Baş rollerde Robert De Niro ve
John Travolta varken, Türkiye gösterim tarihi belirsiz bile olsa seyretmeye
değer bulduğum Killing Season, tür karmaşası yaşayan aksiyon gerilimdir. 91
dakikalık ABD yapımının yönetmenliğini Mark Steven Johnson, senaristliğini Evan
Daugherty üstlenmektedir.
Bosna Savaşı’nda görev almış
Amerikan askeri Ford ile Sırp askeri Kovac bir gün tesadüfen (!) karşılaşırlar.
Gayet dostane ortam yaratılmışken bu karşılaşmanın yıllardır beklenen iç hesaplaşma
olduğu ortaya çıkar!
Yönetmenin kilit isimleri ikna
etmesi filmin sanırım tek olumlu yanıdır. Zira başka türlü kimsenin meraklanıp
izleyeceğini sanmıyorum. Girişim biraz katı görünse de gerekçelerim var.
Başlangıcı bol diyaloglu geçerek ılıman iklim yaratıyor. Devamında ise bu bol
diyaloglu sahnelerin içine beklenmedik aksiyon sahneleri giriyor. Tansiyon
sıklıkla artıp düşüyor. Ortası yok gibi; sakin diyaloglar ve hemen arkası bol
aksiyon. Bir süre sonra fark ediyorsunuz ki ikili karşılıklı bir kaç dakika
konuşurken beyniniz sizi birazdan gelecek aksiyon sahnelerine hazırlıyor. Merak
hem var hem yok gibi. Sadece aksiyonun şekli soru işareti yaratıyor. Senaryoda
çok yaratıcılığa başvurulmamış. İntikamın hat safhada olması, bunun için
yıllarca sabırla beklenmesi; sonrasında da bir Amerikalı tarafta, bir de Sırp
tarafında sürekli bir geçiş aksiyonu yaşanması filmi seyredilir hale getiriyor.
Tabi hakkını yememek lazım, başlarda ani geçişler adrenalin yaratıyor.
Kısıtlı mekanda 91 dakika pek
ilerleyemiyor. Mekan darlığı bunaltıyor ki aslında yönetmenin hedefi bu
olabilir. Mekan darlığı gerilimi artırmak için seçilmiş hissi yaratıyor. Başlangıçta
tür karmaşası yaşandığını belirtmiştim. Aksiyon gerilim başlığı altında
toplanabilse de işin içine psikolojik gerilim, dram bolca giriyor. Bu
tutarsızlık sıkıyor. Doğa manzarası gayet güzel görünüyor. Issız orman, akan
nehir filme olumlu hava katıyor. Bazı sahnelerde gerçekçilik yakalanamasa da
artı puan kazandırıyor. Koyu renklerin hakimiyeti altında etkili müzik
çalışmaları var. Kamera açıları senaryoyla orta şeker ilerliyor. Aksiyon dozunu
artırmak uğruna yakın planları hızlıca gösterip kaçırsa da bana tesir etmedi.
IMDB’den 5.3 alan proje,
sinemaseverler ve eleştirmenler tarafından çok beğenilmedi. Bunda Robert De
Niro’nun pasif oyunculuğu da sebeptir. John Travolta’yı sevemeyen biri olarak
konuşması, mimikleri, saç tasarımı çok başarılı geldi gözüme ve kulağıma.
İngilizce’yi filmdeki gibi konuşmak için hayli çalışmış olması lazım. Onun
konuşmalarını dört gözle bekledim. Tüm bu olumsuz yorumlara rağmen izlenir mi?
Oyuncular için evet, genel için vakit kaybı.
Merhabalar;
YanıtlaSilBlogunuzu yeni keşfettim ve hemen takibe aldım.
182. takipçiniz benim.
Bana da gelirseniz sevinirim :)
Sevgiler
http://whiteglaze.blogspot.com
twitter: @_gamzeahmet_