Yolun Sonundaki Ev |
22 yaşında baş rollerin aranan
ismi haline gelen taze Oscarlı Jennifer Lawrence, bu sefer karşımıza korku gerilim türünde
bir projeyle çıkıyor. 101 dakikalık ABD yapımının yönetmen koltuğunda Mark
Tonderai oturuyor. David Loucka ve Jonathan Mostow senaryoyu kaleme alırlarken
Jennifer Lawrence’a Max Thieriot, Gil Bellows, Elisabeth Shue eşlik ediyorlar.
6.9 milyon $ bütçesine karşılık şimdiden 40,5 milyon $ hasılat elde etmiştir.
Türkiye gösterim tarihi henüz belli değildir.
Anne babası boşanan Elissa, annesiyle beraber yeni bir kasabaya taşınırlar. Kısa zamanda
yeni arkadaş çevresine ayak uyduran Elisa’nın dikkatini yan komşusu Ryan
çekmiştir. Yakın bir süre önce genç bir kız, anne babasını katletmiştir.
Uzaktaki ağabeyi ise ailenin kaybı ardından eve geri dönmüştür. Elissa ve Ryan
arasındaki arkadaşlık, Elissa’yı cinayetin içine çeker.
Konusundan da anlaşılacağı üzere
türü seven kitleyi cezbeden lakin sinema filmi olarak çok şey vaat etmeyen,
hatta iddiası da olmayan bir filmdir. Bir cümlede filmi yorumlamış gibi
görünmeden detaylara geçeyim. Öncelikle ismini ısrarla “The Last House on the Left” filmiyle karıştırdım. Bundan dolayı da
orta seviye bir filmin yeni versiyonu neden çekildi diye düşünmeden edemedim.
Neyse ki türleri aynı olsa da konuları farklıdır. Mekan olarak seçilen kasaba,
sakinliğiyle uygun seçilmiş görünüyor. Kasaba ahalisi Ryan’a ucube gibi bakmak
yerine gerilime uygun olarak korku hissini öne çıkarsaydı figüranlar biraz daha
anlam kazanırdı. İşin içine gizem yeteri kadar katılmamış. Oysa eldeki koz hiç
fena değil. soru işaretleriyel dolu bir aileden kalan tek üye yalnız başına
yaşıyor. Neyse ki ikinci ayrı biraz daha heyecanlı geçiyor. Gerilim yaratan
sahneler filme ısınmanızı sağlıyor. Kamera açıları, renk kontrast ayarları türe
göre vasat kalsa da seyretmekten yoksun bırakmıyor.
Karakter detaylandırmalarında öne
çıkan Elissa etkili işlenmiştir. Geçmişi zamanla ortaya çıkıyor ve yavaş yavaş
onu tanımanıza imkan veriyor. Kendinden emin, güzelliği ve sesiyle ilgi odağı
olduğunun farkında bir genç kızdır. Bu avantajlarıyla insanlara tepeden bakmayı
ihmal etmiyor. Anne ve Ryan ise özensizce yazılmış. Özellikle Ryan’ın daha önce
çıkması gerekiyordu. Zaten Max Thieriot’ta yetenek yok, bir de karakter zayıf
yazıldığı için Ryan’ı işlemesi çok rahat ve pek çok şey barındırmasına rağmen
ne tanımak, ne de empati kurmak mümkün.
IMDB’den 5.3, Rotten Tomatoes’tan
11 almıştır. Oscar adaylarına gereksiz yere 90 üstü puanlar verirken bu filme
11 vermesini anlamıyorum. Sanırım Rotten Tomatoes’u da listeden çıkarma vakti
geldi yavaş yavaş çünkü film mükemmel olmasa da izlenme payı var. Jennifer
Lawrence’ın yeteneğini beğensem ve takip etsem de bu filme fazla geldiğine
inanıyorum. Özellikle 1988 ABD doğumlu eşi Max Thieriot karşısında dümdüz
dururken Lawrence hem fiziksel özelliğiyle hem performansıyla onu ezip geçiyor.
Thieriot yerine başkası seçilse eminim filmin çıtası yükselirdi. Yönetmenin
seçimi filmi aşağılara çekiyor. Gerçi buna rağmen bütçesinin neredeyse 6 katını
kazanmış şimdiden. Hedef kitleyi etkilediği aşikar. Tabi gündemdeki Jennifer
Lawrence’ın etkisi de su götürmez gerçek. Benim de izleme sebebim o oldu!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder