığı başarılı karakterlerden sonra bu filmde de deli dolu Duygu karakterini orta karar bir başarıyla oynuyor. Lakin karakter öyle yazıldığından mı nedir, Belçim Erdoğan ya da Beren Saat gibi incecik tiz bir ses var ortada! Hani bazı kadınlar çok aşık olunca kendini sevimli göstermek adına çocuk gibi incecik bir tonla konuşurlar ya, Güner de (yani Duygu) o tonla konuşuyor ve rahatsız ediyor. Başka projelerde izlememiş olsaydım belki de bu ses tonundan dolayı başarılı bulamazdım. Metin'in arkadaşı olarak rol alan Sinan Çalışkan ise kendini komik sanan orta karar bir karakteri canlandırıyor. Ekranlarda komedi içeren projelerde artık sıkça rastlıyoruz kendisine; o yüzden burada da görmek çok şaşırtmadı. İtici bir karakteri canlandırması yanında oyunculuğunu gösterebilme şansını bulamamış.
Metin karakterini oynayan Sezai Paracıkoğlu filmin en büyüleyici oyuncusu olarak karşımıza çıkıyor. O kadar gerçekçi, doğal oynamış ki kendine hayran bırakıyor. Ve oyunculuğu bir yana; bir adamın sesi bu kadar mı güzel olur?! Filmi izledikten sonra kendisiyle ilgili yaptığım araştırmalarda bir çok projede yer aldığını gördüm. Şener Şen ve Meltem Cumbul'un oynadığı "Gönül Yarası" filminde de rol alan oyuncu, ayrıca Bulutsuzluk Özlemi ve Badem'in kliplerinde de oynamış. Tiyatro kökenli olmasının yanında tam bir müzik adamı! Youtube'da bir çok şarkısını dinleyebilirsiniz. Ses renginin güzelliği karşısında şaşıracaksınız.
Melike Güner'e gıcık oldum, sonunda ölmesine sevindim bile hatta, çok fazla yaşadı. Film vıcık vıcık, hiç gerçekçi değil. halil Sezai'nin performansı muhteşem. Lisa'nın aşık olunacak bir tarafı yok, ama sesi hoşmuş. Müzikleri beğendim. Ve son olarak Sinan Çalışkanoğlu! Off, seviyorum ulan seni! Ama yine yine aynı tipte bir karakter. Yok mudur bu çocuğa değişik bir rol öneren? Yoksa kendi seçimi mi? Bence başarılı bir tiyatrocu kendisi. Çok da sevimli bi yüzü var, gülümsemesi felan çok seker. Gel gör ki nerede itici, ıyk, öyk bi rol var, Sinan orda. "Gel Sinan, elimizde iğrenç bi rol var, bunu oynıcaksın" "Tamam abi, depar aldım geliyorum" Böyle fantastico konuşmalar geçtiğini düşünüyorum yapımcıyla aralarında artık :/
YanıtlaSilMelike Güner'e değil de Duygu karakterine biraz gıcık oldum. Film yorumunda da söylediğim gibi çocuksu yapay hareketler ve ince sesi rahatsız ediyor. Melike Güner, TV'de canlandırdığı bir kaç karakterde tam tersi gayet kalın bir ses ve ciddi bir tavır sergiliyordu. O yüzden Duygu gıcık olunacak türdendi. Sinan Çalışkanoğlu'na gelince; tiyatroda kendisini izleme şansım olmadı fakat dediğine tamamen katılıyorum. Hep aynı ve sevimsiz rollerde görüyoruz kendisini. Bundan dolayı da bence seyirci ister istemez soğutuyor. Benim ona karşı tepkimin sebebi de bu sanırım. Bu arada, yorum için de teşekkür ederim :)
YanıtlaSilMelike Güner'in diğer karakterlerini elbette biliyorum, severim de kendisini. Benim de sevmediğim Duygu oldu. Metin iyi aşık olmuş ona :)
YanıtlaSilSinan Çalışkanoğlu'nu tiyatroda izlemediniz mi? Hii! Muhakka Tiyatro Kılçık'ın oyunlarından birine gitmelisiniz, hem çok eğleneceksiniz hem de bu şansı yakalamış olursunuz. Ekip süper, oyunlar süper. Sinan çalışkanoğlu'nun sahne performansı muhteşem, hiç yorulmuyor. Çok başarılı. Tüm oyuncular başarılı aslında ama o daha bir parlıyor aralarında, bence :)
Tiyatro Kılçık'ın sitesine göz attım şimdi; tavsiye için teşekkür ederim. İzleme fırsatı yakalarım umarım.
YanıtlaSil