28 Aralık 2011 Çarşamba

Mustafa Hakkında Herşey (2004)

Çağan Irmak deyince aklıma “Babam ve Oğlum”dan sonra ilk gelen filmdir Mustafa Hakkında Herşey. Her şey ayrı yazılması gerekse de ekip ne maksatla birleştirmiş emin değilim. Yönetmen ve senaristliğini Çağan Irmak’ın üstlendiği 119 dakikalık dram ve gerilimin yapımcıları Abdullah Oğuz ve Timur Savcı’dır. Fikret Kuşkan, Nejat İşler, Başak Köklükaya, Şerif Sezer ve Yaman Tarcan gibi oldukça güçlü oyuncu kadrosunu birleştiren Çağan Irmak’ın çok doğru bir karar verdiğini filmi izlediğiniz her sahnede fark edebilirsiniz.

Mükemmelliyette sınır tanımayan Mustafa, başarılı bir reklamcıdır. İdeal bir işi ve özel hayatı vardır. Fikret ise Mustafa’nın aksine sıradan bir taksi şoförüdür. Mustafa ile Fikret’i birleştiren kişi Mustafa’yı Fikret ile aldatan Ceren’dir! Fikret ile beraberken trafik kazası geçiren Ceren hayatını kaybeder ve kazadan sonra bu ilişkiyi öğrenen Mustafa, her şeyi çözümlemek için Fikret’i dağ evine kaçırır.

Müzik çalışmalarını yapan Mor ve Ötesi grubunun filme kattığı etki tartışılmazdır. Zaten başarının kokusu grubun adı ile de geliyor. Özellikle “Bir Derdim Var” şarkısı ile 41. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi film şarkısı seçildi ve dinleyiciler/müzik eleştirmenleri tarafından yılın şarkısı olacak kadar beğeni topladı. O kadar zaman geçmesine rağmen şarkının tazeliğini koruması başarısını gösteriyor. Filmi birkaç kez izlediğim için her defasında farklı detaylarına ulaşıp ve gene her defasında o gerilimi aynı hisle yaşayabildim. Türk sineması açısından en önde gelen gerilimlerden biri sayılabilir. Kamera açıları, çekimler, görüntü ve ses teknolojisi, ışıklandırma, renk ve kontrast seçimi tahminden daha iyi kullanılıyor. O döneme bakıldığında eldeki tüm imkanların seyirciye aktarıldığı ortada. Mekan, dekor, kostüm detayları başarılı seçilmiş. Öykü geçmiş ile şimdiki zaman arasında gidip geldiği için kurgunun sağlamlığı ön plana çıkıyor. Bu da etkili sahne geçişleri ile sağlanıyor. Hikayenin içine girerken çok kafa karışıklığı yaşamıyorsunuz. Sadece iki farklı geçmiş zamana gidilmesi ilk başta biraz bocalatsa da oyuncuların performansları ve kurgunun etkisi hızla içine çekiyor.
Projenin müzikleri, oyuncuları, yönetmeni ve kurgusu harika olsa da bence en kilit kısmı senaryodur. Mustafa karakteri açısından trajedilerle dolu bir hayat ele alınırken, mükemmeliyetçilik, aldatma, kadın erkek ilişkileri, aile ilişkileri, yalnızlık, çaresizlik, kendini bir sınıfa ait hissetme çabası içinde ait olamama, inanç, samimiyetlik, samimiyetsizlik gibi pek çok konunun irdelenmesi alt yapıyı sağlamlaştırıyor. Karakter detaylandırması ise diyaloglar beraber daha öne çıkıyor. Kendini halktan soyutlayan, entelektüel görünümlü ama o halktan geldiğini içten içe saklayamayan Mustafa; evlilikte eksilen ve kaybolan şeyleri başka yerlerde arayan Ceren, Mustafa’nın aksine hayatı anlamayı daha basite indiren ve kolayca sonuca ulaşabilen Fikret… Hepsinin kendince takıntıları da doğallığı gösterdiğine inanıyorum. Örneğin sahibi olduğu tek şey taksi olan Fikret’in sürekli taksiyi temizlemesi ya da Mustafa’nın mükemmellik takıntısı filmi seyrederken aradan dereden ortaya çıkıveriyor. Oysa ne Fikret o taksiyi temiz (!) tutabiliyor ne de Mustafa hayatını mükemmel halde devam ettirebiliyor. Olay “Dünyayı değiştiremezsin Mustafa” ile de özetlenebiliyor zaten. Diyaloglarda da özellikle Mustafa ve Fikret’in konuşmaları ayrı bir lezzetti! Dağ evindeki sohbetlerin ince işlenişi ama bir o kadar da doğal duruşu senaryodan mı yoksa oyunculardan mı kaynaklanıyor emin değilim.

