17 Temmuz 2013 Çarşamba

İnadına Film Çekmek (2010)

İnadına Film Çekmek
Filmin adı, Tuncel Kurtiz’in yer almasıyla birleşince hayli ilgi çekici geldi ve ekran başına oturdum. Şubat’ta tek salonda gösterime giren belgeseli seyrederken, belgesel sevenler haricinde türü tercih etmeyenlerin de keyifli dakikalar geçireceğine inanıyorum. Yönetmenliğini Reis Çelik’in yaptığı projenin senaryosu yok, tamamen doğaçlama! 90 dakikalık yapımın oyuncuları ise Tuncel Kurtiz ve hiç tecrübesi olmayan Çıldır kasabası halkı.

Anadolu’da soğuk kış gecelerinde büyükler, halk ozanları doğaçlama hikaye anlatırlar. Reis Çelik’in dedesi de, memleketinde bilinen bir hikaye anlatıcısıdır. Çelik’in en büyük hayallerinden olan doğaçlama film çekmek bu projeyle hayat buluyor. Senaryosuz projenin elinde olan tek şey “inat” kelimesidir. Bu kelimeden yola çıkarak hikayeler üretilecek ve film çekilecektir.


İstanbul’dan yola çıkan Çelik ve Kurtiz, 2000 km sonra Ardahan Çıldır’a ulaşır. Zaten bunca yolu gitmek bile başlı başına bir inattır. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde seyirciyle buluşan belgeselde kamera arkasında çalışan kimse yok. Seslendirme, ışıklandırma, sanat yönetmeni, dublör, yardımcı yönetmen gibi bir çok ekip çalışanının işini tek başına Reis Çelik yapar. 90 dakikananın neredeyse ilk yarısı hep bir filme başlangıç aşaması var gibi hissediyorsunuz. Ayrıca ufak bir sahnenin dahi çekilmesinde ne gibi zorluklar yaşandığına tanık oluyoruz. Tekrar üzerine tekrar ne kadar zormuş, izlerken fark ediyor insan. O tekrarların arasında Tuncel Kurtiz üstadın ne denli profesyonel ve bilgili olduğunu görmek şaşırtıyor. Belgeseli seyrederken Kurtiz’in oyuncu olduğunu tamamen unutabiliyorsunuz. Çıldır halkından biri gibi giyinip konuşuyor; onlarla aynı soluğu alıyor adeta. Belgesele başlamadan önce Reis Çelik’in neden Kurtiz’i seçtiğini düşünmüştüm. Konu doğaçlama olunca Kurtiz kadar yetenekli başka biri bu işin altından kalkamazdı sanki. Bu düşünceyi sonuna kadar hissettiriyor.
Köy halkının Çelik ve Kurtiz’e yaklaşımı, bu projede yer alma isteği, beklenilmeyen performansları ve başarıları ise seyretmenizi tetikliyor. İnadına Film Çekmek’i asla bir sinema filmi gibi düşünmeyin. Bu düşünceyel yola çıkarsanız keyif alamazsınız. Bu, ekipsiz ve senaryosuz film çekme yolculuğudur. Hem Anadolu halkını kameradan seyretmek, hem doğaçlama öykü anlatımı geleneğini görmek, hem de Tuncel Kurtiz’e tekrar tekrar saygı duymak adına zaman ayırın derim.




2 yorum:

  1. Belgesel sevmem evet, ama izleyelim bakalım. İlgimi çekti, ama hep senin şu yazı tipinden yahu cümlelerini daha bir sempatik yapıyor bence :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belgeselle benim de aram çok iyi değildir. Başlarda alışmak güç geldiyse de belgesel konusu sinema olunca merak taze kalıyor hep :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...