23 Ocak 2012 Pazartesi

Beetlejuice (1988)

Beterböcek

Tim Burton unutulmayanlar listesinde ön sıralarda yer alan Beetlejuice, dönemin en başarılı fantastik korku komedi türü olarak kabul edilir. Gerçi Tim Burton hayranları kendi azınlıklarını korusalar da, sinemaya bambaşka bir renk kattığını inkar etmeyelim. Tim Burton’ı seven ya da sevmeyen herkes Beetlejuice ismine aşinadır. Bu da herkes tarafından takip edilmeyen biri olmasına rağmen başarısını gösteriyor. Michael McDowell’ın kendi hikayesinden Warren Skaaren ile kaleme aldığı projenin baş rollerinde Michael Keaton, Alec Baldwin, Geena Davis, Winona Ryder, Catherine O’Hara ve Jeffrey Jones bulunmaktadır. 92 dakikalık ABD yapımı 13 milyon $’a mal olurken hasılatı 74 milyon $’a ulaşmıştır. Fantastik türüne çok sıcak bakmayan biri olarak bile bayıldığımı saklayamayacağım. Gerçi Tim Burton’ı seven biri nasıl fantastik türünü sevemiyor, hala anlamış değilim.

Trafik kazası geçiren genç çift, evlerine döndüklerinde aslında ölmüş olduklarını anlarlar. “Diğer tarafa” geçinceye kadar kendi evlerinde hayalet olarak yaşamaları gerektiğini öğrenmeleri çok zaman almasa da önlerinde büyük bir engel vardır. Şehirli bir aile, evlerini emlakçıdan satın alır ve onlarla aynı evi paylaşmak zorunda kalırlar. Çok emek vererek kurdukları evden bu aileyi atmak için de Beterböcek adlı bir hortlaktan yardım isterler!

Beterböcek’i izlemeden önce yılını göz önünde bulundurmanız gerekir. Zira 2012 teknolojisini düşünerek izler ve eleştirirseniz taş olur, denizde sektirilirsiniz! Dönemin teknolojik koşullarına göre Tim Burton birkaç gömlek büyük giymeyi göze almış ve bunu alnının akıyla başarmıştır. Görüntü teknolojisi, görsel efektler, ses teknolojisi, kullanılan renkler ve kontrastlar fantastik türüne çok yakışıyor. Kostüm, dekor, mekan ve makyaj detayları ise başlı başına filmi tekrar izlemeniz için bir etken sayılabilir. Zaten en iyi makyaj Oscar ödülünü alması ve makyaj ile özel efekt dallarında Bafta adayı gösterilmesi de bunun bir ispatıdır. “Sweeney Todd” filminde de bolca bahsettiğim gibi, Tim Burton izlerken sıradanlığı, sadeliği, normalliği bir kenara bırakmalısınız. Aklınıza gelmeyecek görsellikler her daim Tim Burton’da vardır! Ya çok seversiniz ya da sıkıcı ve zaman kaybı bulursunuz. Bir de Tim Burton ile çalışan Danny Elfman vardır! “Pee-wee’s Big Adventure”, “Beetlejuice”, “Batman”, “Edward Scissorhands”, “Batman Returns”, “Mars Attacks!”, “Sleepy Hallow”, “Planet of the Apes”, “Big Fish”, “Charlie and the Chocolate Factory”, “Corpse Bride”, “Alice in Wonderland”, “Dark Shadows” projelerine müzik çalışmaları ile harikalar katan, Burton filmlerinin çıtasını bir de o yükselten muhteşem adam! Bu filmin müzik albümünü tek olarak mutlaka dinlemek lazım.
Senaryoya gelince… Konu ister istemez biraz ürkütüyor, sonuçta bilinmeyen “öteki taraf” ele alınıyor. Herkesin kafasında bir şekilde hayal ettiği, düşündüğü “o taraf”ı Michael McDowell’ın farklı yorumu ile seyretmek hem ilgi çekici hem de korkutucu geliyor. Diğer yandan bunu fantastik/korku/komedi üçlüsü ile ele almak yaratıcılığı gösteriyor. Aradaki ince espriler güldürürken de “Acaba?” demekten kendinizi alamıyorsunuz.

IMDB’den 7.4, Metacritic’ten 67, Rotten Tomatoes’tan da 81 puan alan filme gelen eleştiriler genellikle olumlu yöndedir. Gerçi Tim Burton için yapılan yorumlar diğer yönetmenlere yapılanlar kadar tarafsız olduğunu düşünmüyorum. Örnek olarak favori yönetmenlerimden Martin Scorsese’ye yapılan eleştiriler ile Tim Burton’a yapılanlar benzer nitelikli değildir çünkü Burton yapılmayanı deniyor senelerdir ve başarıyor. Beetlejuice tahminden daha çok beğeni toplayınca 1989’da TV için animasyon dizisi çekildi ve tam 94 bölüm yayınlandı. Bir de üstüne aynı isimle video oyunu çıkartıldı. Zaten filmin o günlerden bu güne kadar unutulmamasında dizi ve video oyunun etkisi çoktur.

1951 ABD doğumlu Michael Keaton, Betelgeuse karakteri ile filmin en dikkat çekici performansını sergilerken kariyerinde bu karakterle yükselmiştir. “Batman”, “Batman Returns”, “Jackie Brown”, “Cars”, “Toy Story 3” gibi pek çok projede yer almıştır. 1971 doğumlu Winona Ryder’ı tanımamıza sebep olması Beetlejuice’ı ayrı bir yere koymamızı da sağlar. “Edward Scissorhands”, “Mermaids”, “Dracula”, “Reality Bites”, “Little Women”, “Girl, Interrupted”, “The Age of Innocence”, “S1m0ne”, “Star Trek”, “Black Swan” gibi pek çok adı bilenen projede yer alan Ryder; “The Age of Innocence” ve “Little Women” ile iki kez Oscar adaylığı yaşarken, “The Age of Innocence” ile en iyi yardımı kadın oyuncu Altın Küre ödülünü de almıştır.


12 yorum:

  1. Tim Burton'un incisi Beetle Juice... bayılırım, hepsine bayıldığım gibi. Ama bu filmde hepimizin çocukluğu gizli, başka bir kıymetlidir sanki...
    bu arada blog çok hoş, fikir edinmek güzel oluryor. ben de bir sinema-psikoloji blogu yazıyorum ilgilenirsen mutlu olurum. görüşmek üzere...

    www.kusurluanalizler.blogspot.com

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim güzel yorum için. Üye olduğunda ve Serdar'da görmüştüm blogunu. İnceleme fırsatım çok olmamıştı ama bu gece bakacağım.

    YanıtlaSil
  3. Tim Burton diyorum başkada birşey demiyorum...Big Fish filmi ile tanıdım kendisini. Daha doğrusu fragmanı ile. 8 ay sinemada fragmanını gösterdim film vizyona girmedi :)) E ozamanlar böyle tıkır tıkır film indirmede yok... Sinema müdürü i,le az kavga etmedik. Fragmanı şu filme tak diye. takmadım kendi salonumda oynattım fragmanı. Her seferinde de makine dairesinin camından değilde salona girip izliyordum fragmanı. Büyüksün be Tim abi. Bu kadar karanlık, kasvetli filmleri nasıl sevdiriyosun anlamış değilim...

    YanıtlaSil
  4. Vaaay bir tane de benden çıktı! Tim Burton hayranlarını görünce seviniyorum vallahi. Üstelik bu insanlar Tim Burton'ı neden sevdiklerini de çözemiyorlar. Böylece daha fazla filmini bloga aktarmak istiyorum. Gelen talepleri değerlendirsem mi ne :))

    YanıtlaSil
  5. hemen bizim Tim abiye duyduğumuz sevgiyi hite çevirme yolları helal olsun:)) ama beklerim yani ne yalan söyleyeyim... Adam günümüzün masalcısı. Bunun için ne kağıt kullanıyor ne kalem. Bir sinema perdesi bir kamera ya yetiyor:) bize de hayranlıkla karanlık ama masalsı hikayeyi izlemek kalıyor.

    YanıtlaSil
  6. Hiii okuyan gerçek sanacak. Twitterda sinemayla ilgili konuştuğum kaç kişi var da onların üzerinden reklam yapmaya çalışayım?! Taş olursun taş! Neyse arada Tim Amca'nın sevgisi var da ortam yumuşuyor :)) Tamam Tim Burton filmleri yok! En azından Şubat sonuna kadar :)

    YanıtlaSil
  7. Yok yahu ne şubatı tüm blog yazılarını iptal ediyorsun Tim abimin film yorumlarına yer veriyorsun. Vallaha hep spam yorum yazarım:))

    YanıtlaSil
  8. Eyvah blogun ilk tehdit içeren yorumu! Ayağımı denk alıyorum ve en kısa sürede bir Tim Burton filmi daha yazıyorum :)

    YanıtlaSil
  9. Şu an utana sıkıla atıyorum bu yorumu. Ofunuz. Ben izlemedim yauu bunuu. Ama bir vesile olsun bu yazı bana ve hemencecik indirmeye başlayım ben. Evet evet. Ve söylemeden edemeyeceğim The Resident nasıl olabilir ki en çok okunan yazılardan? Ne kaddar güğzel filmlerle bezenmişken bu blog, ben bile sinir oldum ehehe.

    YanıtlaSil
  10. Seni gaza getirecek bir film yayınlayacağım bu hafta. İzledin mi bilmiyorum gerçi :)

    The Resident hadi bir derece ama Sanctum en çok tıklananlarda hala üst sıralarda. Ben ona inanmıyorum.

    YanıtlaSil
  11. niye izlememişim bu filmi anlamadım ama tim burton sevip fantastik film sevmemek ilginç :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tim Burton sevdiriyor işte, onun sayesinde izleyebilir durumdayım. Böylece sevgim ikiye katlanıyor :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...