Oyuncuların her birinden ayrı ayrı söz etmek pek kolay görünmese de Fikret Kuşkan’ı en başa almak istiyorum. 1965 İstanbul doğumlu oyuncu, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü mezunudur. “Sis”, “Gizli Yüz”, “C Blok”, “Şellale”, “9”, “Meşrutiyet – Abdülhamit Düşerken”, “Hititler”, “Anlat İstanbul”, “Sen Ne Dilersen”, “Babam ve Oğlum” gibi pek çok sinema filminde yer alırken, “Şaşıfelek Çıkmazı”, “Kabuslar Evi”, “Bıçak Sırtı”, “Parmaklıklar Ardında”, “Hanımın Çiftliği” gibi televizyon projelerinde oynadı. “Gizli Yüz” ile en iyi erkek oyuncu Altın Portakal ödülünü; “9” ile en iyi erkek oyuncu Ankara Film Festivali ödülünü ve “Babam ve Oğlum” ile de en iyi erkek oyuncu İstanbul Film Festivali ödüllerini aldı. Mustafa Hakkında Herşey’de Mustafa karakterinin içinde yaşadığı yalnızlığı, pişmanlıkları, vicdan hesaplaşmasını alnından akan terine kadar çok başarılı yansıttı. Bakışlarından kafasındaki soru işaretlerini bile görmemizi sağladı. Bu denli inandırıcılık her oyuncuya nasip olmaz sanırım.

1972 İstanbul doğumlu Nejat İşler’in tesadüfen başlayan oyunculuk kariyerinin seyircilere bir lütuf olduğunu düşünüyorum. Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuar bölümünden mezun olması yaptığı işi ciddiye aldığını da gösteriyor tabi. Ayrı bir karizması ve fiziksel özellikleri ile kadınları kendine hayran bıraksa da oyunculuğu hakkına vererek yaptığını artık herkes kabullenmiştir. Sırf Nejat İşler kadroda diye pek çok film ya da dizi izlemişliğim vardır. Hatta “Eylül Fırtınası” hariç “Anlat İstanbul”, “Çalıntı Gözler”, “2 Süper Film Birden”, “Barda”, “Yumurta”, “Yaşamın Kıyısında”, “11’e 10 Kala”, “Ejder Kapanı”, “Siyah Beyaz”, “Çınar Ağacı” ve “Kaybedenler Kulübü” filmlerinin hepsini izlediğimi görünce takipçisi olduğumu fark ettim J

Üçüncü Sayfa” filminde bahsettiğim Başak Köklükaya da Ceren rolünü bakışları ve oyunculuğuyla güzel sergiliyor. Keşke daha fazla projede yer alsa diye düşünmeden geçemiyorsunuz.


5 yorum:

  1. filmi hala izlememiş olmam ayrı bir rezillik ama nejat işler'in hep çok abartıldığını düşündüm.. bazı isimler piyasada inanılmaz derecede rağbet görüyor ve bence tamamen balon bu durum.. nejat işler'in çok iyi oynadığı roller elbette var ancak her delikten çıkması oyunculuğunu da sıradanlaştırıyor bence.. mesela yumurta'da, siyah beyaz'da, kaybedenler kulübü'nde, 11'e 10 kala'da, çınar ağacı'nda sadece tipi oynadı bu adamın.. fanatik fenerli olması bu gıcıklığımda bir etken değil tabii :P ya kötü demiyorum cidden, iyi oyuncu.. ama öeh yaa.. abartılıyor.. böyle.. bence..

    YanıtlaSil
  2. Bu filmde izlesen beğenirsin diye düşünüyorum. Çınar Ağacı'nda zaten ufak bir rolü vardı. Siyah Beyaz'da dediğin gibiydi. Bana gene de başarılı geliyor. Yakışıklılığından dolayı değil ama bu düşüncem; öyle olsa Mehmet Günsür derim :D He şu da var; bazı oyuncuların medyada çok yer alması yüzlerini eskitiyor. Aynı şey Nurgül Yeşilçay için de geçerli. O kadar çok dizide yer alıyor ve bu diziler o kadar benzer ki; sinema filminde görmek insanı her daim heyecanlandırmıyor. Ki zamanında yeni dönem Türkan Şoray deniliyordu onun için.

    YanıtlaSil
  3. Cidden oyunculuklar, diyaloglar her şeyiyle çok güzel bir filmdi. Çağan Irmak geçiyorsa zaten güzel oluyor bir şekilde. ehehe.
    Fikret Kuşkan psikopat havasındayken, ilginç bir şekilde Nejat İşler gayet hanımhanımcığın erkek versiyonuydu. ehehe.
    Çok sevdin, bunca zamandır aklım nerdeymiş de izlememişim dedim. Ama sonunda izledim! Huhhh, mutluyum.
    Senin yorumunla daha da bir güzelleşti film. Ayriyetten, Bir Derdim Var'ı hatırlıyorum hatırlıyorum da adını çıkartamıyordum. Sağol. ahahahaa. Bu filmin müziği olduğunu da bilmiyor idim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak bu süper, işe yardığımı görmek mutlu ediyor beni :) Filmi beğenmene sevindim. Zira bir The Kite Runner daha yaşamak istemezdim. Bu filmi her yönüyle çok seviyorum. Herkes keşke seyredebilse de Türk filmine olan mesafe azalsa. Yoruma da ayrıca teşekkür ederim efenim :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...