1 Mart 2013 Cuma

House at the End of the Street (Yolun Sonundaki Ev) (2012)

Yolun Sonundaki Ev

22 yaşında baş rollerin aranan ismi haline gelen taze Oscarlı Jennifer Lawrence, bu sefer karşımıza korku gerilim türünde bir projeyle çıkıyor. 101 dakikalık ABD yapımının yönetmen koltuğunda Mark Tonderai oturuyor. David Loucka ve Jonathan Mostow senaryoyu kaleme alırlarken Jennifer Lawrence’a Max Thieriot, Gil Bellows, Elisabeth Shue eşlik ediyorlar. 6.9 milyon $ bütçesine karşılık şimdiden 40,5 milyon $ hasılat elde etmiştir. Türkiye gösterim tarihi henüz belli değildir.

Anne babası boşanan Elissa, annesiyle beraber yeni bir kasabaya taşınırlar. Kısa zamanda yeni arkadaş çevresine ayak uyduran Elisa’nın dikkatini yan komşusu Ryan çekmiştir. Yakın bir süre önce genç bir kız, anne babasını katletmiştir. Uzaktaki ağabeyi ise ailenin kaybı ardından eve geri dönmüştür. Elissa ve Ryan arasındaki arkadaşlık, Elissa’yı cinayetin içine çeker.

Konusundan da anlaşılacağı üzere türü seven kitleyi cezbeden lakin sinema filmi olarak çok şey vaat etmeyen, hatta iddiası da olmayan bir filmdir. Bir cümlede filmi yorumlamış gibi görünmeden detaylara geçeyim. Öncelikle ismini ısrarla “The Last House on the Left” filmiyle karıştırdım. Bundan dolayı da orta seviye bir filmin yeni versiyonu neden çekildi diye düşünmeden edemedim. Neyse ki türleri aynı olsa da konuları farklıdır. Mekan olarak seçilen kasaba, sakinliğiyle uygun seçilmiş görünüyor. Kasaba ahalisi Ryan’a ucube gibi bakmak yerine gerilime uygun olarak korku hissini öne çıkarsaydı figüranlar biraz daha anlam kazanırdı. İşin içine gizem yeteri kadar katılmamış. Oysa eldeki koz hiç fena değil. soru işaretleriyel dolu bir aileden kalan tek üye yalnız başına yaşıyor. Neyse ki ikinci ayrı biraz daha heyecanlı geçiyor. Gerilim yaratan sahneler filme ısınmanızı sağlıyor. Kamera açıları, renk kontrast ayarları türe göre vasat kalsa da seyretmekten yoksun bırakmıyor.
Karakter detaylandırmalarında öne çıkan Elissa etkili işlenmiştir. Geçmişi zamanla ortaya çıkıyor ve yavaş yavaş onu tanımanıza imkan veriyor. Kendinden emin, güzelliği ve sesiyle ilgi odağı olduğunun farkında bir genç kızdır. Bu avantajlarıyla insanlara tepeden bakmayı ihmal etmiyor. Anne ve Ryan ise özensizce yazılmış. Özellikle Ryan’ın daha önce çıkması gerekiyordu. Zaten Max Thieriot’ta yetenek yok, bir de karakter zayıf yazıldığı için Ryan’ı işlemesi çok rahat ve pek çok şey barındırmasına rağmen ne tanımak, ne de empati kurmak mümkün.

IMDB’den 5.3, Rotten Tomatoes’tan 11 almıştır. Oscar adaylarına gereksiz yere 90 üstü puanlar verirken bu filme 11 vermesini anlamıyorum. Sanırım Rotten Tomatoes’u da listeden çıkarma vakti geldi yavaş yavaş çünkü film mükemmel olmasa da izlenme payı var. Jennifer Lawrence’ın yeteneğini beğensem ve takip etsem de bu filme fazla geldiğine inanıyorum. Özellikle 1988 ABD doğumlu eşi Max Thieriot karşısında dümdüz dururken Lawrence hem fiziksel özelliğiyle hem performansıyla onu ezip geçiyor. Thieriot yerine başkası seçilse eminim filmin çıtası yükselirdi. Yönetmenin seçimi filmi aşağılara çekiyor. Gerçi buna rağmen bütçesinin neredeyse 6 katını kazanmış şimdiden. Hedef kitleyi etkilediği aşikar. Tabi gündemdeki Jennifer Lawrence’ın etkisi de su götürmez gerçek. Benim de izleme sebebim o oldu!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...