3 Ekim 2012 Çarşamba

The Grapes of Wrath (1940)

Gazap Üzümleri

Ortaokul (artık o da kalmadı değil mi?) ve lise yıllarında en çok okutulan kitaplardan biri olan Pulitzer ödüllü John Steinbeck’in Gazap Üzümleri, adına ve şanına yakışır şekilde sinemada hayat bulmuştur. 2000li yılların kitap uyarlamalarını bir kenara bırakın ve kitabını okuduysanız filmi de mutlaka seyredin. Hatta kitabı okumadan filmi seyrederseniz eseri hemen alacağınızı düşünüyorum. 129 dakikalık ABD yapımının yönetmen koltuğunda 7 Oscar ödüllü, 62’si sessiz film toplam 140 projenin yönetmeni John Ford’dur. Kitabı Nunnallu Johnson senaryoya uyarlamıştır. Dramın baş rollerinde Henry Fonda, Jane Darwell, John Carradine, Shirley Mills yer almaktadırlar. Film siyah beyaz çekilen klasikler arasında ön sıralarda yer almaktadır.

Amerika’da kalıcı izler bırakan Dünya Ekonomik Bunalımı döneminde Joad ailesi işsizlik, sosyal ve ekonomik kriz nedeniyle topraklarından ayrılmak zorunda kalırlar. Tek umutları ise başka bir şehre giderek kazanç elde etmektedirler. Sonuçta kalabalık aile ne iş olsa yapacak konumdadır. Tek sorun ise Joad ailesi gibi pek çok ailenin aynı durumda olmasıdır.

Müzik çalışmalarını Alfred Newman’ın üstlendiği Gazap Üzümleri, akıllardan çıkmayacak sahnelere imza atıyor. Siyah beyaz filmleri seyrederken ne hissedersiniz, bilmiyorum. Ben izlerken tamamen oyunculara ve hikayeye odaklanıyorum. Renkli filmlerde görüntü teknolojisi, mekan, dekor, makyaj, kostüm detayları ister istemez ilgiyi dağıtabiliyor. Siyah beyazlarda ise mekan kostüm detayları dikkat çekse bile öyküye çok dikkatli odaklanmanızı etkilemiyor.

Bir an olsun bile sıkılmadığım öykü, başarılı bir kurguyla seyirciye sunuluyor. Anlatılanların birebir olmasa bile çoğunun bir zamanlar yaşanmış olduğunu düşünmek hikayeye bağlanmanızı sağlıyor. Uyarlama açısından da başarılıdır. Kitaptaki detaylı tasvirler, Amerikan’ın o dönemki ekonomik, sosyal koşulları net şekilde aktarılıyor. Konunun gerçek olduğundan şüphe duymuyorsunuz. Aile kavramı öne çıkarılırken John Steinbeck’in karşı olduğu düşünceler aba altından sopa gösterir kıvamda seyircinin yüzüne tokat gibi çarpıyor. Filmi aslında dram dışında tarihi türe bile sokabiliriz. Karakter detaylandırmaları kitaba benzer nitelikte karşımıza çıkıyor. Özellikle Tom ve Ma Joad karakterleri oldukça irdelenmiştir. Filmle kitap arasında farklılıklar yok mu peki? Elbette var. Çekimleri 7 hafta süren projenin sonu ile kitabın sonu farklıdır. Spoiler olmaması adına yazmamayı tercih ediyorum. Ayrıca karakterlerin yaşadığı bazı olaylar da filme hiç aktarılmıyor. Kitaptaki Tom üzerinde durulurken, filmde aile öne çıkıyor. Bu farklılıklara rağmen seyretmeye değer olduğu su götürmezdir.
IMDB’den 8.2, Rotten Tomatoes’tan 100 puan alan filme gelen eleştiriler olumlu yöndedir. En iyi yardımcı kadın ve en iyi yönetmen Oscar’larını alırken; en iyi erkek oyuncu, film, uyarlama senaryo, ses mikasjı ve kurgu Oscar adayı olmuştur. AFI de filmi gelmiş geçmiş en başarılı filmler listesinde 23. sıraya koymuştur. Kitapla arasındaki farklılıklar, siyasi görüşler elbette olumsuz eleştirilere maruz kalmasına sebep oldu. Benimsediği siyasi görüş nedeniyle yasaklar gelip, gösterimi engellendi. Fakat bu sadece filmle ilgili değil, Steinbeck’in görüşleriyle de ilgiliydi.

Henry Fonda’yı “On Golden Pond” öve öve bitirememiştim. Bu filmde kendisine daha da hayran kaldım. 1940lı yıllarda teknoloji bu kadar gelişmemişken oyunculuğu o denli başarılı ve ön plana çıkıyor ki, onun yer aldığı sahnelerde başka hiçbir şeye odaklanamadım. 1879 ABD doğumlu Jane Darwell, Ma Joad rolündeki performansıyla harikalar yaratıyor. 100’e yakın projede yer alan Darwell, 2 kez Oscar adayı olmuştur. 87 yaşındayken de kalp krizinden vefat etmiştir. Jim Casey rolündeki John Carradine ise 1906 ABD doğumludur. 230’dan fazla projede yer alan Carradine, Hollywood’un en bilinen karakter oyuncuları arasındadır. 82 yaşında ölmüştür. Filmde canlandırdığı eski vaiz performansıyla akılda kalıcı bir etki yaratmıştır. Yüz mimikleri ise bu başarıyı katlıyor.

Not: Gazap Üzümleri, kitap uyarlamaları arasında neredeyse kitabın ününü de geçen nadir yapımlardan birisidir. John Ford’a inanılmaz bir şöhret getirirken, ABD Kongre Kütüphanesi’nde “korunmaya alınan filmler” arasına da girmiştir!



7 yorum:

  1. ne klasik ama.. Henry Fonda daa harika gerçekten. güzel seçim olmuş blog için

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. rica ederim :) yeni sezon başladı artık yeni filmlerin ardı arkası kesilmez blogda :)

      Sil
    2. Sorma sorma, Ekim ayında her hafta harika bir film var. Sinemaya gitmeye keşke fırsatım olsa..

      Sil
    3. a neden? haftasonu tatilinde gidemiyor musun? ekimde çok iyi filmler varrr :)

      Sil
    4. Fırsatım her hafta sonu olmuyor. Ayrıca İstanbul'da ayda 4 kez sinemaya gitmek pek de kolay değil :) Osman Sınav'ın yeni filmi, Çanakkale 1915, Tom Hanks'in filmlerini merak ediyorum Ekim'de. Bakalım, bayram tatilinde belki :)

      Sil
    5. E tabi çok zor haklısın :) benim için de Looper ve Cloud Atlas büyük merak konusu. yılın öne çıkan bilim kurgu filmleri. A pardon Tom Hanks'in filmi dediğin zaten Cloud Atlas :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...