Otel Transilvanya |
Oscar döneminde arşive eklesem de
yeni izleme fırsatı yakaladığım Otel Transilvanya, eğlenceli 92
dakika sunuyor. Kasım 2012’de Türkiye’de gösterime giren 3D özellikli
animasyonun yönetmenliğini Genndy Tartakovsky üstleniyor. Todd Durham, Daniel - Kevin Hageman’ın öyküsünden Peter Baynham ve Robert Smigel kaleme
alıyorlar. Komedi, dram komedi türündeki animasyonun seslendirmelerinde Adam Sandler, Andy Samberg, Selena Gomez, Kevin James, Steve Buscemi gibi
isimlerle karşılaşıyoruz. ABD yapımının 85 milyon $’lık bütçesine karşılık 346
milyon $’dan fazla hasılatı vardır. Altın Küre’de en iyi animasyon adayı
olmuştur.
Drakula, 1250 odalık Romanya’daki
lüks işletmesi Otel Transilvanya’da kızı Mavis’in 118. doğumgünü için çok özel
bir parti düzenler. Sadece canavarların kabul edildiği, onların huzur bulduğu
otele insanlar asla giremez! Dünyanın her tarafından önemli canavarları
konuk eder: Frankenstein ailesi, Mumya, Görünmez Adam, Kurtadam... Her şey
yolunda ilerlerken bir anda canavarların hiç istemediği bir misafir çat kapı
gelir. Üstelik gitmeye niyeti hiç yoktur.
3D özelliği ve dublajından (dublaj
sevmeyen biri olarak işime geldi tabi) yararlanamadığım animasyonu seyrederken
çok keyif aldım. Daha çok küçüklere göre bir film olsa da büyümeyen küçükler de
yıllardır duydukları canavarların özeline girerken eğlenceli dakikalar
yaşayabilirler. Öncelikle filmin mantığı ve kurduğu düzen çok hoşuma gitti.
Tanıdığımız canavarları bir de onları en yalın oldukları yerlerde
gözlemliyoruz: Tatilde! Onlara canavar diyen kim? İnsanlar. Peki onlar neden
insanlardan kaçıp bu otele tatile geliyorlar? Çünkü burada özgürler,
canavarlaşmak zorunda kalmadan eğlenip dostlarıyla beraber olabiliyorlar.
İnsanlar canavarlardan korkarken canavarlar da bir bakıma kendilerini korumaya
alıp kötü karaktere bürünüyorlar. Filmin verdiği mesaj aslında bu. Canavarlara
dostça yaklaşılırsa (canavar belki bir ırk olarak algılanabilir) ve empati
kurulursa “Bütün dünya buna inansa birlik olsa hayat bayram olsa!” moduna girebiliriz.
Gerçekçi geliyor mu bu yaklaşım? Tabi ki hayır, sadece temenni.
Çizimler, karakterler, kullanılan
renk ve gölgelendirme, mekan, kostüm detayları hayli başarılıdır. Zaten çok kez
sinemada veya TV’de rast geldiğimiz karakterleri yan yana görmek, onların
bilinmeyen özeline inmek bu gibi teknik detaylarla seyirliği artırıyor.
Drakula’nın siyah ağırlıklı hayatına rağmen oteli beklenilenden daha renkli,
eğlenceli, huzurlu (tabi canavarların gözünden bakacak olursak). Drakula’nın kızına
olan düşkünlüğü çoğu babada rastlanamayacak kadar fazla. Canavarlara kötü
diyemiyorsunuz. Filmi sevimli kılan da bu sanırım.
IMDB’den 7, Rotten Tomatoes’tan
da 43 almıştır. Arada ciddi oranda fark olması elbette şaşırtıyor. Olumsuz geri
dönüş yapanları rahatsız eden küçük yaşlara daha çok hitap etmesidir. Bunda
senaryo ağır basıyor. Diğer yandan animasyonları sadece büyüklere yönelik
yapılması da asıl sahiplerine haksızlık olmaz mı? Ara sıra böyle seçimler
gerekli. İzlerseniz güzel vakit geçirirsiniz. Hasılata bakılırsa çoğu kişi de
benim gibi düşünür, ne dersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder