6 Ocak 2015 Salı

Women on the Verge of a Nervous Breakdown (Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar) (1988)

Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar
Ben henüz 3 yaşındayken gösterime giren, o sene hayli ses getiren ve ödülleri peş peşe toplayan Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar, belirli dönemlerde tekrar tekrar izlemeye değer İspanya yapımı bir projedir. Yapımcılığını, yönetmenliğini, senaristliğini Pedro Almodovar üstlenmiştir. “Talk to Her”, “Volver”, “Bad Education” filmlerinden sonra en sevdiğim olan yapım; kara mizah / dram komedi türlerinin kapsıyor. 89 dakikalık projede baş rolleri Carmen Maura, Antonio Banderas, Julieta Serrano, Rossy de Palma, Maria Barranco paylaşıyorlar. 700.000 $’lık bütçesine karşılık dünyada 17 milyon $’a yakın hasılat elde etmiştir.

Dublaj sanatçısı Pepa, sevgilisi Ivan tarafından terk edilir. Bunu kaldıramayan Pepa ağır bir depresyona girer ve ilaçlara sarılır. Lakin, çevresindekiler Pepa’nın depresyona girmesine fırsat vermezler. Zira hepsinin ayrı ayrı problemleri vardır ve tek çözümü Pepa’da bulurlar!

Almodovar’ın İspanya haricinde duyulmasını sağlayan Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar'ı seneler önce seyrettiğimde hayran kalmıştım. Tekrar başına oturunca yazmadan edemedim. Almodovar filmlerini takip edenlerin, onun karakterler üzerinde neler yarattığını bilir. Özellikle kadın karakterlerle oynamayı, onları her daim baş rolde tutmayı tercih eder. Bu filmde ise farklı özellikteki kadınların tek ortak noktası vardır: Hepsi aşıktır fakat depresyondadır! Kadınların hem aşık hem de depresyonda oldukları bir ortamı hayal edin; içine polis, avukat, aldatan bir adamı, onun oğlunu ve karısını ekleyin. En sonda da hepsini bir evde toplayın. Tam bir curcuna! Almodovar, bunu eğlenceli ve ardı arkası kesilmeyen hikayelerle birleştiriyor. İlk başta karışık gelse de kara mizah seviyorsanız zamanla duruma alışıyorsunuz. Kara mizahın çoğu unsurunu diyaloglarda ve karakterlerde bulmak zaten mümkün.
Mekan, kostüm, saç ve makyaj tasarımları Almodovar’ın vazgeçilmezlerinin hepsini kapsıyor. Kırmızı renk kullanımının çokluğu (elbise, ruj, oje, ev dekoru, çorbanın rengi bile!), belirgin makyaj sizi büyülerken duvar renginden tablolara, mutfağın dekorundan yatağın örtüsüne kadar dolu dolu bir dekor sizi renk cümbüşüne sokuyor. Karakter çokluğu, birbirinden farklı hikayelerle birleşirken arka planın da böyle yoğun görünümü sizde ya heyecan duyuracaktır ya da kafa yoracaktır.

En iyi film ve orijinal müzik Goya adaylığı, en iyi yabancı film Oscar, Altın Küre ve Bafta adaylığı Almodovar’a dünyanın kapılarını açmıştır. Sonrasında kazanacağı Oscar, Altın Küre, Bafta ödüllerinin bir nevi habercisidir. IMDB’den 7.6, Rotten Tomatoes’tan 89 almıştır.


Baş roldeki 1945 İspanya doğumlu Carmen Garcia Maura, 80’den fazla projede yer almıştır. Tam dört kez en iyi kadın oyuncu Goya ödülünü alan oyuncu, Cesar Ödülleri’nde de adını duyurmuştur. Filmin çekildiği yılda 28 yaşında olan Antonio Banderas ise Carlos rolünde yaşından hayli küçük gösteriyor. Sinemadaki beşinci filmi olduğunu düşünürsek, Almodovar onun kariyerinde önemli bir basamak sayılır!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...