5 Ocak 2012 Perşembe

Drive (2011)

Sürücü

Her yerden fırlayıp karşımıza çıkan Ryan Gosling ile bir film daha çekilir mi diye düşünürken Oscar arifesinde riske girmemek uğruna seyretmeye koyulduğum Drive beni yanılttı. Danimarkalı Nicolas Winding Refn filmi yönetirken, Hossein Amini, James Sallis’in aynı adlı romanından senaryoyu uyarlamaktadır. 100 dakikalık aksiyon / gerilim türündeki ABD yapımında Ryan Gosling’e Carey Mulligan, Bryan Cransyon ve Christina Hendricks eşlik etmektedir. 13 milyon $’a çekilen projenin hasılatı ise 68 milyon $’a ulaşmıştır. Şubat 2012'de Türkiye'de gösterime girmesi planlanıyor.

Filmlerde dublörlük yapan ve çok iyi araba kullandığı için geceleri de soygunlara katılan sürücü, güzel komşusu Irene’nin hayatına tesadüfen girişiyle daha da tehlikeye batar. Irene’nin hapisteki kocasına yardım ederken beklenmedik adamların hedef listesine adını yazdırır. Üstelik sadece araba sürerek!

Cliff Martinez adı size tanıdık geliyor mu? Peki “Sex, Lies, and Videotape”, “Gray’s Anatomy”, “Traffic”, “Wicker Park”, “Contagion” yazsam? Müzik çalışmalarının arkasındaki isimler çok öne çıkamasa da filmleri izlerken seyirciyi ekrana kilitledikleri şüphesizdir. Martinez, Drive’da elektronik pop ağırlıklı şarkılar ile sakin geçen dakikaları o kadar üstlere taşıyor ki film biter bitmez baktığım ilk şey müzik çalışmalarını kimin yaptığı idi. Üstelik ben bu türde müziği çok tercih etmem fakat filme yakışıyor, daha doğrusu filmi bütünlüyor. Hele hele Riz Ortolani’nin (bu da film bitince baktığım ikinci şey oldu) “Oh My Love” şarkısına bayıldım!
Girişte beni ilk şaşırtan şey yazıların pembe olmasıydı! Hani beyaza, siyaha, griye, kırmızıya alıştık ama pembe renk (üstelik konuya bakılınca) garip geldi. Işıklandırma, renk seçimi, kostüm ve mekan detaylandırmaları türe göre başarılı görünüyor. Özellikle bu sefer kadın karakterin kostümlerine değil de sürücünün kıyafetlerine daha çok bakmayı şimdiden kabullenebilirsiniz. Ortada abartılı bir görüntü olmasa da filmin aşırı sadeliği sizi detaylara daha çok itiyor. Senaryonun bu sadeliğine rağmen ki diyaloglar da keza öyle, yönetmen çok etkili bir iş çıkarıyor. Çekim detayları, kurgu, karakterlerin filmdeki yerleri, zaman zaman hızlanan gerilim dolu sahneler ve görsel teknik beklenenin çok daha üstünde. Beklenenden daha üstte olmasının nedeni de filmin durağanlığı tabi ki. Eğer ağır tempo ilerleyen projelerden çok haz almıyorsanız filme karşı temkinli davranabilirsiniz. Lakin diğerlerine göre bu tempo seyirciyi asla sıkmıyor. Sürücünün hayatına bir şekilde kendinizi dahil olmuş hissedebilirsiniz. Onun yürüyüşü, mimikleri ve bakışı konuşmasına gerek bıraktırmıyor. Zaten hepsiyle anlatmak istediği kadarını anlatıyor. Detay bile verme derdi yok karakterin. Senaryonun başarısı buradan geliyor. Bol diyaloglarla ilgi çekmek yerine ortaya suskun ama etkili bir karakter atıyor.

Gelelim eleştirilere… IMDB’den 8.1, Metacritic’ten 79, Rotten Tomatoes’tan da 93 puan alan Drive, durağanlığı ile olumsuz eleştirilere maruz kalırken genelinde beğeniliyor. Gerçi bazı seyircilerde, adına yakışır bir araba yarışı ya da arabalarla süslü göze doygunluk verecek sahnelerin azlığı nedeniyle hafif bir hayal kırıklığı yaratmış. Buna rağmen 64. Cannes Film Festivali’nde en iyi yönetmen ödülünü aldığını hatırlatmakta fayda var.

Ryan Gosling hakkında uzun uzun yazmama gerek yok çünkü “All Good Things”, “Crazy, Stupid, Love” ve “The Ides of March”ta aklımdakileri aktarmıştım. İnanmanız gereken nokta ise Gosling artık aldı başını gidiyor ve “The Notebook”taki adam (ki ben de o filme bayılanlardanım) çok gerilerde kaldı! Beni filmde şaşırtan Carey Mulligan oldu. “An Education” ve “Never Let Me Go” filmlerinde beğenerek izlediğim Mulligan, bu projede o kadar sade ve naif ki her role yakışan bir surata sahip olduğunu ispatlıyor. Yüzünde neredeyse makyajsız seyirci karşısına çıkıyor; üstelik de özenli kostümler giymeden. Benle yaşıt olmaya utanmayıp bu tarz bir filmde dahi oyunculuğu ile takdir topluyorsa bana da takip etmek düşer. Bir de kısmetse “Shame”de izlersem tam olacak! Gerçi Drive’da Mulligan’ın neden rol aldığını sorgulayanlar da olmuş. Hem arka planda kaldığı için hem de kendini çok gösteremediği için. Tabi bu sorgulayanlar filmi çok beğenmeyenler de olabilir…


8 yorum:

  1. bu film dahilinde mulligan'ı bende minnacık sorgular gibiyim.. kötü oynadığından falan değil.. karakter sanki kim oynarsa oynasın aynı etkiyi verecekmiş gibi.. sığ geldi biraz.. ve çok durağan.. iniş çıkış sıfır.. shame'de mesela off iyi oynamış cuk oturmuş yeh yeh diyceksin.. dedim..

    YanıtlaSil
  2. Shame filmini bir bulsam kaçırmayacağım ama beklemede o da..

    YanıtlaSil
  3. son zamanlarda izledigim en iyi filmlerden biriydi kanimca. ryan da inanilmaz bir sekilde kariyerinde yukseliyor. filme dair en en en sevdigim sey ise soundtrack'iydi kesinlikle. tum sarkilar inanilmaz.:)

    bu arada cekilisime beklerim.:) :
    http://the-lizard-queen.blogspot.com/2012/01/hediye-pixe-loldan-sec-begen-al.html

    YanıtlaSil
  4. Siten çok güzelmiş, takibe aldım :)

    Drive filmiyle ilgili yazdıklarına da katılıyorum. Müzik ve Ryan harikaydı.

    YanıtlaSil
  5. Az önce sinemadan çıktım eve gelip bilgisayarı açtım ve ilk iş blogundaki Drive yazısını okudum. Farklı filmler izlemiş olabilir miyiz diye düşünüyorum son birkaç dakikadır :)

    YanıtlaSil
  6. Eyvahlar olsun, birileri filmi hiiiç beğenmemiş :D

    YanıtlaSil
  7. Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler :D

    YanıtlaSil
  8. Benim yazımı sinemaya gitmeden önce okusaydın bu kadar hayal kırıklığı yaşamazdın bence! Çünkü filmin genel yapısını yazmıştım. Beğenilerimiz tutmasa bile beklentin yüksek olmazdı. Neyse ki vicdan azabı çekmeyeceğim bu sefer, kendin ettin kendin buldun :D

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...