30 Mayıs 2013 Perşembe

Rust and Bone (Pas ve Kemik) (2012)

Pas ve Kemik
Mayıs başı Türkiye’de gösterime giren Pas ve Kemik, sinemalardan önce !f Uluslararası Film Festivali’nde görücüye çıkmıştı. 120 dakikalık dramın yönetmen koltuğunda Jacques Audiard oturmaktadır. Senaryo ise işbirliğiyle ortaya çıkıyor: Craig Davidson’un kısa hikayesinden Jacques Audiard ve Thomas Bidegain uyarlamıştır. Fransa ve Belçika yapımın baş rollerinde Marion Cotillard, Matthias Schoenaerts, Armand Verdure, Celine Sallette yer alıyorlar. Filmi neden seyrettiğimi baş rolden tahmin etmişsinizdir: Marion Cotillard!

Etkileyici güzelliğiyle erkekleri kendine çeken, katil balina eğitmeni Stephanie, bir gece kulübünde çıkan kavgada Ali ile tanışır. 5 yaşındaki oğluyla ablasının evine sığınan Ali, dünyaya Stephanie’den tamamen farklı gözlerle bakmaktadır. Kısa süreli tanışıklık, Stephanie’nin yaşadığı iş kazası sonrası derinleşir.

Baş rolde Marion Cotillard olmasaydı seyretmek aklıma bile gelmezdi. Zira Pas ve Kemik adı ilk bakışta konuyla birlikte çok şey ifade etmiyor; kendine çekmiyor. Bu rol için özel yüzme dersleri alıp, hayvanlarla iletişime geçmek için çalışan Cotillard’ı görmek ise ilk izlenimdeki olumsuzlukları bir kenara attırıyor. Cotillard’ın yer alması dışında filmin en sevdiğim diğer yanı da duygu sömürüsü yapmadan derdini anlatmasıdır. Stephanie’nin yaşadıklarıyla göz yaşartıcı bir dram çıkabilirdi ortaya. Hatta iş kazasından sonra hastanede uyandığı sahne bence en başarılı andı. O dramı kısacık vakitte gayet gerçekçi olarak aktardı ve üstünü kapadı. Aksini yapıp seyircinin gözyaşlarını kullansaydı Ali karakteri öykünün içinde fazlasıyla sırıtırdı. Umursamaz tavrını bir kişiye değil tüm dünyaya karşı  kullanan Ali, biraz itici karakterdir. Öyküye zaten 1-0 yenik başlıyor. Oğlu Sam’i seviyor fakat babalık sıfata ona uyamıyor. Sorumluluk almak Ali'e göre değildir. Kadınlarla ilişkisi de sadece cinsellikten ibarettir. Bunu açıkça gösterdiği için kadınlar ondan bir şey beklemiyorlar. Gayet dürüst bir adam olduğu aşikar! Stephanie’yle ilişkisi kazadan sonra ilerliyor ve boyut değiştiriyor. Ali’ye rağmen böyle bir şey bekleniyor muydu? Evet. Filmde uzadıkça uzayan gelişmeler dışında sürpriz yok.

Karakter detaylandırmaları Ali ve Stephanie’de gayet başarılıdır. Herhangi bir gizeme yer bırakmadan ikisini de tanıyabiliyorsunuz. Yan karakter sayısı ve öyküdeki yerleri gayet makul ölçüde bırakılmış. Fazla göze batmıyor, varlıkları da öyküye renk katıyor.
Gelelim sevemediğim yönlerine. Öncelikle böyle bir dram için süre hayli uzun geldi. Hikaye kısaltılıp sonuca biraz daha hızlı ulaşılabilirdi. Sonuçta psikolojisi yoğun olan dramı seyre dalıyoruz. Ali gibi çok konuşmayan karakterle 120 dakika geçmek bilmiyor. Mekan, dekor, kostüm detayları öykü ve türe göre uygun olsa da projeye bir şey katmıyor. Özellikle bu üç ayrıntıda kullanılan renkler iç karartıcıydı. Stephanie ve Ali’nin hayatında fuşya veya cam göbeği renklerini görme ümidim elbette yoktu. Bu kadar koyu ve sıradan renk tercihi 120 dakikanın ömrünü uzatıyor. Neyse ki gerçekçiliğin önde tutulması ve oyuncuların performansıyla sona ulaşmak mümkün oluyor.


IMDB’den 7.5, Rotten Tomatoes’dan 82 almıştır. Gelen eleştiriler de bu sitelerle paralel doğrultudadır. Benim bakışıma göre oyların biraz fazla olduğunu düşünüyorum. Gerçi Cesar Ödülleri’nde en iyi uyarlama senaryo, umut vaat eden erkek oyuncu ve müzik dallarını kazandı. Baş roldeki 1977 Belçika doğumlu Matthias Schoenaerts’ın ödülü hak ettiğini kabullenmek gerekir. Ali karakterini bir sevdim, bir itici buldum. Bu sürekli duygu değişimi aslında oyuncunun başarısını gösteriyor. Yenilgilere alışık Ali, Stephanie’yle bir kuyunun dibine gömülüyor bir su yüzüne çıkıyor. Gel gitler ikisini farklı yönlerde etkiliyor. Günlük yaşamda Ali gibi karakterle selamlaşmam bile zorken (kahrolsun ön yargılar!) yaşadığı olaylarla empati kurma imkanı buluyorsunuz. Karakter çok güzel işleniyor; oyuncu da hakkını veriyor. Marion Cotillard’a değinmeyi gerek görmüyorum. O her rolde, her projede harika!



3 yorum:

  1. film biraz geç geldi türkiyeye. bayağı aramıştım geçen sene bulamamıştım umudumu kesmiştim filmden ama vizyona girdi, torent sitelerine düştü, sen de yazdın iyi de oldu :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...