Kasım 2012’de gösterime girdiğinde çok
istememe rağmen bir türlü izleyemediğim (sınırlı sayıda salonda gösterime giren
Türk filmlerinin kaderi) Gözetleme Kulesi, Olgun Şimşek’in kadroya dahil
olmasıyla ile tüm dikkatleri üstüne çekiyor. Yönetmenliğini ve senaristiliğini
Pelin Esmer’in üstlendiği 100 dakikalık dram gerilimde Olgun Şimşek’e Nilay
Erdönmez, Menderes Samancılar, Kadir Çermik, Laçin Ceylan, Rıza Akın eşlik
ediyorlar.
Karadeniz’in ıssız bir ormanında
yangın gözetleme kulesinde bekçiliğe başlayan Nihat, herkesten her şeyden
kaçmıştır. Tosya’da küçük bir otogarda hosteslik yapan Seher ise Nihat’tan
farklı olarak izole bir hayatı tercih etmek zorunda kalmıştır. Nihat’ın
geçmişi, Seher’in şimdiki zamanı onların yollarını kesiştirir.
Şimdiye kadar ilk kez memleketimin
adını bir filmde (Kargı) duyduğum için gayet taraflı olarak 1-0 önde
başladığını belirtebilirim. Çekimleri Kastamonu’nun ilçelerinde
gerçekleştirilen film, herkes gibi benim de aklıma hemencecik “Selvi Boylum
Al Yazmalım”ı getirdi. Cemşit’le Asya’nın benzer kaderi Nihat’la Seher’de
yeniden ortaya çıkıyor. Sadece Nihat ve Seher daha vahim olaylarla karşı
karşıyalar. Diğer yandan, Gözetleme Kulesi’nde gerilim daha yoğun yaşanıyor.
Dram gerilim türü Türk filmlerinde çok tercih edilmediği veya yapılamadığı için
benim açımdan fazlasıyla artı puanı hak ediyor.
Mekan, kostüm, dekor seçimleri gayet
başarılıdır. Karadeniz’in mükemmel orman manzarasını arkasına alan Pelin Esmer,
görsel bir şölen sunuyor. Müziğin kullanılmadığı filmde öykünün ilerleyişi pek
kolay olmaz. Esmer bu yoksunluğu görsellikle kapatıyor. Ormanın ıssızlığı bir
yandan da gerilime itiyor ve filmin türünü belirlemede yardımcı oluyor.
Senaryoda en tatmin edici şeyin karakterler olduğu inancındayım. Bu filmden
önce gözetleme kulesi bekçisi diye bir meslek veya gözetleme kulesi diye bir iş
alanı dahi bilmiyordum. Pek duyulmayan meslekten yola çıkarak karakteri
oluşturması çok etkili geldi. Sonuçta Nihat aynı yalnızlığı/ıssızlığı başka
işte/yerde de yaşayabilirdi. Pelin Esmer senaryoya bu rengi, meslekle katıyor.
Seher’in mesleği Nihat’a göre daha bilindik. Üniversite dönemimin ortasına
kadar otobüsle şehirler arası o kadar
çok seyahat ettim ki otobüs hosteslerini gözlemleme fırsatım fazlasıyla oldu.
Hemen hemen aynı güzergahlarda seyahat ettiğim için şu kesin: Otobüs hostesleri
(hele belli bir marka altında çalışmayanlar) bu kadar net ve akıcı anonslar
yapmıyor, yapmaz. Seher’in edebiyat fakültesinde okuması buna bir cevap
olabilir lakin inandırıcılığı yok ediyor. Diğer yandan, Seher’in yaşadıklarını
“trajedi” olarak nitelendirmek yetersiz kalıyor. Öyle bir olay başına gelmiş ki
başka oyuncu olsa benzer etkiyi yaratır mıydı diye düşünmeden edemedim.
Karakterin başına gelenler onu canlandırana büyük avantaj sağlıyor. Tabi Nilay
Erdönmez kusursuza yakın bir oyunculuk sergilediği de aşikar.
Ana hatlarda Seher ve Nihat varken
yardımcı karakterlerde en göze çarpan ve neredeyse performanslarıyla onların
önüne geçenler Seher’in anne ve babasıdır. Anne ve babaya nefret dolu duygular
besliyorsunuz. Kızlarının ne halde olduğunu bile bile çaresizlik içinde bırakıp
bir daha yoklamamaları inanın beyninize kan sıçratıyor. Karakterlerin gözlerini
kaçırarak konuşmaları, bir yandan efelik yapıp diğer yandan el kol
hareketleriyle düşkünlüklerini göstermeleri en başarılı sahnelerden bir
kaçıydı. Süreleri kısa olsa da film bittiğinde akılda kalıyor.
Karakterlerden sonra beğendiğim ikinci
şey ise olay örgüsüdür. İlk bakışta Seher’e karşı pek olumlu düşünceler
beslemiyorsunuz. Aklına buyruk, sosyal iletişimden yoksun, kendini beğenmiş
sıfatlarının ardı arkası kesilmiyor. Zaman ilerledikçe ön yargılarınızın esiri
olduğunu fark ediyorsunuz. İnsanları konuşmaları, tavırlarıyla direk
eleştirmemek lazım. Seher’i tanımak için olay örgüsü çok etkin kullanılıyor.
Filme hem gizem hem de gerilim katıyor.
MSÜ Güzel Sanatlar fakültesi mezunu
Nilay Erdönmez, alkışlanacak bir performans sergiliyor. Hatta Olgun Şimşek var
diye seyrettiğim filmde onu dahi geçmiştir. Seher’in anne ve babasını oynayan
Laçin Ceylan ve Rıza Akın da yukarıda bahsettiğim gibi kısa sahnelerine rağmen
unutulmayacak karakterleri canlandırıyorlar. Gözetleme Kulesi, Altın Koza Film
Festivali’nde en iyi yönetmen, kadın oyuncu, yardımcı kadın oyuncu, yardımcı
erkek oyuncu ve görüntü yönetmeni ödüllerini almıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder