28 Ağustos 2013 Çarşamba

The Heat (Ateşli Aynasızlar) (2013)

Ateşli Aynasızlar
Komedi – romantik komedilerin önde çıkan ismi olsa da Oscar’ı bu iki türün dışındaki bir filmle alan Sandra Bullock, baş rolde yer alınca Ateşli Aynasızlar'ı izlemek farz oldu. “Bridesmaids” ile en iyi yönetmen Oscar adaylığını kapan Paul Feig yönetmen koltuğunda otururken, senaryoyu Katie Dippold kaleme almıştır. 117 dakikalık ABD yapımında Sandra Bullock’a “Bridesmaids”le daha da ön plana çıkan ve en son blogta “Kimlik Hırsızı” filmiyle yer verdiğim Melissa McCarthy eşlik ediyor. Komedi, polisiye, aksiyon türündeki filmin bütçesi 43 milyon $’ken hasılatı 204 milyon $’a ulaşmış durumda! Türkiye’de Ağustos başında gösterime giren filmi önemli bir özelliği daha var: Film henüz sinamaseverler tarafından izlenmeden devam filmi için konuşulmaya başlanmıştı. Bakalım baş roller değişecek mi?

Başarılarla dolu kariyere sahip FBI ajanı Katerina James, terfi için elinden geleni yapar. Bu arada yeni görev çıkar: Boston’daki bir Rus çetesi peşine düşecektir. Ortağı ise Boston polis memuresi Shannon Mullins’tir. Yalnız ortada en az Rus çetesi kadar büyük bir sorun daha vardır: Shannon çılgınlıklarıyla ünlüdür. Kimseyi dinlemez, silah kullanmaktan çekinmez ve herkesin kabusudur! Kurallardan çıkmayan Katerina için en uygunsuz partnerdir. Terfi içinse ona katlanmak zorundadır.

Komedi türünde polisiye komediyi pek sevemeyen biri olmama rağmen oyuncuların hatrına merakla ekran başına geçtim. Filmin hedefinde sadece karakterler var. Bu bir bakıma senaryonun hayli öne geçtiğini gösteriyor. Görsel efektler, kamera açısı, renk ve kontrast ayarları türe göre arka plandadır. Başarılı mı peki? Evet, beklentinizi karşılıyor. Temiz ve net görüntü seyirliği kolaylaştırıyor.

Seçilen mekanlar, dekor tasarımı komediye göre hiç fena değil. Özellikle Katerina ve Shannon’ın evleri karakterler üzerine harika oturmuştur. Katerina’nın düzgün, bakımlı, açık renk ağırlığında, sade ve geniş evinin yanında Shannon’ın düzensiz, koyu renk hakimiyetinde, küçük ve kalabalık evi tam bir tezat oluşturuyor. İki kadının kostüm ve saç/makyajı ise en az ev dekoru kadar tezatlık taşımaktadır. Film boyunca değişmeyen, değişse de fark edilmeyen Shannon kıyafeti; pantolon ceketten oluşan ve vücut hatlarını tamamen kapayan Katerina’nın kıyafetiyle adeta savaşıyor. Sonuç? Karakterleri kıyaslamada ve anlamakta etkili bir görsellik.
Gelelim senaryonun kalan kısmına. Komedide kostümler kadar diyalogların da seyirciyi tatmin edilmesi beklenir. Kostümler geçer not alırken diyaloglar konuya göre fena değil. Sonuçta polisiye komedide erkek karakterlere alışmışken 2 kadının baş rolü paylaşması; tahmin edilen diyaloglardan azıcık uzaklaştırıyor. Shannon’dan bolca duyduğumuz küfürler, sanki onun ağzında bir nebze yumuşuyor, itici gelmiyor. Shannon hareketleri ve konuşmasıyla itici, sevimsiz bir karakter mi? Kesinlikle evet! Gündelik hayatta asla anlaşamayacağım gibi görünüyor. Lakin, McCharty fiziksel özelliğini de kullanarak bu iticiliğe “Vernel” katıyor. Senaryoda yan karakterlere gayet “sığ” seviyede yer veriliyor. Hani amaç için araç olarak görünüyor. Aslında bir parça daha tanımak isteyebilirdik Shannon’ın ailesini.

IMDB’den 7, Rotten Tomatoes’tan 65 almıştır. Geribildirimler türüne göre başarılı olduğunu gösteriyor. Bullock ve McCarthy’nin performansları takdir edilesi. Zaten hasılat da ikinci filmin dört gözle beklendiğine ışık yakıyor. Mutlaka izlenilmeli sınıfına giremese de keyifli vakit sunuyor. Afişe bakarsanız filmden neler çıkacağını tahmin etmek hiç zor değil. Bir de isim konusunda daha başarılı seçim yapılsaydı keşke!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...