Senaryosunu Oliver Sacks'ın kitabından uyarlayarak üstelenen Steven Zallian'ın yazdığı, yönetmen koltuğunda Penny Marshall'ın oturduğu filmin baş rollerini Robert de Niro ve Robin Williams paylaşmaktadır. 121 dakikalık Awakenings, en iyi film, en iyi erkek oyuncu (Robert de Niro) ve en iyi uyarlama senaryo dallarında Akademi Ödülü adayları seçilip, eli boş dönen ama klasikler arasına girmeyi hak eden bir uyarlamadır.
Nöroloji araştırmacısı olan Malcom Sayer (Robin Williams), iş başvurusu için geldiği hastanede personel eksikliğinden dolayı klinik doktoru olarak işe alınır. Teşhis koyulamasa da bir nevi bitkisel hayatta yaşayan, tepkisiz fakat tam da komada denilemeyecek insanların bulunduğu kronik vakalar hastanesinde, hasta bakıcılar sayesinde yıllardır yaşamaya devam eden hastaların, 1920'lerde yayılan bir virüsten dolayı bu durumda oldukları düşünülmektedir. Malcom Sayer, iyileşemeyecek gözüyle bakılan bu kişiler için araştırmalar ve deneyler yaparak hem hastane çalışanlarının hem de hasta yakınlarının umudu olmuştur. 11 yaşında çocukluğu elinden yavaş yavaş giderek bu hastalığın pençesine düşen Leonard Lowe (Robert de Niro) üzerinde izin alarak bir Parkinson hastalığı ilacını dozunu arttırarak kullanan Malcom mutlu sonra ulaşır ve Leonard'ın uyanmasını sağlar. Bunu birçok hastada deneyip 1969 yazını tüm hastalar, hasta bakıcılar ve hasta yakınları için unutulmaz bir dönem olarak yaşatır.
Leonard'ın 30 yılın verdiği yaşanmamışlık korkusuyla hayata tutunma mücadelesi ve bu uğraş uğruna hastanenin "koğuş ağalı"na dahi soyunması mutluluk ve gözyaşları içinde izleniyor. Bir gece uyuyup da tekrar uyanamayacağını düşündüğünden yeniden uykuya dalamaması ise insanın yüreğini burkuyor. Robert de Niro'nun o kadar çok filmini izledim ve birçok karakterde onu olağanüstü buldum fakat Leonard karakteri açık ara en iyilerinden diyebilirim. Buna rağmen bu filmle Oscar'ı kucaklayamaması izleyicide kalp kırıklığı bırakıyor.