Gazap Üzümleri |
Ortaokul (artık o da kalmadı
değil mi?) ve lise yıllarında en çok okutulan kitaplardan biri olan Pulitzer
ödüllü John Steinbeck’in Gazap Üzümleri, adına ve şanına yakışır şekilde
sinemada hayat bulmuştur. 2000li yılların kitap uyarlamalarını bir kenara bırakın
ve kitabını okuduysanız filmi de mutlaka seyredin. Hatta kitabı okumadan filmi
seyrederseniz eseri hemen alacağınızı düşünüyorum. 129 dakikalık ABD yapımının
yönetmen koltuğunda 7 Oscar ödüllü, 62’si sessiz film toplam 140 projenin
yönetmeni John Ford’dur. Kitabı Nunnallu Johnson senaryoya uyarlamıştır. Dramın
baş rollerinde Henry Fonda, Jane Darwell, John Carradine, Shirley Mills yer
almaktadırlar. Film siyah beyaz çekilen klasikler arasında ön sıralarda yer
almaktadır.
Amerika’da kalıcı izler bırakan Dünya
Ekonomik Bunalımı döneminde Joad ailesi işsizlik, sosyal ve ekonomik kriz
nedeniyle topraklarından ayrılmak zorunda kalırlar. Tek umutları ise başka bir
şehre giderek kazanç elde etmektedirler. Sonuçta kalabalık aile ne iş olsa
yapacak konumdadır. Tek sorun ise Joad ailesi gibi pek çok ailenin aynı durumda
olmasıdır.
Müzik çalışmalarını Alfred
Newman’ın üstlendiği Gazap Üzümleri, akıllardan çıkmayacak sahnelere imza
atıyor. Siyah beyaz filmleri seyrederken ne hissedersiniz, bilmiyorum. Ben izlerken
tamamen oyunculara ve hikayeye odaklanıyorum. Renkli filmlerde görüntü
teknolojisi, mekan, dekor, makyaj, kostüm detayları ister istemez ilgiyi
dağıtabiliyor. Siyah beyazlarda ise mekan kostüm detayları dikkat çekse bile
öyküye çok dikkatli odaklanmanızı etkilemiyor.
Bir an olsun bile sıkılmadığım
öykü, başarılı bir kurguyla seyirciye sunuluyor. Anlatılanların birebir olmasa
bile çoğunun bir zamanlar yaşanmış olduğunu düşünmek hikayeye bağlanmanızı
sağlıyor. Uyarlama açısından da başarılıdır. Kitaptaki detaylı tasvirler,
Amerikan’ın o dönemki ekonomik, sosyal koşulları net şekilde aktarılıyor.
Konunun gerçek olduğundan şüphe duymuyorsunuz. Aile kavramı öne çıkarılırken
John Steinbeck’in karşı olduğu düşünceler aba altından sopa gösterir kıvamda
seyircinin yüzüne tokat gibi çarpıyor. Filmi aslında dram dışında tarihi türe
bile sokabiliriz. Karakter
detaylandırmaları kitaba benzer nitelikte karşımıza çıkıyor. Özellikle Tom ve
Ma Joad karakterleri oldukça irdelenmiştir. Filmle kitap arasında farklılıklar
yok mu peki? Elbette var. Çekimleri 7 hafta süren projenin sonu ile kitabın
sonu farklıdır. Spoiler olmaması adına yazmamayı tercih ediyorum. Ayrıca
karakterlerin yaşadığı bazı olaylar da filme hiç aktarılmıyor. Kitaptaki Tom
üzerinde durulurken, filmde aile öne çıkıyor. Bu farklılıklara rağmen
seyretmeye değer olduğu su götürmezdir.
IMDB’den 8.2, Rotten Tomatoes’tan
100 puan alan filme gelen eleştiriler olumlu yöndedir. En iyi yardımcı kadın ve
en iyi yönetmen Oscar’larını alırken; en iyi erkek oyuncu, film, uyarlama
senaryo, ses mikasjı ve kurgu Oscar adayı olmuştur. AFI de filmi gelmiş geçmiş
en başarılı filmler listesinde 23. sıraya koymuştur. Kitapla arasındaki
farklılıklar, siyasi görüşler elbette olumsuz eleştirilere maruz kalmasına
sebep oldu. Benimsediği siyasi görüş nedeniyle yasaklar gelip, gösterimi
engellendi. Fakat bu sadece filmle ilgili değil, Steinbeck’in görüşleriyle de
ilgiliydi.
Henry Fonda’yı “On Golden Pond” öve
öve bitirememiştim. Bu filmde kendisine daha da hayran kaldım. 1940lı yıllarda
teknoloji bu kadar gelişmemişken oyunculuğu o denli başarılı ve ön plana
çıkıyor ki, onun yer aldığı sahnelerde başka hiçbir şeye odaklanamadım. 1879
ABD doğumlu Jane Darwell, Ma Joad rolündeki performansıyla harikalar yaratıyor.
100’e yakın projede yer alan Darwell, 2 kez Oscar adayı olmuştur. 87
yaşındayken de kalp krizinden vefat etmiştir. Jim Casey rolündeki John
Carradine ise 1906 ABD doğumludur. 230’dan fazla projede yer alan Carradine,
Hollywood’un en bilinen karakter oyuncuları arasındadır. 82 yaşında ölmüştür.
Filmde canlandırdığı eski vaiz performansıyla akılda kalıcı bir etki
yaratmıştır. Yüz mimikleri ise bu başarıyı katlıyor.
Not: Gazap Üzümleri, kitap
uyarlamaları arasında neredeyse kitabın ününü de geçen nadir yapımlardan
birisidir. John Ford’a inanılmaz bir şöhret getirirken, ABD Kongre
Kütüphanesi’nde “korunmaya alınan filmler” arasına da girmiştir!
ne klasik ama.. Henry Fonda daa harika gerçekten. güzel seçim olmuş blog için
YanıtlaSilTeşekkür ederim :))
Silrica ederim :) yeni sezon başladı artık yeni filmlerin ardı arkası kesilmez blogda :)
SilSorma sorma, Ekim ayında her hafta harika bir film var. Sinemaya gitmeye keşke fırsatım olsa..
Sila neden? haftasonu tatilinde gidemiyor musun? ekimde çok iyi filmler varrr :)
SilFırsatım her hafta sonu olmuyor. Ayrıca İstanbul'da ayda 4 kez sinemaya gitmek pek de kolay değil :) Osman Sınav'ın yeni filmi, Çanakkale 1915, Tom Hanks'in filmlerini merak ediyorum Ekim'de. Bakalım, bayram tatilinde belki :)
SilE tabi çok zor haklısın :) benim için de Looper ve Cloud Atlas büyük merak konusu. yılın öne çıkan bilim kurgu filmleri. A pardon Tom Hanks'in filmi dediğin zaten Cloud Atlas :)
Sil