Zaman Yolcuları |
2012’de bağımsız filmlerin
içinden kendini güzelce sıyıran, bilimkurgu ile başlayıp dram komediye dönen,
ilginç senaryosuyla sinemaseverlerin dikkatini çeken Safety not Guaranteed,
Türkiye’de 2 Ağustos’ta gösterime girecektir. “Jurassic Park 4”un yönetmen ve yazarı olarak lanse edilen Colin
Trevorrow, filmin yönetmen koltuğunda oturmaktadır. Derek Connolly’nin kaleme
aldığı 84 dakikalık ABD yapımının baş rollerinde Aubrey Plaza, Mark Duplass,
Jake Johnson yer alıyorlar.
Jeff, bir magazin dergisinde
yazardır. Dergiye hasılat kazandırma çabasındayken bir gün şu ilanla
karşılaşır: “Zaman yolculuğu yapacak eş aranıyor”. Bu ilandan harika bir hikaye
çıkarmayı planlayarak derginin iki stajyerini yanına alıp ilan sahibini bulmaya
yola çıkar. İlanı veren süpermarket çalışanı Kenneth’le tanışmak, işin detayını
öğrenmek ise hiç kolay olmayacaktır. Stajyerlerden Darius bu görev için kendini
feda eder ve zaman yolculuğuna çıkmak için Kenneth’i ikna etmeye çalışır.
Zaman Yolcuları, güzel vakit
geçirten, abartıları olmayan, dram komedi tarzında karakterlere sahip, zamanı
enfes müziklerle dolduran ve bağımsız film kategorisine hayli yakışan iddiasız bir film. Eğer büyük prodüksyon, iddialı oyuncular, görsel şölen aramıyorsanız
filmi seveceğinize eminim.
Kenneth “keşke” kelimesini
kullanmak yerine zaman yolculuğu ile hatalarını düzeltme çabasına girer.
İnsanlardan kendini soyutlamış, dışarıdan hafif “çatlak” görünür. Darius’un
sayesinde onun gerçek yüzünü görmeyi hedefleriz. Hem ilginç haber yakalamak
için hem orta yaşlara merdiven dayamışken yalnızlığını geçmişiyle kapamak
isteyen çapkın Jeff, eski kasabasına dönerek bir bakıma kendi “keşke”sinin
peşine düşüyor. Stajyer Darius ise annesini yıllar önce kaybetmiştir ve bunun
vicdan azabıyla yaşamaktadır. Kenneth’in akıl almaz önerisi kendisiyle
hesaplaşmasına yardımcı olur. Bu üç ayrı dünyanın insanına Hintli stajyer de katılınca
renk cümbüşü içine düşüyorsunuz. Farklı düşünceler, farklı hayatlar bir noktada
toplanabiliyor. Karakter zenginliği bu yüzden artı puan kazandırıyor. Kafa
karıştırıcı gibi görünse de drama komedi katan bu karakterlerin
detaylandırılmasıdır.
Samimi senaryonun eksiklikleri
yok mu? Elbette var. Yan karakterler, yan hikayeler bir yandan filme zenginlik
katıyor diğer yandan “fazla” gelebiliyor. Hafif dağınıklığı var, toparlamak her
sahnede mümkün olmuyor. Ayrıca bazı konuların ucu açık bırakılıyor. Bu masalsı
kurgu için bilinçli bir seçim midir yoksa gerçekten eksiklik midir, kararsız
kaldım. Bilimkurgu türü gibi görünüp duygusal ağırlıklı ilerlemesi ise hayli
şaşırtıyor. Bu seçimin seyirciler tarafından daha çok beğenileceğinden de
eminim. Filmin en büyük artısı ise Kenneth’in gerçekten zaman yolculuğuna çıkıp
çıkmayacağıdır. Sonuna kadar Kenneth’in bir deli mi yoksa mucit mi olduğunu
düşünüp duruyorsunuz. Merak duygusunu her daim en üst noktada tutmaları sizi
kendisine bağlıyor.
Mekan, dekor, kostüm detayları
ilgi çekici değil. Sizi büyüleyen noktası yok. Senaryo ağırlıklı filmlerden; bu
gibi detaylar öne çıkmıyor. IMDB’den 7.1, Rotten Tomatoes’tan da 91 almıştır.
Geribildirimler hayli olumludur. Oyunculara bakıldığında Mark Duplass muhteşem
performansıyla filmi her daim ayakta tutuyor. Kenneth, anlaşılması zor bir
karakterken onu oynamak eminim çok daha güçtür. Duplass rol yaptığını hiç belli
etmiyor. 1984 ABD doğumlu Aubrey Plaza’ya ise pek ısınamadım. Bağımsız filme
yakışan havası olduğu aşikar. Gene de tüm karakterlere yapabildiğim empatiyi
Darius’a yapamadım.
filmi izlicektim ama altyazısı çıkmamış :)
YanıtlaSilGösterime girdiği için bir iki haftaya mutlaka çıkar :)
Silben 2012 görünce geçen senenin zannettim o zaman bekliyeyim biraz daha
YanıtlaSil